En Sıcak Konular

BAŞBAKAN'DAN KÜRT KÖKENLİ DİNDAR YURTTAŞLARA ''SARSICI'' SORU!

28 Eylül 2011 18:33 tsi
BAŞBAKAN'DAN KÜRT KÖKENLİ DİNDAR YURTTAŞLARA ''SARSICI'' SORU! Tayyip Erdoğan, "Benim Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum: Bu mabedlerinizi roket atarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz?'' dedi.

'Mabedlerinizi bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Benim Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum: Bu mabedlerinizi roket atarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Bunlara karşı sizler de kalkıp bir direniş ortaya koyacaksınız. Bu, sadece bizim görevimiz değil. Bunu devlet, millet el ele yapmak durumundayız, beraber yapacağız. Bunu beraber yapıp, bunları yalnızlığa mahkum etmek durumundayız" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan terör örgütünün son günlerde artan özellikle sivillere yönelik saldırılarına tepki göstererek PKK terör örgütünü "cinayet şebekesi" olarak tanımladı.

Erdoğan BDP’yi kastederek terör örgütünün ve siyasi uzantılarının rant elde etmeye devam ettiğini söyledi. Erdoğan Kürt vatandaşlara da direniş çağrısında bulunarak "Müslüman Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Bu mabetlerinizi roketatarlarla bombalayan, bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz. Bunlara karşı sizler de artık bir direniş ortaya koyacaksınız" dedi.


Erdoğan partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmasında son dönemde artan terör saldırılarına karşı sert açıklamalarda bulundu. Erdoğan Türkiye’nin bütün şehirleri, bölgeleri ile kalkınırken, milletin ekmeği aşı büyüsün diye gayret edilirken ihanet odaklarının da boş durmadığını söyledi. "Türkiye’ye musallat edilen bu cinayet örgütünün kime ne zaman ve nasıl saldırdığını çok iyi görmek gerekiyor" diyen Erdoğan sivillere yönelik saldırılara tepki gösterdi. Erdoğan şunları söyledi:

"Hayata masumiyete kasteden bu cinayet örgütü ne istiyor. Kim adına kimin için neyin karşılığında taşeronluk yapıyor. 780 bin km karelik vatan topraklarında 74 milyona sesleniyorum. Ekranları başında bizleri izleyen kardeşlerime sesleniyorum. Bunlar düğün evini cenaze evire çeviriyor. Futbol oynayan marketten evine ekmek alan polisime gelip enseden kurşun sıkıyor veya tarıyor. Siirt’te birlikte bir mutluluğu paylaşmaya birlikte yemeğe giden masum genç kızlara alçakça pusu kurarak şehit ediyorlar. Bu terör örgütü acaba neyin mücadelesini veriyor. Savunmasız masum insanlara karşı yapılan bu terörü neyle ifade etmek mümkün. Yüzlerce kurşunla hayatlarının baharındaki evlatlarımızı öldüren bu örgüt neyin mücadelesini veriyor. 4 kızımıza yanlarındaki diğer arkadaşlarına sıkılan kurşun sayısı 200’e varıyor. Şu hale bakın. Bu cinayetleri tasarlayanlar kan dökerek hangi emellerine ulaşmış oluyorlar. Ondan sonra bakıyorsunuz laubali bir şekilde özür beyanları bilmem neler. Yok bilmem yanlış olduydu. Yok bilmem şurayı tarıyorduk. Kime anlatıyorsunuz ya kime anlatıyorsunuz. Ama bunlarda samimiyet yok bunlarda dürüstlük yok. Bunlar bu ülkede cinayet şebekesi olarak buradan rant elde ediyorlar. Sadece onlar rant etmiyor onların uzantısı olanlar da rant elde etmeye devam ediyorlar. Burada siyasi uzantıları da kastediyorum."

