AKP İLE CHP AYNI SAHNEDE BİRLEŞTİ
26 Ocak 2011 10:11 tsi
MHP Lideri Bahçeli "AKP ile CHP aynı sahnede, önde kavga ederken arkada el ele plan yapmaya başlamıştır" dedi.
AKP ile CHP aynı sahnede buluştu
MHP Lideri Bahçeli "AKP ile CHP aynı sahnede, önde kavga ederken arkada el ele plan yapmaya başlamıştır. İkisinin de kafasında İmralı canisinin affedilmesi vardır. Bu sefil siyaset tüccarlarının milletimizden en iyi cevabı alacaklarından kuşku duymuyorum" dedi.
CHP, AKP'nin izinden yürüyor
PARTİSİNİN grup toplantısında "Taviz ve teslimiyeti besin kaynağı yapan AKP'nin yanına CHP'nin de düşmesi ülkemiz açısından hayırlı sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır" diyen Bahçeli, 'Bundan sonra CHP ne diyecektir ve ihanete prim veren bu tutumunu nasıl izah edecektir? AKP'nin izinden yürüyen anamuhalefetin ilkelerinden saptığı, milli ilkeleri bir yük gibi gördüğü ve üniter devlet yapısını fantezi olarak değerlendirdiği ortadadır " açıklaması yaptı.
Maskeleri o statta düştü
TT Arena'daki protestolarla ilgili de konuşan Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ı ve TOKİ Başkanı'nı eleştirdi ve 'Maskeleri o statta düştü'dedi. " Sanırsınız ki Başbakan Erdoğan servetinden ayırdığı paralarla ya da çocuklarının rızkından keserek stadyum yapılmasına katkı sağlamıştır " diyen Bahçeli, Başbakan'ı övmeyen, minnet duymayan, şükran gösterileri yapmayan ve sözüm ona lütfettiği yardımlardan dolayı el etek öpmeyen kim varsa organize işlerin bir parçasıdır" açıklaması yaptı.
MHP iktidara koşuyor
MHP'nin iktidara koştuğunu vurgulayan ve MHP'nin seçim beyannamesini cuma günü açıklayacağını belirten Bahçeli, "Milletimize 'Karar Anı Geliyor, Ses Ver Türkiye, Sesime Kulak Ver Türkiye'sözleriyle umut olacağız. Türk Milleti'ne sesimizi duyuracağız, sesini duyacağız ve sorunlarına çare olacağız.Sözlerimizle, bakışlarımızla ve kurduğumuz gönül köprüsüyle milletimizle bütünleşeceğiz" dedi.
Maskeleri Arena Stadı'nda düştü düştü
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "ileri demokrasinin sözde savunucularının çirkin maskesinin Türk Telekom Arena Stadyumu'nda bir kez daha yerlere düştüğünü, kırıldığını ve dağıldığını" belirterek , "Sanırsınız ki Başbakan Erdoğan servetinden ayırdığı paralarla ya da çocuklarının rızkından keserek stadyum yapılmasına katkı sağlamıştır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, seçimlerin, Türk milletinin geleceği üzerinde kumar oynayanlara ve buna ortam hazırlayanlara büyük bir ders olacağını kaydetti.
Hükümetin "her türlü tahribatı, tefrikası, talanı, talihsizliği, takatsizliği, tahrifatı ve tarumarının çok yakın bir zaman sonra tarihe karışacağını" dile getiren Bahçeli, milletin büyük çoğunluğunun artık kararını verdiğini, ancak bunu halihazırda belli etmediğini ileri sürdü. Bahçeli, "Çünkü AKP tehditkardır, acımasızdır ve insafsızdır. İktidar partisi aba altından sopa gösterircesine, kış aylarını yaşadığımız şu günlerde, yoksul kardeşlerimizi yardımlarla kontrol altında tutmaya çalışmaktadır" dedi.
Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan için bitiş çizgisi görünmüş, tahrik ve öfke dolu sesinin kısılacağı ve mahkeme önlerinde ayakta bekleyeceği günler yakınlaşmıştır" diye konuştu.
TUNUS'TAKİ OLAYLAR
Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki ülkelerin kaynadığını ve toplumsal karışıklıkların ateşinin hızla yükseldiğini ifade eden Bahçeli, "Tunus'taki gösteriler ve sonrasında meydan gelen gelişmeler üzerine hepimizin iyi düşünmesi gerekmektedir. Tunus'u 23 yıl yöneten cumhurbaşkanının, yolsuzlukları ayyuka çıkınca ülkesini terk etmek zorunda kalması da ibretlik bir hadise olmuştur" dedi.
