HASTALIK SONRASI AKP'DE KOLTUK KAPMA TRAJEDİSİ

7 Aralık 2011 23:03 tsi

Başbakan'ın hastalık ve ameliyat dönemine denk gelen ilginç gelişmelerin AKP'de yaşanması ve parti içinde konum belirleyerek, denge oluşturmaya çalışanların varlığı da kendini hissettirmeye başlamıştır.

Yüzyıllar önce yaşamış düşünce adamı ve trajedi şairi olan Euripides diyor ki: Acının ve hastalığın erişmediği ölümlü yoktur.

Sayın Başbakan'da her insan gibi hastalanmış ve yaşadığı hastalıktan dolayı ameliyat olmuştur. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve acil şifalar diliyoruz.

Ama Başbakan'ın hastalık ve ameliyat dönemine denk gelen ilginç gelişmelerin AKP'de yaşanması ve parti içinde konum belirleyerek, denge oluşturmaya çalışanların varlığı da kendini hissettirmeye başlamıştır. Bu durumun Başbakan'ın yaşadığı hastalıkla bir alakası var mı yok mu bilemiyoruz ama AKP'li bazı bakan ve milletvekillerinden bugüne kadar duymadığımız-duyamayacağımız açıklamalar gelmesi dikkat çekmektedir.

Bu açıklamaları tekrar bir kez daha hatırlayalım:

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar: Beni kimse milletvekili yapmadı. Siyasi arkam yok. Allah'ın sayesinde milletvekili oldum. Tayyip Bey'den de Allah razı olsun. Allah'tan korktu, 'Bu adam bu kadar çalıştı' dedi, beni milletvekili yaptı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Ben Tayyip Erdoğan'a biat etmemiş adamım. Erbakan Hoca'ya da biat etmedim. Edilseydi ona ederdim.

Yine bir zamanlar AKP'nin ikinci adamı durumundaki AKP eski Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Mehmet Fırat'ın Taraf'ta Neşe Düzel'e verdiği röportajda kullandığı "(...)Hukuk hepimize lazım. Şu anda güçlü olabiliriz, iktidarda olabiliriz, polis emrimizde olabilir, polis bize selam durabilir ama şunu da unutmamak lazım. Tayyip Erdoğan hapisten çıktıktan sonra, belediyeyle ilgili olarak bazı arkadaşları soruşturmaya alındı. O arkadaşlar Gayrettepe'de sorgudan çıkarken, o kadar dayak yemişlerdi ki yürüyemiyorlardı. Kollarına girilmiş sürükleniyorlardı. Bu günkü polis, o günkü polistir. Polis değişmez. Ne değişti? İktidar değişti. Polis gene aynı polistir. Polisi yönetecek olan hukuktur. Polisin hukukun içinde kalmasını sağlamak zorundasınız. Polis bugün size hizmet eder ama yarın iktidar değiştiğinde aynı şeyi size yapar. Bugün birileri dinleniyorsa, mutlaka ben de dinleniyorumdur. Bu dinlemeler bir yerde arşivleniyordur ve bir gün mutlaka kullanılacaktır. Mühim olan hukukun olduğu bir devlettir." ifadeleri çok ince mesajlar olmuştur.

Yine bir başka ilginç açıklamayı da AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış "Maalesef baskınların bazılarında Başbakan'ın eşiyle yatak odalarındaki özel sohbetlerinin kaydı bile bulundu." sözleri ile yapmıştır. Bu sözlerin böyle bir süreçte kimlere ne mesaj vermeye çalıştığı tartışmalıdır. Şüphe üzerine şüphe doğuracak niteliktedir.

Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan arasında başladığı çok net görülen güç kavgasını da bu yukarıdaki sözlerle birlikte değerlendirdiğinizde ortaya AKP'yi ele geçirme kavgasını Başbakan Erdoğan'ın geçirdiği hastalığın tetiklediği görülmektedir.

AKP'de başlayan denge arayışları ve güç kavgası siyasetin ahlak derecesini de göstermiş oldu. Başbakan Erdoğan ameliyat masasına yatar yatmaz hamle yapanlar, konum kapmaya çalışanlar, ince ince mesaj verenler siyasetin acımazlığını da örnek olmuştur.

Gerçi Başbakan Erdoğan'a "Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma" sözünü geçmişte çok hatırlattık. Hastalıkta, sağlıkta insan için doğal bir şey dedik Hastaya şifa istemek mümin tavrı uyarısını yaptık. Ama bir zamanlar o da merhum Bülent Ecevit'in hastalığını dile dolayarak," Zavallı, fiziken çökmüş, bitmiş bir insan, her tarafı kırılıp dökülmeye başladı, çelik korselerle ayakta duruyor." sözleriyle hastalık üzerinden siyasi konum kapmaya çalışmıştı. Bugün maalesef kendisi ameliyat masasına yatar yatmaz bu bakış açısına muhatap olmuştur.

AKP'nin varlığı Türkiye'yi uçuruma doğru götürdüğü gibi, AKP'de yaşanacak koltuk kavgası Türkiye'nin dengesini de sarsacaktır. ABD'nin, Türkiye'yi İran ve Suriye'ye karşı savaşa doğru sürüklediği bir dönemde, AKP'de "Ben Amerika'ya daha çok sadığım" yarışı muhakkak yaşanacak ve bundan sonrada hız kazanacaktır.

Başbakan Erdoğan'ın geçirdiği ameliyat sonrası parti içinden verilen ilginç ilginç mesajlar karizmayı ve otoriteyi sarsmıştır.

Şeyh Edibali, Osman Gazi'ye nasihatinde ne diyordu:

Oğul! Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

Bu sözlerden herkesin çıkaracağı dersler vardır. Başbakan Erdoğan'ın tekrar tekrar okumasında ise bugünlerde çok fayda vardır. İnsan düşmeye görsün

Yıldıray Çiçek - Ortadoğu

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=10091

Bu haber 747 defa okundu.

Yorumlar

+ Yorum Ekle

kapat

Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.