-"CİĞERİM YANIYOR"-

Terör örgütüne yönelik sözlerinin "Sayın Başbakan sert konuşuyor" tepkilerin neden olduğunu da söyleyen Erdoğan, "Ciğerim yanıyor ciğerim. Neyin sertini konuşuyorum" diyerek bu konudaki eleştirilere yanıt verdi. Bu ifadelerin terör örgütünün yaptıklarını karşılamaya yeterli olmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "İşte Ankara Kumrular Sokak’ta evine helal bir lokma götürmek için alnı ter döken düşünün ya bir ayakkabı boyacısı orada masum savunmasız hiçbir şey yok. Sadece oradan kazandığını ile evine ekmeğini götürecek. Bu genç insanlar orada bomba ile öldürülüyor ya. Bu şebeke hangi insani değerlerle ifade edilebilir soruyorum. Bunlara gönül verenler, bunları destekleyenler bunlara oylarını verenler bunun tarihe hesabını nasıl verecekler soruyorum" diye konuştu.

-"BEN BÖYLE KÜLTÜRÜ TANIMIYORUM"-

Başbakan Erdoğan, 9 yıl önce bugün sağlanan imkanların hiçbirinin bulunmadığını anımsatarak terör örgütünün Kürt kökenli vatandaşların istismarını yaptığını söyledi. 5 kadın teröristin örgüt içindeki infazına ve Batman’da hamile bir kadın ile 4 yaşındaki kızının şehit edilmesine de değinen Erdoğan, "Buyurun tablo bu. Bu nasıl bir alçalıştır. Bu nasıl bir zehirlenmedir. İşte daha dün evvelsi gün Batman’da düşünebiliyor musunuz? Araç taranıyor ve baba yaralanıyor. Hamile kadın Mizgin hanım şehit oluyor. 8 aylık yavrusu hastanede kurtarılıyor. 4 yaşındaki kızı sultan o da şehit oluyor. Bu örgütün bir insani değere inandığını hangi vicdan sahibi söyleyebilir. Bunun kültürel haklar mücadelesi ile ne alakası var ya. Yakından uzaktan ne alakası olabilir. Sizin kültürünüz size acımasızca bu insanları öldürme yetkisini nasıl veriyor. Bu nasıl bir kültür. Ben böyle bir kültürü tanımıyorum.Böyle bir kültür olamaz" diye konuştu.

-DİRENİŞ ÇAĞRISI-

Başbakan Erdoğan terör örgütünün ibadethaneleri de roketatarlara bombaladığını hatırlatarak Kürt vatandaşlara direniş çağrısında bulundu. "Müslüman Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Bu mabetlerinizi roketatarlarla bombalayan, bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz" diyen Erdoğan şöyle devam etti:

"Bunlara karşı sizler de artık bir direniş ortaya koyacaksınız. Bu sadece bizim görevimiz değil. Bunu devlet millet, Milet el ele yapmak durumundayız. Beraber yapacağız. Bunu beraber yapıp bunları yalnızlığa mahkum etmek durumundayız. Düşünebiliyor musunuz? Aldığımız oyun yüzde 90’ını PKK’yı destekleyenlerden alıyorum diyen bir siyasetçi bu ülkede oy alabiliyor. Çünkü Aralarına hiçbir zaman bir perde koyamıyorlar. Aralarını ayıramıyorlar. Ama samimi sadakatli Kürt kökenli vatandaşlarım da bunlara karşı bütün bu olanlara rağmen mücadelesini veriyor. Bütün vatandaşlarım emin olsunlar ki Türkiye bu musibeti bertaraf edecektir. Türkiye Eski karanlık günlere dönmeden demokrasi hukuk ve meşruiyet zemininden geriye doğru tek bir adım atmadan kandan beslenen bu cinayet şebekesini bu milletin yakasından düşürecektir. Yeter ki millet olarak moral ve maneviyatımızı en üst düzeyde tutmaya kardeşliğimizi yaşatmaya özenle devam edelim. Yeter ki büyük fotoğraf içinde bu cinayet örgütü eliyle Türkiye’yi durdurmak isteyen şer şebekelerine karşı millet olarak uyanık olalım."

KIBRIS RUM KESİMİNE ELEŞTİRİ

Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında Kıbrıs’ta Rum kesiminin Akdeniz’de yürüttüğü petrol arama çalışmalarını yönelik uluslar arası toplumun tutumlarını eleştirdi.

