TÜRKİYE'DE ''LAİKLİK GİDECEK'' DİYOR KANLI ARAP BAHARI'NA LAİKLİK PAZARLIYOR

17 Eylül 2011 11:52 tsi
Türkiye'de laiklik düşmanı ama kanlı bahar yaşayan Libya,Mısır ve Tunus'un laiklikle yönetilmesini istiyor.

TÜRKİYE'DE "LAİKLİK GİDECEK" DİYOR KANLI ARAP BAHARI'NA LAİKLİK PAZARLIYOR

1994'te yılında kapatılan Refah Partisi'nin Ümraniye İlçe Örgütü'nün yeni hizmet binasının açılış töreninde bir konuşma yapan Recep Tayyip Erdoğan kalabalığa ''Hem laik hem Müslüman olunmaz. Bu millet isterse laiklik tabii ki gidecek'' nutukları atıyordu. Ve konuşmasının devamında laikliğe takıntısını ''Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman. Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik. İkisi bir arada olduğu zaman adeta ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil, ikisinin bir arada olması. Durum böyle olunca ben Müslümanım diyenin tekrar yanına gelip bir de aynı zamanda da laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanın yaratıcısı olan Allah kesin hakimiyet sahibidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Bak yalan koskoca bir yalan.'' şeklinde kamuoyu ile paylaşıyordu.Geçmişte bu sözlerin sahibi olan ve mevcutta da "eylemlerinin laikliğe aykırı odak olduğunu" suçlamasıyla Anayasa Mahkemesi tarafından cezalandırılmış AKP'nin Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan şimdi ABD'nin rejimlerini değiştirdiği ve dönüştürdüğü ülkelerde "laiklik" pazarlamacılığı yapmaktadır.
 
"Arap Baharı Turu" adı verilen ziyaretler çerçevesinde gittiği yerlerde "Türkiye'yi tanımlarsam herhalde sizin için yeterli olacaktır. Biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz. Anglosakson bir laiklik anlayışı veya batılı anlamda bir laiklik anlayışı değil. Kişi laik olmaz. Devlet laik olur. Bir Müslüman, laik bir devleti başarılı bir şekilde yönetebilir. Şunu bilmemiz lazım. Laik devlet her inanç grubuna eşit mesafededir. İster Müslüman olsun, ister Hristiyan olsun, ister Musevi olsun, ister ateist olsun... Hepsinin güvencesidir. Olayın aslı budur. Bu tartışmalara vesile olabilir. Biz böyle inanıyor, böyle düşünüyoruz." şeklinde yaptığı konuşmalarla bu ülkelerin laiklikle yönetilmesi gerektiğini anlatmaktadır. Laikliğe aykırı eylemlerden dolayı kapatılmanın eşiğinden dönmüş olan bir partinin genel başkanı olan ve laiklik düşmanlığını her fırsatta ifade etmiş Recep Tayyip Erdoğan'ın "Laiklik pazarlaması" ne kadar inandırıcı bunun takdirini dünya kamuoyu vermelidir.
 
Türkiye'de laiklik düşmanı ama kanlı bahar yaşayan Libya,Mısır ve Tunus'un laiklikle yönetilmesini istiyor.Fakat aynı zihniyetin Türkiye'de laiklik düşmanlığı yapması da İslam'ın istismarı için gerekli bir faktördür.İslam'ın istismarı,halkın dini duygularının sömürülmesi ile oluşturulan iktidarın İslam düşmanlarının hedeflerine hizmete dönüşmesi de AKP'nin yaşattığı bir gerçektir.
 
En ilginç olan ise laiklik mesajlarının verildiği ülkelerin Hıristiyan-Yahudi projeler için etnik çatışmalarla, iç isyanlarla ele geçirilmiş olmasıdır.Batının kahpe oyunlarıyla yüzbinlerce insanın öldürüldüğü ve batı işbirlikçilerinin yönetimi ele geçirdiği yerde "batılı anlamda laik olmayın" sözünü de küresel komedi adına üretilmiş bir eser olarak değerlendirebilirsiniz.
 
Batı bu ülkelerin kaynaklarını kullanmak için Afganistan,Irak örneğinde olduğu gibi işgal gerçekleştirmiş, bizim Başbakan'da kendi ülkesinde düşmanlık yaptığı laiklik kavramı üzerinden, batı adına yöneticilik yapacak "işgal yöneticilerine" laiklik aklı veriyor.
 
Türkiye'nin iç içlerine herkesi karıştıran AKP iktidarının,başka ülkelerin menfaatleri ve hesapları adına bölgemizdeki ülkelerin yönetim biçimine, iç işlerine karışması da Türk devletinin şuan yaşadığı en büyük handikaptır.
 
Başbakan Erdoğan Türk siyasi tarihinin en tutarsız,en çelişkili zihniyet sahibi olarak tarihe çoktan geçmiştir.Ama araştırın bakın dünyada bile bir örneğini bulmak mümkün değildir.
 
"Bu millet isterse laiklik tabii ki gidecek'' diyerek Türkiye'de kitleleri laikliğe karşı kışkırtmış birinin,şimdi yaptığı laiklik pazarlamacılığının tek sebebi işgal edilmiş ülkelerde radikal dinci örgütlerin Batının askerlerine ve destekçilerine zarar vermesinin önüne geçecek mekanizmanın kurulması adınadır.Yoksa Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajları samimi bir şekilde laiklik adına verilmiş mesajlar değildir.
 
Sabah söylediğini akşam,akşam söylediğini sabah inkar eden bir siyasi portrenin ne söylediğinin bir önemi yoktur. Önemli olan böyle bir zihniyetin Türkiye'yi yönetmesidir. Demokrasi de böyle bir şey işte bu kadar tutarsızlığı,çelişkiyi yaşayan ve yaşatanlara bile katlanmayı gerektiriyor.
 
Türkiye'deki laiklik şövalyelerinin en büyük çelişkisi de laikliği din düşmanlığı gibi algılatmada başarı elde ederek, bu zihniyetin yolunu açmış olmasıdır. Türkiye'deki laiklik taraftarları ve laiklik düşmanları arasındaki uyumda hep birbirini beslemiştir.Türkiye'de asıl tartışılması gerekende laiklik kavramı değil,laiklik adına hareket edenlerdir.Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ı siyasette var eden onlardır.

 

Yıldıray Çiçek - Ortadoğu

 

Kaynak: ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=9730}

Bu haber 667 defa okundu.