En Sıcak Konular

TV DİZİLERİNDE AHLAKSIZLIK ZİRVE YAPTI: RTÜK NİYE SEYREDİYOR?

25 Eylül 2011 15:33 tsi
TV DİZİLERİNDE AHLAKSIZLIK ZİRVE YAPTI: RTÜK NİYE SEYREDİYOR? TV dizileri, geleneksel Türk aile yapısını ve dünyaya örnek ahlak anlayışımızı temelinden dinamitleyen bir sürecin silahına dönüştü.

Dizi dizi ahlaksızlık

Tecavüzden çarpık ilişkilere kadar her tür temayı bol bol kullanan TV dizileri reyting için hiç sınır tanımıyor RTÜK izlemekle yetiniyor!

TV dizileri, geleneksel Türk aile yapısını ve dünyaya örnek ahlak anlayışımızı temelinden dinamitleyen bir sürecin silahına dönüştü. Cinsel öğeleri sonuna kadar istismar eden diziler, reyting garantisi olarak gördüğü bu yöntemle her türlü yozlaşmaya meşruiyet kapısı açıyor.

Nasıl ‘genel izleyici’ olur!
Reyting bahanesine sığınılarak dizilere katılan cinsel sos (!) çocukları da hedef alıyor. Çocukların psikolojisi bozuluyor, bilinçaltı zararlı unsurlarla dolduruluyor. Dizilerin ’genel izleyici’ amblemi altında ve çocukların uyumadığı saatlerde yayınına izin veren RTÜK’e de büyük tepki var.
 
Hanefi Bostan (Eğitimci): Ahlaksız toplumun temelleri atılıyor!
Dizilerin ‘genel izleyici’ başlığıyla verilmesi kabul edilemez. Ahlaksızlık meşrulaştırılıyor. Kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz!
 
Esat Çıplak (RTÜK Üyesi): Türk aile yapısı dinamitleniyor
Toplumsal kabul görmeyen algılar dayatarak, toplumun temeli olan aile dinamitleniyor. Ticari kaygının da önemli rolü var.
 
Televizyon dizilerinde ahlaksızlık zirve yaptı
Televizyon aracılığı ile açık saçık sahnelerin yer aldığı, tecavüz ve ahlaksız ilişkilerin konu edildiği, toplumun temel değerlerini sarsacak diziler evlerimize girdi.

Şiddetten tecavüze varıncaya kadar her türlüsünün yeraldığı, yatak sahneleri ile dolu, çocuklara karşı cinselliğin normalleştirildiği, parçalanmış ailelerin, birbirlerine ihanet eden aile fertlerinin anlatıldığı dizi filmler sabahtan akşama kadar televizyon ekranlarından eksik olmuyor. Reyting (izlenme oranı) yarışındaki kanallar dizi üzerine dizi yayınlıyor. Bazı televizyon kanalları ise artık sadece dizi kanalı haline geldi. Diğer taraftan ekonomik kriz nedeniyle geliri düşen dizi yapımcıları ile reklam pastasından aldığı payı yükseltmek için reyting savaşını sürdüren kanallar, durumu düzeltmek için bir zamanlar Yeşilçam’ın keşfettiği açık-saçık filmlerle işi götürmeye yöneldi. Toplumun temel değerlerini hiçe sayan, aile kurumunu çökertmeye yönelik diziler ekranları kapladı. Kanal D, bir zamanlar sinemada Hülya Avşar’ın canlandırdığı “Fatmagül’ün Suçu Ne” adlı filmi dizi olarak yayına koydu. Dizide deniz kenarında 4 arkadaştan 3’ünün tecavüzüne uğrayan Beren Saat’in canlandırdığı Fatmagül adlı genç kızın dramı anlatılıyor.