Erdoğan "Kıbrıs’ta da, Somali’de de, Norveç’te de, Suriye’de de problemin temelinde uluslar arası toplumun özellikle de batılı ülkelerin samimiyetsiz, tek yanlı ve hakkaniyetsiz tutumları yatıyor. Uzun süredir Kıbrıs’ta iki tarafı da tatmin edecek çözümün gerçekleşmesi için yoğun gayretler sarf ediyoruz. Buna karşın Rum tarafı sürekli masadan kaçıyor. AB’nin yaptığı ortada. Rum kesimi tek taraflı olarak üyeliğe alınıyor; KKTC adeta cezalandırılıyor. Kıbrıs Rum Kesimi sondaj adı altında sabotaj yayıyor. Buna rağmen görevi barışı korumak olan kurumlardan ses çıkmıyor" diye konuştu.

-TRİBÜNLERDEN MAÇ İZLEMİYORUZ-

Uluslararası sorunların bu şekilde çözülmeyeceğine vurgu yapan Erdoğan artık bütün ülkelerin gerçeği görmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan Türkiye’nin sorumluluğunu yerine getirdiğini, sözü eğip bükmeden en açık şekliyle ifade ettiğini belirterek, "İşte onun için Piri Reis şu anda Güney Kıbrıs’ta sondaj çalışması yapmaya başladı. Onun için oraya gönderdik. Bu bir iradedir, bu bir varlığımızın orada olduğunu ortaya koymaktır. Tribünden maç seyretmiyoruz efendiler. Bu Türkiye’yi idare ediyoruz ve bölgedeki garantör ülke olmamızın gereğini yerine getiriyoruz. Ama bugüne kadar gelen iktidarlar ne yazık ki bunu yapmışlardır, tribünden maç izlemişlerdir" dedi. Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dünyadaki bütün zulümler, bütün haksızlıklar birbiriyle doğrudan irtibatlıdır. Bütün büyük soygunlar bütün büyük cinayetler bütün cinayetler gibi. Bizim zulme ve haksızlığa karşı tavrımız ilkeseldir, hiçbir zaman değişmeyecektir. Eğer bugün kafamızı kuma gömersek, önümüzdeki on yıllar boyunca bu aymazlığımızın bedelini öderiz. İnanmayanlar şu yakın geçmişimize lütfen bir bakıversinler. Aslında bugün attığımız her adımda geçmişte eksik bırakılan bir şeyleri de bu arada tamamlamaya çalışıyoruz. Türkiye’nin bu kadar hızlı değişen bir dünyaya bigane kalma lüksü var mı? Bölgemizde tarih adeta yeniden yazılırken ‘bütün bunlardan bize ne’ diyebilir miyiz? Çalışma odanızın penceresinden bakarak dünyayı göremezsiniz arkadaşlar. O buzlu camların ardından elbette Gazze görünmez, elbette Somali görünmez, Brüksel görünmez, Irak, Suriye görünmez. AK Parti olarak bizler siyasetin hakkını vermeye, milletimize olan borcumuzu hakkıyla ödemeye kararlıyız. Genel merkezimizden, parti teşkilatının en uç noktalarına kadar her arkadaşımız da ülke meselelerinin takipçisi olacak. 81 vilayette hepsinin takipçisi olacağız. Bugünün dünyasının gerektirdiği donanımı hep birlikte edineceğiz. Laf değil iş üreteceğiz. Türk siyasetindeki bütün aktörlerin de bu şuurla harekete etmesini temenni ediyoruz. AK Parti bu anlamda Türk siyasetini hizmet rotasında tutmanın doğru istikamette tutmanın da sorumluluğunu taşıyor."

-MUHALEFETE "HAVANDA SU DÖVERSİNİZ" ELEŞTİRİSİ-

Başbakan Erdoğan Türkiye’nin tek boyutlu bir siyaset yürütmediğini, atılan her adımın birbirini tamamladığını da sözlerine ekledi. Seçimlerin ardından yapılan açılışlar hakkında da bilgiler veren Erdoğan muhalefeti eleştirerek, "Muhalefet bunları takip ediyor mu? Hayır. Muhalefetin böyle bir derdi var mı? Hayır. Peki bunları söylemek gibi bir nezaketi var mı? Hayır. Ama Batı’da siyaset böyle değil. Onlar doğruya doğru demesini bilirler; bizimkiler diyemez. Bizimkilerin tek görevi vardır, beyaza siyah demek, siyaha beyaz demek. İşte bu çabaların sonucu olarak onların bu olumsuzluğuna rağmen biz kararlılıkla çalışıyoruz ve dünyada en hızlı büyüyen ekonomi Çin’le birlikte Türkiye ekonomisidir. İşte bu gayretlerin neticesi olarak kişi başı gelirimizi 10 bin doların üzerine çıkardık" diye konuştu. Muhalefeti ülke sorunları hakkında hiçbir fikir beyan etmeden sadece iktidarı eleştirmekle suçlayan Erdoğan şöyle devam etti:

