TANTAN: ''HÜKÜMET 'TÜRK KİMLİĞİ'Nİ YOK EDİYOR''

2 Ocak 2011 12:32 tsi
Tantan; "Türkiye’de tek bir millet vardır, o da Türk milletidir. Alt- üst kimlik söylemleriyle milleti ayrıştıran siyasi zihniyet, kullanılan Kürt kimliğinin yanı sıra oradaki Türk kimliğini de yok etmektedir. " dedi.

Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan Hükümeti Uyardı;

"Anayasal suç işlenmekte, hükümet yetkilileri ses çıkarmamaktadır!”
 
Hükümet yetkililerini uyarıyoruz:
 
Uzun zamandan bu yana emrivaki bir şekilde, Doğu ve Güneydoğu’da yerel belediyeler tarafından Anayasal suç işlenmektedir. Belediye dairelerinde “ikili tabela”lar asılmakta ve bu duruma kimse ses çıkarmamaktadır.

Bütün bunlar olurken iktidar yetkilileri kamuoyunu tatmin eden bir çalışma yapmamaktadır.
 
Soruyorum: İktidar gücünü Anayasa’dan almıyor mu?
Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasası ne diyor?
 
Yetkililere hatırlatmakta fayda var:
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın  başlangıç hükümlerinde; “Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı” düzenlenmiş,
 
Türkiye Cumhuriyeti  Anayasasının 3. maddesinde ; “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli Kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır” hükmü getirilmiş, Anayasa’nın 4. Maddesi ile de   3. Madde hükümlerinin değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif edilemeyeceği  yine Anayasanın hükmü ile  
teminat altına alınmıştır.
 
Yine Anayasa’nın  Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması  başlıklı     14.Maddesi ile; “Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.” hükmü getirilmiştir.
 
1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun 2. Maddesinde;
 
“Bu Kanunun neşri tarihinden itibaren Devletin bütün daire ve müesseselerinde ve bilcümle şirket, cemiyet ve hususi müesseselerde Türk harfleriyle yazılmış olan yazıların kabulü ve muameleye konulması mecburidir” hükmü getirilmiş ve  Kanunun  ekindeki “Merbut Cetvel” başlıklı listede Türk Alfabesindeki 29 harf  gösterilmiştir.
 
Ve daha birçok kanunla Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konuda tutumu nettir!
 
Türkçe’nin kullanımı ile ilgili şirket ve müesseseler için dahi düzenleme yapılmış olmasına rağmen resmi bir kamu kurumu olan belediyelerin iş ve işlemlerinde Türkçe’den başka bir dil kullanmalarının,  hangi amaçla olursa olsun farklı tutum ve davranış sergilemelerinin, yasal bir dayanağı söz konusu değildir.
 
Madde madde uyarıyorum ve hatırlatıyorum:
 
-PKK’nın siyasallaştırmak istenmesi ve KCK’yla birlikte devlet inşası projesi, iki dil tartışması, köy- sokak isimlerinin değiştirilerek tabelalara uluslararası bir dilmiş gibi yazılması kabul edilemez.
 
-Aynı zamanda organize suç ve terör örgütü olan PKK’nın halktan vergi alması, sınırdan haraç toplaması, her türlü illegal faaliyette bulunmasına rağmen hükümetin terörün finansmanına el koymaması manidardır. 
 
 -ABD, İngiltere ve İsrail, nasıl ki K. Irak’taki Kürt devletinin kurulmasında maddi manevi her türlü imkan ve kabiliyeti Türkiye üzerinde kullandı ve kukla bir Kürt devleti kurdu, bugün de Türk topraklarında devlet inşasının söylem ve davranışlarının maddi belirtilerle yapılması aynı yolun izlendiğini göstermektedir. Ve bu faaliyetlere hükümet yetkililerin hiçbir önlem almaması da dikkat çekicidir.
 
-Kayıtdışı ekonomi, kara para, yolsuzluk ekonomisi, uyuşturucu- kaçakçılık- kumar ve fuhuş ekonomisinin PKK’nın kontrolünde olması ve bununla da mücadele edilmemesi de diğer bir dikkat çekici konudur. Çünkü yıllarca yaratılan soygun düzeninin sistemleşmesi, sistemin hırsızlarının da affedilmesi için yasaların Meclis’e taşınması ne anlama gelmektedir?
 
-Terörle mücadelede Türk hukuk sisteminde eksik olan hukuk araçlarının Türk hukuk sistemine sokulmaması da bilinçli bir proje midir?
 
-Son Wikileaks belgeleriyle birlikte, özellikle siyasi ve ekonomik anlamda Türkiye’deki siyasi aktörlerde yarattığı telaş da terör örgütü olan  PKK’yla mücadele edilememesinin bir kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
-PKK’nın Kürt kimliğini kullanarak onu uluslararası platforma taşıması, sanki ayrı devletmiş gibi “Türk halkıyla Kürt halkı barışıyor” söylemleri, Kürt halkını sanki azınlık statüsüne getirmek için bir çaba olarak gözükmektedir. Bu da Kürt kökenli yurttaşlarımıza yapılmış bir hakarettir. Türkiye’de tek bir millet vardır, o da Türk milletidir. Alt- üst kimlik söylemleriyle milleti ayrıştıran siyasi zihniyet, kullanılan Kürt kimliğinin yanı sıra oradaki Türk kimliğini de yok etmektedir.  
 
Ve bu yanlıştan siyasi yetkililerin acilen dönmesi şarttır!

 

Kaynak: yurtpartisi.org.tr {http://www.yurtpartisi.org.tr/haber_ayrinti.php?HaberID=651}

 

Bu haber 842 defa okundu.