En Sıcak Konular

İSLAMCI ENTELEKTÜELLER VE MUHAFAZAKAR CEMAATÇİLER

19 Temmuz 2012 12:19 tsi
İSLAMCI ENTELEKTÜELLER VE MUHAFAZAKAR CEMAATÇİLER Bugün gelinen noktada son derece yanlış ve sakat bir ittifak var.

İslamcı entelektüeller ve muhafazakar cemaatçiler

Bugün gelinen noktada son derece yanlış ve sakat bir ittifak var. İslamcı entelektüel ve muhafazakâr cemaatçilerin itikatlarına, inançlarına, dinlerine bir şey diyemem ama siyasetleri, ideolojik ve stratejik duruşları son derece sakattır. Bunların ilk nesli olan II. Meşrutiyet dönemi İslamcıları yani Mehmet Âkif ve diğerleri, siyaseten emperyalizme, Batı emperyalizmine şiddetle muhaliftiler ve milliyetçi idiler. Birinci Dünya Savaşı'ndan önce İslam milliyetçisi, daha sonra Arap ve Arnavutların ayrılmasından sonra da Türk milliyetçisi oldular.   
O zaman "Düvel-i Muazzama" ve "İtilaf Devletleri" gibi adlar altında bir araya gelen Haçlı sürülerinin bize, Türk ve İslam dünyasına dönük kültürel, ekonomik, siyasi, askerî emperyalizm faaliyetlerine karşı son derece sert ve millî bir tepki veriyorlardı. Bu bağlamda büyük çoğunluğu da destanî manadaki Millî Mücadelemize destek verdiler.    
Ancak bugün onların torunları demek olan muhafazakâr cemaatçiler ve İslamcı entelektüeller, atalarına ihanet içindedirler. Zira atalarının mücadele ettiği İtilaf Devletlerinin torunları olan Avrupa Birliği ve Amerika ile işbirliğine girmiş durumdalar. Dün Batı kulübü, Hristiyan kulübü dedikleri Batıyla bugün millî Türk devletini gevşetme, Türk millî kimliğini silikleştirme konusunda teslimiyetçi bir çizgide işbirliği yapıyorlar. Bu durum, bu arkadaşların kendi var oluşlarına, kimliklerine, üzerinde oturdukları zemine ihanet demektir. Bu kadar büyük bir çelişki, bu kadar büyük bir özüne yabancılaşma olamaz.   
Bunların büyük bir bölümü, başlarında bulunan, gazetelerinde yazı yazan, televizyon ve radyolarında konuşan Türklük ruhundan yoksun etnikçi kişilerin etkisiyle "İslam'da milliyetçilik yoktur, ümmetçilik vardır" diyerek mensuplarının ya da bağlılarının Türklük ruhunu öldürmekteler. Bunlar, bir taraftan "Türklük, Türkçülük kötüdür, günahtır" derken; öbür taraftan Kürtçülük, Ermenicilik, şuculuk buculuk demokrasidir, insan hakkıdır, kültürel haktır gibi laflarla etnik ırkçılıklar yapmaya başladılar.   
Kavmiyetçilikle milliyetçiliğin ne demek olduğunu bilmeden, milliyetçilik düşmanlığına dayalı kavmiyetçilik yapıyorlar. Türk milliyetçiliği, kan bağına bakmadan; sosyolojik, kültürel ve hukuki anlamda birleştirici, kapsayıcı bir tavırdır. PKK söylemiyle Kürtçülük yapmak ise, etnik temele dayalı ayrımcı, bölücü bir kavmiyetçiliktir.   
Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak diyorsan, tek dil de demek zorundasın. Aynı vatanda, aynı devlet çatısı altında tek dil olmadan tek millet nasıl olunur? Birbirinin dilini anlamadan, iletişim kuramadan, nasıl millet olunur? Bu arkadaşlar, Türkiye'de Kürtçe eğitim dili olsun, resmî dil olsun, diyerek iki milletli; hatta zamanla çok milletli bölük pörçük, kozmopolit, kavimler çorbası bir toplumsal yapı öneriyorlar. Bunu bazen kendileri söylüyor, en çok da gazetelerinde akıl hocası edindikleri milliyetsiz, kozmopolit, liberal yazarları dillendiriyor. 