Tecavüzle rekabet
Star TV ise bir zamanlar Müjde Ar’ın, kafası otomobilin camına sıkıştırılarak tecavüz edilen bir genç kızı canlandırdığı “İffet” adlı filme yöneldi. Aynı şekilde tecavüze uğrayan genç kızı bu defa Deniz Çakır’ın canlandırdığı “İffet” dizisi yayına girdi. “Fatmagül” ve “İffet” adlı film ve dizilerdeki tecavüz görüntüleri bir çok internet sitesinde “unutulmaz sahneler” olarak yayınlanıyor. Televizyonlarda aile içi ilişkiler bir zamanlar yabancı dizi Dallas ile gündeme gelmişti. Şimdi ise yerlileri çekildi. Kanal D’de yayınlanan “Öyle Bir Geçer Zaman ki” adlı dizide parçalanmış aile dramı anlatılıyor. Filmin kahramanı olan kadına boşanmış eşi tarafından tecavüz ediliyor. Kadının kızlarından biri ise zengin bir ailenin kötürüm çocuğu ile evlendiriliyor. Ama evin büyük oğlu ile aşk yaşıyor. Aynı kanalda yayına giren “Kuzey-Güney” ile ATV’de yayınlanan “Kalbim Seni Seçti” adlı dizilerde ise kardeşlerinin sevgililerine aşık olan gençler anlatılıyor.

Küçük yaşta cinsellik
Kanal D’de yayınlanan bir başka dizinin adı ise “Bir Çocuk Sevdim.” Bu dizinin adı bile küçük yaşta çocuklarla cinsel ilişkiyi meşrulaştırmaya yönelik. Konusuna gelince; 14 yaşındaki Mine adlı kız çocuğu sevgilisi tarafından hamile bırakıldıktan sonra terk ediliyor. Bu sefer de Mine’ye babasının yaşını başını almış patronu musallat oluyor. ATV’deki “Reis” adlı dizide evli bir kadına aşık olan balıkçının öyküsü anlatılıyor. Show TV’de ise, “Sensiz Olmaz” adlı dizide evli bir kadının sözümona fedakarlığı anlatılıyor. Kadın eşinden ayrılıp, başkasıyla evleniyor. Ancak, ilk eşinden olma çocuğu lösemi hastalığına tutuluyor. Bu nedenle de uygun ilik nakli yapılması gerekiyor. Diziye göre bu işin tek yolu kadının ayrıldığı eski kocasıyla yeni bir çocuk için birlikte olması. 9 ay sonra doğacağı belli bile olmayan yeni çocuktan alınacak ilik nakledilerek hasta çocuk o zaman zarfında ölmezse kurtulacak.

Dolandırıcılık ve şantaj
Show TV’de oynayan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Harem’inde geçiyor. Padişah’la birlikte olmak için birbiriyle rekabet eden müstehcen giyimli kadınlar, entrikalar anlatılıyor. Star TV’deki “Yalancı Bahar” adlı dizide ise dolandırıcı genç çiftin öyküsü anlatılıyor. Erkek, cezaevine girince kadın zengin bir adamla evleniyor. Ancak, hapisten çıkan erkek, bu sefer şantajcı olarak karşımıza çıkıyor.

Çocukları olumsuz etkiliyor
Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Eğitim Bilimci Yardımcı Doçent Hanefi Bostan, bu tür dizilerle ahlaksız toplumun temellerinin atıldığını belirterek, “Kendi toplumumuza kendimiz silah çekiyoruz” dedi. Bostan, “Televizyonlarda çoluk çocuk herkesin ayakta olduğu saatlerde yayınlanan dizilerin bizim geleneksel toplum ahlakımıza uygun olması lazım. Toplumu rahatsız ediyorsa, özellikle de küçük çocuklar üzerinde olumsuz tesirler yapıyorsa bunları yayınlamak doğru değil. Bu dizilerin genel izleyici içerisinde verilmesi hiç bir şekilde kabul edilemez” diye konuştu.

