BAŞBAKAN ''TARAF GAZETESİ''NE FENA ÇATTI

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na "Pusulasını kaybetmiş genel başkan" dedi ve şöyle konuştu: Sen 'Tutuklu gazeteci yok' deyip, İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayacaksın, sonra gazeteci olmayan kişilerden dolayı ülkeni dünyaya şikayet edeceksin. 105 kişiden sadece 6 tanesinin basın kartı var

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmaya, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladı. Bugün Mardin'de kutlamalar çerçevesinde yapılacak etkinliklere dikkati çeken Başbakan, "Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar konulu bir programla, Mardinli hanım kardeşlerimizle birlikte bu anlamlı günü en iyi şekilde değerlendireceğiz" dedi. Başbakan'ın gündemdeki konuları değerlendirdiği ve muhalefete eleştiriler yönelttiği konuşması özetle şöyle:

KARA PROPAGANDA:

Türkiye'de bir sendika, çok uzun süredir, hem ülke içinde, hem yurtdışında kara bir propaganda yürütüyor. Bu sendika, Türkiye'de gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı iddiasını yayarak, Türkiye'nin imajını zedelemek, Türkiye'yi karalamak için çok yoğun bir gayret sarf ediyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da bu iddialara sarılarak, aynı şekilde Türkiye'ye çok büyük zararlar veren kampanyalarda görev alıyor. Kılıçdaroğlu, her fırsatta, özellikle de yurt dışında, Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu ifade ediyor. Bir ara öyle ileriye gitti ki, 'İsrail'de tutuklu gazeteci olmadığını, Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu' söylemek gibi bir gafın ya da gafletin altına imzasını attı. Daha geçtiğimiz hafta Ramallah'ta iki Filistin televizyonunun kapatıldığını da kendisine bu vesileyle hatırlatmış olalım.

TEK TEK ARAŞTIRDIK: 

Kılıçdaroğlu'nun, özellikle de CHP'ye oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlarımın iyi dinlemesini istiyorum. Başlarında kimin olduğunu iyi bilsinler. Bu sendika ve tutuklu gazetecilerle ilgili bir platform Türkiye'de 105 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olduğunu iddia ediyor ve bir liste yayınlıyor. Bu listedeki isimleri tek tek araştırdık. Bu kişilerden 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu ve yargılaması devam ediyor. Bu listedeki 6 kişinin cezaevlerinde kaydı yok, yani hayali isimler. Yine bu listedeki 4 kişi de tahliye edilmiş. 105 kişilik listedeki isimlerden, sadece 6 tanesinin basın kartı var. Burada kimler var; muhasebeciler, mühendisler, mizanpajcılar, ofis elemanları, gazete dağıtıcıları ve gazete çalışanları... İşte bu listede bunlar gazeteci gibi gösteriliyor. Listedeki 69 kişi PKK/Kongra-Gel/KCK örgütüyle ilişkilendiriliyor. 7 kişi THKP/C ile ilişkilendiriliyor. 4 kişi DHKP/C ile, 11 kişi Devrimci Karargah Evleri ile 4 kişi MLKP ile ilişkilendiriliyor. Bu 105 kişilik listede, son dönemde darbeye hazırlık iddiasıyla tutuklu yargılanan 2 gazeteci de yok. Onların isimleri listeye alınmamış. Geliyorum hüküm ve iddialara; 'PKK üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak ve bulundurmak', 'bir kişinin kaçırılıp örgüt evine götürülmesi eylemine katılmak', 'terör eylemi sırasında tabanca ve sahte polis kimliği kullanmak', 'örgüt adına para toplamak', 'polis aracına silahlı saldırıda bulunmak', 'terör örgütüne üye toplamak." CHP Genel Başkanı bu iddialara, ilişkilere ve gerçeklere rağmen bu isimler üzerinden kendi ülkesini karalayan bir genel başkandır.

İNGİLTERE ÖRNEĞİ:

Gazetecileri Koruma Komitesi geçtiğimiz günlerde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu ve hükümlü sayısını 8 olarak açıkladı. Sadece 8... Bizim medyamızda göremediğiniz, göremeyeceğiniz, ya da küçük bir haberle geçiştirilen İngiltere'deki olayı da hatırlatayım. İngiltere'de, son 2 hafta içinde, polise rüşvet iddiasıyla 10 gazeteci tutuklandı. Demokrasinin beşiğinde oldu bu olay... Ama ben, İngiltere'de muhalefet partilerinin, gazeteciler tutuklandı diyerek ülkelerini sağda solda ülke ülke dolaşarak şikayet ettiklerini duymadım. Sen, 'tutuklu gazeteci yok' diyerek, adeta İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayacaksın; ardından da çıkıp, terör iddiasıyla yargılanan, gazeteci olmayan kişilerden dolayı ülkeni dünyaya şikayet edeceksin. Pusulasını kaybetmiş bir genel başkan CHP'nin başında olduğu sürece, biz bu yolda çok rahat yürümeye devam ederiz.

