En Sıcak Konular

MHP ANAYASA KOMİSYONU'NDA NEDEN VAR?

2 Haziran 2012 10:48 tsi
MHP ANAYASA KOMİSYONU'NDA NEDEN VAR? MHP Erzurum Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Oktay Öztürk, "Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna, Türk Milletine ve Türk Devletine yakışır bir anayasa hazırlamak amacıyla katılmıştır" dedi.

Türk Milleti için o masadayız

MHP Erzurum Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Oktay Öztürk, "Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna, Türk Milletine ve Türk Devletine yakışır bir anayasa hazırlamak amacıyla katılmıştır" dedi.
Bazı çevrelerin MHP'nin yeni Anayasa yapım çalışmaları kapsamında masadan kalkmasına yönelik propagandaları değerlendiren Öztürk, "Bizler Türk Milletinin faydasına olmayan hiçbir madde ve çalışmaya destek olamayız" şeklinde konuştu.
 
 MHP Erzurum Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Oktay Öztürk, gazetemiz Ortadoğu'ya önemli açıklamalarda bulundu.Ortadoğu Gazetesi  yazarıYıldıray Çiçek'in sorularını cevaplandıran Öztürk, yeni anayasa yapım sürecini ve MHP'nin üstlendiği rolü bütün ayrıntılarıyla anlattı.
MHP'li Öztürk, özellikle, Türkiye Cumhuriyeti'ni bölmek ve parçalamak emelli yaklaşımların önündeki en büyük engelin Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu söyledi.
Yazarımız Yıldıray Çiçek sordu, MHP Erzurum Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Oktay Öztürk cevaplandırdı:
"-Sayın Öztürk, MHP Milletvekili ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi olarak bu güne kadar yapılan çalışmalar hakkında bize biraz bilgi verir misiniz?
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına 19 Ekim 2011 tarihinde, "ANAYASA YAPIM SÜRECİNİ YÖNETMEK VE ANAYASA TASLAK METNİNİ HAZIRLAMAK" üzere başlamış bulunmaktadır. Komisyon öncelikle 15 maddelik çalışma usullerini belirleyen bir metin hazırlamış ve bu esaslar dahilinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Anılan çalışma esasları uyarınca dört aşamalı bir süreç belirlenmiş olup, bunlar şu şekildedir;
1. Aşama: Katılım, veri toplama ve değerlendirme.
2. Aşama: İlkelerin belirlenmesi ve metin oluşturma.
3. Aşama: Metnin kamuoyuna sunulması ve kamuoyunca tartışılması.
4. Aşama: Kamuoyunda beliren görüşlere göre taslağın gözden geçirilerek teklif haline getirilmesi.

30 Nisan 2012 tarihi itibariyle birinci aşama olan, vatandaşlar ile kurum ve kuruluşlardan görüş alma aşaması tamamlanmış bulunmaktadır. Bu süreci takiben, Anayasa ilkelerinin belirlenmesi ve madde yazımı aşamasına geçilmiş olmaktadır. Komisyonumuz madde yazımı sürecini insan haklarına ilişkin maddelerin yazımı ile başlamayı uygun görmüş ve halen anayasanın insan hakları ile ilgili maddelerinin yazımı konusunda görüşmelerine devam etmektedir.

MHP'Yİ MASADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR

-Bazı çevreler MHP'nin yeni Anayasa yapım çalışmaları kapsamında masadan kalkmasına yönelik son günlerde propagandalar yapıyorlar, burada amaçlanan sizce nedir?

