En Sıcak Konular

AYASOFYA'YA KANUNSUZ ZİNCİR

4 Ocak 2012 16:54 tsi
AYASOFYA'YA KANUNSUZ ZİNCİR İstanbul'un fethinin sembolü, Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesi Ayasofya'yı cami olmaktan çıkarıp müzeye dönüştüren tartışmalı kararnameyle ilgili yeni belgeler Ayasofya'ya vurulan zincirin kanunsuzluğuna işaret ediyor.

Kanunsuz zincir

İstanbul'un fethinin sembolü, Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesi Ayasofya'yı cami olmaktan çıkarıp müzeye dönüştüren tartışmalı kararnameyle ilgili yeni belgeler Ayasofya'ya vurulan zincirin kanunsuzluğuna işaret ediyor. 

Emniyet: imza incelenebilir
Bir başka örneği olmayan ve diğer resmi belgelerdeki 'K.Atatürk' imzalarına da hiçbir şekilde benzemeyen Ayasofya Kararnamesi'ndeki Reisicumhur imzasının incelenmesini Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de gerekli gördüğü ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün B.05.1.EGM.0.34.02.04.96/007  sayılı yazısında Reisicumhur Mustafa Kemal'e ait olduğu iddia edilen imzanın şeklen kendisine ait olmadığının anlaşıldığı vurgulanıyor. Sözkonusu yazıda, ön şartlar oluştuğu takdirde imzanın Mustafa Kemal Atatürk'e ait olup olmadığının incelenebileceği de belirtiliyor.

Hukuken tamamlanmamış süreç
Bir dilekçeye cevap veren Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü de B.02.0.MGY.0.13/2076-02560  sayılı  yazısında "İlgi dilekçeniz üzerine yapılan incelemede 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tespit edilmiştir. Bilgilerinize rica ederim" diyor.

Bu süreç incelenmeli
* Ayasofya kararnamesindeki Reisicumhur imzası gerçek olmayabilir. İmza benzeri olmayan ve diğer belgelerdekine hiçbir şekilde benzemiyor.

* Emniyet Genel Müdürlüğü gündeme taşıdığımız imzadaki tuhaflıklarla ilgili iddiaların incelenmesi gerektiğine dair daha önceki senelerde görüş belirtmiştir.

* Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü, Ayasofya kararnamesinin

* Resmi Gazete'de yayımlanmadığını doğrulamıştır.

Resmi Gazete'de yayımlanmamış hiçbir tasarı, teklif ya da kararname hukuki sürecini tamamlamış sayılamaz. Tartışmalı Ayasofya Kararnamesi Resmi Gazete'de yayımlanmadığı için 'kanun hükmü'nü almamış ve süreç hukuken eksik kalmıştır.

* Ayasofya Kararnamesi'nde görülen 'K. Atatürk' imzası, Reisicumhur'un 'Atatürk' soyadının kanunlaşma sürecinin tamamlanmasından üç gün önceki tarihte atılmıştır.

* Sürecin her aşamasında tutarsızlar, gariplikler ve mutlaka incelemeyi gerektiren uygulamalar söz konusudur.

"Ayasofya Kararnamesi'ndeki tuhaf imza" başlıklı yazımızı hatırlayacaksınız. Ayasofya'yı cami olmaktan çıkarıp, müze yapan kararnamedeki Reisicumhur imzasındaki tuhaflığa dikkat çekmiş; bu belgedeki Reisicumhur imzasını diğer belgelerdeki gerçek imzalarla karşılaştırmıştık. Ayasofya kararnamesindeki bu tuhaf imza ile Kemal Atatürk adına atılmış diğer resmi belgelerdeki gerçek imzalar arasındaki farkı şeklen belirgin olarak ortaya koymuştuk.

İmzaları kıyaslayarak kaleme aldığımız yazı büyük ses getirdi. İnternet haber portalları, gazetelerin web siteleri yazıyı alıntıladı, sosyal medya kullanıcıları bu tuhaf imzayı günlerce konuştu. Bazı gazeteler tartışmalı imzayı haberleştirdi, bazı televizyon programlarında da imzanın gerçek olup olmadığı tartışıldı.

Atatürk soyadı kanunlaşmadan atılan imza
Bugün, Reisicumhur Mustafa Kemal'in imzası olarak görülen 24.11.1934 tarihli Ayasofya kararnamesiyle ilgili yeni belgeleri açıklıyorum. Ama yeni belgelerden önce bir başka gerçeği daha hatırlatmak gerekiyor. Ayasofya'nın müze yapılışındaki kararnamenin tarihi 24.11.1934. Bu tarihli kararnamede Reisicumhur Mustafa Kemal'in olduğu sanılan imza "K. Atatürk" imzası. Dikkat buyurun lütfen. "Reisucumhur Mustafa Kemal" sıfatını "Atatürk" olmaksızın bilerek kullanıyorum. Çünkü 24.11.1934 tarihinde Mustafa Kemal'e TBMM tarafından "Atatürk" soyadının verilişiyle ilgili süreç henüz tamamlanmamıştı.

