En Sıcak Konular

EFENDİMİZ (S.A.V) VE RAMAZAN

26 Temmuz 2012 11:48 tsi
EFENDİMİZ (S.A.V) VE RAMAZAN Efendimiz (s.a.v), Ramazan heyecanını daha Receb ayı girer girmez yaşamaya başlar ve "Alahım! Receb'i ve Şa'ban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır" diye dua ederdi.

Efendimiz s.a.v ve Ramazan

Daha önce de geçtiği gibi Efendimiz (s.a.v), Ramazan heyecanını daha Receb ayı girer girmez yaşamaya başlar ve "Alahım! Receb'i ve Şa'ban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan'a ulaştır" diye dua ederdi.

Kendisine hangi orucun efdal olduğu sorulunca, "Şa'ban ayında tutulan oruç" diye cevap vermiş ve "Ramazan'a ta'zim sebebiyle" diye eklemişti.

Ramazan ayı geldiğinde şöyle buyururdu: "Mübarek bir ay olan Ramazan ayı size geldi. Allah Teala bu ayın orucunu size farz kılmıştır. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır. Bu ayda şeytanlar bağlanır. Bu ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından her kim mahrum kılınmışsa, o kimse (her türlü hayır, saadet ve felahtan) mahrum kılınmış demektir."

Bir diğer rivayette Efendimiz (s.a.v)'in Ramazan ayı girdiğinde şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Bereket ayı olan Ramazan size gelmiş bulunuyor. Allah Teala bu ayda sizi (rahmetiyle) örtüp kaplar. Üstünüze rahmet(ini) indirir; hatalarınızı affeder, siler. Bu ayda (yaptığınız) duaya icabet eder. Allah Teala bu ayda (hayır ve hasenatta,. İnfak ve tasaddukta, ibadat-u taatte) yaptığınız yarışa bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Binaenaleyh (bu ayda) Allah Teala'ya hayır izhar edin. Bedbaht, bu ayda Allah Teala'nın rahmetunden mahrum kalan kişidir."

Ramazan ayı geldiğinde, zaten her zaman ibadete, bilhassa namaza düşkün olan Efendimiz (s.a.v), namazı daha da artırır, hayr-u hasenata, infak ve tasadduka olabildiğince ağırlık verirdi.

et-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsat, IV, 189. Bu rivayet, senedindeki Zâide b. Ebi'r-Rukâd isimli ravi sebebiyle zayıftır. Bu ravi hakkında sert cerh ifadeleri mevcuttur. el-Heysemî, Mecma'u'z-Zevâid'de (III, 340) onun hakkında, "Aleyhinde konuşulmuştur. (Ancak) güvenilir olduğu da söylenmiştir" der.

Aynı rivayeti "Allahım! Receb'i ve Şa'ban'ı bize mübarek kıl. Ramazanı bize mübarek kıl" şeklinde Ahmed b. Hanbel de rivayet etmiştir. Onrun senedinde de aynı zat mevcuttur.

Tezkiretu'l-Mevdû'ât sahibi (813) bu rivayetin zaafına işaret ettikten sonra, genel kabul gören şu kanaate yer verir: "Amellerin faziletleri konusunda zayıf hadisle amel caizdir."

İbn Ebî Şeybe, II, 346; et-Tahâvî, Şerhu Ma'âni'l-Âsâr, II, 83; Ebû Ya'lâ, VI, 154.

Efendimiz (s.a.v)'in, Ramazan orucu dışındaki en efdal orucun hangisi olduğu sorusuna "Muharrrem orucu" diye cevap verdiği de sahih rivayetlerle sabittir.

Bu durumda bu iki rivayet arasında bir çelişki bulunduğu görülmektedir. Ulema bu çelişkiye (tearuza) iki şekilde cevap vermiştir:

1. Ramazan orucundan sonraki en efedal orucun Muharrem orucu olduğunu bildiren rivayet sahihtir. Diğeri zayıf bulunmuştur. Zayıf rivayet sahih rivayet karşısında onunla muaraza edemez. Dolayısıyla bu iki rivayet arasında bir tearuz bulunduğunu söylemek isabetli değildir.

