PATLAYICI YOK MÜHİMMAT İZİ YOK PEKİ BU UÇAK NASIL DÜŞTÜ?

Patlayıcı yok mühimmat izi yok peki bu uçak nasıl düştü?

Başbakan Erdoğan-Genelkurmay Başkanı Özel görüşmesinin ardından TSK'dan düşürülen jetle ilgili jet bir açıklama geldi: "Rapora göre, malzemeler üzerinde petrol türevi yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bulguya rastlanmadı."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından TSK, düşürülen Türk jetiyle ilgili açıklama yaptı. İşte internet sitesinden, "Uluslararası Hava Sahasında Suriye Tarafından Düşürülen Uçağımızın Enkazını Arama Kurtarma Faaliyetleri" başlığı altında yapılan o açıklama:

DOĞRU VE ŞEFFAF BİLGİ: 22 Haziran 2012 tarihinde, Doğu Akdeniz'de, uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken, radar ve telsiz teması kesilen ve müteakiben Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait RF-4 uçağımız ile ilgili bilgiler bugüne kadar doğru ve tam bir şeffaflık içinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bundan sonra da aynı şekilde paylaşılmaya devam edilecektir. Konuyla ilgili son gelişmeler aşağıda sunulmuştur.

PATLAYICI MADDE ARTIĞI YOK: Arama ve kurtarma faaliyeti sırasında su yüzeyinden toplanan malzemeler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca incelenmiş ve tanzim edilen rapora göre; malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır.

TEKNİK İNCELEME SÜRÜYOR: Ayrıca, Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, elde mevcut parçalar ile halen deniz dibinde bulunan parçaların kamera görüntüleri üzerindeki teknik inceleme devam etmektedir.

ARAMA KURTARMA DEVAM EDİYOR: Diğer taraftan, uçağımızın enkazının aranması ve kurtarılması faaliyetlerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na ait 4 adet askeri gemi ile devam edilmektedir. Bu kapsamda, belirlenen ilave alanlarda, TCG Çeşme hidrografi gemisi tarafından dip taraması faaliyeti icra edilmektedir.

NAUTILUS ARIZA NEDENİYLE BÖLGEDEN AYRILDI, YENİ İMKANLAR ARAŞTIRILIYOR: Nautilus araştırma gemisinin, kamera sistemindeki arıza nedeniyle bölgeden ayrılması üzerine, deniz dibinde tespit edilen ve halen çıkarılamayan parçaların denizden çıkarılması için yeni imkanların araştırılmasına başlanmıştır.

İDDİA VURGUSU: Bu arada TSK açıklamasında, düşen uçakla ilgili yapılan yeni bir vurgu dikkat çekti. Açıklamada "Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen uçağımız" ifadesi kullanıldı. Daha önceki açıklamalarda uçak için kesin bir dille "Suriye tarafından düşürülen" ifadesine yer veriliyordu. TSK, "Suriye tarafından düşürüldüğü iddia edilen" ifadesini ilk kez kullandı.

UZMANLAR NE DEDİ?

Kazayla düşmüş olabilir

- Armağan Kuloğlu (Emekli Tümgeneral): "Bu açıklamadan iki sonuç çıkartılabilir. Jetimiz ya arıza yaptı düştü; ya da çarpma tesirli uçaksavar mermisi hedefe isabet etti ve uçağımız düşürüldü. Uçakta metal yorgunluğu, gövde veya kanat kısmında kopma oldu. Tam o esnada sahilden ateş açılmış ve uçağın vurulduğu sanılmıştır. Ancak bu söylediklerim sadece olasılık. Hedefte patlamayan uçaksavar mermisi isabet etmişse herhangi bir barut veya kimyevi bulguya rastlanmamıştır. Uçağımızın kıyıdan 12-13 mil açıkta düşüldüğü göz önünde tutulursa muhtemelen Suriye savaş gemisinden açılan bir ateş söz konusudur."

Tuzlu su, kimyasalları yok eder

- Hava Pilot emekli Tümgeneral AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal: "Uçak enkazı günlerce denizin dibinde tuzlu suda kaldı. Tuzlu su kimyasal maddeleri yok edebilir. Sonuç olarak uçağın vurulduğu mesafeye hiçbir uçaksavar yetişmez, uçak füzeyle vurulmuştur."

Füzeyle vurulmamış

- Prof.Dr.Hamit Hancı (Adli Tıp Uzmanı): "Genelkurmay'ın düşen jetimizle ilgili yaptığı açıklamadan patlama olmadığı anlamı çıkıyor. Jetimize bir şey çarpmadığı daha doğrusu roket veya füzeyle düşürülmediği anlamı şekilleniyor. Organik ve inorganik patlayıcı madde artıklarından kasıt genelde C3 ve C4 denen patlayıcıların yapıları ve hammaddeleridir. Bu açıklamadan benim anladığım Türk jetinin roket veya füzeyle vurulmadığıdır."

Küçük füze vurmuştur

Bazı uzmanlar da petrol türevi maddenin bulunmamasının uçağın füzeyle vurulmadığı anlamına gelmediğini belirterek, "Radar güdümlü büyük bir füze yerine, kısa mesafelerde fırlatılabilen, kızıl ötesi algılayıcı, optik güdümlü daha küçük bir füze düşmeye neden olabilir. İnfilak sonucu uçak irtifadan düşmüş olabilir. Uçak omuzdan atılan füzeyle vurulmuş olabilir. Küçük füzelerde petrol türevi artıklarının bulunmaması olağandır" ifadesini kullandı.