İngiltere'de gazeteciler rüşvetten tutuklandı

İNGİLTERE'DE gazetecilerin tutuklanması Rupert Murdoch'un sahip olduğu News Of The World gazetesinin dünya çapında yankı bulan telekulak skandalı sonrasında gerçekleşti. İlk olarak 2006'da ortaya çıkan skandalda, gazetenin çalışanları, İngiltere'ye yönelik terör eylemi kurbanlarının yakınlarından, Kraliyet ailesi dahil olmak üzere aralarında ünlülerin de bulunduğu yüzlerce isim polise rüşvet vererek özel konuşmaları ve mesajlarına yasadışı yollardan ulaşmıştı. Skandalla ilgili olarak gazetenin üst düzey üç yöneticisi ve polis teşkilatından üst düzey bir kişi istifa etmek zorunda kaldı. 6 gazeteci tutuklanarak çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Özür dileyen Murdoch, 10 Temmuz 2011 tarihinde News Of The World'ü tutukladı. Telekulak skandalında ikinci operasyon geçen ay yaşandı. Yine Murdoch'a ait The Sun'ın Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Geoff Webster, fotoğraf editörü John Edwards, muhabir John Kay, dış haberler muhabiri Nick Parker ve muhabir John Sturgis devlet görevlilerine bilgi karşılığında para ödemek şüphesiyle tutuklandı.

Bize ömür biçecek olan Allah'tır

Şu hususun da altını özellikle çiziyorum, biz kadere inanmış bir partiyiz. Biliyorum yarın bununla da istihzar ederler. Çünkü istihzar edecek olanların 'kader' diye bir anlayışı yoktur ama bizim böyle bir inancımız var. Biz millete hizmet yolunda, elini, yüreğini, bedenini taşın altına koymuş bir kadroyuz. Bu canın sahibi Allah'tır. Emanetini geri alacak olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz tehditlere boyun eğmedik, boyun eğmeyiz. Bize ömür biçecek olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz Allah'ın şu hükmüne yürekten inandık ve inanıyoruz; ecel geldiğinde ne bir saat ileri alınır ne de bir saat geri. Söylentilere kanıp bize ömür biçenler, cüretkar oldukları kadar büyük de bir küstahlık içindedir. Bu söylentileri manşetlerine taşıyanlar da, bu mihrakların taşeronluğunu yapanlar da aynı şekilde büyük bir küstahlığın içindedir. Bazı kafe ve restoranlarda müzik kutuları vardır. Atılan bir lira karşılığında seçilen, istediğiniz şarkıyı çalar. Şu anda tıpkı o bir lirayla çalışan müzik kutuları gibi manşet atan, köşe yazısı yayınlayanlar var. Jetonu alıyorlar manşet çıkarıyorlar. Jetonu alıyorlar, köşe yazısı çıkarıyorlar.

Bedeli ne olursa olsun Kürt meselesini çözeceğiz

ÜÇ KOLDAN SALDIRI: 2010'da hükümet olarak Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında, terörü köklü şekilde çözmek üzere yeni ve kararlı bir süreci başlattık. Allah'ın izniyle bundan sonra da milletimize hayal kırıklığı yaşatmayacağız. Kürt meselesi veya terör meselesi veya Güneydoğu, Doğu denilen olgu göründüğünden çok daha büyük, karmaşık, iç içe geçmiş bir sorunlar kümesidir. Karşımızda sadece eli silahlı bir terör örgütü yok. Karşımızda aynı zamanda Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan bir örgüt var. Türkiye'de istikrar, güvenlik, refah istemeyenler, bu meselenin çözülmesini istemiyor. Sırf AK Parti bu meseleyi çözecek, başarı AK Parti'nin hanesine yazılacak diye, kendi şahsi hırsları uğruna meselenin çözümünü istemeyen kesimler var. MHP, CHP ve BDP 12 Eylül'de de 12 Haziran'da da tüm ilkelerini çiğneyerek ortak hareket ettiler. Meselenin çözülmemesi, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin başarıya ulaşmaması için üç koldan AK Parti'ye saldırıya geçtiler, birbirleriyle ittifak yaptılar. Bunların hiçbiri bizim için mazeret olamaz. Bunların hiçbiri bizim bahanemiz olamaz. Biz bu yolda, MHP, CHP, BDP ile değil, aziz milletimizle birlikte yürüyoruz... Bedeli ne olursa olsun, bu meseleyi çözecek, son nefesimize kadar da bu uğurda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mesele, her şeyden önce bir insani meseledir. 75 milyon şundan emin olsun; Uludere olayının aydınlığa kavuşturulması için ilgili kurumlarımız her türlü çalışmayı sürdürmektedir. Kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın.

Misafirperverliğe teşekkür ederim

Eşim, kızım, Başbakan Yardımcımız Beşir Atalay ve eşi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Şahin Uludere'ye ziyaret gerçekleştirdi. Irak sınırında, sınır ötesi meydana gelen elim hadisede çocuklarını, eşlerini kaybeden vatandaşlarımızla, özellikle oradaki hanım kardeşlerimizle hasbıhal ettiler, dertlerini paylaştılar, sorunlarını dinlediler. Buradan, Uludere'deki, Ortasu, Gülyazı ve Ortabağ köylerindeki kardeşlerime, misafirperverliklerinden, samimiyetlerinden, muhabbetlerinden dolayı bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Bir kez daha, acılı ailelere sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.

Kaynak: GAZETEVATAN http://haber.gazetevatan.com/erdogandan-tarafa-sert-tepki/435321/9/Siyaset