En Sıcak Konular

''AYŞE TATİLE'' ERBAKAN SAYESİNDE ÇIKTI

20 Temmuz 2011 11:03 tsi
''AYŞE TATİLE'' ERBAKAN SAYESİNDE ÇIKTI 26 Ocak 1974 günü CHP ve MSP arasında koalisyon hükümeti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 37'inci Hükümeti yapılan bütün baskılara rağmen Kıbrıs'ta akan kanı ''Erbakan'ın inadı sayesinde'' durdurmayı bildi.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37'nci Yıldönümünde Harekatın Baş Mimarı Erbakan...

Ayşe Tatile Erbakan'ın sayesinde çıktı...

Hayatı ve mücadelesiyle Hak'kı hakim kılmaya çalışan olan Milli Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan yaşamı boyunca hem millete hizmet etti ve hem de ülkemiz için büyük adımlara imza attı. Milletin ülke iktidarında söz sahibi olması için yola siyaset hayatına 1969 yılında başlayan Erbakan daha sonraki icraatlarında da bunu gösterdi.

Siyaset hayatına girdiği günden kısa bir süre sonra ülkenin en zor dönemlerinde koalisyon ortağı olarak iktidara gelen Erbakan, yıllarca kanayan bir yarayı da durdurdu. 20 Temmuz 1974 yılına gelmeden önce Kıbrıs'ta yıllarca Müslüman kanı döküldü. Osmanlı'nın dağılması sonrası sömürge devleti İngiltere'nin işgal ettiği Kıbrıs topraklarını İngiltere yıllarca elinde tuttu.

Rumların sürekli Enosis (Yunanistan'a Katılma) planları çerçevesinde İngiliz askerleri egemenliği altında binlerce Müslüman Türk vatandaşı hunharca katledildi. 1960 yılında garanti devletlerinin garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ömrü de kısa süreli oldu. Çünkü Enosis iddiasında bulunan Rumlar yaptıkları saldırılarla sürekli Müslüman kanı dökmeye devam etti.

Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı için kurulan terör örgütü
EOKA, Kıbrıs'ta Makarios öncülüğünde Türk halkını yok edip, adayı Yunanistan'a bağlamak için çalışmalarına hız vermişti.  EOKA için ilk gizli görüşmeler 2 Temmuz 1952'de Atina'da Makarios'un başkanlığında yapılmıştı. EOKA'nın amacı önce İngilizleri adadan atmak, ardından da topyekün bir imha hareketi ile Türk halkını yok ederek adayı Yunanistan'a bağlamaktı. Nitekim kısa süre sonra İngilizlerin adadan ayrılmasını dahi beklemeden, 1955'ten 1974 yılına kadar sürekli saldırılar yapmaya başladı.

Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı için çalışan EOKA Terör Örgütü yıllarca bölgede katliamlar yaptı. Mathiatı, Ayvasıl, Kumsal katliamları başta olmak üzere örgüt yıllarca Müslüman vatandaşa kan ve gözyaşı döktürdü. Kıbrıs'ta tarihe Kanlı Noel olarak geçen 24 Aralık'ta Lefkoşa'da yapılan Kumsal katliamında dönemine Tabip Binbaşı Nihat İlhan'ın eşi ve küçük çocukları evinin banyosunun küvetinde hunharca katledilmişti. Vahşetin sembolü olan bu canilik sonrası Türkiye'yi sürekli ellerindeki siyasi ve askeri kozlarla kesen İngiltere, ABD ve BM artık bıçağın kemiğe dayandığını göremedi.

26 Ocak 1974 günü CHP ve MSP arasında koalisyon hükümeti olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 37'inci Hükümeti yapılan bütün baskılara rağmen Kıbrıs'ta akan kanı durdurmayı bildi. Dönemin CHP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit'in Batılı güçlerden çekinmesine rağmen koalisyon ortağı MSP Genel Başkanı ve  Başbakan Yardımcısı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın kararlı ve inatçı tavrı sonrası akan kan durduruldu. Garantör ülke olan İngiltere'ye Kıbrıs konusunu görüşmek için Ecevit'i gönderen Erbakan, Ecevit'in uçağı daha Etimesgut Askeri Havaalanı'ndan yeni kalkmışken Başbakan Vekili Erbakan Milli Güvenlik Kurulu'nu acil gündem koduyla topladı. MGK devam ederken yapılan bütün itirazlara rağmen Erbakan, dönemin Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar'a gemilerin yola çıkması için o tarihi emri verdi.