Türkiye'yi de doğrudan etkileyebilecek bir özelliğe sahip komşu coğrafyalarda istikrarın ve güvenliğin bir an önce hakim olmasını dileyen Bahçeli, "Bu son gelişmelerden AKP hükümetinin de azami ölçüde gerekli sonuçları çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş iktidar yıllarının vicdan muhasebesini ve ahlaki değerlendirmesini yaparak hesap vermek için bugünden hazırlıklara başlamasının yararlı olacağına da yürekten inanıyorum" diye konuştu.
SPORU KENDİ EMELLERİNE VASITA ETMEK İSTEDİ
Başbakan Erdoğan'ın "herkesle kavgalı olduğunu ve hoşgörüyle birlikte tevazunun kendisine ne kadar yabancı olduğunu da her fırsatta ispatladığını" savunan Bahçeli, şunları kaydetti:"Çocukluğunda, mahalle aralarında kağıttan toplarla oynadığını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan yetişkinliğinde de Türk milletinin sinir uçlarıyla oynamış ve tahrip etmiştir. Bu zihniyet sahibi için önemli olan sporun hoşgörüsü, ahlakı, çevikliği, centilmenliği ve dinamizmi değildir. Rahatlıkla söyleyebiliriz ki Başbakan Erdoğan ve hükümeti her alanda olduğu gibi sporda da gedikler açmaya çalışmış, hükümet etme gücüyle siyasetin merkezine çekmek için her şirret yolu denemiştir.
Nitekim Galatasaray Kulübümüzün yeni stadyumunun açılış törenlerinde bunu bir kez daha görme fırsatımız olmuştur. Stadın açılışında kulüp taraftarlarını tahrik edici konuşmalar, bu zamana kadar biriken toplumsal tepkinin ateşini yükseltmiş ve protestolara neden olmuştur.
TRİBÜNDE ALACAKLI GİBİ OTURAN BAŞBAKAN
Öyle ki TOKİ Başkanı olan zatın tariz dolu ve zan altında bırakan sözleri, haklı bir infiale neden olmuş ve patron edasıyla yaptığı konuşmasının cevabını misliyle almıştır. Tribünde alacaklı gibi oturan Başbakan Erdoğan da, Galatasaray taraftarı kardeşlerimizin tepkisini soğukkanlılıkla ve olgunlukla karşılamak yerine stadyumu terk etmiş ve sinirlerine yine hakim olamamıştır. Sonrasında ise stadyumu yapanın ve parayı verenin kendileri olduğunu ısrar vurgulamış ve kendisine yönelik organize bir hareketin olduğunu ifade etmiştir. Üstelik danışmanından siyasetçisine tüm AKP yandaşları Galatasaray taraftarlarına en pis ve iğrenç hakaretlerle saldırmışlar ve protestoları en hafifinden nankörlükle itham etmişlerdir.
Soruşturmalar açılmış ve kameraların izlenmesiyle demokratik tepkisini gösterenler tespit edilmeye çalışılmıştır. Bunun aynısını AKP zihniyeti, geçmişte şehit cenazelerine katılan dava arkadaşlarımıza yönelik de uygulamıştı ve kameralarla ve zor kullanarak kendisine yönelen tepkileri durduracağını zannetmişti.
İleri demokrasinin sözde savunucularının çirkin maskesi Türk Telekom Arena Stadyumunda bir kez daha yerlere düşmüş ve kırılıp, dağılmıştır. Bu zihniyet sahipleri için demokrasi ve ifade özgürlüğü yalnızca kendilerinin anladığı ve dilediği şekilde olmalıdır. Başbakan'ı övmeyen, minnet duymayan, şükran gösterileri yapmayan ve sözüm ona lütfettiği yardımlardan dolayı el etek öpmeyen kim varsa organize işlerin bir parçasıdır. Sanırsınız ki Başbakan Erdoğan servetinden ayırdığı paralarla ya da çocuklarının rızkından keserek stadyum yapılmasına katkı sağlamıştır."
MİLLETİN CEBİNDEN KARŞILANIYOR
Türkiye'nin krallık, emirlik, şahlık, sultanlık değil, milletin egemenliğiyle vücut bulmuş bir Cumhuriyet olduğunu ifade eden Bahçeli, "Hükümet olarak yaptığınız harcamalar kendi özel hazinenizden değil, milletimizin cebinden karşılanmaktadır. Tabiidir ki milletten aldığınızı yine millete vereceksiniz ve bundan dolayı da minnet duyulmasını asla beklemeyeceksiniz" dedi.
Yurdun her köşesine yapılacak hizmetlerin milletin hakkı, helali olduğunu ve bedellerinin de vergilerle karşılandığını ifade eden Bahçeli, "Bu gerçeği görmeden ya da yok farz ederek; 'verdim, yaptım, dağıttım, yardım ettim'türünden söz ya da imalar Türk milletine karşı yapılacak en büyük yanlış ve hakarettir.
Bir tarafta yoksul kardeşimize makarna, un, yağ, kömür dağıtarak siyasi baskı altında tutan; öbür tarafta da 'stadyumu ben yaptım, tabi olun'diyen çürümüş ve alçalmış zihniyetin takdir edersiniz ki iyi niyetinden, samimiyetinden ve alicenaplığından bahsetmemiz mümkün değildir" diye konuştu.
Bahçeli, her ne sebeple olursa olsun, toplu halde bulunulan yerlerde demokratik itirazların kullanılmasında aşırıya kaçılmaması, başka kapılar aralanmaması, küfür ve hakarete varan sözlere tevessül edilmemesi gerektiğini söyledi.
SAHTE İSRAİL KABADAYILIĞI
Bahçeli, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın zayıf gördüğü, diklenmesinin kendisine bir zarar vermeyeceği ve kolaylıkla alt edebileceğini düşündüğü ya da iç politika malzemesi olarak kullanmasına izin verilen kişi ve ülkelerle sürekli gerilim halinde" olduğunu öne sürdü. Bahçeli, "Mesela sahte İsrail kabadayılığı bunlardan birisidir ancak ne hikmetse Türklüğe ve Türk milletine sataşanlara, hakir görenlere, iftira atanlara ve geçmişimize dil uzatanlara karşı da sessizdir, suskundur ve sinmiş bir haldedir" diye konuştu.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın, Yunanistan ziyareti sırasında kamuoyuna yansıyan ve kabul edilemeyecek "çirkin, küstah ifadeleri" nin bu duruma örnek olarak gösterilebileceğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu çerçevede, Yunanistan Cumhurbaşkanı'nın aziz milletimizi, Ermenilerin ve Rumların katlinden sorumlu görmesi ve barbar sıfatını yakıştırması alçaklığın son versiyonu olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Geçmişin acı hatıralarının şahitliğiyle açıklıkla söyleyebiliriz ki eğer ortada bir barbar ve katil varsa o da bu kötü sözleri bize atfedenlerden başkası olmayacaktır.
Polatlı'ya kadar gelerek vatanımıza göz dikenlerin, Türk'ün şerefiyle ve bağımsızlığıyla oynamaya kalkışanların, Doğu'da kanlı çetelerle sistematik kıyım yapanların masumiyet zırhına bürünmeleri döktükleri kanları asla temizleyemeyecektir. Caniliğin, kana susamışlığın, işgalciliğin, haydutluğun taraflarının Türk milletine söz söylemeye ne kirli sicilleri ne de karanlık geçmişleri asla müsaade etmeyecektir."
OYNAK VE KAYNAK TARTIŞMALARI
Türkiye'nin, son günlerde kaygı verici tartışmaların, tahripkar hadiselerin, art niyetli ve sorumsuz beyanatların gölgesi altında kaldığını ileri süren Bahçeli, "Siyasetin ahlaki derinliği kaybolmuş, kısır bir döngünün içine hapsolmuş, incelik ve dengeden hızla uzaklaşmıştır. AKP ile CHP arasındaki 'oynak ve kaynak'tartışmaları çapsızlığın ve vizyonsuzluğun hangi seviyelere ulaştığını bariz bir şekilde ispat etmiştir. Aslında birbirini tamamlayan bu iki partinin, perde arkasında aynı amaçlara hizmet ettikleri dikkatli ve milli gözlerden kaçmayacaktır" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, teröre kuşkulu bakışı ve milli konulardaki çekimser duruşunun, AK Parti ile aynı çizgide buluşmasını sağladığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
"Ne ilginç bir tesadüftür ki iki siyasi zihniyet de neredeyse İmralı'nın dilini ve projelerini hayata geçirmek için birbiriyle yarış içine girmişlerdir. İkisinin de kafasında İmralı canisinin affedilmesi vardır. Türklük değerleri, Türk milletinin birliği ve Cumhuriyetin devamlılığı ikisinin de öncelikleri arasında yoktur. Anamuhalefet Partisi Lideri'nin çelişkili ve kılıktan kılığa giren siyasi mesajlarıyla, Başbakan Erdoğan'ın değişken ve tutarsız sözleri üst üste örtüşmektedir. Başörtüsüyle eğitimlerini sürdürmek isteyen evlatlarımızın önünde bu iki siyasi anlayış engel teşkil etmiştir.
