En Sıcak Konular

''ERMENİ SOYKIRIMI(!) İNKAR YASASI'' ANALİZİ

29 Ocak 2012 14:40 tsi
''ERMENİ SOYKIRIMI(!) İNKAR YASASI'' ANALİZİ Fransa, hızla ilerleyen modern dünya gidişatı içinde geriye doğru bir hamle yapmış ve insanların düşünce ve sorgulama haklarına bir tahdit ve sınır getirmiştir. Hem de tehdit altında bir sınırlama.

Fransa'da onaylanan Ermeni soykırımı inkâr yasası analizi

Fransız Parlamentosu "Ermeni soykırımını inkâr edenleri cezalandırmak üzere bir İnkâr Yasası teklifini parlamentoda onaylatmış ve senatoya sevk etmiştir. 23 Ocak günü Fransız Senatosu da bu tasarıyı onaylayarak kanunlaştırmıştır.  Şimdi sıra cumhurbaşkanının onayı ve bundan sonra bu yasanın yürürlüğe girmesine gelmiş bulunmaktadır. Bu gelişmelerin tahlili yapıldığında, olaylar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

* Parlamentoda yapılan oylamanın ardından senatonun da kabul etmesi ve Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin de bunu tasdik etmesi beklenen gelişmelerdir.

* Bu gelişmeyi anlamak için olayların mekanik yapılanmasına bakmak gerekir

* 477 kişilik Fransız Parlamentosu'ndan bu yasa sadece 43 oyla geçirilmiştir.

* Senatoda daha çok destekleyenler bulunmuş ve yasayı onaylamayanların çoğu oylamaya gelmemiştir. Bu yıl senatonun ve cumhurbaşkanının seçim yılıdır, dolayısı ile "azınlıkları memnun etme yarışı" başlamış bulunmaktadır.

* "Ret oyu" kullanmayı düşünen Senato başkanına bile  "parti disiplini içinde oylama yapma" baskısı yapılmıştır.

* Bir nevi inatlaşma ve "biz dediğimizi yaparız" havası ile bu oylama gerçekleşmiştir.
Buna rağmen, daha şimdiden oy toplayarak Anayasa Mahkemesine gitmek için girişimler başlamıştır. (Bu girişimden fazla bir şey beklememek gerekir. Bundan bir şey çıkmaz)
Fransa açısından:

* Bu inkâr yasasını oylama işlemi, Fransa'nın hakiki yüzünü ve tutumunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı seçildiğinden bu yana ısrarla, "Türkiye'nin Avrupa'da işi yok, AB içinde rolü yok" şeklinde beyanlar veren Sarkozy için bu bir başarıdır. Taraftarlarının olduğu ve destek gördüğü de ortadadır. O halde, alınacak ders: Fransızlara güvenemezsiniz. Batıya hiç güvenemezsiniz.

* Fransa, hızla ilerleyen modern dünya gidişatı içinde geriye doğru bir hamle yapmış ve insanların düşünce ve sorgulama haklarına bir tahdit ve sınır getirmiştir. Hem de tehdit altında bir sınırlama. Bunun aynısı "Ortaçağ'da" başta Fransa olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde uygulanmış ve verilen kararlara uymayanlar engizisyon mahkemelerince yargılanıp, canlı canlı yakılmışlardır. O zamanlarda da, hür düşünmek veya sorgulamak, araştırmak yasaktı ve "kilisenin dogmatik doğrularını inkâr etmek " anlamına gelmekteydi. Bugün alınan senato kararı adeta bu kararlara benzemektedir.

* Fransa hem kendi insanını kısıtlamış, hem hür düşünceye gem vurmaya kalkmıştır. Diğer taraftan da, kendi dışında bir ülke ve iki toplum hakkında, kendisini hiç ilgilendirmeyen bir konuda kararlar verip, kanun çıkartarak  "absürd" yani, "yadırganacak kadar garip ve mantık dışı" bir tavır takınmıştır.

* Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden Fransa bu oylama ve bu yasa ile çoğunluğunu, küçük bir azınlığa (Ermeni asıllı Fransızlara) esir etmiştir. 
Avrupa'nın diğer bazı üyelerinin tepkisi:
Özellikle Almanya, İngiltere ve diğer kuzey Avrupa ülkeleri olayları çok yakından takip ederek kendi tepkilerini de dile getirmişlerdir. Mesela, Almanya'da gazete haberlerinde:
"Ankara'nın akılsızlığı" veya, "Türk hükümetinin kendini haklı çıkartan tavrı tam bir skandal" veya "Türkiye böyle AB üyesi olamaz" gibisinden başlıklarla yorumlar yapılmıştır.
İngiliz gazeteleri ise, daha değişik bir üslup ile "Türkiye Nisan ayı yaklaştıkça korku ve sıkıntı yaşamaktadır" veya " Türkiye'de soykırımını kabul edip, yazan yazar ve düşünürleri varken ve Türk hükümeti onları baskı altında tutuyorken, başkalarına ders veremez" şeklinde yaklaşımlarla Orhan Pamuk'a, ve diğer aydınlara atıfta bulunmuşlardır.
Fransız gazetelerinden Le Monde,  aslında bu kararın çoğulculukla bir onay olmadığını vurgulamaya özen göstermiştir. Hatta pek çok senatörün çekincelerini güçlü bir şekilde dile getirdiklerinin altını çizmiştir. Senatonun iki eski başkanının da bu "inkâr yasasına" karşı olduklarını ve bunun çok nadir bir durum olduğunu belirterek olayın diğer yüzünü de göstermeye çalışmıştır.
Diğer taraftan da Gümrük Birliği( GB) üyesi olan Türkiye'nin, yine GB üyesi olan Fransızlara karşı boykot uygulayamayacağının da altını çizmekten geri kalmamıştır. (Durumun ne olacağını zaman gösterecektir. Fransız ve Avrupalıların yaptığı ise yaraya tuz basmak kabilinden bir olaydır.)
Kısacası:

