En Sıcak Konular

OCAKBAŞI'NDA 11 EYLÜL 'ÜN 10.YILDÖNÜMÜ VE SONUÇLARI KONUŞULDU

15 Ekim 2011 23:23 tsi
OCAKBAŞI'NDA 11 EYLÜL 'ÜN 10.YILDÖNÜMÜ VE SONUÇLARI KONUŞULDU Prof. Dr. Haydar Çakmak:''11 Eylül 2011 olayının sonuçlarını küresel etkiler, ABD’nin dış politikasında yarattığı değişiklikler ve içinde bulunduğumuz bölgede gerçekleşen etkiler olarak 3 başlıkta değerlendirmeliyiz'' dedi.

Prof. Dr. Haydar Çakmak Ocakbaşı Sohbetinde 11 Eylül 2001'in 10. Yıl Dönümü ve Sonuçları'nı anlattı

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haydar Çakmak özetle şunları anlattı:

Günümüzde Türkiye'nin ve Türklüğün çok büyük sorunları vardır ancak bu sorunları zamandan ve mekandan ayrı değerlendirmek doğru değildir. 11 Eylül 2001 olayı sadece Amerika'nın sorunu değildi. İster ABD tarafından yapılmış bir olay olarak değerlendirilsin, isterse terör olayı olarak değerlendirilsin ya da her ikisine de inanılsın bu olay sadece Amerika'yı değil tüm dünyayı ve konumumuzu ilgilendirmektedir. Olayın boyutunu daha iyi anlamak için istatistiki bilgilerden az da olsa bahsetmek yerinde olacaktır. "11 Eylül 2001 olayı kendisini öldürecek kadar çok iyi eğitilmiş 19 pilot tarafından gerçekleştirilmiş ve bu olayda 4 yolcu uçağı kullanılmıştır. Uçakların 2'sinin vurduğu binaların çok önemli özellikleri vardır. Bir tanesi ABD'nin sembolü, kapitalist sistemin kurucusu olan 430 farklı şirketin içerisinde yer aldığı, günde 140.000 kişinin ziyaret ettiği Dünya Ticaret Merkezi binası ve diğer bir bina ise Dünya'nın süper gücü, en ileri teknoloji gücü olan ABD'nin Savunma ve Güvenlik Bakanlığı binasıdır ve bu iki bina birer semboldür.  3. Uçak düşmeseydi hedefi Bush ve Beyaz Saray olacaktı. Uçağın birincisi vurduktan 1 saat 50 dakika sonra diğer uçak çarpmıştır. 3.uçak ise 49 dakika sonra düşmüştür.4. uçağa ise izin verilmemiştir. Birinci uçağın çarpması ile ikinci uçağın çarpması arasındaki süre uzun bir süredir ve ikinci uçağın neden engellenmedi? Kuleler vurulduktan 1 saat 42 dakika sonra çökmüştür ve bu olay sonucunda 2974 kişi ölmüş ve 24 kişi ise kaybolmuştur. İkiz kulelerin tekrardan yapılması 6 yıl 8 ay sürmüştür. Olaydan sonra Newyork'ta yaşayanlar, öğrenciler ve yaşlılar arasında yapılan araştırmalarda halkın önemli bir bölümünün psikolojik sorunlar yaşadığı tespit edilmiştir. Olaydan sonra ABD bütçenin 10 katı, yıllık bütçe 50 milyar doları sadece buranın güvenliği için ayırmıştır bunun yanı sıra da polis ve askerler dışında güvenlikte çalışanların sayısı 10 kat arttırılmıştır. 11 Eylül 2001 olayından etkilenmeyen hiçbir sektör kalmamıştır."