2. Şa'ban ayı orucunun Ramazan orucundan sonraki en faziletli oluç olduğunu bildiren rivayet, bunu, "Ramazara ta'zim"e bağlamaktadır. Dolayısıyla şöyle demek yanlış olmaz: Ramazana ta'zimen tutulan en faziletli oruç Şa'ban ayı orucudur. Müstakil olarak tutulan oruçlar içinde ise -tabii ki Ramazan orucundan sonraki- en faziletli oruç Muharrem orucudur.

Bu ikinci tercih daha doğru görünmektedir. Vallahu a'lim.[1]

(En-Nesâî, "Sıyâm", 4; Ahmed b. Hanbel, II, 230, 425... Et-Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr, III, 344.)

Efendimiz s.a.v ve Ramazan 2 

Bir önceki yazıda, Receb ayı girdiğinde Efendimiz (s.a.v)'in, "Allahım! Receb'i ve Şa'ban'ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır" buyurduğunu (zaafını da belirterek) nakletmiştim.

Dilimize "tul-i emel" olarak geçmiş bir olgu vardır. Sanki yaşayacağına dair garantisi varmış gibi, kişinin, bilhassa uzak gelecekle ilgili planlar, programlar yapması; her an ölecekmiş gibi ölüme hazırlıklı olmak yerine, dünyaya bağlılığın göstergesi olarak geleceği şimdiden şekillendirmeye çalışması demektir.

Her birimiz birer "ahiret yolcusu"yuz. Nihai varış noktamız ahiret olduğu için akıllı yolcu, dünyadayken o nihai ve ebedi menzil için nasıl daha fazla hazırlık yaparım diye düşünür. Tul-i emel ise yolu ve menzili unutmanın göstergesidir. Ayakları onu o kaçınılmaz menzile doğru götürürken, içinde bulunduğu gaflet hali onu, "yol"un kalıcı olduğu vehmine sürükler. İşte bunun için tul-i emel zemmedilmiştir.

Bununla birlikte bu hadiste Efendimiz (s.a.v)'in, iki ay sonrasına ulaşmayı Yüce Allah'tan dilediğini görüyoruz. Acaba burada "tul-l emel" cinsinden bir durum bulunduğunu söylemek mümkün müdür?

Efendimiz (s.a.v)'in buradaki duasının, salih amel işlemek için faziletli bir zaman dilimine ulaşmayı dileme tarzında olduğunu görüyoruz. Yani burada "dünyevî" bir beklenti söz konusu değildir.

Bu inceliğin farkında olan ulema, hadisin bu noktaya delaletine dikkat çekmiş ve içinde salih amel işleyebilmek için gelecekteki faziletli bir zaman dilimine kadar yaşamayı Yüce Allah'tan istemenin mendup olduğunu söylemiştir.

Ramazana ulaşmak birçok bakımdan büyük bir mazhariyettir. Ramazanı diğer zaman dilimlerinden ayıran birçok hususiyet vardır. Her şeyden önce Kur'an bu ayda nazil olmuştur. İmam Ahmed b. Hanbel, et-Taberânî ve daha başkalarının naklettiği bir rivayete göre Hz. İbrahim'in sahifeleri, Tevrat ve İncil de bu ayda inzal buyurulmuştur.

Tıpkı bunun gibi, Ramazanı faziletli kılan, Kadir gecesinin bu ay içinde bulunması, orucun bu ayda farz kılınmış olması gibi özelliklerin her biri de başlı başına birer fazilet sebebidir.

Böyle faziletli bir ayda mümkün olduğunca fazla ibadeti bir araya getirmeye çalışmak gerekir. Zaten orucun yanında Teravih namazı kılıyoruz. Zekât verebilecek durumda bulunan insanımızın hemen tamamı zekâtını bu ay içinde verir. Nafile infak ve tasadduku da bu ayda çoğaltmak büyük sevaptır. Ramazan ve "mukabele" de kültürümüzde ayrılmaz ikili olarak zaten her zaman vardır. Umre yapma imkânı olanlar bunlara bir de umre ibaretini ekler.

Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Ramazan anlamını bulmakta ve hayatımızda yepyeni başlangıçlar için bulunmaz bir vesile oluşturmakta.

Dr. Ebubekir Sifil - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE 

[1] http://www.milligazete.com.tr/makale/efendimiz-sav-ve-ramazan-245489.htm

[2] http://www.milligazete.com.tr/makale/efendimiz-sav-ve-ramazan--2-245631.htm


Bu haber 763 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,988 µs