"Unutmayalım ki muhalefet anayasal bir kurumdur. Bir yanlışlık görüyorsanız, doğrusunun ne olduğunu ortaya koyacaksınız, bir öneri getirecek, kendi doğrunuzu söyleyeceksiniz. Ülkesinin itibarını düşürmek pahasına, AK Parti’ye muhalefet edeyim diye Türkiye’ye muhalefet etmenin adı siyaset olamaz. Siyasette eleştiri, polemik yok mudur? Vardır. Ama bunun da en az iki şartı vardır. Bir, söylediklerini hakkaniyet çerçevesinin dışına çıkmadan söyleyeceksin, haksızlık etmeyeceksin. İki, eğer siyaset yapıyorsan, misyonunu sadece eleştiri ve polemikle sınırlamayacak, eleştiri ile sınırlamayacak, memleket gündemindeki meselelere kendi doğrularınla çareler önereceksin. Aksi halde havanda su dövmüş olursunuz."

TBMM 1 EKİM'DE GÖREVE BAŞLAYACAK

Erdoğan yaptığı konuşmada 1 Ekim’de TBMM’nin göreve başlayacağını hatırlattı. Türkiye’nin 2023 hedeflerine kilitlenmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Bu dönemde Türkiye’nin daha çok demokratikleşmesi, ekmeğini ve aşını daha çok büyütmesi, toplumsal barış ve huzurunu sağlam temeller üzerine büyütmesi en büyük arzumuzdur. Siyasetimizin ana gayesi de demokrasidir, hukuktur, adalettir. AK Parti’ye göre yeni dönemin başarısı milletçe birlik ve beraberlik ruhuna sahip çıkmamıza bağladır. Buna göre yeni dönemde her zamankinden daha fazla özen göstereceğiz" diye konuştu.

İktidar partisi ile demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan muhalefet partilerinin sorumluluğunun bir olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

"İşte bu noktada terörle birlikte mücadele ama her zaman söylediğim gibi siyasetle de müzakere. Bizi bunları hiç bir zaman bizim görev alanlarımız içerisinde yer aldığını inkar etmedik. Ama bu bilinçle hareket ettik edeceğiz. Yeni bir Anayasa için partimiz şu anda 5 temsilcisi ile MHP’yi ziyaret etti. Orada görüşüyorlar, Yarın CHP ile görüşecekler. Yeni bir anayasa için siyasi partilerimizin var olan olumlu iklimi muhafaza etmelerini, toplumun bütün kesimlerinin talepleri doğrultusunda, büyük değişime destek vermelerini son derece önemsiyoruz. Hiçbir ön şartımız yok, tek arzumuz, burada tek arzumuz önyargılardan ön kabulden arındırılmış şekilde Meclis Başkanımızın riyasetinde bu işin süratle oluşacak komisyonda sürdürülerek yapılmasıdır. Ama bu milletin sahiplendiği bir anayasa olacaktır, olması gerekir. Bu konuda söyleyecek sözü olan kim varsa akademisyeni, medyası Sivil toplum kuruluşları aklınıza ne gelirse milletimizin kendisi ne varsa hepsini söyleyeceği sözleri bekliyoruz."

-MEŞRUİYET ZEMİNİNE ÇAĞRI-

Başbakan Erdoğan her partinin kendi mutfağında Anayasa konusunda hazırlıkları olduğunu, bu hazırlıkların komisyonlarda görüşüleceğini ve hep birlikte sivil irade ile bir Anayasa oluşturulacağını söyledi. Bu alanda TBMM çatısının partilere rehberlik edeceğinin altını çizen Erdoğan "Meşruiyet zeminde hep bunları söyledik, söyleyecek sözü olanları da davet ediyoruz. Fikri olan herkesle istişare edebilmek için diyalog kapılarımızı, sonuna, ardına kadar açık tutacağız. Bunun da bilinmesini istiyoruz" dedi. Erdoğan, komisyona her partinin eşit sayıda milletvekilinin katılımının sağlanmasına da vurgu yaparak "Bize göre siyasetin tek yolu meşruiyet zemininden ayrılmamaktır, meşruiyet zemininin dışına çıkanlar doğru yolu bulabilmek için uzun bir yolu kat etmek zorunda kalırlar. Bize düşen herkese yolun doğrusunu göstermektir. Israrla ve inatla eğri, yanlış yoldan gitmek isteyenlere söyleyecek sözümüz yoktur. Bizler demokrasinin hukukun üstünlüğüne inanıyoruz, herkesin sorunun meşruiyet zeminin dışına çıkmadan çözmesini istiyoruz" diye konuştu.

-ARAP SOKAĞINDA SİYASET-

Erdoğan konuşmasında "Başbakan Arap sokağında siyaset yapıyor" yönündeki eleştirileri de yanıtladı. Bu eleştirileri yapanların neredeyse "Başbakan yurt dışında siyaset yapıyor" demeye getirdiklerini ifade eden Erdoğan şunları söyledi:

"Ben Türkiye’nin başbakanıysam, dünyanın her ülkesinin ulaşabildiğim her sokağında Türkiye’nin saygınlığını artırmaya devam edeceğim, devam ediyorum. Sizin kendi abes ve köhne mantığınızla, küçümseme gayretinde olduğunuz Arap sokağı bugünün dünya siyasetinin döndüğü yerdir. Sadece bugün değil yüzlerce yıldır dünya siyasetinin en önemli merkezlerinden biridir. Bizim tarihten gelen bağlarla ayrılmaz parçası olduğumuz bir coğrafyadır. Orada olan her şey bizi de etkiler. Orada olan biten hiçbir şeyi uzaktan seyredemeyiz. Dünyada barışı tesis etmek, güvenliği, huzuru, istikrarı temin etmekle görevli uluslararası kurumlar eğer misyonlarını yerine getiremiyorlarsa, buna da sessiz kalamayız. Çünkü bugün dünya sisteminde bir boşluk bırakılıyorsa, birileri gelip o boşluğu dolduruyor. Eğer iddianızın aksine dünyanın bütün ülkelerine eşit mesafede durmuyor, bazı ülkelere farklı, imtiyazlı davranıyorsanız, artık size inanan olmuyor. Başta BM teşkilatı olmak üzere bugün pek çok uluslar arası kurum ve kuruluşun durumu ne yazık ki budur. Bazı ülkelerin haksız, hukuksuz, hatta insanlık dışı eylem ve hareketlerine sürekli göz yumacaksınız, ama bazı ülkelere de nefes aldırmayacaksınız."

-BM’YE ELEŞTİRİ-

Erdoğan konuşmasında, Birleşmiş Milletler’e de her ülkeye farklı muamele yaptıkları eleştirisi getirdi. Geçtiğimiz hafta katıldığı BM Genel Kurulu’nda da bu düşüncelerini aktardığının altını çizen Erdoğan "İran nükleer enerji derken, yaptırım baskı uygulayacaksın. Somali’de, Sudan’da kuzey-güney ayrımı derken, kuzeye elinden gelen baskıyı yapacaksın, yaptırım uygulayacaksın. Somali’de sessiz kalacaksın, ama İsrail-Filistin meselesine geldiği zaman İsrail hakkında BM Güvenlik Konseyi’nde 89 yaptırım kararı varken, Genel Kurul’dan 247 karar çıkmışken, bunların hiçbirinin takipçisi olmayacaksın. Bu mu adaletiniz? Bu mu ‘bu dünyada barışı tesis etmek için kurulmuş bir kuruluşuz’ demeniz. Adil davranmadığınız zaman, insanlığın vicdanında adalet hissi uyandırmadığınız zaman, giderek karmaşıklaşan dünya meselelerini de çözemezsiniz, İstediği kadar 193 ülke oranın üyesi olsun. Nitekim şu anda da durum bu. Üzülerek ifade edeyim, bugün olan bu" diye konuştu.

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://siyaset.milliyet.com.tr/-mabedlerinizi-bombalayan-bu-orgute-nasil-destek-veriyorsunuz-/siyaset/siyasetdetay/28.09.2011/1444149/default.htm}
 



Bu haber 765 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,936 µs