En Sıcak Konular

İSLAMİYET VE RUH ANLAYIŞI

28 Mayıs 2012 14:38 tsi
İSLAMİYET VE RUH ANLAYIŞI Kalp veya ruh nedir? sorusuna Gazali, Kuran'dan; "Sana ruh nedir diye sorarlar. De ki, ruh Rabbimin emrindedir." anlamındaki ayetle cevap verir.

İslamiyet ve ruh anlayışı...
 
Eski Yunan'da ortaya çıkan beden-ruh kavramı, Augustinus gibi düşünürlerce, Hıristiyanlığa aktarılmıştır. Augutinus'a göre ruhun var olması; ''hafıza, düşünce ve şuur ile kanıtlanabilir.'' Gerçek insan ruhla özdeşleşir.
Ruh bedenden ayrı olsa bile bedensiz bir ruhu düşünmek imkansızdır. İslam düşünürleri ruhun bedenden binlerce yil önce "alem-i ezel"de yaratıldığına ve sonra bedene yerleştirildiğine, beden öldükten sonra da var olmayı devam ettiğine inanırlardı. Biraz daha farklı olarak, Türk asıllı İslam bilgini Farabi, ruhun bedenden sonra yaratıldığını ve ölmeyen bir düşünce olduğunu düşünüyordu. Farabi, peygamberliğin de tıpkı ruh gibi kazanılmış bir nitelik olduğunu kabul etti. Farabi İslam felsefecileriyle olduğu gibi ruh konusunda Eflatun ve Yeni Eflatuncular'la da görüş ayrılığı içindeydi. Ne ruhun bedenden önce varolduğuna ne de bedenden bedene ruh geçişine inanıyordu.
Ruh yokolmaz:
Farabi'den sonraki en büyük düşünür olarak, kabul edilen İbni Sina çalışmalarında ruh görüşüne geniş yer verir. Ruhu madde veya şekil fikri ile açıklamaya çalışır. Ona göre mevcud olan herşey madde veya şekil olarak zaten ve ebediyen vardir.Ruh bedende iç hareket halinde bulunduğundan şekil cinsindendir. Bir prensip olarak, alınan ruh hayvani hayvan, insanı da insan yapan manevi bir cevherdir.
İbni Sina ruhla ilgili şu delilleri ileri sürer:
1-Ruh, bedenin ölümü ile dağılmaz, varlığı tek ve aynıdır.
2-Ruh, bedeni meydana getirir. Ruhtan önce beden olmaz.
3-Beden, ruh tarafindan terkedilince, bir ceset haline gelir.
4-Ruh, melekeleri vasıtasıyla kendi başına bedene etki eder ve onu korur.
İbni Sina, ruhtan önce bedenin olamayacağını ve bedenin ölümü ile de ruhun yok olmayacağını söyler. Bedeni koruyan ve ona tesir eden ruhtur ve bedenden bağımsızdır. Bununla birlikte bedenin ruha ruhun ise, bedene ihtiyacı vardır. Bedenin ölümünden sonra ruhun bir başka bedene girmesi söz konusu olamaz. İbni Sina'ya göre ruhun ilkesi yok olmak değil, var olmaktır. Ki, Yunan'da bedene ruh geçişine inanıyordu.
Gazali ve Hazreti Ayşe:
"Sevgi" canlı varlığın, haz veren bir nesneye karşı eğilimli olmasıdır. Söz konusu eğilimin güçlenmesi haline aşk denir.
İmam Gazali:
İmam Gazali ise, Aristo gibi üç çeşit ruhun var olduğunu kabul eder. Bunlar; ''bitkisel, hayvani ve insani ruhlardır.'' Bitkisel ruh, canlı varlıkların ilkini ve en alt tabakasını oluşturur ve üç gücü vardir.
Doğurucu güç: Bitki bu güç ile ürer.
Büyütücü güç: Bitkinin büyüyüp gelişmesi, dal budak salması bununla mümkündür.
Besleyici güç: bitkinin beslenmesini sağlayan güçtür.
Gazali'ye göre bitkisel ruhtaki bu güçler hayvani ve insani ruhta da bulunmaktadır. Hayvani ruhun da iki gücü vardır.
Hareket ve idrak gücü. Gazali hayvanlardaki bu güçlerin insanlarda da bulunduğunu fakat insanlardaki düşünme gücünün onlarda bulunmadığını düşünür. İnsanı ruhda ise, yapıcı ve bilici güç bulunur. Bu güce akıl da denilebilir.
Kalp veya ruh nedir? sorusuna Gazali, Kuran'dan; "Sana ruh nedir diye sorarlar. De ki, ruh Rabbimin emrindedir." anlamındaki ayetle cevap verir.
Hz. Ayşe ruha karşı mıydı?
İslam düşüncesinde ruh temelde "Nefs" olarak, tanımlanır. Aslında sözcüğün çoğulu "Ervah'dır,'' İbranice'deki "eloah" veya çogulu "elohim"den çağrışır. "Allah" sözcüğünün buradan türediği düşünülmektedir. Çünkü Tevrat Tanrı'nın bir çalılığın ruhu olduğunu söyler ve Yuhanna İncili'nde de benzer bir yaklaşım görülür.
İslami terminoloji Cebrail'e "Ruhül Kuds", Peygamber Hz.İsa'ya ise, "Ruhullah" der. Kur'anı Kerim birçok yerinde ruha çok önem verir, çeşitli yerlerde vurgular. Buna karşın Hz. Ayşe, "ölülere duyuramazsın" ayetini öne sürerek, ruhların ölümden sonra işitmediklerini ileri sürer. Oysa gerek Sahabeler, gerekse de islam bilginleri; "bilen işitir" cümlesinden yola çıkarak, ruhların mezarda yaşadıklarına göre duyup işittiklerini iddia ederler.

İhsan Muslu - Ortadoğu


Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=10838


Bu haber 750 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,017 µs