OCAKBAŞI'NDA ''NEVRUZ'' SOHBETİ

20 Mart 2011 09:39 tsi
Türk Ocakları Genel Merkezi’nde düzenlenen Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları tarafından düzenlenen “Nevruz” konulu sohbet yapıldı.

Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta “Nevruz” konulu sohbet yapıldı.

            Türk Ocakları Genel Merkezi’nde düzenlenen Ocakbaşı Sohbeti’nde bu hafta Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları tarafından düzenlenen “Nevruz” konulu sohbet yapıldı.

            Programın açılışını Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları Başkanı Hüseyin Safa Ünal yaptı. Ünal, herkesin Nevruz Bayramı’nı kutladıktan sonra ıslatılarak yeşertilen buğdaydan yapılan ve Nevruz’a has bir yiyecek olan “Sümelek” tatlısının ikram edileceğini belirtti. Tatlı ikramı sırasında da Ulanbek Kasımova, Sümelek’in yapılışı hakkında  misafirlere bilgi verdi.

            Ulanbek Kasımova’dan sonra Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Orhan Kavuncu Nevruz ile ilgili sohbet etti. Kavuncu sohbet esnasında şunları dile getirdi:

            “Nevruz dünyanın en eski bayramıdır. Nevruz’a ilk defa Firdevsi’nin Şehnamesi’nde rastlanır. Fakat Şehname’nin atıfta bulunduğu Çin kaynakları incelendiğinde Nevruz’un bir Türk bayramı olduğu anlaşılır. İlk cemre havaya, ikinci cemre suya, üçüncü cemre toprağa düşer. Ben Nevruz’u ‘dördüncü cemre’ olarak adlandırıyorum. Çünkü o, cana ve duygulara düşer.

            Osmanlı zamanında Nevruz Bayramları’nda yiyecekler hazırlanır, “Nevruziyye” adlı şiirler okunur, besteler yapılırmış. Zamanla Nevruz Bayramı resmiyetten çıkmıştır ama bugün hâlâ bazı bölgelerimizde kutlanmaktadır. Yine o dönemde nevruzluk toplamak için tekerlemeler okunurmuş. Biz bugün Türkistan’da da bu tekerlemelerin benzerlerine rastlamaktayız.

            Nevruz aslında 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gündür. Yani bir gün sürer. Fakat Türk Dünyası’nda bu kutlamalar haftalarca devam eder. Hatta 40 gün kutlandığı rivayet edilir. Çünkü Türk Dünyası’nın geleneklerine göre herkes herkesin davetine icabet etmek durumundadır.

            Türkistan’da Nevruz Bayramları’nda yedi çeşit malzemeden oluşan “Nevruz Kojesi” yani “Nevruz Çorbası” yapılır. Az önce tatmış olduğunuz Sümelek de orada yapılan bir tatlıdır. Eskiden bizim ülkemizde de “Fatma Ana Pekmezi” adıyla yapılırmış.”

            Kavuncu herkesin Nevruz Bayramı’nı kutlayarak sözlerine son verdi. Daha sonra Türk Ocaklı gençlerden Ali Öner, Abdurrahim Karakoç’un “Güney İlleri” isimli şiirini okudu.

            Şiirin akabinde Hüseyin Safa Ünal 16. yüzyıl şairlerinden Pir Sultan Abdal’ın “Nevruziyye”sini misafirlerle paylaştıktan sonra şiirini okuması için Tolga Erdoğan’ı kürsüye davet etti. Tolga Erdoğan da hâlâ Osmaniye’de yaşamakta olan ozanımız Aşık Feymani’ye ait  Nevruz’la ilgili bir şiiri okudu.

            Türk Ocaklı gençlerin hazırlamış olduğu programın sonunda Yusuf Emre Koç bağlamasıyla Anadolu’dan birkaç ezgi seslendirdi.

            Misafirlere “Eskimeyen Dostlar” adına Meriç Coşkun tarafından mevlit şekeri ikram edildikten sonra Prof. Dr. Orhan Arslan büyük beğeniyle izlenen programa şu sözlerle son verdi:

            “Nevruz demek ‘yeni gün, yeni doğa’ demektir. Biz Türkler inşallah yeniden doğarız. Bu kadim medeniyeti her yere ancak ve ancak biz götürmeliyiz. Bu yolda hem şanlı hem de acılı günlerimiz var. Bu günlerimizi çok iyi anmalıyız. Hepinizin Nevruz’u kutlu olsun.” (Haber: Fidan UĞUR, Ebru AKAY-Türk Ocakları)

Bu haber 1,294 defa okundu.