En Sıcak Konular

DENİZ FENERİ e.V SORUŞTURMASI'NDA ''İHLAL'' VE ''KOLLAMA'' TARTIŞMASI SÜRÜYOR

6 Eylül 2011 14:03 tsi
DENİZ FENERİ e.V SORUŞTURMASI'NDA ''İHLAL'' VE ''KOLLAMA'' TARTIŞMASI SÜRÜYOR Deniz Feneri soruşturmasında mahkeme kararının ihlal edilip edilmediği tartışılması sürüyor. Adalet Bakanı Ergin, savcıları kararı ters çevirip uygulamakla suçladı, savcılar ise mahkeme kararını aynen uyguladıklarını savundu

BİR KARAR İKİ FARKLI YORUM

Deniz Feneri soruşturmasında mahkeme kararının ihlal edilip edilmediği tartışılması sürüyor. Adalet Bakanı Ergin, savcıları kararı ters çevirip uygulamakla suçladı, savcılar ise mahkeme kararını aynen uyguladıklarını, sahte belgelerle kendilerine komplo kurulduğunu savundu

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Deniz Feneri soruşturması savcılarının görevden alınması konusunda dezenformasyon yapıldığını belirterek, savcıların, mahkemenin izin vermediği bir el koyma işlemi yaptıklarını savundu.Ergin, “Siz mahkeme kararını ters çevirip uyguluyorsunuz. Yasayı da ihlal ediyorsunuz” dedi. Görevden alınan savcılar ise Ergin’in bu iddiasını, müfettişlere verdikleri ifadede yanıtladı. Savcılardan Abdulvahap Yaren, “Mahkeme, şirket mallarına tedbir kararını reddederken ‘Kişilerin mallarına tedbir koydum, ayrıca tedbir kararına gerek yok’ anlamında karar vermiştir” dedi.

Kriz böyle başladı

Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren’in görevden alınmalarıyla başlayan tartışmalar, soruşturma kapsamında, 18 şüphelinin malvarlıklarına tedbir konulmasından kaynaklandı. Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi, 18 şüphelinin malvarlıklarına tedbir koydu ancak bu kişilerin ortak oldukları şirketlerin malvarlıklarına ayrıca tedbir konulması istemini reddetti. Mahkeme, bu kararına, bu kişilerin malvarlıklarına konulan tedbirin, ortak oldukları şirketleri zaten kapsadığını gerekçe gösterdi. Mahkeme, şüphelilerden Mehmet Sıddık Balıkçı için kimlik numarası belirtilmediğinden tedbir kararı vermedi. Balıkçı hakkında daha sonra tedbir kararı çıktı. Türkaslan, a bendi kabul, b bendi red kararını içeren mahkeme hükmünü, önce, b bendi kısmı kapalı olarak tapu müdürlüklerine gönderdi. Türkaslan, daha sonra, kararı açık biçimde de müdürlüklere iletti. Şüpheliler, bu aşamada, karara itirazda bulunmadı. Ancak daha sonra avukatları, savcılığa başvuru yaptı. 3 savcı, itirazı yerinde görmeyerek reddetti. Avukatlar, bunun üzerine, HSYK’ya şikayet başvurusu yaparak, görevden almaya kadar uzanan süreci başlattı.