Danıştay'ın, ALES sınavına başörtüsüyle girilemeyeceğine dönük verdiği sorunlu ve tartışmalı karar, gerginlik yanlısı bu iki partinin ekmeğine yağ sürmüştür. Ayrıca aklına geleni söylemek, 'laf olsun'diye konuşmak, tehlikeli düşüncelere sahip olmak, AKP ve CHP Genel Başkanlarının ortak özellikleri arasındadır. Çözüm ve çareyi yabancı başkentlerde aramak, çok konuşup bir şey söylememek yine CHP ile AKP'nin benzeştiği alanlar olmuştur.Sonuç itibarıyla, taviz ve teslimiyeti besin kaynağı yapan AKP'nin yanına CHP'nin de düşmesi ülkemiz açısından hayırlı sonuçlar ortaya çıkarmayacaktır."
TAVIRLARINDA PARALELLİK...
"CHP'nin bölücü taleplere kapı açmasının ve arka çıkmasının da tuhaf ve sancılı bir sürecin başladığına işaret ettiğini" öne süren Bahçeli, "Cumhuriyeti kurduğunu iddia eden CHP'nin PKK tezlerini savunan ve rezil planlarını sahiplenen bir anlayış içinde olması savrulmadır, kendisi açısındantarifi olmayan utanılacak bir durumdur. Hakikat komisyonunu kurulmasıyla ilgili CHP beyanlarını milletimiz kaygıyla karşılamıştır" şeklinde konuştu.
"Bölücü taleplere şirinlik yapan Anamuhalefet Lideri, İmralı'daki bölücübaşının kanlı projelerine destek vererek aynı safta yer almıştır" diye konuşan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan sonra CHP ne diyecektir ve ihanete prim veren bu tutumunu nasıl izah edecektir? AKP'nin izinden yürüyen Anamuhalefetin kabullerinden saptığı, milli ilkeleri bir yük gibi gördüğü ve üniter devlet yapısını fantezi olarak değerlendirdiği ortadadır. AKP'yle CHP aynı sahnede buluşmuşlar, önde kavga ederken, arkada el ele Türkiye'nin geleceğini karartmanın meşum planlarını yapmaya başlamışlardır. Artık önümüzdeki süreçte AKP, CHP ve PKK'nın tavırlarında paralellik olacağını söylememiz yanlış olmayacaktır.
Türkiye'nin temellerinde oynama yaparak kaynaşma sağlanacağını düşünen bu sefil siyaset tüccarlarının milletimizden hak ettiği cevabı en iyi şekilde alacaklarını hep birlikte yaşayarak göreceğimizden kuşku duymuyorum.
Ateş çemberinden geçmekte olan ülkemizin, çok ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğu tartışmasızdır. Türk milleti kimlik bölünmelerine ve dönüşü olmayan etnik kargaşaya itilmek istenmektedir. CHP de böylesi bir sürecin figüranları arasında yerini almış ve tarafını böylelikle netleştirmiştir."
GÖZÜNÜ DANIŞTAY VE YARGITAY'A DİKMİŞTİR
Türkiye'nin, geleceğini tayin edecek tarihi bir yol ayrımına hergün biraz daha yaklaşıldığına dikkati çeken Bahçeli, milli ve manevi değerlerin iktidarın yol göstericiliğinde ve müsamahakar tutumu sayesinde darbe üstüne darbe aldığını öne sürdü. Bahçeli, şöyle devam etti: "Bölücü teröristlerin törenlerle karşılanmasından yaklaşık 15 ay sonra bu defa da Hizbullah militanları halaylar eşliğinde serbest kalmış ve bunlar karşısında milletimizin yüreği burkulmuştur.
Yüzlerce insanın kanına giren caniler rahata erdikten sonra sıradan suçlu muamelesi görerek mutat kontrol prosedürüyle taltif edilmişler ancak buna dahi riayet etmemişlerdir. Kendilerine sunulan AKP imkanını kullanmışlar ve adaletten kaçmışlardır. Katiller, AKP hükümetinin açtığı kapıdan göstere göstere çıkıp gitmişler ve büyük bir skandalın yaşanmasına sebep olmuşlardır.
Şimdi sırada İmralı canisinin hapis cezasını evde geçirme dayatmasının ve pazarlığının ne şekilde karşılanacağı konusuna gelmiştir. AKP'nin önümüzdeki seçimlerde istediği siyasal neticeyi aldığı takdirde, bölücübaşı için gün doğacaktır ve serbest kalmasının ilk durağı olan ev hapsi hayata geçebilecektir.
AKP iktidarıyla birlikte adalet duygusu körelmiş ve hukukun üstünlüğü komaya girmiştir. Anayasa Mahkemesinin ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun tanzim edilmesiyle önüne çıkabilecek pürüzleri etkisizleştirmeyi hedefleyen Başbakan, gözünü şimdi de Danıştay ve Yargıtaya dikmiştir. Hazırlanan uyum yasaları gereğince, AKP'nin etki ve tesir alanında bulunan Anayasa Mahkemesi'ne, bu iki üst yargı kurumunun üzerinde bir pozisyon verilmesinin hedeflendiği anlaşılmaktadır."
Hukukun kapsamlı bir reforma tabi tutulmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Bahçeli, özellikle yandaş yargı girişimlerinin yoğunlaşmasıyla birlikte verilen kararların doğruluğunun daha çok tartışmalı bir duruma geldiğini ileri sürdü.
"SESİME KULAK VER TÜRKİYE"
Türkiye'nin problemlerinin katlanılamaz bir boyuta ulaştığını ve her gün yeni bir badirenin tüm kasvetiyle ortaya çıktığını ifade eden Bahçeli, özel hayatın dokunulmazlığından dizi ve heykel tartışmalarına kadar her meselenin anında içinden çıkılmaz bir soruna dönüştüğünü söyledi.
"Başbakan Erdoğan'ın gündem saptırması ve sanal gerginlik alanları inşa etmesinin, bir bakıma çaresizliğinin ve tükenmişliğinin de delili" olduğunu öne süren Bahçeli, "Ülkemizin içinde kıvrandığı sorunların hiçbiri aşılamayacak değildir. Hepsinin bir makul ve kalıcı bir çözümü vardır. Milletimize, 'Karar Anı Geliyor, Ses Ver Türkiye, Sesime Kulak Ver Türkiye'sözleriyle umut olacağız.
Türk milletine sesimizi duyuracağız, sesini duyacağız ve sorunlarına çare olacağız. Sözlerimizle, bakışlarımızla ve kurduğumuz gönül köprüsüyle milletimizle bütünleşeceğiz" diye konuştu.
Bahçeli, 28 Ocak Cuma günü seçim beyannamesini açıklayacaklarını da bildirdi.
SORULAR-CEVAPLAR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün kendilerinden bir randevu talebi olmadığını söyledi. Bahçeli, partisinin grup toplantısından çıkışında bir gazetecinin, "Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün sizden randevu talebi olduğu belirtiliyor, Ergenekon sanıklarından Sayın Haberal'ın aday gösterilmesi yolunda. Böyle birşey söz konusu oldu mu?" sorusu üzerine, "Sayın Prof. Dr. Yalçın Küçük'ün bizden randevu talebi olmadı. Basın yoluyla bahsettiğiniz konuyu takip ediyoruz. Zaman zaman ülkenin gerçek sorunlarının dışında sanal gündemler oluşturularak uzun tartışmalarla vakit kaybı olmaktadır. Bunların içerisine MHP girmek istememektedir" diye konuştu.
Bir başka gazetecinin, "Sayın Haberal da buna dahil mi?" sorusuna Bahçeli, "Evet, hepsi için söylüyoruz" yanıtını verdi.
Kaynak. ORTADOĞU GAZETESİ {http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=18801}
Bu haber 870 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle