ERDOĞAN ANAYASA VE TAKVİM DEĞİŞİKLİĞİYLE SEÇİLMİŞTİ

20 Nisan 2011 09:34 tsi
YSK’nın BDP’nin desteklediği 7 ismin de yer aldığı 12 bağımsız adayın milletvekili adayı olamayacaklarına karar vermesi, akıllara 3 Kasım 2002 seçiminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını reddetmesini getirdi.

Anayasa ve takvim değişti, seçildi

YSK’nın BDP’nin desteklediği 7 ismin de yer aldığı 12 bağımsız adayın milletvekili adayı olamayacaklarına karar vermesi, akıllara 3 Kasım 2002 seçiminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığını reddetmesini getirdi.
 
Erdoğan, anayasa ve Milletvekili Seçimi Kanunu’nda değişiklik yapıldıktan sonra Siirt’te yapılan yenileme seçimi sonucunda Meclis’e girebilmişti. YSK, 2002 seçimi öncesinde Ak Parti Genel Başkanı sıfatı taşıyan Erdoğan’ın adaylık başvurusunu reddetti.
YSK’nın bu kararı nedeniyle seçime giremeyen Erdoğan, milletvekili de olamadı. Bu nedenle Ak Parti’nin birinci parti olduğu seçim sonunda hükümeti Abdullah Gül kurdu. YSK, bu süreçte, Siirt Doğanköy’deki seçimde usulsüzlük olduğuna karar vererek, buradaki seçimi iptal etti ve yenileme seçimi yapılmasını kararlaştırdı.
Bu sırada Erdoğan’ın Mecilise girmesi ve Başbakan olması için formüller geliştirilmeye başlandı. Mazbatası iptal edilen eski Siirt Milletvekili Mervan Gül, Erdoğan’a yer açabilmek için Ak Parti yönetimine 9 Mart’ta yapılacak seçimde aday olmayacağını taahhüt etti. Hükümet Anayasa uyum paketine Erdoğan’ın Siirt’ten seçilmesini sağlamaya dönük hükümler ekledi. YSK da 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in  yasayı veto etme olsalığı üzerine seçim takvimini 1 ay ileriye attı.  Siirt’teki seçim öncesi adaylık başvurusu yapan Erdoğan’ın başvurusunun anayasaya uygun olduğuna karar verildi.
Erdoğan da Mart 2003’te Siirt’te yapılan yenileme seçiminde milletvekili seçilerek, TBMM’ye girmiş oldu.  Vatan gazetesi yazarı Zülfü Livaneli, 24 Temmuz 2007 tarihli yazısında “Seçimler öncesi CHP’ye zarar vermemek için bildiğim bir çok konuyu içime gömerek sustum” diyerek o dönem yaşanan ve gizli kalan bazı görüşmelere yer verdi. 5 yıl önceki gizli görüşmeyi ve tanıklığını anlatan Livaneli, Baykal’a 2002’de Beylerbeyi’nde Erdoğan’la yaptığı gizli görüşmeyi hatırlattı.

Erdoğan’ın “Kürt sorunu” macerası
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kürt sorunu konusundaki yaklaşımı ve kullandığı ifadeler 2002 yılında bu yana değişik bir seyir izledi.  Erdoğan’ın değişik yıllardaki  mesajlarından bazıları şunlar:
* 24 Aralık 2002 (Rusya gezisinde): Türkiye’de Kürt sorunu yok. Sorun var diye inanacaksan sorun olur, yok dersen sorun ortadan kalkar. Böyle öngörü ile yaklaşırsan, sorunun içindesin demek. Bak, “Siirt’ten evliyim, huzurluyum” diyorum. Böyle yaklaş olaya. Kürt sorunu var dersek, bu sanal sorunlar olarak ortaya çıkarılmıştır. Bizim için böyle bir sorun yok.
* 10 Ağustos 2005 (Aydınlara): Her soruna illa ki bir ad koymak gerekiyorsa, Kürt sorunu... Adına ister ‘Kökeni Kürt vatandaşlarımızın toplumsal talepleri’ deyin, ister ‘Güneydoğu sorunu’ deyin, isterseniz ‘Kürt sorunu’ deyin...
* 12 Ağustos 2005 (Diyarbakır’da): ‘Kürt sorunu ne olacak?’ diyenlere diyorum ki, herkesten önce benim sorunumdur.
* 18 Nisan 2011 (Ak Parti aday tanıtımı sırasında): Güneydoğu Anadolu’daki istismar kokan politikaları bu ülkede sadece biz çökertebiliriz. Bu ülkede Kürt meselesi artık yoktur, benim Kürt kardeşlerimin meseleleri vardır. (Milliyet)

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://www.milliyet.com.tr/anayasa-ve-takvim-degisti-secildi/siyaset/haberdetay/20.04.2011/1379944/default.htm?ref=SolDigerHaberler} 

 

Bu haber 981 defa okundu.