Biraz daha detaylandıralım bu garipliği. Malum olduğu üzere Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı kanunla verildi. Kanun no: 2587, kanun teklifinin TBMM'de kabul tarihi Ayasofya kararnamesiyle aynı tarihi taşıyor. Yani 24.11.1934. Kanunun Resmi Gazete'de yayımlandığı tarih ise 27.11.1934. Bu özel kanunun 2. maddesinde ise "Bu kanun neşri tarihinde muteberdir" deniliyor. Yani Mustafa Kemal, kanunen Atatürk soyadını Resmi Gazete'de yayım tarihi olan 27.11.1934'ten itibaren kullanabiliyor. Ama ne gariptir ki, Atatürk soyadı kanunen de geçerli olmayacak şekilde Ayasofya Kararnamesi'ne imza olarak yansıyabiliyor. İmzanın şeklen tuhaflığı bir tarafa bu tutarsızlık bile sözkonusu imzanın Reisicumhur Mustafa Kemal'e ait olmama ihtimalini güçlendirmektedir.

Emniyet Genel Müdürlüğü: Kriminal inceleme mümkün
Biz yeniden şu tuhaf "K.Atatürk" imzasıyla ilgili yeni belgelere gelelim. İlk belge, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'nün de bizden farklı düşünmediğinin belgesi. 19 Aralık'taki yazımızdan sonra ulaştı bize. Bir dilekçe üzerine verilmiş bir cevap. Cevap İsmail Kandemir'e yazılıyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün B.05.1.EGM.0.34.02.04.96/007 sayılı cevabi yazısı "İmza incelemesi" konu başlığını taşıyor. Bakın ne diyor Emniyet Genel Müdürlüğü:

"İlgi dilekçeniz ekinde fotokopisi bulunan 24 Kasım 1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesinde Reisicumhur adına atılı bulunan imzanın, yine dilekçeniz ekinde sunulan Atatürk'ün örnek imzalarına biçimsel açıdan fark gösterdiği ilk bakışta belirlenebilmektedir.

Şöyle ki; söz konusu 2/1589 sayılı Kararnamedeki imzanın inşaı sırasında, Atatürk'ün tarafınızca sunulan ve tarafımızca bilinen imzalarından farklı olarak "A" harfinin de kullanıldığı, "K" harflerinin şekillendiriliş biçimleri ile "t" harfleri kuşaklarının konumu itibariyle de farklılıklar bulunduğu görülmektedir"

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu tespitleri bizim bu konuyu haklı olarak gündeme getirdiğimizi tescilliyor. Genel Müdürlüğün ilgili yazısında bu farklılıkların sözkonusu imzanın sahte olduğunun belirlenmesi açısından yeterli olmadığı; biçimsel mukayesenin yanı sıra kişilerin asli yazım karakterlerinin teşhisi ve mukayesesinin de gerekli olduğuna dikkat çekiliyor.

"Ayrıca imza mukayeseleriyle varılan sonuçların sıhhati açısından incelenen imzanın orijinal olmasının bir önşarttır" denilen yazıda, mevcut şartlarda sıhhatli bir tetkikat yapılamadığı da belirtilmiş. Emniyet Genel Müdürlüğü Daire Başkan V. İrfan Bayar imzasının yer aldığı belgede, şartların sağlanması halinde bir inceleme yapılabileceği de ifade edilmiş.

19 Aralık'taki yazımızda yakın zamanda Albay Dursun Çiçek'in tartışmalı imzasıyla birlikte Türkiye'nin "ıslak imza" kavramıyla tanışık hale geldiğini hatırlatmış ve Ayasofya Kararnamesindeki Reisicumhur imzasının kriminal laboratuarlarda incelenmesi gerektiğini söylemiştik. Kriminal incelemelerin 1934'e kadar gidip gitmeyeceğini de sormuştuk.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu yazısından anlıyoruz ki, Ayasofya Kararnamesi'ndeki Reisicumhur imzasının kriminal incelemesi yapılabilir. Tabi gerekli şartlar kriminal inceleme için oluşturulması kaydıyla. İlk şart kararnamenin ıslak imzalı orijinal belgesinin ortaya konmasıdır. İlgili hangi kurum, hangi makam ve her kim varsa, bu incelemeye kapıları açmalıdır.