BAŞBAKAN ERDOĞAN: Füze mi vurdu, uçak savar mı? Tüm parçalar incelenince anlaşılacak

Başbakan Erdoğan, dünkü AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda düşürülen uçağın net bir şekilde füzeyle vurulduğunu dile getirmedi, her şeyin parçalar incelendikten sonra açıklığa kavuşacağını söyledi: "Uçağın düşürülmesine ilişkin bilgiler son derece net, son derece şeffaf, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulduğunu ve TBMM'de Grubu bulunan partilerin genel başkanları bilgilendirildi. Uçağımız, uluslararası hava sahasında Suriye karasularının 1 mil dışında yani Suriye'den 13 mil uzakta isabet almıştır. Uçağımız isabet aldıktan sonra süratle irtifa ve hız kaybetmiş, rotasından çıkmış, Suriye karasuları içine sapma yaparak 8,5 mile düşmüştür. Nihayetinde de bulunduğunda da zaten bunu tespit ediyoruz. Uçağımıza yapılan saldırı öncesinde hiçbir uyarı yapılmamıştır. Şimdi bu parçalar çıkarıldıktan sonra bu bir füze vuruşu mudur yoksa bir uçaksavar mıdır, bunlar da daha net yapılacak incelemelerden sonra ortaya çıkacaktır.

CHP BORAZANLIK YAPIYOR: Bu olay sonrasında Türkiye'ye karşı yaklaşımı, Türkiye'ye karşı art niyeti çok açık olan bir Amerikan gazetesi, yayımladığı makaleyle uçağımızın Suriye karasularında vurulduğunu iddia etti. Bundan daha vahim tablo, Türkiye'de yaşandı. Daha vahim olanı Türkiye'den belli medya kuruşlarının, belli yazarların, onlarla birlikte ana muhalefet partisi CHP'nin bu Amerikan gazetesinin borazanlığını yapıyor olmalarıdır.

Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin Genelkurmay Başkanlığı'na itibar etmiyorlar. ABD'nin tamamen uydurma haber yayımlayan bir gazetesine itibar ediyorlar, sadece itibar etmekle kalmıyorlar, o gazetenin o yalanını her gün Türkiye aleyhine kullanmak gibi bir şenaatin de içine giriyorlar. Beşar Esad, düşürülen uçağımızla ilgili konuşma ihtiyacı hissetmiyor, biliyor musunuz? Zira Türkiye'de Kemal Kılıçdaroğlu zaten Esad adına yeterince konuşuyor. Böyle bir durum var. CHP, Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde bugün artık Baas Partisi'nin Türkiye sözcülüğünü aleni şekilde üstlenmiş durumda. Gayet güzel paslaşıyorlar, en kritik anda bile. Amerikan gazetesi, orada yaklaşan seçimlerde mevcut yönetimi sıkıştırmak için bu tür karalama kampanyaları yapıyor. Peki size ne oluyor arkadaş, siz neyin peşindesiniz? Siz bu senaryoda neden piyonsunuz, neden borazanlık görevini üstleniyorsunuz?

KILIÇDAROĞLU CEVAP VERDİ: Bizi çağırıp verdikleri bilgi artık kuşkulu

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye yönelik "Gayri milli bir politika izliyor" eleştirisine, "Bizim izlediğimiz politikayı gayri milli olarak niteleyenler Batı'nın egemen güçlerinin taşeronluğunu yapanlardır" sözleriyle yanıt verdi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ile Kadın Kolları MYK üyelerinin devir teslim töreninde gazetecilerin sorularını yanıtlayan kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Sırtı yerden kalkmayan bir Türkiye Cumhuriyeti'ni görüyorsunuz. Sırtı yerde, burnu havada, nasıl bir anlayıştır bu? Uçağımız düşürüldü, bizi çağırdılar, bilgi verdiler. Şimdi o bilgilerle ilgili derin kuşkular oluşmaya başladı. Bir Amerikan gazetesi, Pentagon'dan adını açıklamadığı bir yetkilinin açıklamalarını gündeme getirdi. Korkum o gazetenin söylediklerinin gerçek olarak ortaya çıkmasıdır. Korkum odur... Bugüne kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir Başbakan ana muhalefet başkanına özel görüşmede doğruları söylememezlik etmemiştir. Bu çok önemli bir olaydır. Uludere'de 35 yurttaş öldürüldü. Defalarca istihbaratı kimden alındığını sorduk. Yine Amerika'daki o gazete verdi haberi. Nasıl oluyor bu? Hala aydınlanmadı o olay da.

Nasıl bir dış politikadır bu? Emri veren hükümet. Çünkü sınır ötesi operasyon yetkisi TBMM'ye aittir ve o yetkiyi hükümete devretmiştir. Sorumlu kim? Hükümet. Bu kadar basit bir sorunun yanıtını uzun uzun tahmin etmeye gerek yok." (LEVENT İÇGEN / VATAN)

Kaynak: GAZETEVATAN http://haber.gazetevatan.com/genelkurmayin-aciklamasi-kafalari-iyice-karistirdi/463967/1/Gundem