En Sıcak Konular

FARKLILAŞMA ZANGİNLIK DEĞİL AYRIŞMA GETİRİR

1 Ocak 2011 20:45 tsi
FARKLILAŞMA ZANGİNLIK DEĞİL AYRIŞMA GETİRİR Düşünebiliyor musunuz? Önce ‘farklılaştırmayı’ yaparak bir millet ‘yaratmaya’ çalışacaksınız. Sonra da ‘ayrı’ milletin ‘siyasi kimliğini’ oluşturmaya çalışacaksınız. Nihai hedefiniz ‘bölünmek’ ol

Farklılaşma zenginlik değil ayrışma getirir

Antik Çağ’ın kesin olmayan tarihini bir tarafa bırakırsak, Türkler ile Kürtlerin bin beşyüz yıllık beraberliği vardır. Yenisey’deki yazıtlarda sözü geçen Kürt Beyi Urungu’dan bu yana, gerek Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında, gerek Kafkaslar’da ve Orta Asya’da, daha açık bir ifadeyle Türklerin bulunduğu her yerde Kürtler de bulunmuş; İslâmiyeti birlikte kabul etmiş ve asırlardan beri bir arada kardeşçe yaşamışlardır. Aslında, yapı olarak Farsça’ya benzeyen ve özellikle Türkçe kelimelerin çokluğuyla dikkati çeken Kürtçe’nin değişik türleri ve Zazaca diyalektleri haricinde, Türklerle Kürtler arasında tek bir temel kültür farkı gösterilemez.
Türkler ile Kürtler, tarih boyunca tek bir millet olarak ‘kültürel bütünlük’ içerisinde yaşamışlardır. Osmanlı’daki dini esasa dayanan millet anlayışı zaten çeşitli Müslüman unsurlar arasında ‘kültür birliğini’ sağlıyordu. Bundan da öteye, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, Türkler ve Kürtler diğer Müslüman unsurlardan farklı olarak birbirlerini genellikle aynı soydan kabul etmişlerdir. Osmanlı belgelerindeki ‘Türkmen Ekradı’ (Kürtleri) ifadesinin başka bir izahı olamaz. Diğer taraftan, Şerefhan ve İdris-i Bitlisi gibi Kürt büyükleri de kendilerini Türk kabul etmişlerdir.

***

Sakın yanlış anlamayınız; kimseye zorla Türklüğü kabul ettirmeye kalkacak değiliz. Elbette herkes ‘etnik kimliğini’ ve ‘ana dilini’ seçmekte serbesttir. Bizim üzerinde ısrarla durduğumuz husus, Türkler ile Kürtler arasında ‘çokkültürlülük bulunmadığı’dır. Bugün, her iki unsurun kültürel kimliği arasında tek fark gösterilemez.
Türkiye’de, Türklerin ve Kürtlerin ‘kültürel kimlikleri’ birbirlerinden farklı değildir. Neticede ortaya çıkan ‘Milli Kültür’ de aynıdır.
Klâsik ‘millet’ tarifi çerçevesinde bu iki unsurun değerlendirmesini yaptığımızda şu gerçekler ortaya çıkacaktır:

1. Din ve inanç: Her iki unsur da Müslüman’dır. Türklerle Kürtler, asırlar boyunca aynı kıbleye yüz sürmüşlerdir. Türkler genellikle Hanefi mezhebinden, Kürtler Şafi mezhebindendir. Ancak, Şafi Türkler, Hanefi Kürtler de vardır. Esasen bu bir farklılık sayılmaz. Ayrıca Alevi Türkler ve Kürtler de bazı farklı uygulamalarda bulunurlar.

2. Dil: Her iki unsur arasında kısmi bir ana dil farkı vardır. Ancak, resmi dil olan Türkçe, Türkiye nüfusunun tamamına yakın kısmı tarafından konuşulmaktadır. Sadece Güneydoğu’nun birkaç ücra köyündeki yaşlı Kürt kadınlar Türkçe bilmezler. Kültür aktarımı bu ortak dil üzerinden kolayca gerçekleştirilmektedir.

3. Tarih: Asırlarca beraber yaşamış Türklerin ve Kürtlerin tarihinin aynı olması kadar tabii bir şey yoktur. Kürtlere ayrı bir tarih oluşturma gayreti, sadece onları müşterek tarihimizin ihtişamından mahrum edecektir.

4. Gelenek, örf ve âdet: Her iki unsurun da gelenekleri, örf ve âdetleri birbirinin aynıdır. Sadece arada bazı bölgesel farklılıklar bulunur; ancak bu farklılıklara kültür farkı denilemez.

5. Tasada ve kıvançta beraberlik: Her iki unsur da tasada ve kıvançta birdir. Beraber sevinir, beraber üzülürler. En önemlisi de ‘birlikte yaşama iradesine’ sahiplerdir.
Türkiye’de ‘milli kültür’ ve ‘milli kimlik’ oluşmuştur. ‘Millet’ kavramı ise tek bir soyu değil milli bir entegrasyonu ifade etmektedir.


***

Asimilasyon politikasına hep beraber karşı çıkıyoruz. Lâkin, milletimizi oluşturan unsurları birbirinden farklı göstermek için bu gayret niye?.. İlle de ‘çokkültürlülük’ ısrarı, ‘mikro kültür/mikro milliyetçilik’ anlayışının teorik bir tepkimesi ise, bırakalım entelektüel şovlarını yapsınlar der geçeriz. Ancak bu gayret, seperatist bir plânın gerekçesini teşkil etmek için gösteriliyorsa, bunu kabullenmemiz mümkün değildir.

Düşünebiliyor musunuz? Önce ‘farklılaştırmayı’ yaparak bir millet ‘yaratmaya’ çalışacaksınız. Sonra da ‘ayrı’ milletin ‘siyasi kimliğini’ oluşturmaya çalışacaksınız. Nihai hedefiniz ‘bölünmek’ olacak; yaşadığınız, her türlü nimetlerinden ve haklarından faydalandığınız ülke de kendi parçalanmasına sebep olacak bu faaliyetleri destekleyecek; hattâ bunları organize etmek için gayret gösterecek... Hiç böyle bir rezalet olabilir mi?..

Türkiye’de, millet ve devlet, bu ‘ayrışmaya’ asla izin vermeyecektir.

H. Celal Güzel - Vatan

 

Kaynak: GAZETEVATAN {http://haber.gazetevatan.com/Haber/349949/1/Gundem}



Bu haber 588 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,778 µs