En Sıcak Konular

İSLAMCI SİYASETİN GELDİĞİ NOKTA

4 Nisan 2012 14:27 tsi
İSLAMCI SİYASETİN GELDİĞİ NOKTA Allah'ın emri yerine AB'nin emrini yerine getirerek mi Kuran'a sahip çıkıyorsunuz?

Hrant Dink'i de şehit yaptılar

Hükümetin yeni düzenlemesi şehitlikle ilgili. Terör saldırılarında ölen sivillere de  "dinlerine" bakılmaksızın "şehit" unvanı verilecek ve ailelerine şehitlere sağlanan ayrıcalıklar tanınacak. 
Bu bağlamda Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin bombayı patlattı. Bakan Şahin, "ailesinin müracaat etmesi halinde Hrant Dink'in de 'şehit' sayılacağını söyledi 
Bir Hıristiyandan "şehit olur mu?" 
İslam'a göre olmaz ama AKP'ye göre bal gibi olur! 
Hrant Dink terör mağduru olarak ailesine devlet tarafından tazminat dahil pek çok imkan sağlanabilir, "terör mağdurlarına yapılacak yardımlar" adı altında çıkartılacak bir yasanın kapsamına alınabilir; ama "şehit sayılabilir" ne demek? 
Bunlar babalarının kasasından para dağıtır gibi şehitlik dağıtma hakkını nereden buluyorlar? 
E o zaman Eyüp'te öldürülen Üzeyir Garih'e de, Trabzon'da öldürülen papaz Santaro'ya  da yakında "şehit payesi" verilecek demektir. 
Şehit demek "cennete gideceğine şahitlik yapılmış kişi demektir." Allah ve din uğruna, vatan uğruna ölenler şehittir. Şehit olmak için "Müslüman olmak" şarttır. 
Değil AKP'nin bakanı yedi sülalesi gelse bir Hıristıyanı şehit yapamaz. 
Ama Türkiye'de öteden beri gayrimüslimleri de şehit yapmak için çırpınan bir zümre vardır. Bunların başında da Said Nursi denilen kişi gelmektedir. 
Said Nursi bu konuda şöyle demektedir: 
"Birinci Dünya Savaşı'nda bizimle savaşmış da olsa, bir Hıristiyan ölmüşse şehit sayılır, ahirette mükafatı vardır." (Kastamonu Lahikası,s.45) 
"Ne dinden olursa olsun bir nevi şehit hükmündedir. Mükafatı büyüktür, belki onu cehennemden kurtarır. Elbette şimdi fetret gibi karanlıkta kalan ve Hz. İsa'ya mensup Hıristiyanların mazlumlarının çektikleri felaketler, onlar hakkında bir nevi şehadet denebilir." (Kastamonu Lahikası,s.75) 
"Hatta o mazlumlar kafir de olsa, ahirette kendilerine göre o dünyevi afattan çektikleri belalara mukabil rahmet–i ilahiyenin hazinesinden öyle mükafatları var ki, eğer perde–i gayb açılsa o mazlumlar haklarında büyük bir tezahürü rahmet görünüp, "Ya Rabbi şükür elhamdü lillah diyeceklerini bildim ve kati surette kanaat getirdim." (Kastamonu Lahikası,s.45) 
Bu ülkede Hıristiyanlara hatta "ne dinden olursa olsun" başka dinlere mensup olanlara (Yahudi, Budist, Taoist v.s) yani bütün kafirlere uğradıkları saldırılardan dolayı mazlum oldukları için "Allah'ın hazinesinden büyük mükafatlar verileceğine Saidi Nursi hazretleri "kesin olarak kanaat getirmiş!" 
Ya risalelere inanacaksınız ya da Kuran'a. 
"Ama efendim orada Said Efendi şöyle demek istedi, böyle demek istedi" diye uçuk kaçık yorum yaparak kafirin şehit olmasına ya da Allah'ın hazinesinden büyük mükafatlara uğradığına inananların  "bu durumda ne hale düşeceklerini" iyi bir hocaya danışmalarına fayda var. 
Bakan Şahin ve AKP de bu çizgiye girmiş durumda. Mağdur diyerek, mazlum diyerek terör saldırısı diyerek "başka dinlere mensup olanları da" şehit ilan etme derdine düştüler. 
Dinler arası diyalogun don dönemecinde bol kepçeden şehitlik dağıtır hale geldiler. 
Sakallı tespihli AKP destekçisi hacılar, hocalar, İslamcı gazeteler, gazeteciler bu açık saptırmayı ve din tahrifatını görmüyorlar. 
Sus-pus olmuş durumdalar. 
Kaldı ki böyle bir düzenleme Hıristiyanlara da büyük hakarettir. Hıristiyan olarak yaşayan ve Hıristiyan olarak ölen, Hıristiyan mezarlığına defnedilen bir kişiye "Müslümanlara ait bir sıfatı vermek" o dine mensup olanlara da hakaret değil mi? 
Müslüman, İslami kavramlarla değerlendirilir, Hıristiyan da İseviliğe ait kavramlarla. 
Bu ne ayıp ve cahilce bir iştir. 
Bir dönemin mücahitleri "Hıristiyanlara" şehit payesi vermek için mi cihat etmişlerdi? 
O cihat geldi zangoç sınırına dayandı. 
Bunu görüp susan Müslümanlara yuh olsun![1] 