Öncelikle şunun kesinlikle bilinmesi gerekir ki; Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna, Türk Milletine ve Türk Devletine yakışır bir anayasa hazırlamak amacıyla katılmıştır. Bu sebeple masadan kalkma diye bir durum, MHP açısından söz konusu dahi olamaz. Öyle sanıyorum ki, MHP temsilcilerinin uzlaşmacı ve akliselim yaklaşımları bazılarının hesaplarının şaşmasına ve korkulu rüya görmelerine neden olmuştur. Bizler Türk Milletinin faydasına olmayan hiçbir madde ve çalışmaya destek olamayız. Özellikle, Türkiye Cumhuriyetini Bölmek ve parçalamak emelli yaklaşımların önündeki en büyük engel oluşumuz, ifade ettiğiniz kötü niyetli propagandaların da kaynağı olsa gerektir. Ancak hiç heveslenmesinler, "ÖNCE ÜLKEM SONRA PARTİM" ilkesini düstur edinmiş Milliyetçi Hareket mensuplarını hiçbir şey yolundan döndüremez ve ALLAH'a şükürler olsun ki döndüremeyecektir de.

BÖLÜNME SENARYOLARI HIZLANDI

Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti son günlerde yoğun bir biçimde bölünme senaryolarına konu edilmektedir. Özellikle etnik veya dini bölücülük taraftarı kesimlerin, bu yöndeki faaliyetleri giderek hız kazanmaya başlamıştır. Ülke yönetiminde bulunanlar ile onların destekçileri görünümünde olan bazı mahfiller, ayrılıkçı unsurlarla çeşitli görüşmeler yapmakta ve karşılıklı sözler verebilmektedir. Anayasa yapım sürecini söz ve emellerini gerçekleştirmenin bir fırsat gören bu kesimler, tabi ki Milliyetçi Hareket mensuplarının kendilerine engel olacağını çok iyi bilmektedirler. Bahsettiğiniz kötü propaganda yöntemleriyle, en büyük engelleri olan Milliyetçi Hareket mensuplarını anayasa yapım sürecinden uzaklaştırmak ve bu yolla hayallerini gerçekleştirmek istiyor olabilirler. Ancak bizler geçmişte olduğu gibi, bu günde gelecekte de, Ülkemizin varlığı ve birliği için, her türlü fedakârlığa ve mücadeleye kararlı ve inançlıyız. Bu nevi boş laflar bizi etkileyemez ve yolumuzdan bir nebze döndüremez. MEVLA'YA şükürler olsun ki, dimdik ayakta ve kararlı bir ekibiz.

BİZLERE YAKIŞAN İYİ NİYETLİ OLMAK

-Anayasa değişikliği için çalışmalar sürerken TBMM Başkanı Cemil Çiçek ''Vatan haini '' ilan edebiliriz şeklinde bir açıklamada bulundu. Sizce bu AKP'nin bir hazırlığına mı işaret etmektedir?

Bu konularda öncelikle ihtiyatlı olmak gerektiği düşüncesindeyim. Sayın Meclis Başkanı bahse konu açıklamalarıyla, Anayasa Uzlaşma Komisyonuna katılan tarafların daha dikkatli veya özenli olmalarını, arzuladığını ifade etmeye çalışmış olabilir. Tabi ki, zihin okuyucu değilim, ancak henüz sürecin başlarında olduğumuz bu günlerde, bizlere yakışan iyi niyetli olmak ve suizandan ziyade hüsnü zanla hareket etmektir. Bilindiği gibi, Sayın Meclis Başkanı Anayasa yenileme sürecindeki Komisyonunun başkanıdır. Dolayısıyla AKP'nin sözcüsü gibi davrandığını ifade etmenin pek doğru olmayacağını düşünmek istiyorum. Bu nedenle şimdilik, Anayasa yenileme sürecini engellemeye yönelik tüm faaliyetler açısından söylenmiş bir söz olarak kaydedelim derim. Kaldı ki, AKP'nin böyle bir hazırlığı olsa da bizim için fark etmez, Milliyetçi Hareket açısından önemli olan kendi faaliyet ve politikalarıdır. Biz doğru olanı yapmak niyet ve kararlılığı ile yola çıkmış bir ekibiz, ALLAH bizi Türk Milletine mahcup etmez İNŞALLAH.