Toplum bunalıma sürükleniyor
Bu tür yayınlara RTÜK’ün gerekli dikkati göstermediğinin de ortaya çıktığını belirten Bostan, “Bunların genel izleyici kitlesi amblemi altında yayınlanıp, küçük yaşta çocukların da bunları izlemesi doğru değil. Bu tür şeyler özellikle küçük çocukların psikolojilerini alt üst ediyor. Bizim çocukların psikolojilerini alt üst etmemiz hiç bir şekilde kabul edilebilecek bir şey değil. Yani bu şu demektir. Kendi toplumumuza silahı kendimiz çekiyoruz. Bu hususlara dikkat edilip, bunların kesinlikle genel izleyici adı altında verilmemesi gerekiyor” uyarısında bulundu. Bostan, “Bunları küçük çocuklara izlettirmenin bir anlamı yok. Bu konulara dikkat edilmesi gerekir. Diziler bizim kültür normlarımıza da uygun olmalı. Dallasvari yerli filmleri izlettirmenin bir anlamı yok. Bizim kültür genlerimizi, onların izlerini taşıyan yerli diziler yapılması gerekir. Özellikle televizyonlar ve bu işle uğraşanların bu işe dikkat etmesi büyük bir zorunluluktur. Çünkü bu toplum büyük bir bunalıma girerse kendileri de bundan ciddi anlamda etkilenecektir” dedi. Bostan, şöyle konuştu: “Toplumu bunalıma sürüklemenin, çalkantı içine sokmanın bir anlamı yok. Özellikle ahlaki değerlerimiz ve milli kültür değerlerimize dikkat edilmesi gerekiyor. Dizilerde de bu değerlerimiz ön plana taşınmalı. Yani adam ahlaksızlık yaptıysa onu meşrulaştıracak bir yayın politikası doğru değildir. Bunlar aynı zamanda bizim kanunlarımıza göre de suçtur. Ama bunlara kimse bakmıyor, ilgilenmiyor. RTÜK’ün, bir an evvel bu işe el atması gerekir. Seyirci çekmek amacıyla bu dizileri yapıp, yayınlayanları da uyarıyorum. Kendi çocuklarının da bunlardan olumsuz etkileneceğini bilsinler. Çocuklarımızın bu olumsuz etkilenmesi sonucu toplum huzursuz olacaktır. Toplumdaki ahlaki değerler tamamen zayıflamaya başlayacak ve daha sonra da ahlaksız bir toplum haline gelecek. Bu ahlaksız toplum da aynı sıkıntıları kendileri de çekecek. Bu hususlara toplumun geleceği açısından herkesin azami bir şekilde dikkat etmesi gerekiyor.”

Tarih çarpıtılmamalı
Bostan, tarihi içerikli bazı dizi ve filmlerin aslında gerçekten tarihi bir film olmadıklarının da uyarısını yaptı. Bunların toplum tarafından tarihi film olarak izlendiğine dikkat çekerek, “Bizim kültürümüzde, ahlakımızda olmayan şeyler bu filmlerde yansıtılıyor. Eğer, tarihi bir dizi veya filmse gereçeklerle uyum sağlaması gerekir. Seyircinin ilgisini çekmek için olmayan şeyler katılarak tarihimizi çarpıtmanın getireceği zararlar toplumun geleceği için çok büyük olur” dedi. 

Aileye ve toplumsal değerlere saldırı var
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Esat Çıplak, televizyonlarda yayınlanan dizilerde aile içi ilişkiler, evlilik, aldatma, cinsellik, gayrimeşru çocuk yapma gibi milli ve manevi değerlerimiz açısından sıkıntılı olan daha bir çok temanın yoğun biçimde işlenmekte olduğunu kaydetti. “Herhangi bir kültürel üründe, roman, tiyatro, ya da sinemada tek bir sahnede yaşanıp bitecek olan ilişkiler dizi filmlerde kanca atma yönteminden dolayı aylarca, hatta yıllarca gündemde kalmakta, her bir bölüm hafta boyunca medyanın diğer yayınlarında da işlenmekte, halkın gündeminde oldukça yoğun yer işgal etmektedir” tespitinde bulunan Çıplak, şunları söyledi:

İçeriklerinde fark yok
“Son dönemde televizyonlarda yayınlanmaya başlayan dizilerden İffet, Bir Çocuk Sevdim, Kuzey Güney, Ay Tutulması isimli, konuları itibari ile eski dönem dizilerden aile içi ilişkileri konu edinen yapımlar ile  Aşk-ı Memnu, Aşk ve Ceza, Ezel, Yaprak Dökümü, Canan, Fatma Gülün Suçu Ne, Yer Gök Aşk isimli dizilerin içeriği arasında bir fark görülmediği anlaşılmaktadır. Toplumsal değerlerimize, aile yapımıza, hayat tarzımıza, ailenin korunmasında tutkal olduğunu sandığımız değerlerin ve tavırların hiçbir etkisinin kalmadığı modellemelerle, ya da kurgularla büyük bir saldırının da olduğu görülmektedir. Unutulmaması gereken bir husus bu tür yapımların toplum nezdinde alıcısının bulunduğu ve izlenirliğinin çok olduğu gerçeğini de kabul etmemiz gerekir. Eğitimsizliğin, yozlaşmanın, milli manevi değerlerden uzaklaşmanın, küresel ve kitlesel tüketim özentisinin kültürel hayatımızda oluşturduğu kargaşa, bundan doğan yasal boşluklar, denetleyici mekanizmaların şahsi öncelik kullanması bu kaosu içinden çıkılmaz bir hale koymaktadır.” Aile değerlerinin önemine değinen Çıplak, “Ancak uygulamalardan da anlaşılacağı üzere cinsellik, kadına şiddet, ensest ilişkiler, kahraman katiller, değerleri yaşayan ama mafyacılık yapan rol modeller toplum nezdinde içselleştiriliyor, insanların model alabileceği karaktere dönüştürülüyor” dedi.

Kötü örnek beyne kazınıyor
Türkiye’de, kadına şiddet, taciz ve tecavüz gibi sorunları bitirmeye uğraşırken, bu unsurları son günlerde televizyon dizilerinin senaryolarına dâhil edilmeye başlandığını belirten Çıplak, şöyle devam etti: “Dizilerde işlenen ve evlerin içerisine kadar girebilen cinsel objelerin, şiddetin, gelenek göreneklere uygun olmayan mekan seçimlerinin  bireylerin bilinç altında kaldığı da gözden uzak tutulmaması gerekir. Aile değerlerine saldırı olduğu kaygısı olan dizilerdeki rol modellere insanlar, bu modeldeki ahlak dışı sahneleri ilk izlediğinde tepki gösterebilir; ama üçüncü kez seyrettiğinde o tepki ortadan kalkar, normal ve kanıksatıcı bir olaya dönüşür.”

Bilinçaltına işliyor
Çıplak, yayınlanan dizilerin kişilik bozukluklarına yol açabildiği gibi, televizyon, küçük yaşlardan itibaren izlendiği için çeşitli zihinsel ve psikolojik tahribatlara sebep olduğunun da bilinmesi gerektiğinin altını çizerek, “Dizilerin görsel ve bedensel bir dile sahip olması nedeniyle soyut bir kavramı somutlanamayan düşünce yetersizliğine yol açtığı gibi, örnek alınan kimlik ve davranış modelleri de kişilik bölünmelerine ve çatışmalara neden olmakta ve dizilerde anlatılan olay ve canlandırılan karakterler çocukların bilinçaltına işlemekte ve iz bırakmaktadır. Çocuklar bu karakterlere benzemeye çalışarak, sağlıklı olmayan davranışı ve rol modeli normal gibi algılıyor. Çocuklarımızın geleceğini, ruh ve beden sağlığını nasıl tehlikeye attığımızı unutmamak gerekir” diye konuştu.(Haber : Salim Yavaşoğlu-Yeniçağ)

 

Kaynak:



Bu haber 1,624 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,335 µs