11 Eylül 2001 olayının sonuçlarını küresel etkiler, ABD'nin dış politikasında yarattığı değişiklikler ve içinde bulunduğumuz bölgede gerçekleşen etkiler olarak 3 başlıkta değerlendirmeliyiz. ABD bu olay öncesinde uluslararası ilişkilerde hiç dokunulması mümkün olmayan, kimsenin yaklaşmaya cesaret edemediği bir süper güç olarak düşünülmekteyken ABD'nin vurulmasından sonra vurulmayacak hiçbir ülkenin olmadığı anlaşılmıştır. Diğer bir küresel sonuç ise ABD bu kadar tedbire rağmen terör örgütleri bu olayı yapabildiyse terör örgütlerinin bayağı büyüdüğü düşüncesidir. 2000'li yılların başında dünyada uluslararası güvenlikte 1. sırada olan ABD bu olayı gerçekleştiren pilotların bu kadar iyi eğitildiklerini nasıl fark edememiştir? ABD'nin bu konudaki zaafı ve başarısızlığı uluslararası ilişkilerde itibarına ve şöhretine gölge düşürmüştür. Fakat ABD bu durumu kendi lehine dönüştürmek için birkaç ay sonra ABD ve özgür ülkeler terörü 1. Uluslararası sorun olarak kabul etmişler ve Taliban ve Radikal İslamcılara karşı güç birliği yapmaya karar vermişlerdir. Buna bağlı olarak da Güvenlik Konseyi' den Afganistan'a müdahale kararı çıkmıştır. ABD kendine yapılan bu saldırı sonucunda Güvenlik Konseyi'nin diğer 4 üyesini İslamiyet ve aşırı dinci terör konusunda ikna etmekte zorlanmamıştır. ABD bu sayede yapacağı harekatı hukuki zemine oturtmuştur. Ancak ABD 2001'den bu yana girdiği Afganistan'da Taliban'ı bir türlü yakalayamamıştır. ABD kendi teknolojisini bu kadar överken eğer bu kadar hassas teknolojiye sahipse 4.5 milyon Taliban'ı nasıl yakalayamıyor, nasıl bulamıyor bu durum gayet mantıksızdır. Dünya'nın en iyi orduları 2003'te Saddam Hüseyin'i Irak gibi güçlü bir ülkede teslim alırken Afganistan 3. Sınıf bir ülkeyken ve ayrıca da iktidarda olanlar ABD yanlıları iken Taliban'ı nasıl yok edemiyorlar? Eğer incelersek asıl niyet Taliban'ı yenmek değil mi? O bölgeye bakıldığında Afganistan'ın nüfus potansiyelinin tehlikeli çoğunluğu oluşturan Afganistan yerlileri Peştunlardan oluşması ve bunların sayısal üstünlüğünün diğerlerine göre fazla olmasına rağmen belli yerlerde yoğunlaşmalarıdır. Afganistan'ın nüfus yapısı Türkiye gibi değildir ve bu ülkede yaşayan bütün milletlerin kendi hakim oldukları yerler vardır. Yani parçalı bir ülkedir. Akla gelen ikinci bir soru ise, ABD girdiği bu ülkede kimlik sorununu ortaya atıp buradaki etnik grupları neden birbirine düşürmedi? ABD Irakta gerçekleştirdiği politikayı burada uygulamamış ve hepiniz Afganistanlısınız diyerek bu etnik gruplara dokunmamıştır. Başka bir boyut ise, 19. Yüzyılda Uzak Afrika'ya giden emperyalistler "biz sizlere medeniyet getireceğiz" diyerek buraları sömürge haline getirmişlerdir. Bu gün ise emperyalistler "biz size demokrasi, insan hakları, hukuk üstünlüğü getireceğiz" demekte ve Türk demokrasisini örnek göstermektedirler. Onlara göre Türk demokrasisi kör, topaldır. Bunun yanında İsviçre demokrasinden kimse söz etmemektedir. Bugün bu söylenenler çok şüphelidir. Belki bir seçim olacaktır ancak bu seçim halk tarafından gerçekleştirilmesine izin verilmeyecektir. Çünkü Mısır konumu gereği çok önemli bir ülkedir. Sudi Arabistan, ABD ve İsrail üçlüsü Mısır'ın başına kendi belirledikleri kişiyi getirmek istemektedirler. Çünkü halk seçime gitse Mübarek Kardeşlerin adayını istediklerini çok iyi bilmektedirler. Bu durum da bu ülkelerin işine gelmediği gibi son derece uydurmaca bahaneler ileri sürmektedirler. ABD kendi çıkarları doğrultusunda bu durumu da kullanmaktadır. Büyük Orta Doğu Projesi ile 11 Eylül Olayı sonucunda orda bulunan diktatör rejimlerin bölgenin barışı yanında uluslar arası barışı da bozdukları gerekçesiyle bu ülkelere demokrasi getirilmesi gerektiğini söylemektedir ve bu düşüncesi ile halkın terör örgütlerini desteklemesini engellemeyi amaçlamaktadır. Sudi Arabistan, İsrail ve ABD bu ülkelerde başa kimin geleceğini bilmeden bu ülkelerde seçim adına bir tarih vermemektedirler. Arap halkı, Orta doğu halkı beyninin yarısını kullanmaktadır ve bu halklar hep onun bunun sömürgesi altında yaşamayı öğrenmişler ve sömürge kültürü bu halklar arasında yerleşmiştir. ABD Afganistan'da 10 yıldır olmasına rağmen kimse bu duruma ses çıkarmamaktadır. 11 Eylül olayının diğer bir boyutu ise, ABD tarafından bu olayın kitaplarda, filmlerde çok fazla konu edilmesidir. Bunun amacı 2974 kişinin acısını paylaşmak değildir. ABD bu taze tutmaya çalışmakta ve emperyalist olaylarına bir bahane olarak kullanmaktadır. Terör harekatı yaklaşıma bir diğer örnek ise, terör olayları adına alınacak her bir tedbirin yasal ve psikolojik olduğunu göstermek ve ABD'nin bu yüzden sürekli kendisini mağdur ülke konumuna sokma çabasıdır. 1846'dan günümüze 60 ülke, 11 Eylül'den sonra ise 14 ülkeye müdahale edilmesi bu duruma diğer bir örnektir. Türkiye ise, ABD'yi terör konusunda mağdur olması sebebiyle desteklemiştir. Ama Kuzey Irak'ta sizde bize destek verin demesine rağmen ABD'den istediği desteği bulamamış, ABD destek vermemiştir. Son birkaç yıldır az da olsa yarar yaptıysa da yeterli değildir. Burada da ABD Türk halkı içerisinde ABD düşmanlığını önlemek için bir jest yapmıştır. Türkiye'nin buradan pek bir çıkarı olmamıştır. Bunun dışında sadece Irak müdahalesi değil Mısır, Libya, Suriye olaylarının çıkmasına zemin hazırlayan olan 11 Eylül 2011 olayıdır. Bu olay da Büyük Orta Doğu Projesinde zemin bulmaktadır. Ve Çin ve Rusya bu duruma pek fazla ses çıkarmamaktadır. İran çok güçlü bir devlet olduğu için ABD cesaret edememektedir denilmektedir. Bu doğru değildir. ABD İran'ın vurması halinde parçalanmasından, yeni bir yapılanma olmasından korkmaktadır. Ve bunu istememekte buraları bir şekilde batı dostu haline getirmek istemektedir. İran güçlü bir orduya sahip değildir. Ve İran'da Fars Milliyetçiliği ve geleneği vardır. 120 milyon dolar petrol satmaktadır ama gidip dolaştığınızda en güzel yerleri 1940-50 Türkiye'sine benzemektedir. Özet olarak, bu ülkelerin bu kadar geri kalmaları ve bu ülkelerin başına bunların gelmeleri tesadüf değildir ve bu durum bizden kaynaklanmamaktadır. ABD bizim bulunduğumuz bölgede daha uzun bir süre daha komşumuz olacaktır.

 

Kaynak: turkocagi.org.tr http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=News&file=article&sid=4463



Bu haber 748 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,329 µs