TÜRKLÜK KAVRAMI

-AKP 'nin bir çok yöneticisi değişik zamanlarda defalarca '' Türklüğü Anayasadan çıkartacağız'' açıklamaları yapmıştı, komisyon çalışmaları sırasında bu niyete hiç şahit oldunuz mu?
Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmaları açısından henüz içerisinde "Türklük" kavramının yer aldığı konulara gelmiş değiliz. Ancak sorunuz açısından AKP uygulama ve açıklamalarına baktığımızda pek haksız olmadığınızı söyleyebilirim. Mesela AKP yönetimi tarafından bazı anayasa hukukçularına yazdırıldığı şeklinde kamuoyuna yansıyan anayasa taslağının Türk kavramına bakışı da oldukça ilginçtir. Öyle ki, 1982 Anayasası'nın 81. maddesindeki 'Büyük Türk Milleti' ifadesi, AKP anayasa taslağının aynı konuyu düzenleyen 58. maddesinde 'Büyük' kelimesi çıkarılarak, sadece "Türk Milleti" şeklinde ifade edilmiştir. AKP taslağının genelinde de Türk kelimesinin kullanılmamasına özel dikkat gösterilmiştir. Mevcut Anayasa "Türk" kavramını toplam 36 defa kullanmış olmasına karşılık, taslakta sadece 9 yerde "Türk" kavramına yer verilmiştir. Diğer deyişle, taslak metinde Türk kavramı adeta yok edilmeye çalışılmıştır. Oysa Karşılaştırmalı hukuk açısından konuya baktığımızda, birçok ülke anayasası taslağı tam aksi bir bakışla kaleme alınmıştır. Örneğin Federal Alman Anayasası toplam 38 yerde, değişik şekillerde Alman "German" kavramına yer vermektedir.

Türk Devletine yazılacak Anayasa metinlerinde "Türk" kavramının gerektiği sıklıkta yer alması kadar normal bir yaklaşım olamaz. Bilindiği gibi Türk kavramı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının hepsini kucaklayan, kuşatan siyasi ve kültürel bir kavramdır. Bu nedenle de, Türk vatandaşlarına yönelik her maddede yer alabilmesi kadar doğal bir yaklaşım olamaz. Bizler bu gerçeğin aksine davranışları kabul edemeyiz ve aksine yaklaşımlara da müsaade etmeyiz.

MHP'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ

-MHP nin yeni anayasa yapımı çalışmalarında kırmızı çizgileri nelerdir? MHP'nin desteği hangi ölçülerde kendisini hissettirecektir?
Anayasa Uzlaşma Komisyonunda görev almış tüm MHP mensubu üyeler her şeyden önce, yüklendikleri sorumluluğun bilincinde ve farkındadırlar. Anayasa yenileme çalışmalarındaki amacın, Türk Devletine ve Türk Milletine yakışır bir anayasa yazabilmek olduğunu gayet iyi bilmektedirler. Anayasa tartışmaları çerçevesinde, millî devlet anlayışını ve kurumsal yapısını yıpratmak isteyenler olduğu bilinmektedir. Türk toplumunu milletleşme sürecinden geriye döndürme ve sosyolojik anlamda onu bir kalabalık gibi değerlendirme anlayışı bazı çevrelerin temel hedefi hâline gelebilir. Çünkü bazı çevrelerce, Türkiye Cumhuriyeti'nin millete dayalı devlet modeli yerine, milletler sistemi ikame edilmek istenmektedir. Her dinî-etnik cemaate kendi diliyle eğitim verme ve kendine özgü hukuki sistem geliştirmenin yolu açılmak istenmektedir. Millî devlete, millî kimliğe ve milliyete karşı alternatif kimlik ve mahallî egemenlik alanları açmak, demokratikleşme değil; hiçbir ciddi devletin kabul edemeyeceği egemenliğe ortak aramak ve yeni ve farklı egemenlik devridir. Hiçbir ciddi devlette çözülme ve etnik ufalanma demokratikleşme ve özgürleştirme olarak kabul edilemez. Bunun hiçbir ciddi devlette yaşanmış bir örneği yoktur. Cumhuriyetimizin temel felsefesine uygun, üniter ve millî yapımızın muhafaza edileceği, evrensel insan haklarının en iyi şekilde ifade bulduğu, demokratik parlamenter rejimin olmazsa olmazı ve insan haklarının korunmasının temel şartı olan kuvvetler ayrılığı prensibinin en sağlıklı formülasyona kavuşturulacağı anayasa ilkelerini belirlemenin her Türk vatandaşı gibi, bizlerin de görevi olduğu inancındayız. Yenilenecek Anayasa'da Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesiyle taşınan değerlerin koruma altına alındığı ilk üç maddesinde belirtilen ilkeler aynen korunmalıdır. Belirtilen temel ilkeler asla anayasa tartışmalarının konusu yapılmamalıdır. Yine, "TÜRKİYE DEVLETİ BİR CUMHURİYETTİR." şeklindeki hüküm, yine devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ile Cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen "İNSAN HAKLARINA DAYANAN, MİLLÎ, ÜNİTER, DEMOKRATİK, LAİK, SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ OLDUĞU HÜKMÜ" hiçbir değişikliğe uğratılmaksızın aynen muhafaza edilmek zorundadır.

Bu çerçevede devletin dilinin "Türkçe", başkentin "Ankara", millî marşın "İstiklal Marşı" ve bayrağın beyaz ay yıldızlı "al bayrak" olduğu gerçeği anayasal sistemimizin temelini oluşturur. Bu temel değerlerden taviz verebilmemiz de asla mümkün olamaz ve olmayacaktır.

ÜNİTER YAPI KORUNACAK

Yerel yönetimler açısından siyasi ademi merkeziyete müsaade edebilmemiz, diğer deyişle üniter yapıdan vazgeçmemiz düşünülemez. Hizmet yerinden yönetim anlayışına uygun olarak, yerel yönetimlerin yetkilendirilmesi mümkün olabilir. Yine uygulanmakta olan parlamenter sistem yerine, başkanlık sistemi gibi hükümet modellerinin ikame edilmesini kabul edemeyiz.

Belirtilen temel ilkeler, üniter ve millî devlet ilkelerini de kapsayacak biçimde korunmalıdır. Bu ilkelerden verilecek en ufak bir taviz anayasanın ilkeler bütününü ortadan kaldıracağından, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sonlanması veya rejimin değişmesi anlamına gelecektir ki, Milliyetçi Hareket mensuplarının bu nevi değişimlere rıza göstermesi düşünülemez.

MHP BÜTÜN TESPİTLERİNDE HAKLI ÇIKTI

-AKP iktidarı, Anayasa değişikliğine 12 Eylül 2010 referandumu ile hız verildi. Bu referandumda MHP, AKP' nin meselelere toplumsal değil kendi siyasi menfaatleri açısından yaklaşması nedeni ile hayır oyu verdi. Yargının siyasallaşması ve Kürt açılımının önünün açılması konusunda MHP hangi tespitleri yaptıysa hepsinde haklı çıktığını gördük. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

12 Eylül 2010 referandumuyla 1982 Anayasasının yaklaşık 24 maddesinde bazı değişiklikler yapıldı. Bunları hak ve hürriyetler, siyasi partiler ve yargı başlıkları altında toplayabiliriz. Gerçi hak ve hürriyetlerle ilgili olanların çoğu mevcut Anayasanın 61. maddesinde zaten yer almaktaydı. Bu nedenle, 2010 tarihli değişikliklerin daha çok yargı organlarını yeniden dizayn etmek ve bir anlamda siyasi partilerin bölücü faaliyetlerine imkan ve fırsat tanımak amaçlı olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan özellikle siyasi partilerle ilgili olan, siyasi partilerin bölücü faaliyetlerine fırsat ve imkan tanıyacak değişiklik kabul edilmedi. Sadece siyasi partilerin kapatılmasına neden olan milletvekillerinin, milletvekilliklerini sona erdirme yönündeki uygulamaya son verecek değişiklik kabul edildi. Ancak Anayasa Mahkemesi ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeniden yapılanmasına yönelik değişikliklerin kabul edilmesi, Türk yargı sistemini adeta siyasi iktidarın etkisine açık hale getirmiştir diyebiliriz. Diğer deyişle, Ülkemizde giderek artan biçimde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışılır hale gelmiştir. Bu durum Ülkedeki adalet duygusunu sarsmakta ve hukuk devleti anlayışını zedelemektedir. Bu zafiyetleri o günlerde tesbit etmiş olan Milliyetçi Hareket, bu sebeplerden ötürü de 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği paketine karşı çıkmıştır.

