En Sıcak Konular

FETHULLAH GÜLEN'İN AMACI DEVLETİ ELE GEÇİRMEK MİYDİ?

22 Şubat 2012 13:41 tsi
FETHULLAH GÜLEN'İN AMACI DEVLETİ ELE GEÇİRMEK MİYDİ? Son yıllarda Hocaefendi cemaatinin devletteki akıl almaz kadrolaşmasının AKP’yi de sıkıntıya soktuğu son MİT operasyonu ile daha da belirginleşti.

Fethullah hocacılar neden panikte?

MİT müsteşarına yönelik yargı hamlesine hükümetin cevabının hayli sert olması Fethullah cemaatini hayli panikletti. Başbakan, bu olaydan sorumlu gördüğü İstanbul Emniyeti'ndeki Fethullahçı polis şeflerini görevden almakla kalmadı, savcı Sadrettin Sarıkaya'ya da dosyadan el çektirdi. 
Fethullah Gülen'e bağlı bütün gazeteler Zaman'ıyla, Bugün'üyle, Star'ıyla, bu olayda MİT'in büyük hatası olduğunu, MİT müsteşarının yanlış işler yaptığını sayfalarına çarşaf çarşaf taşıdılar. Keza cemaate bağlı televizyonlar da aynı çizgide yayın yaptı. 
Oysa Kürt açılımını en çok destekleyen bu kesimdi. 
MİT–PKK görüşmelerinden "demokrasi ve barış adına" en çok memnun olan bu kesimdi. 
PKK ile masaya oturmanın şart olduğunu hatta mümkünse APO'ya paşa rütbesi verilmesini savunanlar da bu kesimin yazarlarıydı (Mümtazer Tüköne). 
İyi de şimdi ne oldu? 
Neden bir anda kendi savundukları politikaları –ki bu politikalar aynı zamanda küresel politikaların da izdüşümüdür– inkâr etmek pahasına MİT'in ortaya koyduğu hükümet destekli PKK stratejisi aleyhine saldırıya geçtiler? 
Ve neden bir anda hükümet–cemaat çatışması varmış gibi bir havanın esmesine sebep oldular? 
Öncelikle şunu söylemeliyim ki "bu malum medya" son derece acımasız, soğuk savaş dönemi taktikleri ile son derece pişmiş, "kendi merkezli" herşeyi ve her haberi "bayraklaştıran", kendilerinin aleyhine olabilecek her haberi "yok sayan" ya da önemsemeyen bir "istihbarat" mantığına göre hareket ediyorlar. 
Ve hatta "iddia ediyorum ve çok iyi biliyorum ki" bu medyanın bazı haberleri "tek bir merkezden yazılıyor ve bunlara servis ediliyor." 
Ama MİT olayında fena yanıldılar. 
Bunların hesabına göre bulunan delillere MİT müsteşarının defteri anında dürülecek, hükümet, "bunların gücünü" bir kez daha görecekti. 
Fakat Başbakan, bizim de bu sütunda yöntemini eleştirdiğimiz bir şekilde Hakan Fidan'ı yargıdan kurtaracak bir atak yapıp bu operasyonun emniyet ayağını devre dışı bırakınca bir anda panik havası oluştu. 
Cemaatte "hükümet üzerimize mi geliyor?" korkusu hâsıl oldu. 
Gazetelerinde "biz dostuz, birbirimizle çatışamayız" havası esmeye başladı. 
Daha vahimi ise bu operasyonda MİT müsteşarı ile yıldızı barışmayan İsrail istihbaratının parmağının olduğu iddiaları. 
MOSSAD'ın Türkiye'de bazı grup ve cemaatleri kullanıp kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirip yönlendirmediği çok ciddi bir kuşku. 
Böyle bir şey varsa bu direkt olarak "ajanlık" kapsamına girer. 
 "Generalinden, profesörüne"  kadar yüzlerce insanı büyük bir zevk ile "terörist" ilan eden bir anlayışın bugün büyük bir korku ve telaş içine kapılarak kendi üzerlerinde kuşku bulutları dolaşır hale gelmesi çok da şaşırtıcı değil. 
Ve 
Korkunun ecele faydası yok. 
Bundan sonra merakla beklenen şey hükümetin cemaat üzerindeki operasyonun mevzi mi yoksa geniş kapsamlı mı olduğu. 
Bunun cevabını Başbakan'ın sağlık durumu belirleyecek.[1] 

Fethullah'ın amacı devleti ele geçirmek miydi?

Dünkü yazımızda Fethullah cemaatinde gözlenen paniğin şifrelerini çözmeye çalışmıştık. Bugün bir başka açıdan olayı irdelemeye devam edeceğiz. 
Hocaefendi'ye karşı olan kesimin temel iddiası, O'nun devleti ele geçirme hamlesi içinde olduğu, kendi cemaat mensuplarını devlet kadrolarına yerleştirerek bunu gerçekleştirmek istediği yönünde. 
Son yıllarda bu görüşü destekleyecek hayli bulgu ortaya çıktı. Emniyetten yargıya kadar pek çok devlet kurumundaki cemaat yapılanması neredeyse isim isim deşifre olmuş durumda. 
Böyle olunca olay "bir cami hocasının" boyunu aşan bir biçimde "devlette anlamlı kadrolaşma" haline bürünüyor ki doğal olarak başka kuşkuları da beraberinde getiriyor. 
Bu hoca, bir yandan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonrası verdiği beyanatta "otoriteye karşı gelmeyin" diyerek İsrail'in otoritesine yumuşak geçiş sergiliyor, diğer yandan kendisini ziyaret eden FBI görevlilerine "Irak'taki Amerikan işgalinde nasıl davranılması gerektiğini öğütlüyordu." (Zaman, Nuriye Akman'ın Fethullah Gülen'le mülakatı, 26.03.2004) 
Yani "bir imama yakışmayan" işler olduğu dikkat çekiyordu. 
Son yıllarda Hocaefendi cemaatinin devletteki akıl almaz kadrolaşmasının AKP'yi de sıkıntıya soktuğu son MİT operasyonu ile daha da belirginleşti. 
Ve biz hemen tarihin tozlu raflarından Fethullah Gülen'in televizyonlarda da yayınlanan şu konuşmasını çıkartalım ve bir kez daha hatırlatalım dedik: 
"Durmadan hazırlanmalıyız. Hem de hiç durmadan... Zamanı gelince, uygun boşluk bulunca maratona geçeriz. Bazıları benim için korkak diyor. Ama bazen hasımdan kaçmak, çok çok önemli bir manevradır. 
Dikkatli olmalıyız. Erken harekete geçersek tepemize binerler. Başka kuvvetler var bu ülkede. Bunları hesap ederek temkinli yürümekte yarar var. 
Taa ilerilere gitme, can damarları içinde dolaşma ve eğer sonra dönülüp gelinecekse yara almadan geriye gelme meselesi. Gelecek adına çok önemli esaslardır, hususlardır. Gelecek için bunlara mutlaka riayet edilmelidir. 
Adliye'de, Mülkiye'de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır. 
Müslümanların belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam etmeleri şarttır. Huruç diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya Cezayir'deki gibi başlarını ezer. 
Bir yanlışlık falso yaratır. Ve bu falsoyla yediğimiz mağlubiyeti telafi edemeyiz. Bu defa onlar sizi kıskıvrak derdest ederler, bir daha da belinizi doğrultmanıza fırsat vermezler. Hafazanallah." 
Hocaefendi kendi cemaatine "böylesine altın öğütler veriyordu." 
Bugüne kadar hiçbir savcı O'na "durmadan nereye hazırlanıyorsunuz? Can damarlarında dolaşmak ne demektir? Huruç etmek ne demek? Neden adliyede, mülkiyede, başka hayati devlet kurumlarında yerleşmeyi amaçladınız? Hasım diyerek kimi kastediyorsunuz?" diye sormadı. 
Cemaat medyası insanların birbirleriyle yaptığı basit telefon görüşmelerinin bile Ergenekon davası kapsamına alınması için savcıları harekete geçirdi ama kendi Hocaefendilerinin "huruç harekâtının", devlette kadrolaşma azminin "örgütsel suç olup olmayacağı" konusunda savcılara çağrıda bulunmak tabiî ki akıllarına gelmedi. 
Hülasa bu durum bugün en çok AKP'yi rahatsız ediyor. 
Dün, "Ahirette bana şefaat etme imkânı verilse önce Bülent Ecevit'e şefaat ederim" diyecek kadar Ecevit aşığı olan Hocafendi bugün Erdoğan aşığı! 
Yani "otoriteye boyun eğen bir fakir!" 
Ama bazılarına göre bu "fakir" çok ileri gitti. 
Ve bugünkü kavga da bunun yüzünden zaten[2]

Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ

[1] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12000621/fethullah-hocacilar-neden-panikte/muharrem-bayraktar

[2] http://www.yenimesaj.com.tr/?artikel,12000638/fethullah-in-amaci-devleti-ele-gecirmek-miydi/muharrem-bayraktar


Bu haber 893 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,830 µs