En Sıcak Konular

DİYALOG

12 Haziran 2012 10:02 tsi
DİYALOG Avrupa ve Amerika halklarının ateist olmasına sebep olan papazlar Vatikan'ın öncülüğünde,üçüncü dünya ülkelerinin geri kalmış insanlarını çalabilir miyiz diye bu diyalogu başlattılar.

Diyalog

"Bana dünyanın en tatlı şeyini göster" demiş. Karşısındaki ağzındaki dili çıkarmış ve göstermiş.

"Peki, bana dünyanın en acı şeyini" göster demiş, adam yine dilini göstermiş.

Tatlı dil, güler yüz ve bal gibi sözlerle kendimizi ve kültürümüzü insanlık âleminin gönüllerinde kurulan açık pazara sunarken, biz de göz ve kulaklarımızı iyi niyetlerle ve hüsnü zanla başkalarının gönül ülkesinde besleyip büyüttüğü ve pazara sürdüğü kültürüne kulak verip bakacağız. Rabbimiz: "Müslümanlar, her sözü duyar en güzeline uyar" buyurmuş. (Zümer süresi, ayet: 18)

Yâr veya ağyar ile konuşmanın adıdır diyalog.

Kendini anlatma ve karşısındakini anlama sanatının adıdır diyalog.

Kendi bencillik duvarını şeffaflaştırıp duvarın arkasındakileri görüp kendisini de onlara gösterme sanatıdır diyalog.

Kur'an'ın doğrularını duyururken, dil döküp nefes tüketirken, dobra dobra açıkça konuşmaya dikkat edeceğiz.

Kanlı kinli düşmanımız bile olsa bizi doğru anlamasına dikkat edeceğiz.

Kendimizi anlatırken, dile kolay, kulağa hoş, lügate bakmadan, üzerinde fazla düşünmeden, herkesin anlayabileceği, uzmanının da hayran kalacağı, inandırıcı, ikna edici sözlere sahip çıkarak anlatacağız.

Rabbimiz, Yahudi ve Hıristiyanlara da açık ve net cümlelerle çağrıda bulunmamızı ister.

"Deki: 'Ey kitap ehli, Allah'tan başkasına kulluk yapmamak, hiçbir şeyi O'na ortak koşmamak, Allah'tan başka bazımız bazımızı Rab edinmemek için, bizimle sizin aramızdaki ortak bir kelimeye geliniz. -Eğer yüz çevirirlerse- 'şahit olun biz Müslüman'ız' deyin." (Al-i İmran süresi, ayet: 64)

Son günlerde bir kısım diyalogtörlerimiz, söylediğinden emin olmadığından, her anlama gelebilen kaypak, lastikli kelimelerle konuşmaya ve doğruları biraz eğrilterek konuşmaya ve Ermeni'nin ezan okuması gibi bir dil kullanmaya dikkat ediyorlar.

Osmanlının son dönemlerinde bir öğle vakti camiye imam gelmeyince oradan geçmekte olan musikişinas bir Ermeni'ye bir ezan okuyuvermesini rica ederler. O da cemaati kırmaz ve minareye çıkar. "Eşhedü enne Muhammeden Resülüllah" sözünü söylersem Müslüman olurum endişesine kapılır. Hemen çareyi bulur, şehadeti söyledikten sonra "Derler" dermiş.

Bizim diyalogtörlerimiz de, "Kur'an şöyle söyler, Peygamber böyle der" gibi ifadeler kullanır ve o söylenenleri kabul ettiği konusunda renk vermeyince karşı tarafa inandırıcı olmaz.

İnanmak, taraf olmak demektir. "Ben tarafsızım" diyen yalan söyler.

Kendinden başka kimseyi kandıramaz.

Zaten taraf olmazsanız diyalog kuramazsınız.

Diyalog, taraflar arasında olur.

Son günlerde, "Dinler arası diyalog" furyası başladı.

Avrupa ve Amerika halklarının ateist olmasına sebep olan papazlar Vatikan'ın öncülüğünde bu diyalogla üçüncü dünya ülkelerinin geri kalmış insanlarını çalabilir miyiz diye bu diyalogu başlattılar.

Biz de bu oyuna geldik. Bu konuda yapılan toplantılara katılanlara bakıyorsunuz, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi diyalogtörler.

Başka yok.

Peki, dünya bu üç dinden mi meydana geliyor?

Bütün bir Avrupa ve Amerikanın nüfusunu toplasanız bir Çin nüfusuna denk gelmiyor.

Bu bir buçuk milyarlık Çin'i yok mu sayıyorlar?

Hindistan, Japonya, Filipinler ve diğerleri.

Kur'an-ı Kerim 18 ayetinde "Ey insanlar..." diye başlar.

5 ayetinde "Ey Âdem'in çocukları..." diye başlar ve bugün yedi milyara yakın insanı Âdem aleyhisselâmın çocuğu olarak görür ve insan olarak hitap eder.

12 ayette "Ey ehli kitap..." diyerek Yahudi ve Hıristiyanlara, kitabı seven, sayan, sahip olan insanlar olarak bakar.

6 ayette "Ey İsrail oğulları..." diyerek başlar. İsrail, Yakup aleyhisselâmın adıdır.

Yani Kur'an bize edep öğretir.

Yahudilere ve bir kısım Hıristiyanlara "Ey peygamber çocukları" diyerek çağırmamızı ister.

Rabbimizin öğrettiği metoda uyalım.

Önce kendimizle barışalım.

Sonra ailemizle diyalog kuralım.

Komşularımız, mahallemiz, köyümüz, kasabamız, milletimiz ve bütün insanlık ailesine gönlümüzü açalım.

Tahrif edilmiş dinle cehenneme doğru yol alanlara alkış tutmak, "aferin" demek, gönlünde merhamet olmadığını eli ve diliyle ilan etmek demektir.

Ateş çukuruna doğru yürüyen bir körü gördüğünde hemen atılıp onu uyarmayan, İslami görevini yapmadığı gibi gönül gözü İslam'a açılmamış, gözü, kulağı İslam'a kapalı insanların da İslam'dan kaçışlarına alkış tutmak bizi insanlığımızdan ve Allah korusun Müslümanlığımızdan çıkmamıza sebep olabilir.

Mahmut Toptaş - Milli Gazete

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.milligazete.com.tr/makale/diyalog-241790.htm



Bu haber 719 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,190 µs