30 Nisan 2012 tarihi itibariyle birinci aşama olan, vatandaşlar ile kurum ve kuruluşlardan görüş alma aşaması tamamlanmış bulunmaktadır. Bu süreci takiben, Anayasa ilkelerinin belirlenmesi ve madde yazımı aşamasına geçilmiş olmaktadır. Komisyonumuz madde yazımı sürecini insan haklarına ilişkin maddelerin yazımı ile başlamayı uygun görmüş ve halen anayasanın insan hakları ile ilgili maddelerinin yazımı konusunda görüşmelerine devam etmektedir.
MHP'Yİ MASADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR
Öncelikle şunun kesinlikle bilinmesi gerekir ki; Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna, Türk Milletine ve Türk Devletine yakışır bir anayasa hazırlamak amacıyla katılmıştır. Bu sebeple masadan kalkma diye bir durum, MHP açısından söz konusu dahi olamaz. Öyle sanıyorum ki, MHP temsilcilerinin uzlaşmacı ve akliselim yaklaşımları bazılarının hesaplarının şaşmasına ve korkulu rüya görmelerine neden olmuştur. Bizler Türk Milletinin faydasına olmayan hiçbir madde ve çalışmaya destek olamayız. Özellikle, Türkiye Cumhuriyetini Bölmek ve parçalamak emelli yaklaşımların önündeki en büyük engel oluşumuz, ifade ettiğiniz kötü niyetli propagandaların da kaynağı olsa gerektir. Ancak hiç heveslenmesinler, "ÖNCE ÜLKEM SONRA PARTİM" ilkesini düstur edinmiş Milliyetçi Hareket mensuplarını hiçbir şey yolundan döndüremez ve ALLAH'a şükürler olsun ki döndüremeyecektir de.
BÖLÜNME SENARYOLARI HIZLANDI
Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti son günlerde yoğun bir biçimde bölünme senaryolarına konu edilmektedir. Özellikle etnik veya dini bölücülük taraftarı kesimlerin, bu yöndeki faaliyetleri giderek hız kazanmaya başlamıştır. Ülke yönetiminde bulunanlar ile onların destekçileri görünümünde olan bazı mahfiller, ayrılıkçı unsurlarla çeşitli görüşmeler yapmakta ve karşılıklı sözler verebilmektedir. Anayasa yapım sürecini söz ve emellerini gerçekleştirmenin bir fırsat gören bu kesimler, tabi ki Milliyetçi Hareket mensuplarının kendilerine engel olacağını çok iyi bilmektedirler. Bahsettiğiniz kötü propaganda yöntemleriyle, en büyük engelleri olan Milliyetçi Hareket mensuplarını anayasa yapım sürecinden uzaklaştırmak ve bu yolla hayallerini gerçekleştirmek istiyor olabilirler. Ancak bizler geçmişte olduğu gibi, bu günde gelecekte de, Ülkemizin varlığı ve birliği için, her türlü fedakârlığa ve mücadeleye kararlı ve inançlıyız. Bu nevi boş laflar bizi etkileyemez ve yolumuzdan bir nebze döndüremez. MEVLA'YA şükürler olsun ki, dimdik ayakta ve kararlı bir ekibiz.
BİZLERE YAKIŞAN İYİ NİYETLİ OLMAK
Bu konularda öncelikle ihtiyatlı olmak gerektiği düşüncesindeyim. Sayın Meclis Başkanı bahse konu açıklamalarıyla, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna katılan tarafların daha dikkatli veya özenli olmalarını, arzuladığını ifade etmeye çalışmış olabilir. Tabi ki, zihin okuyucu değilim, ancak henüz sürecin başlarında olduğumuz bu günlerde, bizlere yakışan iyi niyetli olmak ve suizandan ziyade hüsnü zanla hareket etmektir. Bilindiği gibi, Sayın Meclis Başkanı Anayasa yenileme sürecindeki Komisyonunun başkanıdır. Dolayısıyla AKP'nin sözcüsü gibi davrandığını ifade etmenin pek doğru olmayacağını düşünmek istiyorum. Bu nedenle şimdilik, Anayasa yenileme sürecini engellemeye yönelik tüm faaliyetler açısından söylenmiş bir söz olarak kaydedelim derim. Kaldı ki, AKP'nin böyle bir hazırlığı olsa da bizim için fark etmez, Milliyetçi Hareket açısından önemli olan kendi faaliyet ve politikalarıdır. Biz doğru olanı yapmak niyet ve kararlılığı ile yola çıkmış bir ekibiz, ALLAH bizi Türk Milletine mahcup etmez İNŞALLAH.