İslamcı siyasetin geldiği nokta

Dünkü yazımızda Hrant Dink'i de şehit ilan etmeye çalışan AKP zihniyetinin iç yüzünü irdelemeye çalışmıştık. Bugün bu konuya devam edeceğiz. 
Dünkü yazımın ardından Başbakan Erdoğan, (4+4+4) eğitim yasasının Mecliste kabul edilmesini milletvekillerine yaptığı konuşmayla kutluyordu. Erdoğan bu konuşmasında şöyle diyordu: "28 Şubat'ta şu karar çıkmadı mı? '15 yaşına kadar mahalle camine bile çocuğunu gönderemezsin.' Mahalle camine çocuğumu gönderemeyeceğim ne demek. Beni rahmetli babam mahalle camindeki Ali hocaya teslim etti. Onun dizini dibinde yetiştim. Hem ilkokula gittim hem oraya gittim. Çok şey kazandım. Burada cebir şiddet yok. Ama sen ne yapıyorsun cebir ve şiddetle yasaklıyorsun." 
Erdoğan "din ve Kuran" merkezli konuşmasına şöyle devam ediyordu: 
"Kılıçdaroğlu diyor ki: 'Kutsal kitabımız hepimizin baş tacıdır. Onu evlerimizin en güzel yerine asarız. Annelerimiz oyalı kılıflarla süsler elimize besmeleyle alırız.' İşte bunların Kuran anlayışı bu. Ama istiklal şairimiz Mehmet Akif'in tanımlaması çok güzel. 'Ya açar bakarız Nazmı Celil'in yaprağına, ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir Kuran bunu hakkı ile bilin, ne mezarda okunmak, ne de fal bakmak için' İşte Akif'teki anlayış bu, Sayın Kılıçdaroğlu'ndaki anlayış bu. Neyse yine de süslü kılıflarla evin bir köşesinde duruyormuş. Bunlar duvarda kılıfı içinde duran kitapta hiçbir zaman korkmadılar. Bunlar o kitabın okunmasından okutulmasından ve anlaşılmasından korktular. Tarihleri boyunca Kuran'ı Kerim'i bir süs olarak haşa tarihi bir eser olarak görmek istediler. İş onun okutulmasına, öğrenilmesine gelince bütün yolları kapadılar. İşte dün TBMM'de o kapanan yollar açılmış, o yollardaki engeller kaldırılmıştır. Kuran-ı Kerim'i duvarlarda kılıfının içine hapsetme girişimi millet eliyle bozulmuş, bu bozuk zihniyet millet nezdinden bir kez daha mahkum edilmiştir." 
Başbakanımız böylece dine, Kuran'a nasıl sahip çıktığını, Kuran'ı evin bir köşesinde raf içinde tutan zihniyet yerine "okunup anlaşılmasına" izin veren bir iktidar olduklarını anlatıyor. 
Peki, Sayın başbakan, sizinle biraz hasbıhal edelim. Öfke damarlarınızı patlatacak, gözlerinizden kıvılcımlar çıkmasına sebep olacak bazı gerçekleri tekrar gündeme getirelim. Çünkü bizim inancımız göre "gerçekleri söylemeyen dilsiz şeytandır." O halde bizim de bildiğimiz gerçekleri söylemek boynumuzun borcudur: 
Siz "O rafta duran Kuran'ın içini açıp okudunuz da ne oldu? Okuduğunuzu mu anlamadınız yoksa okuduğunuzu anlamaktan da aciz misiniz? 
Kuran, zinayı haram ve suç sayarken siz o raftan indirdiğiniz Kuran'ın hangi hükmüne dayanarak zinayı suç olmaktan çıkarttınız? 
Bizim kitabımızda böyle bir şey yok, sizin kitabınızda var mı? 
Siz hangi kitabı okudunuz? 
Din düşmanı dediğiniz CHP zamanında 'zina suçtu', mason denilen Demirel zamanında da suçtu, darbeci Evren zamanında da, kocası Budist olan Çiller zamanında da, Mesut Yılmaz zamanında da… 
Ama "Sizin gibi Müslüman, mütedeyyin, Kuran'ı duvardaki kılıfından indiren" mübarek zevatın zamanında 'zina suç değil!' 
Allah'ın emri yerine AB'nin emrini yerine getirerek mi Kuran'a sahip çıkıyorsunuz? 
Mahallenizin imamı Ali Hoca'nın dizine oturduğunuzda "Hıristiyanların da şehit olduğunu mu öğrendiniz ki Hrant Dink'i şehit yapma derdine düştünüz?" 
Ali Hoca eminim size böyle bir şey öğretmedi. Öğretemez de. 
Ama siz Ali Hoca'nın öğrettiği din yerine Diyalog'un "dinine sarıldınız." Çünkü o anlayışı savunanlara göre "Hıristiyanlar da şehit olabiliyor." 
Domuz etini serbest bıraktınız. Zinayı suç olmaktan çıkarttınız. Hıristiyanları şehit yaptınız. Haçlı dost oldunuz. Kuran "Onları dost edinmeyin, onlara şiddetli olun" derken siz onlarla el ele vererek İslam ülkelerindeki isyancıları desteklediniz. 
Sonra da "Biz Kuran'ı raftan indirip içini açtık" diye hava atıyorsunuz. 
Aman efendim keşke hiç irdirmeseydiniz Kuran'ı rafından! 
İndirdiniz de ne oldu? 
Bu din bizim dinimiz değil ki! 
Bu din Ali Hoca'nın dini de değil. 
Bu din babanızın ve annenizin dini de değil. 
Eminim onlarının da kemikleri sızlıyordur. 
Allah'ın emri yerine AB'nin emrine sığınanlara bu topraklar, bu millet ve bu tarih en büyük cezayı verecektir. 
İsterseler yüzde 70 oy alsınlar.[2]  

 

Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ

[1] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12001098/hrant-dink-i-de-sehit-yaptilar/muharrem-bayraktar
[1] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12001111/islamci-siyasetin-geldigi-nokta/muharrem-bayraktar


Bu haber 728 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,678 µs