Bütün siyasi baskılar ve ekonomik olumsuzluklara rağmen bu tarihi kararı veren Erbakan, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar'a askeri gemilerin Mersin Limanı'ndan yola çıkmasını istedi. Yaklaşık bir günlük bir mesafede yer alan Kıbrıs açıklarına ulaşan gemiler son hazırlıklarını yaparken İngiltere'de bulunan Başbakan Ecevit'e de harekatın başlatıldığı bilgisi verildi.  Ecevit yaptığı ilk değerlendirmede 'Biz aslında savaş için değil, barış için, yalnız Türkler'e değil, Rumlar'a da barış getirmek için Ada'ya gidiyoruz. Türkiye'nin Kıbrıs'ta barış, kardeşlik ve özgürlük için giriştiği harekât, bu sabah erken saatlerde başlamıştır" dedi.

Yapılan ilk harekat sonrası EOKA mahkumları serbest bırakmadığı için ve verdiği sözleri yerine getirmediği için 8 Ağustos 1974 günü ikince harekatın parolası verildi. Dönemin Dışişleri Bakanı olan Turan Güneş Cenevre'de verilen sözlerin yerine getirilmediğini görünce Merhum Ecevit'e 'Kendi kızı olan Ayşe'nin adının anarak, Barış Harekatı'na 'Ayşe Tatile Çıksın' şifresiyle bilgi verdi.

Harekatın kodadı: Atilla Harekatı
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 'Atilla Harekatı' kod adlı Kıbrıs Barış Harekatı 20 Temmuz 1974 günü sabah saatlerinde Türk askerinin 06.15'te yaptığı hava indirme ve denizden çıkarma operasyonuyla başladı. Karaoğlanoğlu plajına ulaşan ilk Türk askeri birlikler sessizce adaya yerleşmeye başladı. Öğlen saatlerine doğru operasyonun yapıldığı bilgisini alan Yunan ve  İngiltere Türkiye'nin operasyonu başaramayacağına inanıyordu. 1963 ve 1967 yılında girişilen ancak dış baskılara boyun eğilerek vazgeçilen askeri operasyonlar gibi olacağını düşünen Yunanistan ve İngiltere sadece bir şeyi gözden kaçırmıştı. Çünkü inanmışlığın adamı olan Erbakan'ı hesaba katmayan bu zihniyet sonunda hüsrana uğradı. Erbakan'ın koalisyon ortağı hükümetteki etkili ve kararlı tavrı bu operasyonun başarıyla sonuçlanmasına vesile oldu. Operasyon devam ettiği sürede ABD ve İngiltere başta olmak üzere iki yüzlülükleri her seferde gün yüzüne çıkan ülkeler Türkiye'ye askeri ambargo kararları alırken, başta İran olmak üzere Pakistan, Afganistan ve Suudi Arabistan'dan da Türkiye'ye yardım sözleri geldi. Bu günlerde zor şartlar altında olan Libya Devlet Başkanı Muhammer Kaddafi ise ambargo sonrası jet yakıtlarımızın tükenmesi ile Türkiye'ye jet yakıtı yardımı yaptı.

Arzı Mevud'a bir hançer: Kıbrıs Barış Harekatı
Kıbrıs Barış Harekatı sonrası kazanılan zafer sonucunda elde edilen Ada toprakları ayrıca İsrail'in 5 bin yıllık Arz-ı Mevud (Vaat Edilmiş Topraklar) hayaline de bir hançer gibi saplandı. Çünkü Kıbrıs adası İsrail'in hayali olan ve tahrif edilmiş Tevrat'ta yer aldığı söylenen Arz-ı Mevud topraklarının içinde yer alıyor. Bugün İsrail Devleti'nin devlet stratejisi olan Arz-ı Mevud'u gerçekleştirme hayali de her geçen gün artıyor. Osmanlı'nın son döneminde Sultan İkinci Abdulhamit'te Yahudilerin Lideri Teodor Herzl tarafından borçlara karşılık Filistin topraklarını talep etme isteğini sert bir dille reddetmişti. Daha sonra yaşanan Birinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere'nin eline geçen Filistin ve Arz-ı Mevud topraklarının büyük bir bölümü İkinci Dünya Savaşı sonrasında da yeni bir devleti ortaya çıkardı. İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan İsrail, İngiltere tarafından işgal edilen Osmanlı toprakları üzerine kuruldu. Arz-ı Mevud toprakları içinde yer alan Kıbrıs adası ile ilgili İkinci Dünya Savaşı sonrası Türkiye ve Yunanistan arasında büyük sorun olmuştu. Bölgede yaşayan Müslüman Türklere yıllarca kan kusturan EOKA'cı terörist Rumlar, İsrail'in Arz-ı Mevud anlayışına da hizmet ediyorlardı. Ada toprakları üzerinde tek bir Müslüman Türk kalmayıncaya kadar sürdürecekleri mücadele Kıbrıs Barış Harekatı ile hançerlendi. Erbakan'ın başlattığı bu harekat sonrası Arz-ı Mevud toprakları arasında yer alan Kıbrıs'ın yarısı bu gün Müslüman Türk'lerin huzurlu yaşadığı bir yer olarak kaldı.

İngiliz arşivlerine göre harekatın mimarı Erbakan
Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bilgilere göre de Kıbrıs Barış Harekatı'nın dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in değil Başbakan Yardımcısı Erbakan'ın yaptırdığı ortaya çıktı. İngiliz Arşivleri'nde yer alan dönemin belgelerini tarayan Tarihçi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, yaptığı araştırma sonucunda gerçekleri belgeleriyle gün yüzüne çıkardı.

Bilgin, doktora çalışması için İngiliz Ulusal Arşivleri'nde 10 yıllık araştırması sonucunda "Büyük Güçler, Türkiye ve Kıbrıs Meselesi (1967-1975)" başlıklı TÜBİTAK projesi için 2005 ve 2006 yıllarında altı ay İngiliz Arşivleri'ni tarayan Bilgin, önemli bilgileri ilk kez Şubat 2010 yılında açıkladı.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarının bilinenin aksine dönemin Merhum Başbakan Bülent Ecevit değil dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan olduğunu ortaya koyuyor. Bu, Ankara'daki İngiliz büyükelçinin, İngiliz Dışişleri'ne yazdığı raporlar ve İngiliz Başbakanı ve kabinesinin konuyu değerlendirirken, oraya katılan devlet adamlarının konuşma tutanaklarından anlaşılıyor. Ecevit'in Londra ziyareti ve Türk ile İngiliz hükümeti arasındaki yazışmalardan da Ecevit'in harekat konusunda isteksiz davrandığı ve savaşa girmeden bir çözüm aradığı görülüyor.

Belgelere göre Kıbrıs Harekatı'nın yapılmasında, Necmettin Erbakan daha aktif ve istekli. Ecevit'in ise savaşa yanaşmadığı görüntüsü ortaya çıkıyor. Dönemin İngiltere Büyükelçiliği'nden giden raporlarda Erbakan'ın Genelkurmay ile aynı çizgide ve harekatın gerekli olduğunu, niyetinin tüm Kıbrıs'ın alınması olduğu belirtiliyor. Erbakan'ın dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ve Türk ordusuna tam destek verdiği de belgelerde yer alıyor.

Barış Harekatı yapılmasaydı halimiz ne olurdu
KKTC'nin Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Barış ve Özgürlük Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi'nde tedavi gören Denktaş yazılı mesajında, "Barış Harekatı yapılmasaydı halimiz ne olurdu sorusunu herkes sormalı, yapılan mücadelenin, fedakarlıkların hürriyeti getirdiğini unutmamalıyız" dedi.

Denktaş mesajında şunları kaydetti: "20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramında kahraman askerlerimize, mücahitlerimize şükranlarımızı; şehitlere rahmeti esirgemeyelim.  Anavatanımızın Kıbrıs meselesinde geri adım atması bahis konusu değildir. Yeter ki Kıbrıs Türk halkı, devletine, garantilere dört elle sarılsın. Temas ettiğim makamlardan hiçbirinin bu konuda en küçük bir tereddütü yoktur.  Milli Davamız emin ellerdedir. Bundan emin olarak Anavatanımıza ve halkımıza, görevlerimizi en iyi şekilde ifa edebilmeliyiz. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramınızı en içten duygularla kutlarım."

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yıl dönümü, Barış ve Özgürlük Bayramı olarak bu yıl da tören ve etkinliklerle kutlanacak. Resmi kutlamalar yarın saat 12.00'de 21 pare top atışı ve Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Bayrak Televizyonu'ndan (BRT) yapacağı konuşmayla başlayacak.[1]

KKTC Cumhurbaşkanı Siyasi Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun

Harekat kararını Erbakan aldırdı

Barış harekatının 37. yıldönümünde Milli Gazete'ye önemli açıklamalarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Siyasi Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun, "Sayın Ecevit diplomasiyle nasıl çözeriz, nasıl ederizin peşinde koşarken, rahmetli Erbakan'ın tutumu gelişmelerin o yönde ilerlemesine mani oldu. Barış harekatı kararının alınmasında asıl ağırlığı rahmetli Erbakan koydu" dedi.

Bu gerçekleri standart vatandaş olarak bilmediğini, cumhurbaşkanlığının arşivlerine baktığında öğrenme imkanı bulduğunu belirten Prof. Ata Atun Milli Gazete'ye yaptığı açıklamada, Ecevit'in çok ürkek davrandığını fakat rahmetli Erbakan'ın özellikle MGK'da bastırması, ikinci harekatı istemesi hatta Kıbrıs'ın tümünü talep etmesinin ordunun elini kolaylaştırdığını ve böylece ikinci harekatın önünün açıldığını söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Siyasi Danışmanı Prof. Dr. Ata Atun, ülkemizde zaman zaman tartışma konusu olan Kıbrıs Barış Harekatı'na ilişkin tarihi gerçekleri gözler önüne serdi.

YAFEM tarafından Yalova'da düzenlenen  Türk Dünyası Basın Mensupları Buluşması'na katılan Prof. Dr. Ata Atun, barış harekatının 37. yıldönümünde gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

Erbakan olmasaydı harekat bu kadar başarılı olmazdı
Ülkemizde tartışma konusu olan barış harekatı kararını dönemin koalisyon hükümetinde kimin istediğine ilişkin tartışmalarına son vermesi beklenen açıklamasında Prof. Ata Atun, " Ecevit'in hükümet ortağı Sayın rahmetli Erbakan olmasaydı, barış harekatı bu kadar başarılı yürütülemez ve ikinci harekat kesinlikle bu kadar iyi sonuçlanamazdı. KKTC halkı için hayati kararların alınmasının kökeninde dönemin başbakan yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın yatıyor. Allah kendisine gani gani rahmet eylesin" dedi.

Ecevit çok ürkek davrandı
Cumhurbaşkanlığı arşivlerdeki belgelere göre Ecevit'in çok ürkek davrandığının altını çizen Prof. Dr. Ata Atun, "Rahmetli Ecevit, hala diplomasiyle nasıl çözeriz, nasıl ederizin peşinde koşarken, Sayın Erbakan'ın tutumu gelişmelerin o yönde ilerlemesine mani oldu. Ecevit çok ürkek davranıyordu. Barış harekatı kararının alınmasında asıl ağırlığı rahmetli Erbakan koydu. Erbakan daha çok ' Harekatı yapalım, Kıbrıslı Türkler tehlike içerisinde. Onları zulümden kurtarmak için bu fırsat bir daha elimize geçmeyebilir.' demiştir. Erbakan'ın bu tutumunun etkisiyle Türkiye, adanın garantörü sıfatıyla 1960 Anayasası'nın ek 1. Maddesine dayanarak barış harekatını yapmıştır" dedi.

Arşivlere bakınca öğrendim
Söz konusu bilgilere uzun bir süre sonra KKTC Cumhurbaşkanlığı arşivlerine ulaşma imkanı bulmasının ardından ulaştığını söyleyen Prof. Dr. Ata Atun, " Biz bu gerçekleri, standart, vasat vatandaşlar olarak bilmiyorduk. Ancak benim daha sonra Cumhurbaşkanlığının arşivlerine bakma imkanım olunca bunları öğrendim" ifadesini kullandı.

Barış harekatı olmasaydı hayatta olmayacaktım
Kıbrıs Barış Harekatı'nın adada Türk varlığı açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Atun, bu konuda Girit örneğini verdi. Atun sözlerini şöyle sürdürdü:

Şu nokta çok iyi bilinmeli, Kıbrıs Barış Harekatı olmasaydı biz hayatta olmayacaktık. Girit'te bugün olduğu gibi Kıbrıs'ta da Türk kalmayacaktı. Sadece belki evini barkını terk etmek istemeyen, orada ölmek isteyen yaşlılar kalacaktı. Ben o dönemde 21 yaşındaydım. Ve büyük ihtimalle Kıbrıs Barış Harekatı olmasaydı bugün ben de hayatta olmayacaktım. Barış harekatı bu yüzden bizim kaderimiz bakımından çok önemlidir. Türkiye'nin kaderiyle ilgili de çok önemlidir. Çünkü Türkiye'nin ada üzerindeki garantörlüğünün devam etmesi bu harekat sayesinde olmuştur.  Şu anda eğer Kıbrıs'ta Rum kesimi ile Mısır arasında hidrokarbon yataklarıyla ilgili yapılan anlaşmaya Türkiye itiraz edip, ' durun bakalım, orada benim de hakkım var' diyebiliyorsa, bu barış harekatı dolayısıyla sürdürdüğü garantisinden kaynaklanıyor.[2]

Harekatın temelinde Erbakan vardı

Dışişleri Eski Bakanı ve Anayasa Hukuku Profesörü Mümtaz Soysal Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37'nci yıldönümü ile ilgili Milli Gazete'ye değerlendirmelerde bulundu. Soysal, harekattın temelinde Erbakan'ın olduğunu söyledi.

Milli Gazete Arşivi'nden Kıbrıs Barış Harekatı
Kıbrıs Barış Harekatı'nın yıldönümünde Milli Gazete arşivinde ortaya çıkardığımız o günlerin manşetleri de olayları gün be gün ortaya koyuyor. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Mili Görüş Lideri Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın 19 Temmuz günü TBMM'ye gizli oturumda bilgi verildiğini duyuran Milli Gazete bir sonraki gün olan 20 Temmuz günü ise 'Çıkarma Gemilerimiz Akdeniz'e açıldı' manşetini attı. 21 Temmuz günü ise Milli Gazete'nin sürmanşetinden Erbakan şunları kaydediyor:  'Kahraman Ordumuz dün Kıbrıs'a yaptığı çıkarma ve indirme harekatı yaptı. Cenab-ı Hak bu harekattan dolayı milletimize ve bütün insanlığa hayırlı neticeler versin'.

Aynı gün gazete manşetinde de şu manşete yer verdi. 'Kıbrıs'ta duruma hakim olduk' sözlerinin yer aldığı gazetede aynı gün MSP'li vekillerin de birer maaşlarını Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağışladıkları da haberde yer verildi. 22 Temmuz günü ise gazete 'Ordu Zafere Ulaştı' cümlesine yer verdiği manşetinde Yunan Birliklerinin de geri püskürtüldüğü detaylı bir şekilde yer buldu. Gazete'de ayrıca Erbakan'ın 'Harekatın görevin ifası için devamı tabidir' sözleri de yer alıyor. 23 Temmuzda ise gazete 'Zafer Kutlu Olsun' manşetinin altında Erbakan'ın  'Harekat umulandan başarılıdır' sözlerine de yer veriliyor. Erbakan haberin devamında ise 'Ateşkesten sonra askeri birliklerimize ateş edilirse derhal gerekli müdahale yapılacaktır' diyerek bütün dünyaya da milli bir duruşu ortaya koyuyor. 26 Temmuz Cuma günkü gazete de ise Erbakan ve beraberindeki dönemin MSP'li bakanları ile yine dönemin Genel Kurmay Başkanı olan Orgeneral Semih Sancar'ı ziyaret ederek, orduya teşekkür ziyaretinde bulunduğu da gazetenin haberlerinde yer alıyor. Kıbrıs Barış Harekatı sonrası kazanılan zaferi oya dönüştürmek isteyen Ecevit aldığı seçim kararı 21 Eylül günkü manşetinde Milli Gazete, 'TV'de hükümet bunalımı konusunda konuşan Zafer Gazetesi Muhabiri Hüda Bıyık, 'Erbakan 3 gün vekil kaldı Kıbrıs'ın yarısını aldık, 13 gün vekil kalsaydı tamamını alırdık' diyerek de bir gerçeği ortaya koydu.

Soysal: Harekatın temelinde Erbakan vardı
Dışişleri Eski Bakanı ve Anayasa Hukuku Profesörü Mümtaz Soysal Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37'inci yıldönümü ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Soysal, harekattın temelinde Erbakan'ın olduğunu söyleyerek, "Son günlerde bir uzlaşmadan söz ediliyor. Kıbrıs Sorunu da Türkiye için çok önemli olan bir başka uzlaşmayı sağlamış oldu. Bir ulusal davada Türkiye'nin çok önemli uzlaşması oldu. Ne Cumhuriyet din düşmanıdır ne de din cumhuriyet düşmanıdır. Bunların bir araya gelişi Erbakan'ın Kıbrıs konusunda birlikte bir harekat yapılması konusunda önemlidir. Sadece dış politika bakımından değil iç politika bakımından da Cumhuriyetin ve toplumun temel nitelikleri bakımından önemlidir. Sayın Erbakan'ın kişiliği, ağırbaşlılığı, sağduyusuyla, bilgisiyle zaten geçmişimize damgasını vurmuş olan yetiştirdiğimiz insanlardan biridir" dedi. Soysal 1963 ve 1967 yılında da savaşın kenarından dönüldüğünün altını çizerek, "1974 yılında ise uzlaşma imkanlarını ortaya koydu. Ulusal bütünlüğün temel başlangıcı dış tehlikeye bağlıdır.  Bunu hala böyle görmeyenler var. Onlar içerde erişmek istedikleri hedeflere dış baskılar ile ulaşmaya çalışıyorlar. Ama Erbakan-Ecevit yakınlaşması ise bunun tam tersi gerçekleşti" dedi.[3]

İngiliz Arşivleri'nde Erbakan ve Makarios'un Kıbrıs stratejileri

Hedefi tamamını almaktı

İngiliz Arşivleri'nde uzun yıllar araştırma yapan Tarihçi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, dönemin Başbakan Yardımcısı Merhum Necmettin Erbakan ve dönemin Kıbrıs Rum Devleti'nin ilk Cumhurbaşkanı Makarios'un Kıbrıs stratejilerini anlattı.

Doç. Dr. Bilgin, "Erbakan Hoca, Rumlarla daha iyi pazarlık yapabilmek için Kıbrıs'ın yarısının ya da tamamının ele geçirilmesinin doğru olacağını düşünmekteydi. Makaryos'un politikasının esası da, güç ve kuvvet kullanarak Türkleri imha etmek, göçe zorlamak ya da zorla asimile etmek suretiyle enosisi* gerçekleştirme planını uygulamaktı."

Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, 1974 yılının Ağustos ayındaki ikinci harekatta Necmettin Erbakan'ın adanın tamamını almayı düşündüğünü belirtti. Doç. Dr. Bilgin; "Uluslararası konjonktür o dönemde Türkiye'nin lehine idi" dedi.

