En Sıcak Konular

SURİYE'YE ''VUR'' EMRİNİ KİM VERDİ?

1 Temmuz 2012 15:02 tsi
SURİYE'YE ''VUR'' EMRİNİ KİM VERDİ? Türk uçağının vurulmasından bu yana pek çok açıklanmalar yapıldı ve Suriye tam bir karmaşa ve şaşkınlık içinde olduğunu defalarca ispat etti.

Suriye'ye vur emrini kim verdi?

Türk uçağının vurulmasından bu yana pek çok açıklanmalar yapıldı ve Suriye tam bir karmaşa ve şaşkınlık içinde olduğunu defalarca ispat etti. Suriye yetkilileri sürekli yalpaladılar. Kimi zaman kendi egemenlik haklarını kullanarak "savunmaya geçtiklerini" söylediler, kimi zaman ise, töhmette bulundular ve suçu Türk tarafına attılar.

Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Makdissi'nin Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "olayın Türkiye'yi hedef alan bir saldırı olmadığını belirtilmiştir." "Türk uçağı füzelerle vurulmadı, uçaksavarlarla vuruldu. ...Bu kesinlikle otomatik olarak gerçekleşen bir saldırıdır. Radarla tespit edilmiş bir uçak sözkonusu değildir..." dedikten sonra şöyle devam etmiştir; "...Sularımıza giren kimliği belirsiz bir uçak, hava uçaksavar sistemleriyle yerden 1 kilometre yüksekte uçarken vuruldu. Hedef vurulduktan sonra Türk uçağı olduğu anlaşıldı" (TRT Haber). Bu sözlere sadece, "Vah, Suriye, vah!" demek gerekir.

Son günlerde, Makdissi, "Türkiye Dışişleri Bakanı'nın bu krizi derinleştirmek için çaba harcadığı"nı iddia edecek kadar da ileri gitmiş ve; "Sorunun çözümü, krizi derinleştirmekle olmaz. Herkes basında çıkan bu yorumların doğru olmadığını biliyor. Türk hükümetinin yaptıklarına rağmen, iki halk arasında derin bir sevgi vardır. Türkiye ve Suriye halkı kardeştirler, birbirleriyle iftihar etmektedirler. Türk hükümetinin politikaları rasyonel değildir" demiştir.

Bu arada Suriye basını, Türk uçağının vurulması olayına fazla yer vermemiş, sadece Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına yer vermekle yetinmiştir. Daha çok Ürdün'e iltica eden pilot ve uçak hakkında yorum yapmışlardır. Sanki olayı (Türk uçağının vurulmasını) yok sayarlar veya o konuda hiç konuşmazlarsa, olay kaybolup gidecekmiş gibi bir tutum. Bu garip davranışları, İngiliz, Orta Doğu Uzmanı Dr. Bill Park, "Panik içinde ve acemice" bir tutum olarak nitelendirmektedir. Çok doğru bir tespittir.

Komşuların hemen hepsi itidal ve diyolog önermiştir. İran ve Rusya bu hususları vurgulayan açaklamalar yaparken, Ruslar bir de; "Herhangi bir telaş anında hemen vurmaya lüzum yoktu, uyarı yapılabilirdi" cümlesini de eklemiştir.

Çin ise itidal çağrısı yaparken, "bunun bir hata olma ihtimalinin yüksek olduğu" üstünde durmuştur.

Türkiye'den bakıldığında, bu olay bir hata değildir. Kasıtlı, bilinçli ve bir mesaj vermek için yapılmış bir olaydır. Suriye, bilerek risk almıştır. Bu, Suriye içinde Türkiye aleyhine işletilen kasıtlı ve olumsuz propagandaların da sonucudur. Yani, Suriye, "sen muhaliflere yardım edersen, Türkiye üzerinden onlara silah yollarsan ve onları korursan, biz de seni böyle vururuz" demeye getirmiştir. Bu kışkırtıcı bir uyarı hareketidir.

Bütün bunları irdeledikten sonra hemen söylenmesi gereken husus da şudur: "Aman, dikkat! Türkiye öfkeye kapılmamalı ve heyecanlarla karar vermemelidir."

• Türkiye'nin bunu yapmasını (öfkeyle karşılık vermesini) veya savaş açmasını isteyen pek çok odak mevcuttur. Hepsinin de kendine göre hesapları vardır. Herbiri, çıkacak hengameden kendileri için bir şeyler kopartmaya çalışacaktır. Sonunda kaybeden Türkiye olacaktır. Onun için mutlaka, soğukkanlı ve ölçülü olmak gerekmektedir. Bu tutum, bir korkaklık veya acz değil, tam aksine güçlü olmak demektir. Türkiye olarak, aldığımız kararı istediğimiz ve uygun gördüğümüz zaman, icra edebiliriz. Bunu da herkes bilmektedir.

• Böyle kritik bir zamanda hem muhalefetin ve hem de çeşitli yazarların ne yazıp, ne söylediklerine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Milli kriz anları, ağızdalaşı yapılacak, "üstün çıktım" edası ile laf çarpacak zaman değildir. O işler sulh ve barış dönemlerine saklanmalıdır.

• Tükiye şu kritik suali sormalıdır: Suriye'de, böyle pervasızca bir olayı kim onaylamış ve "kim, vur emrini" vermiştir? İşte o nokta olayın özü ve cevabın anahtarıdır.

• Acaba Suriye içinde çok derinde saklanan köstebekler harekete mi geçmiştir? Bir taraftan Esad yanında durup ama ona veya idari gruptan birine en tehlikeli ve saçma kararları aldırmak için teşvik görevini mi yapmaktadırlar? Acaba bu olaylar, onları da kontrol eden başka dış güçlerin emri ile mi olmaktadır?

• Rusya, Çin ve İran'ı arkasına alan Esad'ı yıkamayınca, acaba bazı odaklar, Türk kartını oynayarak, Türkiye ile Suriye'yi kapıştırarak sonuca varmak mı istemektedirler. Hem Suriye'yi bitirmek hem Türkiye'ye darbe vurmak mıdır ana hedef?

• Oyun çok derin ve sessiz... bir o kadar da karmaşık. Türkiye fevkalade dikkatli bir istihbarat ve analiz operasyonu yürütmek durumundadır.

• Diğer tarafta, Türkiye'nin NATO yardımına ihtiyacı yoktur. Onun için de Türkiye, toplantıyı 4. Madde yani "istişare maddesi" üzerinden yapılmıştır. Sadece Türkiye'nin haklılığını uluslararası arenada su götürmez şekilde tesçil etmek için.

• Türkiye yine çok tutarlı ve vicdanlı davranarak, tüm kışkırtmalara karşın toplantıyı NATO anlaşmasının 5. Maddesi üstünden yapmamıştır. Zira o, direk, müdahaleye yol açan bir köprüdür.

• Türkiye'nin Suriye ile başa çıkmak için başkalarının yardımına ihtiyacı yoktur.

• Suriye kendisini tam anlamı ile bataklığın içine sokmuş, beline kadar balçığa gömülmüştür. Suriye bugünkü görünüşü ile tam bir "failed state" yani "kaybetmiş, nakavt olmuş bir devlet" durumundadır.

• Türkiye, her şeye rağmen, kararlarını kendi çıkarları doğrultusunda ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde alacak ve uygulayacaktır. Zaman çok kritik ve tehlikeli bir zamandır.

Prof. Dr. Oya Akgönenç - Milli Gazete

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/suriye-ye-vur-emrini-kim-verdi-243644.htm


Bu haber 773 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,406 µs