TÜRKLÜK KAVRAMI
Türk Devletine yazılacak Anayasa metinlerinde "Türk" kavramının gerektiği sıklıkta yer alması kadar normal bir yaklaşım olamaz. Bilindiği gibi Türk kavramı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının hepsini kucaklayan, kuşatan siyasi ve kültürel bir kavramdır. Bu nedenle de, Türk vatandaşlarına yönelik her maddede yer alabilmesi kadar doğal bir yaklaşım olamaz. Bizler bu gerçeğin aksine davranışları kabul edemeyiz ve aksine yaklaşımlara da müsaade etmeyiz.
MHP'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Bu çerçevede devletin dilinin "Türkçe", başkentin "Ankara", millî marşın "İstiklal Marşı" ve bayrağın beyaz ay yıldızlı "al bayrak" olduğu gerçeği anayasal sistemimizin temelini oluşturur. Bu temel değerlerden taviz verebilmemiz de asla mümkün olamaz ve olmayacaktır.
ÜNİTER YAPI KORUNACAK
Belirtilen temel ilkeler, üniter ve millî devlet ilkelerini de kapsayacak biçimde korunmalıdır. Bu ilkelerden verilecek en ufak bir taviz anayasanın ilkeler bütününü ortadan kaldıracağından, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sonlanması veya rejimin değişmesi anlamına gelecektir ki, Milliyetçi Hareket mensuplarının bu nevi değişimlere rıza göstermesi düşünülemez.
MHP BÜTÜN TESPİTLERİNDE HAKLI ÇIKTI
12 Eylül 2010 referandumuyla 1982 Anayasasının yaklaşık 24 maddesinde bazı değişiklikler yapıldı. Bunları hak ve hürriyetler, siyasi partiler ve yargı başlıkları altında toplayabiliriz. Gerçi hak ve hürriyetlerle ilgili olanların çoğu mevcut Anayasanın 61. maddesinde zaten yer almaktaydı. Bu nedenle, 2010 tarihli değişikliklerin daha çok yargı organlarını yeniden dizayn etmek ve bir anlamda siyasi partilerin bölücü faaliyetlerine imkan ve fırsat tanımak amaçlı olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan özellikle siyasi partilerle ilgili olan, siyasi partilerin bölücü faaliyetlerine fırsat ve imkan tanıyacak değişiklik kabul edilmedi. Sadece siyasi partilerin kapatılmasına neden olan milletvekillerinin, milletvekilliklerini sona erdirme yönündeki uygulamaya son verecek değişiklik kabul edildi. Ancak Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeniden yapılanmasına yönelik değişikliklerin kabul edilmesi, Türk yargı sistemini adeta siyasi iktidarın etkisine açık hale getirmiştir diyebiliriz. Diğer deyişle, Ülkemizde giderek artan biçimde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Bu durum Ülkedeki adalet duygusunu sarsmakta ve hukuk devleti anlayışını zedelemektedir. Bu zafiyetleri o günlerde tesbit etmiş olan Milliyetçi Hareket, bu sebeplerden ötürü de 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği paketine karşı çıkmıştır.
İHANET SENARYOLARINA FIRSAT VERMEYİZ
Diğer yandan siyasi iktidarın, Kürt açılımı olarak başlattığı ve giderek bölücülük senaryolarına dönüşen süreç açısından konuyu ele aldığımızda; Özellikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin bazı projeler çerçevesinde yeniden şekillendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Mesela Oslo görüşmelerinde "Anayasadaki Türk kavramını çıkarın, yerel özerkliklere, gerekirse eyalet yapılanmasına imkan verin". Bu anlamda özellikle eğitim dili açısından Kürtçe eğitim dili olarak kabul edilsin! Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı, vatandaşlık anlayışı anayasal ilke olmaktan çıksın gibi birtakım kabuller olduğu bilinmektedir. Milliyetçi Hareket mensupları bu tehlikeleri en başından görebilmiş ve ülke insanını dikkate davet etmiştir. Sizin de belirttiğiniz gibi, MHP kadrolarının feraseti ve haklılığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Devam etmekte olan anayasa yenileme sürecinde de bizler, bu ihanet senaryolarına fırsat vermeyiz ve vermeyeceğiz İNŞALLAH.
HERKESİN İÇİ RAHAT, GÖNLÜ FERAH OLSUN
Mülakat: Yıldıray ÇİÇEK - Ortadoğu
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle