MUHSİN YAZICIOĞLU 12 EYLÜL SAVUNMASINI BÖYLE HAZIRLAMIŞ
7 Nisan 2012 10:23 tsi
BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Mamak Cezaevi'nde savunmasına hazırlanırken aldığı notlar ortaya çıktı.
Terör ve terörün darbeye çanak tutmasını hücrede işte böyle yazmış
Helikopterin düşmesi sonucu 5 arkadaşıyla birlikte hayatını kaybeden BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Mamak Cezaevi'nde savunmasına hazırlanırken aldığı notlar ortaya çıktı.
Helikopterin düşmesi sonucu 5 arkadaşıyla birlikte hayatını kaybeden BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Mamak Cezaevi'nde savunmasına hazırlanırken aldığı notlar ortaya çıktı. Cihan Haber Ajansı'nın ulaştığı savunma notlarında çarpıcı bölümler var. Cezaevinde savunmasına kitaplarla hazırlandığı anlaşılan Muhsin Yazıcıoğlu'nun, okuduğu kitaplardan savunmasına katkıda bulunacak özetler çıkardığı anlaşılıyor. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun kaleme aldığı notlar arasında 12 Eylül'ün geliş sürecini sosyolojik bir dille anlatan yazı dikkat çekiyor. Muhsin Yazıcıoğlu'nun Mamak Cezaevi'nde savunmasına hazırlanırken kurşun kalemle aldığı notlar arasında 'terör' başlıklı olanı dikkat çekiyor. Merhum Yazıcıoğlu, terörün tanımını yaparak başladığı yazıda Lenin dönemine göndermede bulunuyor, Marksizm'in amacını anlatıyor. Yazıcıoğlu'nun, savunmasına çalışırken hazırladığı 'savunma notları' adlı notlar arasında yer alan terör başlıklı yazı şöyle:
"LENİN ŞİDDET DEVRİMİNİ SAVUNUR"
"Terör: Düzen yıkıcı, şartları ve ortamı olgunlaştıran, milli toplumu çökertici, sınıfçı, çatışmacı, tabiatında eylem ve şiddet bulunan fikir suçunun gayri meşru çocuğudur terör. Fikir suçu terörün beslendiği asıl kaynaktır. Lenin'e göre şiddete dayalı devrim fikri ve bu fikrin yığınlara mal edilmesi doktrinin temelinde yatmaktadır. Kendisi ve takipçileri şiddeti siyasetin temel aracı görmektedirler. Böylece teori ile eylemi arasında yakın bir ilişkinin kurulması, teorinin eyleme yol göstermesi kadar, eylemin de teoriyi geliştirip ona damgasını vurması bu düşüncenin temel özellikleri arasındadır. Demokratikleşme adı altında devlette boşluklar yaratmak, kanunların işlerliğini önlemek, demokrasiyi ve milletin ülkesiyle, milletiyle bölünmezliğini savunanları pasifleştirmeyi amaçlamak, demokrasi içinde demokrasiyi yıkmanın, daha doğrusu milli devleti ortadan kaldırmanın önemli bir safhasıdır. Bu safha yönetenlerin ihmal, gaflet ve yetersizlikleriyle beslendikçe, milli devletin temel taşları yerinden oynatılıyor demektir.
MARKSİZMİN YOLU DA TERÖRDEN GEÇER
Uygulamaları göz önünde tutmaksızın Marksizmi, Marx'ın, Engels'in yaşadığı dönem itibariyle incelersek, son derece teorik ve çağdışı bir değerlendirme yapmış oluruz. Marksizm ister kanlı ihtilal yoluyla, ister tepeden inmeci veya başka yollar ile değerlendirilsin mevcut anayasa düzeninin ve rejimin tamamen değiştirilmesi amacını taşır. Bu amaca ulaşmanın yolu, tonu farklı olmasına rağmen, yine terörden ve eylemden geçer. Demokrasi dışı akım temsilcilerine göre kitleye ve sınıfa mal edilmeyen terörün geri tepmesi görülür. Şu halde 'Devrim için terör gerekli, ama ferdi terör değil. Devrimin temelindeki şiddet öğesinin kaynağı sınıflar arası siyasal mücadeledir ve devrim sürecinden doğan şiddet ancak kabul görebilir' görüşünü ileri sürerler. Bu şiddet ve mücadele de proletarya diktatörlüğünü doğurmaktadır.
Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ http://www.milligazete.com.tr/haber/teror-ve-terorun-darbeye-canak-tutmasini-hucrede-iste-boyle-yazmis-235100.htm
Bu haber 747 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle