En Sıcak Konular

DEVLETTEN AŞİRETE!

6 Temmuz 2011 13:15 tsi
DEVLETTEN AŞİRETE! Yemin edip etmemeyi temel bir sorun haline getirme basiretsizliği, siyaset olgusunu kavrayamama, dolayısıyla devlet bilinci yoksunluğunu olanca yetersizliğiyle ortaya koymuştur.

Devletten aşirete

Uzunca olan Alphonse Marie Louisb Piat de Lamartine adına rağmen bizde kısaca Lamartine olarak bilinen Fransız şair ve yazarın "Histoire de la Turquie, 1854" başlığını taşıyan bir eseri de vardır. Bu eser bir gazetenin 70'li yıllarda dizi olarak yayımladığı kitablar arasında "Aşiretten Devlete" ya da "İmparatorluğa" şeklinde çıkmıştı. Daha sonra Kapı Yayınları "Osmanlı Tarihi" adıyla yayımladı. Lamartine, şair ve yazar kişiliği yanında diplomatlık görevi üstlendi, ayrıca siyasete girdi. İşçi sınıfı (proleterya)nın varlığını ve haklarını savundu. Doğuya yaptığı seyahat kapsamında Malta, Yunanistan/Atina üzerinden Beyrut'u, Suriye'yi, Lübnan'ı, Filistin'i gezdi. Milletvekili seçilince İstanbul yoluyla Fransa'ya döndü. İstanbul'a gelişinde Padişah Abdülmecit tarafından kabul edildi (1833) ve kendisine Aydın yöresinde bir çiftlik hediye olarak verildi. İkinci defa gelerek bu çiftliği işletmek istediyse de başarılı olamadı. Siyaset ve tarih alanında yaptığı çalışmalardan birisi de "Türkiye Tarihi". Türkçeyi çevrilen adıyla "Osmanlı Tarihi"dir. Ayrıca sekiz ciltlik "Jirondenler'in Tarihi" (Histoire des Girondins, 1847) ve "1848 Devriminin Tarihi" (Histoire de la Revalution de 1848, 1848, 2. cilt) vardır.

Lamartine'in "Osmanlı Tarihi" özgün, yeni bir bakış açısı ve yorumlar içeren bir eser olmadığı gibi, bir tarihçinin çalışmasından ziyade, bir sanatçı-siyasetçinin duyarlığını ve birtakım gözlemlerini yansıtan bir eser olarak değerlendirilebilir. '70'li yıllardaki yayımlanmasında kullanılan "Aşiretten Devlete" nitelendirmesini bir metafor olarak alabilir miyiz? Önemli bir uyarıyı akılda tutmak şartıyla, evet. O şart şudur: "Osmanlı" devleti kendiliğinden bir "aşiret" olarak tarih sahnesine çıkarak devlet olmamıştır. Süregelen bir gelenek ve yapıya kendi çaba, faaliyet, irade ve siyasetini yerleştirmiştir. Selçuklular ile Anadolu'daki çeşitli Beyliklerin hazırladığı ortam, imkan ve birikim üzerinde doğmuştur. XIX ve XX. yüzyılda bazı Batılı tarihçiler Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu tarihsel bir soruna dönüştürme çabasıyla bir takım mülahazalarda bulunmuşlardır. Tarih disiplini bakımından bu bir merak konusu olarak , tarihi her bir olay için geçerli olacak bir tartışmadır ama bir kuram halinde ortaya konulması da ayrı tartışlara yolaçar. Zaten bir süre tartışıldıktan sonra konu önemini yitirmiştir. Çünkü Türk devlet geleneği kendine özgü mahiyet ve niteliği gereği, çeşitli siyaset, kurum ve kuralları içerecek ve çeşetli yapıları emerek dönüştürecek özellikleri tarih boyunca tezahür ettiregelmiştir. Ama "devlet", öncelikle toplumsal bilinçte adeta bir sabite değişmez bir ilke olarak hükmünü sürdüregelmiştir. Tıpkı aile ve Ordu gibi.

Bugün, özellikle 12 Haziran seçimiyle birlikte "devlet" ile onun toplumsal dinamikler temelinde değişimleri özümleme yeteneğini işletecek siyasal algı, bilinç ve bilgi birikimi bir tereddüte kayma belirtileri vermektedir.Bir başka ifadeyle devlet bilinci, siyasal yönden işlevini kurgulamakta ve çalıştırmakta arızalar, yetersizlikler, düşünce, duygu ve ideal olarak kısırlıklar yaşamaktadır ya da böyle bir izlenim vermektedir. Siyaset ve Hukuk Felsefesi bakımından siyaset olgusu kavramadığı için, siyaset kaba bir güç, ilkel bir otorite halinde duygusal, bencil ve öznel bir düzeneğe, mekanizmaya dönüşebilmektedir. Seçim sürecinde dile getirilmiş beyanlar, davranışlar ve tutumlar nasıl bu düzelemde ileri sürülmüşse, Meclis'te "yemin etme" tarzında da aynıyla etkisini göstermiştir. Yemin edip etmemeyi temel bir sorun haline getirme basiretsizliği, siyaset olgusunu kavrayamama, dolayısıyla devlet bilinci yoksunluğunu olanca yetersizliğiyle ortaya koymuştur. Bir simge olarak "aşiret" kavramı bunu ifade edebilir. Yüzde şu kadar oy alıp, şu kadar kaybetmeyi, başarı ya da başarısızlığı erdem, siyasetin vazgeçilmez bir değeri gibi algılamak, asıl sorundur.

İsmail Kıllıoğlu - Milli Gazete

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE {http://www.milligazete.com.tr/makale/devletten-asirete-208473.htm}



Bu haber 658 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,835 µs