ABDULLAH GÜL'ÜN KEFALETİ

21 Aralık 2010 09:54 tsi
Mahkemelerin karar vermesi gereken bir yolsuzluk ve rüşvet iddialarına Köşk’ten cevap geldi.

Abdullah Gül’ün kefaleti  
 
Dün:
2005 yılı aralık ayında meydana gelen Şemdinli olaylarında, jandarma istihbarat astsubayı Ali Kaya, Umut Kitapevi’ne bomba atmakla suçlanmıştı. Ali astsubay, patlama esnasında olay yerindeydi. İfadesinde istibarat çalışması gereği olay yerinde bulunduğunu söylemişti. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ilginç bir açıklama yaptı: “Ali Astsubayı tanırım. Emrimde çalıştı. İyi çocuktur” dedi.
Bu söz kamuoyunda geniş yankı buldu. Medyanın malum bölümü “bombalama olayıyla ilgili yargılanacak bir kişiye bir orgeneral nasıl sahip çıkar? Bu nasıl hukuk devleti? Bir general yargıyı etkileyecek beyanatı nasıl verir?” diye veryansın etti.
Sonra ne mi oldu?
Van Cumhuriyet Başsavcılığı Büyükanıt’ın bu sözlerini “adli yargıyı etkilemeye teşebbüs suçu” olarak değerlendirdi ve suç duyurusunda bulundu.
Büyükanıt “bir astsubaya kefil olarak” büyük suç işlemişti!
Oysa dava henüz açılmamıştı, Büyükanıt, “Astsubay Ali Kaya masumdur, böyle şey yapmaz” dememişti. Sadece emrinde çalışmış bir astsubay için “iyi çocuktur” demek gibi masumane bir görüş belirmişti.
Bu ülkenin yargıçları bir general görüş beyan etti diye zanlı hakkında suçlamada bulunmayalım diyecek değillerdi herhalde.
Demediler de
Mahkeme Ali Astsubayı 39 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Deme ki yargı etkilenmemişti!
Dosya Yargıtaya geldi. Yargıtay eksik soruşturma nedeniyle davayı bozdu.
Yargı süreci halen devam ediyor.
Malum medya “sen nasıl olur da hakkında bir sürü iddia bulunan bir astsubaya sahip çıkarsın” diye kükreyip Büyükanıt Paşa’yı konuştuğuna ve konuşacağına bin pişman etmişti.
Gelelim bugüne:
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki hakkında yolsuzluk iddiaları ortaya atıldı.
İddianın sahibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Elindeki belgeleri basına aktardı. İddialara göre eski belediye çalışanı Hacı Ali Çamurcu, başta belediye başkanı Özhaseki olmak üzere, 50 belediye çalışanı hakkında rüşvet aldıkların dair iddialarda bulunmuştu. Bülent Arınç’ın da avukatı olan Yakup Erikel’in adı da para dağıtımında geçiyordu. Vali Yardımcısı İbrahim Yurdakul ‘rüşvetin olduğuna’ dair bir rapor hazırlayıp İçişleri Bakanlığına gönderince Gaziantep’e atanmıştı.
Bunlar ciddi iddialardı. Araştırılmalı, soruşturulmalı, iddialarda adı geçenler kendilerini yargı önünde aklamalılardı.
Ama aaa o da ne!
Mahkemelerin karar vermesi gereken bir yolsuzluk ve rüşvet iddialarına Köşk’ten cevap geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Ben belediye başkanı Özhaseki’ye kefilim” diye bir açıklama yaptı: “Kendisi son derece çalışkan, temiz, dürüst ve şeffaf bir belediye başkanıdır. Kendisine sonuna kadar kefilim.”
Cumhurbaşkanına mı kaldı belediye başkanını savunmak? Belediye başkanlığı siyasi bir makamdır ve Özhaseki’yi savunacaksa başbakan savunur.
Özhaseki hakkında şu an bir soruşturma açılma aşaması varsa, deliller toplanıyorsa bu “yargıyı etkilemek” olmaz mı?
Gül’ün bu açıklamasının, dün hakkında bazı iddialar bulunan bir astsubaya “iyi çocuktur” diyen Büyükanıt’ın sahiplenmesinden ne farkı var?
Gül’ün kendi iyi çocuğuna sahip çıkması normal de Büyükanıt’ın “iyi çocuğuna” sahip çıkması neden anormal karşılandı?
Cumhurbaşkanı’nın “temizdir, dürüsttür” diye sahip çıkması bir kişinin sütten çıkmış ak kaşık olmasına yeterli delil midir?
Gül, akladı diye yargının aklamasına gerek yok mudur?
Sayın Cumhurbaşkanı “kimin hakkında böyle bir iddia ortaya atılırsa sonuna kadar araştırılmalı, gerçekler ortaya çıkarılmalıdır” deseydi makamına daha çok yakışan bir açıklama olmaz mıydı?
Gül’ün “iyi çocuğu” hakkında yarın dava açılırsa ne olacak?
Büyükanıt’ın iyi çocuğuna küfreden “kahraman medya” nerede? 

Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10004662&tarih=2010-12-21}

Bu haber 802 defa okundu.