NOEL VE ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI

5 Ocak 2011 11:33 tsi
Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bir yıla girmek için yapılan kutlamalarla ilgili dini tartışmalar devam ediyor

Noel ve eski Diyanet İşleri Başkanı  

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bir yıla girmek için yapılan kutlamalarla ilgili dini tartışmalar devam ediyor. Biz burada bu kutlamalarla ilgili dini bir hüküm verme makamında değiliz. Ama açık ve net olan bir şey var ki o da “Noel adı altında ve yeni bir yıla girmek amacıyla” yapılan kutlamalar Hristiyanlıkla ilgili kutlamalardır. Çünkü bu kutlamalar Hz. İsa’nın doğumunun yıldönümü dolayısıyla yapılır. Yeni bir yıla temelinde “dini inanış” yatan eğlenceler silsilesiyle girilmektedir.
Hiç kimse bu gerçeği değiştiremez.
Durum budur.
Bazıları rahatsız olsa da gerçek budur.
Türkiye’de bazı aydınların Sezar’dan fazla Sezarcı kesilerek yılbaşı kutlamalarına getirilen eleştirileri yobazlıkla suçlaması bu gerçeği değiştirmez.
Bu yıl, Diyanet İşleri Başkanlığı da bu tartışmanın içindeydi. Geçen Cuma günü okunan hutbede şöyle denildi: “Evet, yeni bir yıla girerken toplumumuzda yılbaşı çerçevesinde yapılan kutlamalar, esasen bizim milletimiz yönünden; dini, ahlaki, kültürel ve geleneksel hiçbir temele sahip değildir. Aklı ve sağlığı tehdit eden içki tüketimini, aile bütçesini tahrip eden kumarı, savurganlığı ve cinsel taşkınlıkları; dini, milli ve ahlaki değerlerimizle bağdaştırmak asla mümkün değildir. Bu tür davranış ve uygulamalar, ahlaki yozlaşmaya, kültürel tahribata, gelenek ve göreneklerimizin bozulmasına da sebep olmaktadır. Dini değerlerimize sahip çıkmak, kültürel mirasımızı korumak, örf ve âdetlerimizi gözetmek hepimizin görevidir. Bunlar bizim milli hasletlerimiz ve özelliklerimizdir.”
Gerçekten çok şık hutbe. Müslümana deniliyor ki “yılbaşı kutlamaları milletimiz yönünden dini, ahlaki, kültürel bir temele sahip değildir. Yılbaşı dolayısıyla içiler içkiler, cinsel taşkınlıklar, kumar ve diğer savurganlıklar” yozlaşmadan ve toplumsal tahribattan ibarettir.
Ne var bunda?
Diyanetin görevi bu uyarıları yapmak değil mi?
Ama yıllar içinde, “başka bir dinin teolojik kutlamalarını” yerine getire getire bunu adeta kanıksamış, hatta uzvunun bir parçası haline getirmiş olanlar bu hutbeden rahatsız oldular. Hürriyet’ten Tufan Türenç, Milliyet’ten Mehmet Tezkan, Vatan’dan Ruhat Mengi başta olmak üzere pek çok yazar bu hutbeyi eleştirdiler.
Maalesef bazı aydınlarımız, Batılılaşmayı yılbaşı kutlamalarıyla kazanacağımızı sandığımız bir şey zannediyor.
“Ne güzel, Londra’da da yeni yıl aynı coşkuyla kutlanıyor, Beyoğlu’nda da!”
“Onlar da su gibi içki içiyor, biz de.”
Ama Osmanlıdan beri 200 yıldır, Ankara Anlaşması’ndan beri 40 yıldır Batı’nın kapısındayız ama hala reddediliyoruz.
Bu iş yeni yıl kutlamalarıyla olmuyor.
Tufan Türenç, Mehmet Tezkan acaba kaç defa Cuma Namazı’na gidip bu ülke Müslümanlarıyla omuz omuza namaz kıldı merak ediyorum. Kaç defa hutbe dinledi? Hutbe nedir, neden okunur, hangi mesajlar verilir bilirler mi acaba? Boğaz’da viski yudumlayarak hutbe konusunda ahkam kesmek olmaz.
Diyanet’in hutbesi son derece doğru bir hutbe idi.
“Hayır, yılbaşı kutlamalar bizim kültürümüze, tarihimize, inancımıza uygundur, bu konudaki delillerimiz ve kaynaklarımız da şunlardır” deyin o zaman bunu tartışalım.
Bu zihniyet sahipleri, Müslümanın kestiği kurbanın kanı ile uğraşmayı, eleştirmeyi, hatta aşağılamayı entelektüel görev olarak bilirler ama yılbaşında kesilen hindilerin kanından büyük zevk alırlar.
Şifre buradadır yani!
Ve asıl şok edici açıklama eski bir diyanet işleri başkandan geldi.
Eski Diyanet İşleri Başkanı AKP milletvekili Said Yazıcıoğlu şöye dedi: ‘Ben yeni yılın gelişini kutlarım. Kimseyi ilgilendirmez. Bu geleneksel değil şahsi bir zevktir. Anneler Günü’nün çıkışı da Hıristiyanlığa dayanır. Sonuçta Anneler Günü kutlanırken ‘neden kutluyorsunuz’ diye hutbe okutulmuyor.’ Biz burada koskaca bir eski diyanet işleri başkanına “yeni yıl kutlamalarının hangi şahsi zevke dayandığına dair soru soracak, ya da Noelin geleneksel olmadığına dair hangi değerli bilgilere sahip olduğunu” sorgulayacak değilim.
Böyle bir polemiğe “değmez de.”
Ama bir eski diyanet işleri başkanının “ben yılbaşını zevkler kutlarım” diye ahkam kestiği bir ülkede, değişimin hangi noktaya vardığını anlatmak için başka örneğe gerek yok sanırım.
Bir başka dinin inancını ve kültürünü baş tacı yapıp bunu “zevke” bağlamak benim bildiğim kadarıyla bizim dinimizde olmayan bir mantık.
Yani Mehmet Tezkan’larda fazla kusur aramamak gerek.

Muharrem Bayraktar- Yeni Mesaj*

Noel Baba Bunakları- Yavuz Bülent Bakiler Yazdı

Tıklayınız http://www.mirhaber.com/artikel.php?artikel_id=1063

 

*Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=11000055&tarih=2011-01-05}
 

Bu haber 968 defa okundu.