DIŞ POLİTİKA KONTROLDEN ÇIKTI

8 Eylül 2011 08:43 tsi
Prof. Dr. Oya Akgöneç,"Türkiye'nin dış politikası, artık bağımsız bir politika değildir. Tamamen kontrolden çıkmıştır. Füze kalkanında kontrol Brüksel'de komuta da ABD'dedir" dedi.

Dış politika kontrolden çıktı

Ufuk Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Oya Akgöneç, füze kalkanı sisteminin Türkiye'ye kurulması kararını eleştirerek, "Türkiye'nin dış politikası, artık bağımsız bir politika değildir. Tamamen kontrolden çıkmıştır. Füze kalkanında kontrol Brüksel'de komuta da ABD'dedir" diye konuştu.

Ufuk Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Oya Akgöneç, füze kalkanı sisteminin Türkiye'ye kurulması kararını eleştirerek, "Türkiye'nin dış politikası, artık bağımsız bir politika değildir. Tamamen kontrolden çıkmıştır. Füze kalkanında kontrol Brüksel'de komuta da ABD'dedir" diye konuştu.

Anlaşmanın imza tarihine özellikle işaret eden Akgönenç, "Ne zaman imzalandı? Meclis tatildeyken. Halk 9 günlük bayram tatilindeyken. Ve bir gece yarısı imzalanıyor. Buların hepsi, çok büyük soru işaretidir. Neden Meclis açıkken veya Temmuz'dan önce imzalamadılar? Hükümet birçok şeyi izah etmek zorundadır. Bu aynen Ankara ek Protokolü'nün gizlice 29 Ekim 2005 tarihinde imzalanmasına benziyor. Meclis tatildeyken, herkes izindeyken emir verildi imzalandı. Şimdi başımızın püsküllü belası oldu. Aynı oyun, aynı taktik burada da yapıldı " diye sordu.

Kontrol Brüksel'de
Füze kalkanı projesinin aylar öncesi enine boyuna tartışıldığını ve birçok kişinin itiraz ettiğini hatırlatan Akgönenç, sistemin getireceği sakınca ve tehlikelere dikkat çekti.

Komuta kademesinde Türk komutan olacağına ilişkin savunmaları eleştiren Akgönenç, "Bunun merkezi bir kere Türkiye olmayacak. Çünkü kontrol Brüksel'in elinde olacak. Sen kendi ülkenin topraklarına bir makine koyuyorsun. Bunun kilidi ve anahtarı Brüksel'de olacak. Sonra komuta kademesinde Türk subayı olacak diyeceksin.  Bizim temsilcimiz, 3-4 kişiden sadece birisi olacak. Sözü geçen bir durumda olmayacak. Son söz Amerika'da olacak" diye konuştu.

Basını ve halkı teskin etmek için bunun Türkiye'nin kendi kararıymış gibi sunulmasını da eleştiren Akgönenç, "Gerçekler bunun tam aksidir. ABD'nin arzusunu uygun bir şey yapılmıştır. Onun için Türkiye'nin dış politikasının artık bağımsız olmadığı tescillenmiştir. Bunu aklı başında bir hükümet, iki gün sonra Meclis açılacağı zaman imzalar. Yahut çekincelerimiz şudur, diye basına ve halka bir şekilde sızdırırsın. Koskoca Mavi Marmara sızıyor da, bu mu sızamadı. Gizlice imzalandı. Ne hakla bu böyle yapıldı?" dedi.

Türkiye savaşın birinci hattında
Füze kalkanı için Türkiye'nin nasıl ikna olduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akgönenç, "Türkiye ikna mı edildi yoksa zorlandı mı? Bence kolu büküldü. Bileği bükülerek ikna edildi. Dediler ki, arkadaş bu olacak. Başka hiç itiraz imkanı kalmadı" diye konuştu.

Sistemdeki ikinci büyük tehlikenin imha olacak füzelerden meydana gelecek serpintilerin düşeceği koordinatlar olduğuna dikkat çeken Akgönenç, "Füze kalkanı Türkiye topraklarına yerleştirince, sen bir saldırı anında füzeleri havada patlattığın anda bütün zararlı maddeler bir yere düşecek. O yer de, bizim insanlarımızın, hayvanlarımızın, bitkilerimizin olduğu topraklar olacak. Hepsi zarar görecek. Sen istersen savaşın içinde olma. Gene de zarar göreceksin. Buna savaşta birinci hatta olmak denir. Türkiye'yi savaşın birinci hattına yerleştirdiler. Aynen soğuk savaşta komünizm tehlikesine karşı yerleştirdikleri gibi. 40 yıl sonra aynı oyun tekrar oynanıyor" şeklinde konuştu.

İran ile savaş isteniyor
Radarların ve füze rampalarının konuşlandırılış şeklinin de çok sakıncalı olduğunu kaydeden Akgönenç, "NATO'nun istediği gibi bir yerleştirme, Türkiye'yi çok tehlikeli bir konuma getirecek. Nitekim İran bu konuda hemen uyarıda bulundu. Eski füzeler, 360 derece dönüyor ve nereden atış yapılırsa yapılsın tespit edebiliyordu. Yenilerinde bunu tespit etmek çok zor. Hepsi İran'a yönelik yerleştirilmiş. İsrail, Kuzey Irak veya Suriye'den yapılacak bir saldırıyı göremiyor. Kör noktada kalıyor. Adamlar, hedefin İran'ın olduğunu zaten saklamıyorlar" şeklinde konuştu.

Dolayısıyla Türkiye'nin İran'la karşı karşıya getirilmek istendiğine dikkat çeken Akgönenç, "Aynen Libya ve Suriye'de olduğu gibi. Hükümet, buradaki riski ve oyunu nasıl anlayamaz. Burada oynanmak istenen oyun, Ortadoğu'da Türkiye'yi tamamen yalnızlaştırmak. İkincisi bir yolunu bulup Türkiye ile İran'ı kapıştırmak. Aynen İran-Irak savaşı gibi. Kapıştırıp kenara çekilecek ve silah satacaklar. Sonra bölgeyi istedikleri gibi bölecekler" şeklinde konuştu.

İran'dan kalkacak şahap füzelerinin menzilinin 2 bin 500 km olduğunu hatırlatan Akgönenç, "Bu demektir ki, İran'dan füze atılırsa  Paris'i, Berlin'i, Londra'yı vuracak durumu yok. Gelse gelse, en çok İsrail'e gidebilir. Birçoğu diyor ki, bu İsrail'i korumak için değil. Buz gibi İsrail'i korumak için. Hatta İsrail'in saldırması için elini rahatlatıyor. Demek ki, sistem İsrail için kuruluyor. Türkiye'nin buna alet edilmemesi gerekir. Kimse Türkiye'yi tehlikeye atmamalıdır" dedi.

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/haber/dis-politika-kontrolden-cikti-215181.htm}

Bu haber 607 defa okundu.