İHANET SENARYOLARINA FIRSAT VERMEYİZ

Diğer yandan siyasi iktidarın, Kürt açılımı olarak başlattığı ve giderek bölücülük senaryolarına dönüşen süreç açısından konuyu ele aldığımızda; Özellikle Türkiye Cumhuriyeti devletinin bazı projeler çerçevesinde yeniden şekillendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Mesela Oslo görüşmelerinde "Anayasadaki Türk kavramını çıkarın, yerel özerkliklere, gerekirse eyalet yapılanmasına imkan verin". Bu anlamda özellikle eğitim dili açısından Kürtçe eğitim dili olarak kabul edilsin! Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı, vatandaşlık anlayışı anayasal ilke olmaktan çıksın gibi birtakım kabuller olduğu bilinmektedir. Milliyetçi Hareket mensupları bu tehlikeleri en başından görebilmiş ve ülke insanını dikkate davet etmiştir. Sizin de belirttiğiniz gibi, MHP kadrolarının feraseti ve haklılığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Devam etmekte olan anayasa yenileme sürecinde de bizler, bu ihanet senaryolarına fırsat vermeyiz ve vermeyeceğiz İNŞALLAH.

HERKESİN İÇİ RAHAT, GÖNLÜ FERAH OLSUN

-Son olarak dava arkadaşlarımıza ve okuyucularımıza bir mesajınız var mı?
Son olarak ülküdaşlarımıza, Milliyetçi Hareketin değerli mensuplarına diyeceğim şudur: "Ülkücü Hareket bir döneme ya da bir zamana hitap etmemiştir. Bir bütünün ''Türk tarihinin'' akıl, vicdan ve kültür harmanının mukaddes bir ürünüdür. Mensupları, genç yaşlarda Ülkü Ocakları'nın manevi ikliminde ruhuna abdest tazeletmeye başladığı yıllardan günümüze kadar, en alt kademesinden, en üstteki liderine kadar, kalp atışlarının ritmi büyük Türk milleti için aynı heyecan ve aşkla atmış ve atmaya devam etmektedir.
Kurumsal hafızamız şehitlerimizi unutmayacak kadar diri, geçmişten ders çıkartacak kadar izan doludur. Genel başkanımızın hassasiyeti, bütün ülküdaşlarımızın ve milletimizin her ferdi adına partimizin bütün organlarında titizlikle devam etmektedir. Herkesin içi rahat, gönlü ferah olsun…
Bugün mensubu olduğumuz büyük Türk milleti adına genel başkanımız tarafından görevlendirilen arkadaşlarınızın, sizlerin bütün hassasiyetlerinizi taşıdığınızı bilmenizi isterim. Hepiniz emin olunuz, Türk milletinin faydasına olmayan hiçbir işte biz olmayız. Âlimin mürekkebi de şehidin kanıda bizim için kutsaldır, hiçbir kutsalımızı hiç bir şey adına feda etmeyeceğiz. Önümüzde Türk milletinin ve Ülkücü Hareketin haysiyetini kendi haysiyeti bilen genel başkanımız, arkamızda gücünü ve nefesini her daim hissettiğimiz siz değerli Ülküdaşlarımızın varlığı bizim vazife aşkımızı daha da güçlü kılmakta, gücümüze güç katmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının, sınırlarımızın dışından dayatmalarla yazılmasına müsaade etmeyeceğiz, bundan emin olunuz. Türk milleti sahipsiz değildir, selam sevgilerimle…"

Mülakat: Yıldıray ÇİÇEK - Ortadoğu

 

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=24157


Bu haber 797 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,411 µs