Doç. Dr. Bilgin; "14-17 Ağustos 1974 teki İkinci Harekatı esnasında Erbakan Hoca, Rumlarla daha iyi pazarlık yapabilmek için Kıbrıs'ın yarısının ya da tamamının ele geçirilmesinin doğru olacağını düşünmekteydi. Ancak, uluslararası baskıdan çekinen Merhum Başbakan Ecevit harekatın bir an evvel durması taraftarıydı. Bu sebeple Ecevit, gerekirse koalisyondan çekileceğini ifade ederek İkinci harekatın tam amacına ulaşamadan durdurulmasına sebep olmuştu. Halbuki arşiv belgeleri uluslar arası konjonktürün o dönemde Türkiye'nin lehinde olduğunu ortaya koymaktadır" ifadelerini kullandı.

Makaryos adadaki Türkleri imha edecekti
Doç. Dr. Bilgin, İngiliz Arşiv belgelerine göre Kıbrıs Türklerinin zorla asimile edilmek veya adadan göç ettirilmek istendiğini söyledi. Doç. Dr. Bilgin, 1974'deki Barış Harekatı'nın zaferle sonuçlanmasından sonra Rum kesiminin strateji değiştirdiğini ve bu hedeflerini AB'nin de desteğini alarak uzun zamana yaydıklarını dile getirdi.

Doç. Dr. Bilgin; "İngiliz Arşiv belgeleri Kıbrıs Rum Devletinin ilk Cumhurbaşkanı olan Makaryos'un 1960-1974 yılları arasına tekabül eden dönemde ki bu birinci dönem olarak adlandırılabilir, politikasının esası, güç ve kuvvet kullanarak Türkleri imha etmek, göçe zorlamak ya da zorla asimile etmek suretiyle enosisi gerçekleştirme planını uygulamak istedi. 1963, 64 ve 1967 yıllarında meydana gelen kanlı Rum saldırıları ve katliamlar hep bu politikanın sonucunda vuku bulmuştur. Ancak, Temmuz ve Ağustos 1974'te Barış Harekatı neticesinde Osmanlı'nın torunlarından yediği Osmanlı şamarı Makaryos'u yeni bir strateji uygulamaya zorlamıştı. İkinci dönem olarak adlandırabileceğimiz 1974 yılı sonrası Makaryos stratejisi şu şekilde belirlenmişti. İncelemesini yaptığımız binlerce arşiv belgesinin serahatle ortaya koyduğu gibi, bu ikinci dönem Makaryos için yeni Rum politikasının başlangıcı olmuştu. Artık, cebir ve kuvvet yoluyla enosisi gerçekleştiremeyeceğini anlayan Makaryos, bu nihai hedefine 'soft power' tekniklerini kullanarak, hedefini zamana yayarak ve uluslararası desteğin (o zamanlarda AET şimdi ise AB desteği) arkasında olduğu diplomasi yoluyla erişmeye çalışacaktı. Makaryos'a göre, Rumların güç ve kuvvet denkleminde Türklere oranla daha zayıf durumda olmaları sebebiyle dış politikada değişikliğe gitmek elzemdi. Türk kesimine ekonomik abluka uygulamak ve arkasında uluslararası desteğin olduğu diplomasiye başvurmak gibi bir dizi 'soft power' araçlarıyla zaman içerisinde çoğunluk olan Rumlar, azınlık olan Türkleri asimile edebilecekti. Bu uzun zamanı gerektirecek bir stratejiydi ve böyle bir stratejinin uygulama zemini de iki toplumun bir arada bulunacağı bir zeminde gerçekleştirilebilecekti. Bugünkü Rum Cumhurbaşkanı olan Hristofyas ise Makaryos'un yukarıda ifade edilen ikinci dönem stratejisini uygulamaya çalışmaktadır" şeklinde konuştu.[4]

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE

[1] {http://www.milligazete.com.tr/haber/ayse-tatile-erbakan-in-sayesinde-cikti-209964.htm}

[2] {http://www.milligazete.com.tr/haber/harekat-kararini-erbakan-aldirdi-210102.htm}

[3] {http://www.milligazete.com.tr/haber/harekatin-temelinde-erbakan-vardi-210100.htm}

[4] {http://www.milligazete.com.tr/haber/hedefi-tamamini-almakti-210099.htm}



Bu haber 1,979 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,301 µs