RUM KESİMİNİ DEVLET OLARAK TANIDIK

4 Ocak 2011 11:31 tsi
Hem Kıbrıs Rumlarını adanın tek devleti olarak tanıyıp hem de “onların gemilerine izin vermem diyemezsin!” Türkiye aylardan beri bu konuda Brüksel’de yapılan görüşmelerde liman olayına ‘son noktayı’ koymuş durumda.

Rum kesimini devlet olarak tanıdık  

2010 yılının son günlerinde çok önemli bir haber gündeme düştü. Habere göre Türkiye, Rum gemilerinin limanlarımıza girmesine izin vermişti. Başmüzakereci Egemen Bağış, “limanların Rumlara açılması karşılığında AB ile uzlaşıldığına dair haberlerin doğru olmadığını” söyledi ama aylardan beri Brüksel’de bu konuda çalışmalar yapıldığı biliniyor.
Oysa bu konudaki haberler birkaç aydan beri gerek Yunan gerek Rum basınında yayınlanıyor. AB, Türkiye ile müzakere süresince 8 müktesebat başlığını dondurmuş durumda. Türkiye’nin Ek Protokol’e imza atarak verdiği sözü yerine getirmesini istiyorlar.
Türkiye, Ek Protokolü, Ankara Antlaşmasını AB’nin 10 yeni üyesini de kapsayacak şekilde 25 Temmuz 2005’te imzalaması “Rum kesimini” bir devlet olarak kabul ettiğimiz anlamına geliyor.
Her ne kadar yayınladığımız bir deklarasyonla ‘Rum kesimini’ devlet olarak tanımadığımızı ilan etsek de, “Ek protokolde” attığımız imza, Rum Cumhuriyeti diye bir devleti kabul ettiğimiz anlamına geliyor.
Avrupa ile ilişkilerde “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” mantığı sökmüyor.
Kasımpaşa hukuku hiç sökmüyor.
Avrupa’nın “imzayı attın, gereğini yap” diye bastırması bundan.
Hem Kıbrıs Rumlarını adanın tek devleti olarak tanıyıp hem de “onların gemilerine izin vermem diyemezsin!” Türkiye aylardan beri bu konuda Brüksel’de yapılan görüşmelerde liman olayına ‘son noktayı’ koymuş durumda.
Direnerek değil, vererek!
Şu an kamuoyunu hazırlamakla meşguller.
Liman gitti kavga bitti zannediyorsanız yanılıyorsunuz.
Daha sırada Ermeni soykırımı var, tazminat var, Güneydoğu’da AB’nin istediği gibi bir çözüm getirmek var, Aleviliği Brüksel’in istediği “din” anlayışına getirmek var.
Var da var!
2011’e çok hızlı başladı hükümet.
Çok hızlı ve derdinden.
Bir yandan veriyor bir yandan ‘yok böyle bir şey’ diyor.
Nasıl olsa vatandaş Ergenekon’la meşgul.
Başına ne kondurursan kondur!
Haziran’da yapılacak seçim öncesi Türkiye hem AB ile hem ABD ile “onların istediği tarzda” bir sorunsuz yakınlaşmayı tesis etmek, tesis edileni de derinleştirmek zorunda.
Bu seçimler AKP’nin son seçimi olabilir.
Bunun için ‘arkasına Batıyı topyekun almak zorunda’ AKP.
Ne istiyorlarsa vermek zorunda.
Bundan sonra verileceklerin yanında füze kalkanı çerez gibi kalır.

Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=11000041&tarih=2011-01-04}

Bu haber 833 defa okundu.