BAŞBAKAN'DAN BASINA ''İLERİ DEMOKRATİK'' TEHDİT

24 Mayıs 2011 13:19 tsi
İleri demokrasi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan Başbakan, YGS haberi yapan basına gözdağı verdi: Bedelini ağır öderler.

İleri demokratik tehdit

İleri demokrasi şampiyonluğunu kimseye bırakmayan Başbakan, YGS haberi yapan
basına gözdağı verdi: Bedelini ağır öderler.

Generale de bedel ödetmişti!
Başbakan Tayyip Erdoğan, ayağa kalkmadı diye Silivri’ye gönderdiği emekli Korgeneral Engin Alan’dan sonra basına da bedel ödeteceğini açıkça ilan etti. YGS skandalıyla oy kaybettikleri tüm anketlerde ortaya çıkınca, Erdoğan  bu konuda haber yapan basın mensuplarını katıldığı TV programında açıkça tehdit etti.

Bu işi tahrik etmekten vazgeçin
İsmİnİ vermediği bir gazeteci üzerinden YGS skandalını haber yapan basını tehdit eden Erdoğan, “Bunu kimlerin sürüklediğini biliyorsunuz. Bana isim verdirmeyin. Gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler tabii!” dedi. Erdoğan “Vicdanen mi hukuken mi?” sorusunu “Hukuken de olabilir yani, belli olmaz” diye yanıtladı.

TEPKİLER

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti:
Protesto ediyoruz
Başbakan, Türkiye’yi basın özgürlüğünde 138. sıraya düşürmeyi yeterli görmüyor! Protesto ediyoruz!

ÇGD Başkanı Abakay:
Medyaya düşman!
Başbakan, oldum olası medyaya düşmanca davranıyor. Ayağına taş değse basından biliyor!

TGS Başkanı İpekçi:
Yargısız infaz bu!
YGS için kampanya yürütüldüğünü iddia eden Başbakan’ı kınıyoruz. Yargısız infaza sessiz kalamayız.

Başbakan bu kez Güçlü’ye bindirdi 
Recep Tayyip Erdoğan: “Gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler tabii”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu kez, şifreleme iddiaları nedeniyle fırtınalar kopan YGS ile ilgili yazılar kaleme alan, Milliyet yazarı Abbas Güçlü’ye çatarak, “Gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler tabii” dedi. Habertürk’de yayımlanan, “Sansürsüz Özel” programına katılan Erdoğan, adını vermediği Güçlü’nün, bu işi devamlı tahrik ettiğini belirtti ve şöyle devam etti: “İşi gücü zaten o kişinin bu. Sürekli mensubu olduğu yayın organının televizyonunda, köşesinde bu işi tahrik etti.”

’Bana isim verdirtmeyin’
YGS konusunda yargının lehte karar verdiğini dile getiren Başbakan, şunları söyledi: “Ben diyorum ki ikinci imtihana ha gayret. Bura da diye medya var. Medyada da bunu kimlerin sürüklediğini biliyorsunuz. Bana isim verdirtmeyin.” Erdoğan protesto eylemlerine ilişkin olarak da şu görüşleri ifade etti: “Ondan sonra, dalga dalga bu illegal örgütlere kadar uzandı. Yürüyenlerin kaş kiçi olduğunu görüyorsunuz, biliyorsunuz. Öğrenci tabii ne bilir. Başına böyle bir şey gelmiş; önüne sürüyorlar. Hâlâ bunun istismarını yapıyorlar.”

’Görevlendirme var’
Bu konuda bir görevlendirme olduğunu ileri süren Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Görevlendirenler de belli. Ben o kişinin sürekli bu işin üzerindeki kampanyasını söylüyorum. Delil, belge falan değil. Sürekli bunu tahrik etti. Bunlar, mahşeri vicdanda mahkum olacak. Gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler tabii.”

‘Başkan dava açmalı’
Program sunucusunun “Vicdanen mi, hukuken mi?” sorusuna ise Başbakan’ın cevabı şu oldu: “Belki hukuken de olabilir yani, belli olmaz. Çünkü burada mağdur durumuna düşen ÖSYM Başkanı. Bunlar hakkında bana göre dava açması lazım. Şu işler, imtihan, her şey bitsin; sonra bu işin üzerine kendisinin gitmesi lazım. Onun da hakkını araması lazım.”

Abbas Güçlü:”Hep doğruyu yaptım etik kurallardan hiç şaşmadım”
Başbakan’ın eleştirilerine hedef olan Abbas Güçlü, konuyu ele alan yazısına, “Son 30 yılda, eğitim adına olup bitenlere tanıklık ettim. 10 binin üzerinde makale yazdım. Çoğu da eleştireldi. Çünkü çocuk ve gençlerimizin çok iyisini hak ettiğine inandım. İnanmaya da devam ediyorum.” diye başladı. Her yazısı ve haberinin arkasında olduğunu, şimdiye kadar kimsenin “yalan, yanlış, kasıtlı ya da maksadı aşan yazılar yazdın” demediğini vurgulayan Güçlü, 20 milyon öğrenci ile 30 milyon velinin sorumluluğunu taşıdığına işaret etti. 
 
İktidar eğitimde başarısız
ÖSYM ile YÖK’ü kuruldukları günden beri çok yakından izlediğini,  başkanlarıyla da hep didiştiklerini belirten Güçlü, şöyle devam etti: “Çünkü aksaklık ve iddialar, yaz yaz bitmiyordu. Bugünle kıyaslandığında, eskiler hakkında yazdıklarım, kesinlikle çok daha fazlaydı... AK Parti diğer konularda gösterdiği istikrarı ve performansı, eğitimde gösteremedi. Bazen engellendi, bazen de attığı taşlar yerini bulmadı. Diğer bakanlıklardan çoğu, hiç değişmezken, Milli Eğitim 3 kez el değiştirdi. Performansı en yüksek olan Çelik’ti. Aynı dönemde atanan ÖSYM ve YÖK başkanları içinde de müthiş başarılı olanlar da vardı; koltuğuna bir türlü ısınamayanlar da oldu.”

Vicdanım hiç sızlamadı
Yazdığı yazılar ve yaptığı programlar nedeniyle vicdanının hiç sızlamadığını ifade eden Güçlü, şöyle devam etti: “Çünkü hep doğruyu yaptım. Mesleğin etik kurallarından şaşmadım. Taraf olduğum tek kesim sadece çocuklarla gençler başta olmak üzere, halkın ta kendisiydi.  Beni daha iyi tanımak,  yaptıklarımı sorgulamak isteyenlere önerim, dün başkalarına yapılmayıp da kendilerine yapılan ne var diye gazetecilik geçmişimi araştırmaları.”

TEPKİLER

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
 “Görevlendirme var, görevlendirenler de belli suçlamasında bulunan Başbakan, ’Gelecekte bedelini çok ağır ödeyecekler’diyerek,  Türkiye’yi basın özgürlüğünde 138. sıraya düşüren gazetecilere yönelik tehdit, dava ve tutuklamaları; düşünce olarak yeterli görmediklerini de bir kez daha göstermiştir. Başbakan’ın bu tutumunu protesto ediyor; tüm tehdit edilen, yargılanan ve tutuklanan meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu hatırlatıyoruz.”

Ahmet Abakay (ÇGD Genel Başkanı)
“Başbakan, oldum olası medyayı, gazetecileri, basın ve ifade özgürlüğünü kendine rakip görüyor ve düşmanca davranıyor. Ayağına taş değse basını sorumlu tutuyor. Bu tutum, YGS olayında da sürüyor. Gönül isterdi ki Başbakan Abbas Güçlü’den yararlansın, görüşlerine değer versin. Biz ÇGD olarak, sonuna kadar Abbas Güçlü’nün yanındayız. Çünkü o gazetecilik yapıyor. Başbakan yakında Güçlü’yü terorist ilan ederse de şaşırmayacağız.”

Ercan İpekçi (TGS Genel Başkanı)
“YGS konusunda talimatla kampanya yürütüldüğünü iddia eden Başbakan’ı, meslektaşlarımız hakkındaki bu dayanaksız suçlamalarından dolayı kınıyoruz. Bunun, cezaevlerindeki gazetecileri, terorist ilan etmekten hiçbir farkı yoktur. Her türlü baskı ve tehdide rağmen, gazetecilik faaliyetini, meslek ilkelerine uygun yapmaya gayret eden meslektaşlarımızın yargısız infaz edilmesine sessiz kalamayız. Başbakan’ın bu açıklamalarını protesto ediyoruz.”

Doğan Tılıç (G/9 Gazeteci Örgütleri Platformu Dönem Sözcüsü)
“Sayın Başbakan’ın medyayı hedef almasının ilk örneği değil bu. Daha önce de AKP fikriyatına karşı çıkan, hükümetin icraatlerini eleştiren pek çok gazeteciyi hedef alan açıklamaları oldu. Ne yazık ki Başbakan’ın eleştirilerinden sonra, kimi bürokratların vazife edinerek, fiili yaptırım uyguladığına da çok tanık olduk. Başbakan gazetecileri hedef almayı bırakarak, onların eleştirilerine konu olan icraatlerini düzeltsin. O zaman kendi işini yapmış olur.”

Kaynak:

 

Bu haber 892 defa okundu.