Resmi Gazete'de yayımlanmadığının belgesi
Hatırlayacaksınız, gizemli Ayasofya kararnamesinin Resmi Gazete'de ya da Kanunlar ve Kararlar Mecmuası gibi devletin resmi yayınlarında yayımlanmamış olmasını da gündeme getirmiştik. İşte ikinci belge. Yine bir dilekçe, yine bir cevap. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü'ne 7.6. 1995 tarihinde bir dilekçe verilerek Ayasofya Kararnamesi'nin Resmi Gazete'de yayınlanıp yayınlanmadığı soruluyor. Dilekçeye verilen 14.6.1995 tarih ve B.02.0.MGY.0.13/2076-02560 sayılı cevabi yazı Genel Müdür Özgür Erkman imzasını taşıyor. İşte cevap:

"İlgi dilekçeniz üzerine yapılan incelemede 24.11.1934 tarih ve 2/1589 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Resmi Gazete'de yayımlanmadığı tesbit edilmiştir. Bilgilerinize rica ederim."

Bugünkü Anayasaya göre de, 1924 Anayasası'na göre de tasarı, teklif ya da kararnamelerin "yasa/kanun" ya da "kanun hükmünde kararname" olabilmeleri için Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra Resmi Gazete'de yayımlanması mecburiyeti vardır. Belgeler de gösteriyor ki, Ayasofya Camii'nin müze yapılması süreci hukuken de tamamlanmamıştır.

Anlaşılıyor ki; Ayasofya, birilerinin bir takım oyunlarıyla hukuksuz bir şekilde müzeye çevrilmiştir. Fiili bir durum oluşturulmuş ve fethin sembolü mana ve ruh anlamında bu milletin elinden alınmıştır. Biri çıkıp da bu tutarsızlıkları, bu gariplikleri açıklayabilecek mi bilmiyorum. İlgililerin bu konuya ilgisizliğini de anlayamıyorum. Ama yineliyorum; bundan sonrası bir zamanlar "Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın" mitinglerine de katılan devletimizin büyüklerine düşmektedir.

Vatan Gazetesi'ndeki haber üzerine...
Vatan gazetesinden Mert İnan Ayasofya ile ilgili ilk yazımdan sonra "Ayasofya"nın "müze" kararında taklit Atatürk imzası iddası' başlığıyla bir haber yaptı. 20 Aralık Salı günü Vatan'da yayınlanan haberden önce genç meslektaşımız bizi de arayarak görüşlerimize başvurdu ve görüşlerimize haberinde yer verdi. Gerçekten de objektif bir şekilde konunun ele alındığı bir haberdi.

Muhabir arkadaşımız, şaşkınlık uyandıracak kadar tuhaf duran Kemal Atatürk imzasının gerçek olup olamayacağını tarihçilere ve araştırmacılara da sormuş.

Araştırmacı yazar Aytunç Altındal, "İmza Atatürk'e ait değil" demiş. Prof. Dr. Sadi Öztürk konuyu "Uçuk bir komplo" olarak yorumlamış ve eklemiş: "Devlet politikası olarak Ayasofya müzeye dönüştürüldü".

Prof. Dr. Metin Hülagü de, "İmzanın Atatürk'e ait olmadığı kriminal olarak incelenebilir" demiş. Prof. Dr. İlber Ortaylı da, Ayasofya'nın müze olmasında Atatürk'ün imzası bulunuyor. Ayrıca Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olarak imzası olmasa ne farkeder ki? Neticede hükümet bir karar alıyor ve imzalıyor" yorumunu yapmış.

Her bir yoruma saygım var. Ama isterdim ki bilim adamı kimliğini taşıyan herkes öncelikle bu imzanın incelenmesini istesin. Hatta öncelikle bilim adamları bu konunun tetkikini bizden daha çok istemesi gerekirdi. Ortaya koyduğumuz belgelerden sonra imza üzerinde inceleme yapılmadan bu tartışma hiçbir şekilde bitmeyecektir.

Bu arada Aytunç Bey'i TNT televizyonunda Ömer Çelikal'ın programında da dinledim. Bizim henüz sütünlarımıza taşıma konusunda zaman bulamadığımız masonların Ayasofya'nın müze yapılmasındaki rolüyle ilgili de önemli açıklamalar yaptı.

Konuya ilgisinden ve gündeme getirdiğimiz Atatürk imzasındaki tuhaflığa dair desteğinden dolayı Aytunç Altındal'a özellikle teşekkür ediyorum. (Mustafa Kurdaş - Milli Gazete)

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE http://www.milligazete.com.tr/haber/kanunsuz-zincir-225991.htm



Bu haber 664 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,104 µs