En Sıcak Konular

YENİ ANAYASA YAPIMI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE HUKUK

20 Eylül 2011 19:38 tsi
YENİ ANAYASA YAPIMI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ VE HUKUK Yeni Anayasa yapımı sürecinde Türk Milliyetçiliği ile hukuk arasında bir mesafe olduğu ima edilmektedir.

Yeni Anayasa Yapımı, Türk Milliyetçiliği ve Hukuk

Yeni Anayasa yapımı sürecinde Türk Milliyetçiliği ile hukuk arasında bir mesafe olduğu ima edilmektedir. Bu ima ve açık, dolaylı gönderme Türk milliyetçilerinin devleti, millete ve siyasî iradeye karşı öncelediği gerekçesi üzerine yapılmaktadır. Böyle bir iddianın ve ithamın hiç bir tarihi ve felsefî değeri yoktur.

Hükümran Millettir, Hükümdar Değil: Türk milliyetçilerine göre bir güç aygıtı, hukuka dayandığı müddetçe meşrudur. İnsanı, inanmadığı şeylere karşı zorlayan, inandığı şeyleri terketmesi için baskıya tabi tutan her hangi bir aygıta karşı güven altına alan hukuktur. Hukuk; özgürce ve insanca yaşamanın gereğidir. Ziya Gökalp ilk yazılarında milletin hükümran olduğunu şöyle ifade eder: 'Hükümetlerin hukuku korumak için oluşturulduğu bir dönemde, neden bir hakkı terkedelim Sultan'a. Güneş doğdu, zulüm kalamaz artık, hürriyet ne imiş şimdi anladık, hür olmak isteriz, ortadan çekil, hükümran millettir, hükümdar değil.'

Gücü tekelleştiren ve bunu hukuk dışı alana taşıyan her aygıta karşı mücadele etmek: Hukuka bağlılığın gereğidir. İnsan haysiyetini korumanın, insanın sorumluklarını yerine getirmesi için özgür bir ortam oluşturmanın başka bir yolu yoktur. Millet iradesini esas alan, fikrî köklerini Türk kültüründe arayan ve bunu davranış esaslarına dönüştürerek bir siyasî duruş geliştiren Türk milliyetçilerinin hareket esaslarının başında hukuk devleti mefkûresi gelir. Durum bu olduğu halde, günümüzde amaçlı olarak milliyetçi kesimle-hukuk arasında bir mesafe olduğu propogandası yapılmakta ve sahte bir algı icat edilmek istenmektedir.

Millete Değer Vermenin Göstegesi Hukuktur: Ülkemizde hukuk bir imtiyaz alanı haline getirilmiştir. Giderek derinleşen bu krizi aşmak için Türkiye kendi iç barışını sağlamak, bütün imtiyaz alanlarını ve araçlarını eleyen bir hukuk sistemi geliştirmek zorundadır. Her şeyden önce hukuk, ideolojik saf tutmanın aracı olmaktan çıkarılmalıdır. Bireyin ve milletin hukukunu korumak her türlü baskıdan ve ideolojik saplantılardan uzak, işleyen bir hukuk sistemi geliştirmek ve bunun uygulama imkânını sağlamaktır. Millete değer vermenin göstergesi budur. Hukûkî kargaşanın olduğu yerde millet mağdur, yönetici-bürokrat, seçkinci taife hâkim konumundadır.

İster siyasi iktidardan isterse seçkinci bir sınıftan gelsin, her türlü hukuk ihlaline ve hukuka müdahaleye karşı durmak, hukukun gereğini savunmak milliyetçiliğin gereğidir. Eğer devlet hukûkî ilkelerden soyutlanırsa veya siyasî iktidar kendi lehine olabilecek bir hukuk dili oluşturursa zulüm kaçınılmaz olur. Her türlü keyfiliğin, tahakkümün ve korkutma politikalarının önüne geçmenin yolu; hukuk devleti anlayışını işler hale getirmekten geçer. Ülkede egemen olan hukuk yöneticilere ve yönetilenlere karşı aynı ölçüde uygulanmıyorsa hukukî güvenlik tehlikeye girmiş demektir. Böyle bir ortamda haktan, özgürlükten, güvenlikten, demokratik kültürden bahsedilemez. Temel hakların güvenceye bağlanması, yasaların anayasaya uygunluğu, yasaların genel olması, yönetimin hukuka bağlığı hukuk devleti olmanın temel esaslarıdır. Bu temel esasların ihlali güven bunalımına ve toplumsal düzende nüfuz sahibi olan insanların egemenlik alanları oluşturmasına yol açar. Devlet-millet ufkunu zedeleyen en önemli unsur; devletin dışında devletcilik oynayan, kendine göre ölçütler koyan, özel ilişkiler yoluyla haklıyı haksız, haksızı haklı çıkarmayı sağlayan bir mekânizmanın ortaya çıkmasıdır.

Sahte Algı Üretme Çabası Özel Amaçlara Yöneliktir: Milliyetçi fikri gelenekle hukuk devleti arasında bir mesafe olduğu iddiası katıksız iftiradır. T. Parla, Z. Gökalp'ın düşüncesinde 'siyasetin toplumsal temelleri' üzerine yaptığı çalışmada söz konusu iddianın tam aksini ileri sürmekte ve milletin devletten üstün tutulduğunu belirtmektedir. Hatta Z. Gökalp, hukuku milletin kültürel aklına ve çağın ruhuna uygun hale getirmeyi millete saygı duymanın önemli göstergesi saymaktadır. Nitekim O, şöyle der: 'Çağdaş devletlerde gerek yasa yapmak gerek ülkeyi yönetmek yetkileri doğrudan millete aittir. Milletin bu yetkisini sınırlandıracak ve kısacak hiçbir makam, hiçbir gelenek ve hiçbir hak yoktur.' Milliyetçi siyasî akla göre: Milletin bütün fertleri birbirine eşittir. Özel üstünlüklere sahip hiçbir kişi, hiçbir aile, hiçbir sınıf yoktur. Hiçbir meslek sahibine ve kuruluşa özel muamele yapılamaz ve onların ifade özgürlüğü kısıtlanamaz. Her alanda hukukun gereği olan yasaların uygulanması ve eşitsizliklerin ortadan kaldırılması sosyal barışın temelini oluşturur.

Bir örgütlenme biçimi olarak devletin görevi, milletin hukukunu güven altına almaktır. Hukûkî güvenliği olmayan birey ve toplum, hayatın her safhasında korku içinde yaşar. Korku, insan benliğini parçalar. Herkesi kendi dünyasına hapseder, iş yapma ve teşebbüs gücünü engeller. Bu nedenle milletin hukukunu sağlamada zaafiyet gösteren devlet, devlet olma vasfını yitirir. Devleti yönetme görevini üstlenen veya buna aday olan bir fikrî ve siyasî hareketin amacı, milletin hukukunu korumak olmalıdır. Türk devlet tarihinde her şeye karşı müsamaha gösteren siyasî otorite, hukun ihlaline / törenin bozulmasına hiçbir şekilde müsaade etmemiştir. Modernleşme sürecinde demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin zeminini ve şartlarını Türk milliyetçileri oluşturmuştur.

İstismara, Şiddete ve Yönlendirmelere Karşı Olmak Hukukun Gereğidir: İstismarı, haksızlığı, yandaşlığı ve şiddeti meşru bir yol telakki eden kitleden masum insanları koruma noktasında acziyet içine düşen bir devlet önce kendi hukukunu, ardından da milletin güvenini kaybeder. Demokratik sistem içinde en sağlam ve işlevsel güvenlik modeli: Hukukun tabiatı ve gerekçeleri üzerine inşa edilen ve uygulanabilir niteliği olan hukuk sistemidir. İstismarı ve yönlendirmeleri açığa çıkartacak ve Türk Milleti'nin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir Anayasa Yapımı her türlü imtiyazı reddeden Türk milliyetçileri tarafından gerçekleştirilecektir.

Nadim Macit - Ortadoğu

 

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=9749}



Bu haber 703 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,619 µs