TÜRKEŞ VE TÜRK İSLAM SENTEZİ
30 Mart 2012 15:00 tsi
Başbuğ Türkeş çok muttaki, şuurlu bilgili, alim bir kişi idi. O hem İslam iman, hukuk, muamelat ve ahlakını çok iyi bilip kavrayan, yaşayan, teori ve pratik olarak uygulayan bir liderdi.
TÜRKEŞ VE TÜRK İSLAM SENTEZİ
Rahmetli Alparslan Türkeş, Türk milletini çok seven, Türk milletinin büyüklüğünü çok iyi bilen, Türk Tarihi, Türk coğrafyası, Türk kültürü, Türk töresine son derece inanmış, Türk milletinin birliği yani Turan ülküsüne kendini adamış büyük bir liderdi.
Aynı zamanda İslam'a tam inanmış, Allahın varlığı ve birliğine iman etmiş, Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (O'na selam olsun)ya son derece bağlı, onun siyasetine, genel taktik ve prensiplerine, Askeri başarılarına hayran birisi idi.
Onun bir Allah elçisi olup insanlığı nasıl bir aydınlığa kavuşturduğunu bilir, iman ederdi. Allahın yasaklarından sakınır, emirlerini tutar. Kuran'ı sıkça okur. Evliyaları, enbiyaları, Allahın sevdiklerini severdi. Gittiği şehirlerde evliya Türbelerini ziyaret eder, yaşayan mutasavvıflara sık, sık uğrardı.
Kayseri'de şeyh Bedir efendi, Samsunda Mustafa Bağışlayıcı, Kastamonu'da Mehmet Feyzi Efendi, Ankara'da da Nakşi şeyhi Ahmet Kayhan Efendiyle manevi bağları vardı.
İslam'ın, Türk milletini dünyaya hakim kılmada çok önemli bir unsur olduğunu bilir, bunu bizlere telkin ederdi. "Türk milletinin en büyük eseri Osmanlıdır" derdi.
1969 seçimlerinden önce yaptığı bir konuşmada "Ben sizleri sokakta pırasa fiyatına satılan demokrasiye değil, hak yolu, hakikat yolu Allah yoluna çağırıyorum" demesi üzerine, Türk milletinin fikir hayatına yön vermeye çalışan Batılı devletler telaşa kapıldı. Türk milletinin milli duygularının İslam'la sentez edilmesi ona nasıl bir performans vereceğini, maddi ve manevi bir gücünün nasıl artacağını bil, dikleri için hemen tedbir almaya kalktılar.
Onlar İslam'dan sıyrılmış bir Türkçülük, Türk milletini dışlayan bir İslami hareket istiyorlardı. Bunun üzerine bir Büyük devletin büyükelçisi hemen ülkesine rapor ederek tedbir alınmasını istedi.
O gün muhtemelen Hıristiyan bir ülkenin emrinde olduğunu tahmin ettiğimiz, Müslüman geçinen bir dergi "İslami hareket ve Türkeş" diye bir ek broşür hazırlayarak bütün Türkiye'ye parasız dağıttı.
Görevini bitiren o dergi sonra kapandı.
Ağzına hiç içki koymamış, kaza namazı bile olmayan Türkeş'i İslam dışı ve İslam'a düşman gibi gösterilme iftirasını yapan o dergi ve cemaatinin nasıl misyoner Hıristiyanlara hizmet ettiğini daha sonra gördük.
Bir seferinde sohbet ederken, "Prof Dr İbrahim Kafesoğlun'a Türk İslam sentezi diye bir kitap yaz dedim" dedi.
Türkçü geçinip, ailede Türkçülüğün esası feminizm ve demokrasi diyen bir Mason kişinin kitaplarını tavsiye etmezdi. Türkçüyüm diyen, din Arap'ın deyip küfre giren ve evliyalar iftira eden bir kişinin de bana MİT ajanı olduğunu söyledi.
Dış kaynaklı İslami hareketleri de takip ederdi. Müslüman geçinen ancak etnik ırkçılık yapan bazı dergileri bana gönderir. Arşivlememi isterdi.
Bugün Kürt açılım deyip azınlık ırkçılığı yapan, ancak Türk deyince büyük bir hınç ve nefretle saldırıp Türk milletini sevenleri ırkçılıkla suçlayan bir akımın varlığı hakkında bizi daha önce uyarmıştı.
Hasılı Rahmetli Başbuğ Türkeş çok muttaki, şuurlu bilgili, alim bir kişi idi. O hem İslam iman, hukuk, muamelat ve ahlakını çok iyi bilip kavrayan, Yaşayan, teori ve pratik olarak uygulayan bir liderdi.
Dokuz Işık Doktrinini temelini Türk milliyetçiliği ve İslam imanı olarak tarif etmişti.
Mekanı cennet ve davası bize rehber olsun.
Kaynak:ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=10566
Bu haber 1,150 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle