BURHAN KUZU VE DEMOKRASİ

16 Aralık 2010 16:08 tsi
Burhan Kuzu belki farkında değil ama bir akademik kariyerden çok gittikçe bir polis şefine dönüşüyor.

Burhan Kuzu ve demokrasi  

Aynı gazetede yazı yazdığımız (Yeni Mesaj!), bir çok panele birlikte katıldığımız, Meltem TV’de yaptığım tartışma programlarına defalarca konuk ettiğim Burhan Kuzu’yu Habertürk’te, Yiğit Bulut’un karşısında izlerken, ‘atılan yumurtalardan dolayı bozulan imajını’ düzeltme telaşını çok garipsedim.
Yanına tam da istediği gibi “pasif AKP destekçisi” Deniz Ülke Hoca’yı koymuş Yiğit Bulut. Karşısına da öğrencileri doldurmuş. Ama öğrencilerin hepsi seçilmiş besbelli. Tek bir muhalif ses yok. Hepsi ağız birliği yapmışçasına “Burhan Hocama çok yanlış yaptılar, yumurta atanları kınıyoruz” korosunu oluşturdular. Belli ki AKP gençlik kolları ve cemaatin üniversite kolu öğrencileri Yiğit Bulut’un organizasyonu ile stüdyoya doldurulmuştu.
Deniz Hoca, Burhan Bey’in her sözünü tasdik ediyor, öğrenciler “çok üzüldük hocam yaaa!” diye ilk mektep düzeyinde sızım sızım sızlıyor, Burhan Kuzu da bu tablo karşısında zevkten dört köşe olmuş bir halde “işte gençlik bu!” diyerek kasım kasım kasılıyordu.
Habertürk’ü, Yiğit Bulut’un, Burhan Kuzu’nun, AKP’nin istediği gençlik, istediği demokratik açılım, istediği Türkiye bu.
Tek sesli bir ülke.
Burhan Kuzu belki farkında değil ama bir akademik kariyerden çok gittikçe bir polis şefine dönüşüyor. “Alın şu dekanı görevden, vurun şu gençlerin kellesini!” diye haykıran bir Anayasa Hukuku Profesörü bu ülkeye yakışmıyor.
Böyle mi demokrasi getireceksiniz bu ülkeye?
Böyle mi açılım yapacaksınız?
“Ama bana yumurta attılar!” diye öfkelenmenize gerek yok. Siz değil miydiniz polise taş atan, molotof kokteyli atan PKK’lıları “ah canım; bunlar daha çocuk!” diye affeden?
Kendinize yumurta atan çocuklara neden aynı hoşgörüyü göstermiyorsunuz?
Habertürk’teki programı izlerken Burhan Kuzu adına da, Deniz Ülke Arıboğan adına da, Yiğit Bulut adına da, stüdyoya doldurulmuş o “bindirilmiş kıta” öğrencileri adına da çok üzüldüm.
Demek ki arzu edilen Türkiye böyle bir Türkiye.
Böyle bir gençlik, böyle bir medya, böyle bir akademik kadro, böyle bir siyaset istiyoruz.
Burhan Kuzu’nun ve Yiğit Bulut’un arzu ettiği Türkiye bu.
Kimsenin çıkıp “oh ne iyi ettiler, o yumurtaları kafanıza patlattılar” dediği yok.
Mesele tahammül meselesi.
Siyaset, müthiş bir öfke ve tahammülsüzlük girdabında her türlü eleştiri ve tepkiyi “illegal yapılanmaya” bağlama paranoyası içinde.
Sanki AKP’li vekillerin arkasında sürekli “yasadışı örgüt mensupları” dolaşıyor ve hakkını arayan köylü, işten atılmasına tepki gösteren işçi, bu örgüte mensup oldukları için AKP’yi eleştiriyor.
“Biri bana karşı hareket ediyorsa bunun arkasında mutlaka bit örgüt vardır” psikolojisi sağlıklı bir siyasi profil ortaya koymuyor.
Hastalıklı siyasetten sağlıklı bir demokrasi çıkmaz.

 

Muharrem Bayraktar - Yeni Mesaj

 

Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10004606&tarih=2010-12-16} 

Bu haber 739 defa okundu.