Liberaller, batılı anlamda bir kozmopolitlik adına Türklük ruhunu yok ederken, bir kısım İslamcı ve cemaatçiler de, güya ümmetçilik adına ama başka etnisiteler lehine Türklük şuurunu öldürmekteler.  Liberaller, bir kısım İslamcı ve cemaatçiler, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin temel yapısı olan Türk millî anlayışı, ruh, şuur ve yapısını yok etmek için batıya bağımlı siyasetin kanatları altında bir araya gelerek ittifak ettiler. Ancak bu ittifak, o kadar da sağlam değil. Özellikle liberaller, cemaatçilerin dinî, manevî değerlerine bir türlü tahammül edemiyorlar. Mahalle baskısı, şu bu diyerek fırsatını buldukları anda onları hırpalıyorlar.   
İslamcı kesimden birileri kazara batı emperyalizmine biraz diklenecek olsa hemen tehdit etmeye başlıyorlar. Bu diklenmenizin faturasını Batılı efendilerimiz size ağır ödetecek, ona göre, diye tehdit ediyorlar. Yani cemaatçi arkadaşlar, batıcı liberaller tarafından kullanıldıklarının farkında değiller. İslamcı ve cemaatçiler, biz liberalleri kullanıyoruz diyorlarsa yanılıyorlar. Siz saf olabilirsiniz ama liberaller o kadar saf değil.   
Hasılı bu ittifakın ortak paydaları, ana hatlarıyla şöyledir: Özgürlükçülük adına etnik ayrılıkçılığı körüklemek, bazı insanlara verili kimlikleri olan etnik aidiyetlerini, kavmî özelliklerini sürekli hatırlatarak onları bütünleyici ve kapsayıcı olan Türk millî yapısından ayrıştırarak çözmek.   
Türkleri, hem verili hem de kazanılmış kimlikleri olan Türk millî kimliğinden uzaklaştırarak onları orta yerde kimliksiz bir şekilde cascavlak bırakıvermek. Zira Türk'e Türklüğü unutturulduktan sonra onun kimliği ne olacak? Hiç. Kimliksizleştirilmiş Türklere liberaller, "siz salt insansınız, dünya vatandaşısınız" diyor, İslamcı ve cemaatçiler de sadece "Müslümansınız" diyor. Bunu da sadece Türklere diyorlar. Başka kavimden olanlara demiyorlar. Tam tersine onlara etnik yapılarının ne kadar önemli olduğunu demokrasi, insan hakları, kültürel haklar, bilmem ne bağlamında anlatıyorlar. 
Millî bağımsızlık ruhunu ve özgüven duygusunu yok ederek Türk devlet ve milletinin siyasetini, idaresini, ekonomisini, kültürünü Avrupa Birliği ya da Amerika'ya teslim etmek.   
Bu arkadaşlar, emperyalist Batının uydurup içimize yaydığı "Kürt sorunu" gibi suni sorunları bizim kendi sorunumuzmuş gibi her Allahın günü gazete ve televizyonlarında tartışıp duruyorlar. Nitekim bu meseleye ta o zaman, Millî Mücadele dönemimizde Mehmet Âkif, 1920'de Kastamonu'da Nasrullah Camii'nde verdiği bir vaazında şöyle değiniyor: 
"Ey cemaat-ı Müslimîn! Gözünüzü açınız, ibret alınız. Bizim hani senelerden beri kanımızı, iliğimizi kurutan dahilî meseleler yok mu, Havran meselesi, Yemen meselesi, Şam meselesi, Kürdistan meselesi (bugün bunu "Kürt sorunu" diye okuyabilirsiniz), Arnavutluk meselesi… Bunların hepsi düşman parmağıyla çıkarılmış meselelerdir. Onlar böyle olduğu gibi bugünkü Adapazarı, Düzce, Yozgat, Bozkır, Biga, Gönen, Konya isyanları da hep o melun (lanetli) düşmanın işidir. Artık kime hizmet ettiğinizi, kimin hesabına birbirimizin gırtlağına sarıldığımızı anlamak zamanı zannediyorum ki gelmiştir. Allah rızası için olsun aklımızı başımıza toplayalım."   
Evet bu arkadaşlar, bizi dinlemiyorlarsa, çok sevdikleri Âkif'e kulak versinler de akıllarını başlarına alsınlar. Düşman parmağıyla çıkarılmış sorunları tartışmaktan vazgeçsinler, kavmiyetçilik yapmak yerine "tek millet" yapısını tahkim etmeye çalışsınlar vesselam. 

Prof. Dr. Nurullah Çetin - Yeni Mesaj 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12002352/islamci-entelektueller-ve-muhafazakr-cemaatciler/prof-dr-nurullah-cetin


Bu haber 825 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,789 µs