ERKEK GİBİ YÜRÜYEN EFE KIVIRTARAK GİTMİŞ

31 Ağustos 2011 13:34 tsi
Eğer bu yapılanlar, Avrupa'ya hoş görünüp AB'ye girmek için yapıyorsa nafile.

Erkek Gibi Yürüyen Efe Kıvırtarak Gitmiş

Ne kadar hoşgörülü bir ülkeyiz. Ne kadar yardımseveriz. Ne kadar BOP'çu bir ülke olduk. Emin adımlarla(!) yürüyoruz. Somali'de biz, Libya'da biz, Suriye'de biz… Her yerde biz varız. Osmanlı olmak kolay değil, koskoca bir coğrafya; ancak her nedense yeni Osmanlı olduklarını söyleyenler hep Ortadoğu coğrafyasıyla ilgililer, yeni adımları da Afrika. Oysa Osmanlı coğrafyası 3 kıtaya yayılmıştı. Dur bakalım yeni başladık, diyebilirsiniz ama bence böyle de gidecek gibi.

Hatırlayacaksınız bir müddet önce (bu konuyu yazmıştım 2011-03-11 Ortadoğu) Başbakan dini azınlıklar, özellikle de Hıristiyanlar için yaptıklarını şöyle sıralamıştı; "Bütün imar planlarında eskiden cami yazardı, camiyi imar planlarından çıkardık mabet yazdık. Çünkü olur ya Hıristiyanların böyle bir talebi olur, Musevilerin bir talebi olur."

Ardından, Sen Sinod Meclisi üyelerinin nasıl Türk vatandaşı yapıldığını; Almanların Tarsus'ta bizim kilisemiz dedikleri yeri ayine açtığını; Trabzon'da Sümela manastırında ayin yapılmasına izin verildiğini; Van'da bulunan Akdamar Ermeni Ortodoks Kilisesinin renevasyon ve yenilemesinin (restorasyonunun) devletin kesesinden yapılarak ayine açıldığını.

Şimdi haberlere göre; "Ermeni Kilisesi'ne: 24 vakfa ait aralarında han, okul, evler de bulunan 30'dan fazla gayrimenkul, İstanbul Eminönü'nde Selamet Han, Kumkapı Ermeni Gedik paşa Protestan Ortaokulu, Tuzla Kampı, Vahram Karabet Madat'ın mirası.

Rum Ortodoks Cemaati'ne: Cemaate mensup 81 adet vakfa ait 1.000'e yakın taşınmaz. Taşınmazlar arasında evler, işyerleri, fabrika, gece kulübü, pavyon bile bulunuyor. İadesi gerçekleşecek arasında özel şahıs malları, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı'na ait 157 ev, 21 apartman, 66 dükkan, Aya Yorgi Kilisesi ile Aya Dimitri ve Heybeliada Aya Triada Vakfı'na ait arsalar, evler, bağ, bahçe, okul da mevcut.

1936'dan sonra el konulan Süryani ve Keldani Katolik Cemaatlerine ait muhtelif taşınmazların da iadesi gerçekleşecek."

Ne güzel de mi, ne büyük bir olayı gerçekleştiriyoruz. Biz hakikatten büyüğüz ya… Efendim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye'yi tazminata mahkûm etmiş, ne yapacaklardı diyenlere bir soru sormak istiyorum; yarın olur ya Ermeniler AİHM'e müracaat edip toprak talep eder ve AİHM de bu yönde bir karar verirse, hükümet bu kararı da uygulayacak mı?

Yok, bayım yok ne yaparsanız yapın yaptıklarınızın karşılığını alamazsınız. Batı medeniyeti böyle bir şeye müsaade etmez. Onlar ülkelerinde bulunan Müslümanların kendi toplumlarına, kendi kültürlerine uyum sağlamalarını (entegre olmalarını) isterler. Zaten Erdoğan Haçlı saldırılarını bir kültür alışverişi olarak sunduğuna göre buna da ses çıkarmaz herhalde.

Türkiye Cumhuriyeti, Resmi Gazete ile yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'na eklenen geçici madde dâhilinde tazminat ödemelerine başlıyormuş. 5737'ye eklenen geçici madde, bunlar kanun maddesine cami yerine ibadet yazarak Hıristiyan ve Musevi kardeşlerine hizmet etmişlerdi. Eğer bu yapılanlar, Avrupa'ya hoş görünüp AB'ye girmek için yapıyorsa nafile.

"Bir kaza'da yabancıların girip çıktığı bir kulüp varmış. Savaştan sonra şehre inen ve normal bir hayata dönen efe bu kulübe girmek istemiş. Yetkililere konuyu açtığında, -olmaz cevabını almış. Ancak başındakini ve üstündeki cepkeni çıkarırsan belki demişler. Efe denileni yaptıktan sonra tamam mı demiş. Yine olumsuz yanıt almış. Ancak ayağındaki kısa donu, belindeki kamayı ve kuşağı çıkarırsan belki demişler. Efe denileni yaptıktan sonra,- bakın artık size benzedim oldu demi, demiş. Cevap yine olumsuz... Sen çok efece, erkek gibi yürüyorsun, yürüyüşünü değiştirmen lazım, biraz kıvırtarak yürümen lazım demişler. Efe denileni yapmış, onlar gibi yürümek için eğitim almış. Koskoca efe o kulübe girebilmek için artık kıvıra kıvıra, kıvırtarak yürümeye başlamış. Kulüp yetkililerinin önüne dikilmiş, - istediğiniz her şeyi, yaptım. Şimdi tamam, artık üye olabilirim, demiş. Ne yazık ki, yöneticiler -hayır efe giremezsin, senin de dediğin gibi istediğimiz her şeyi yaptın, aramızda olmana gerek yok diye efeyi içeri almadan göndermişler. Onlarla birlik olmak için özünden kopup onlara benzeyen efe boynunu bükerek, erkek gibi yürümeye çalışsa da beceremeyerek kıvırtarak oradan ayrılmış."

Sağlıcakla kalın!　

Fikri Atılbaz - Ortadoğu Gazetesi

ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?id=9687}

Bu haber 930 defa okundu.