* AB üyelerinin hiçbiri Fransızların yaptıklarını kınamamıştır.

* Hiçbiri resmi olarak insan haklarından, ifade özgürlüğünden bahsetmemektedir,

* Bu kısıtlamaların açtığı tehlikeli gidişatı adeta görmezden gelmektedirler.

* Bu tutumların,  Avrupa'da yükselmekte olan Islamafobya (islam korku ve düşmanlığı) ile yakından bağlantısı olduğu bilinmelidir.

* Avrupa devletlerinin epey bir kısmının,  2010'lardan itibaren, yeniden "sömürgeci" havasına girmeye ve "eski küstah" tavırlarına bürünmeye başladıkları da gözden kaçmamalıdır.

* AB'ye kabul edilmek için taviz üstüne taviz veren Türkiye'ye sonunda bu Ermeni iddialarını da kabul ettirip, özür diletip, tazminat ödetmeyi başaracakları inancı ile hareket etmektedirler.

* AB ülkelerinin birçoğu  "Hıristiyan Ermenistan'ın" anlattıklarına kanıt olmaksızın inanmışlardır. Bunda Misyonerlerin rolü büyük olmuştur.

* AB ülkeleri, Türklerin, kızgınlığına inanmamakta ve "onların ısıramayacağına" inanmaktadırlar. Bu, Türklerin daha çok gürlediğini ama pek ısırmadığını ifade eden eski bir Sırp atasözüdür. (Günümüzde de bu durum aynı mıdır? Bunu da zaman gösterecektir)

Sonuç
Türkiye açısından neler yapılmalıdır:

* Türkiye aslında bu diplomatik oyunu çok soğukkanlı bir şekilde oynamalıdır. Böyle durumlarda kızmak ve sinirlenmek hiç bir işe yaramaz.

* Olayların gerisindeki faktörlere bakmak gerekir,

* Gruplar arasındaki bağları, bağlantıları ve çıkar dengelerini anlamak gerekir.

* Bu olaylardan yararlananların kimler olduğu belirlenmelidir.

* Ondan sonra karar verip, işlemleri sistemli olarak  uygulamaya koymak gerekir. Öfke sadece hatalı karar vermeye zemin hazırlar. Bu konular ise hata kabul etmez.

* Türkiye, konuşmak yerine uygulamaya geçmek zorundadır.( Sadece gürlemekten ziyade, icabında ısırmak lazımdır)

* Etkisi olacak yaptırımlar ve uygulamalar hazırlamalıdır. Bunlar ekonomik, sosyal, kültürel , bilimsel ve teknik alanlarda olabilir.

* Sadece hükümet olarak değil, fertler olarak da bir şeyler yapmaya gayret edilmelidir. Fransız mallarına, iş ve hizmetlerine ( bankacılık, sigortacılık, AVM'leri, Fransız ürünleri, v.s gibi) karşı tavır almak gerekmektedir. (Gezi için Fransa yerine İtalya veya İspanya'ya gitmek gibi.) Teknik işbirliğinde yeni ve başka partnerler bulmak gibi.

* Bu durum Türkiye için hem bir prestij meselesidir, hem de tarihe not düşmektir.

* Türkiye mutlak surette kendi eğitim programları içinde kendi bireylerini Ermeni olayları konusunda bilinçli ve donanımlı yetiştirmelidir ki onlar da ne söyleyeceklerini, nasıl haklarını müdafaa edebileceklerini bilsinler.

* Türkiye mutlaka daha kapsamlı ve daha sistemli tanıtım programları ile kendi tanıtımını yapabilmelidir. Hızla değişen ve süratle gençleşen bu dünyada, en modern teknik ve metodlar kullanılarak tanıtımlar yapılmalı ve doğru bilgiler, güzel bir şekilde aktarılmalıdır.

* Kısacası, başarılı "lobicilik" yapılmalıdır. Bu para, emek, zaman ve azim gerektiren bir süreçtir.

* Bu mücadele uzun soluklu bir mücadele olup, herkese görev düşmektedir.


Prof. Dr. Oya Akgönenç

 


Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/makale/fransa-da-onaylanan-ermeni-soykirimi-ink%C3%A2r-yasasi-analizi-228657.htm


Bu haber 710 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,077 µs