‘Mahkeme kararıyla oynadılar’
NTV’ye konuşan Ergin, savcıların, soruşturmanın AK Parti’deki bazı isimlere uzanabileceği gerekçesiyle görevden alındığı iddiaları için, “Bu soruşturma üç yıldır aynı savcılarla devam ediyor. Bu süre içinde savcıların çalışmalarına kimse müdahale etmiş değil” dedi.
Ergin, “Sorulması gereken temel soru şudur; mahkemenin reddettiği el koyma talebi uygulanmış mıdır, uygulanmamış mıdır? Sonuç itibariyle ne oldu? Kanun ihlal edildi, el konulamazdı, el konuldu.  Siz mahkeme kararını ters çevirip uyguluyorsunuz. Bu uygulama usule aykırıdır. Diyelim ki, savcı 10 kişinin tutuklanmasını istedi. Mahkeme 5’ini tutukladı, 5’inin tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Savcı da tutuksuz yargılanma kararı verilenlerin üzerini kapatarak 10’unu da cezaevine yolladı. Bu olay da buna benziyor” dedi. Ergin’in suçlamalarına karşılık, görevden alınan 3 savcıdan Abdulvahap Yaren, HSYK müfettişlerine verdiği savunmada, iddialara sert karşılık verdi.
Yaren, 9 sayfalık savunmasında, Ergin’in de ortaya attığı iddiayı şöyle yanıtladı: “Bir belgede tahrifattan söz edilebilmesi için iğfal kabiliyetinin bulunması gerekmektedir. Şirketlere ait taşınmazlara el konulmasını sağlamak için özel bir çaba sarf edilmesine gerek bulunmamaktadır. Mahkemenin kararı zaten tedbir konulmasını sağlamakta olup, kararda bu durum açıkça belirtilmiştir.
Sahte delil iddiası
Tedbir kararının bazı bölümlerinin kapatılarak gönderilmesinin nedeni, tapu dairelerince kapatılan bölümlerle ilgili yapılacak bir işlem olmamasıdır. Tedbir kararı sadece gerçek kişilerin isimleri yazılmak suretiyle, karar gereğinin gerçek kişiler yönünden infazı istenmiştir. İlk tedbir kararı, şirket mallarına tedbiri de kapsar. Zaten sermayesi 4-5 bin lira olan ama milyonluk taşınmazları bulunan şirketin birkaç bin liralık hissesine tedbir koymanın da bir anlamı yoktur” dedi.

CEP TELEFONLARI DİNLEME CİHAZI OLDU

NTV’deki programda, çeşitli konulardaki soruları da yanıtlayan Ergin, Kılıçdaroğlu’nun eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in yasa dışı dinlenmesine ilişkin iddiaları üzerine “Sayın Kılıçdaroğlu kimseyi zan altında bırakmasın, bunları açıklasın. Kim dinlemiş, kim dinletmişse bilelim. Sıkıntı oluşacaksa oluşsun” dedi.  Teknolojinin çok geliştiğini, cep telefonlarının artık dinleme cihazları olduğunu ifade eden Ergin, “Mücadelesi kolay değil ama cezaları arttıran bir yaptırım olabilir. Bu konuda caydırıcı olabilirsiniz. Bunu önlemek için ilgili yasalar parlamentodadır” dedi.

Muhasebeciden çifte kayıt itirafı

Almanya’daki Deniz Feneri e.V. Derneği’nin Türkiye bağlantılarının araştırıldığı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan Kanal 7 Bilgi İşlem Sorumlusu Cüneyt Kavasoğlu’nun, Almanya’daki dernek ile Türkiye’deki şirketlerin “Uyum” adı verilen muhasebe programı ile çifte muhasebe kaydı tuttuğunu itiraf ettiği ortaya çıktı. Deniz Feneri e.V. Derneği ile Türkiye’deki bağlantılı şirketlerin çifte muhasebe kaydı tuttuğunu anlatan Kavasoğlu’nun, ifadesinde, “Bu muhasebe Almanya merkezli değil, Türkiye merkezli yönetiliyor. Benden bu sistemi kurmamı Muzaffer Şafak (Tutuklanan Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı) istedi. Muhasebeyi Almanya’dan Firdevsi Ermiş, Türkiye’den de Erdoğan Kara (Kanal 7 Finans Müdürü-gözaltına alınıp serbest bırakıldı) yapıyordu. Hesaplar karşılıklıydı” dediği bildirildi. Savcıların, bu kayıtlarla ilgili olarak BDDK’dan da yardım istediği, bu kapsamda BDDK murakıplarının bir inceleme başlattığı, ancak bu inceleme sonuçlanmadan savcıların görevden el çektirildiği öğrenildi.

Umarım HSYK da yutmaz

Yaren, savcıların iftira ile görevden uzaklaştırılarak, dosyanın başka savcıya verilmesinin sağlanmaya çalışıldığını, bunun da şüphelilerin adaletin elinden kurtulmasını sağlamak için yapıldığını belirterek, “Ben yıllarımı bu mesleğe veren bir savcı olarak bu tür taşra mantığı ile üretilmiş numaraları yutmadım, umarım hakkımda karar verecek mercilerde yutmaz” dedi. (TÜRKER KARAPINAR - MİLLİYET)

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://siyaset.milliyet.com.tr/bir-karar-iki-farkli-yorum/siyaset/siyasetdetay/06.09.2011/1435076/default.htm}

 



Bu haber 812 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,480 µs