TOPÇU: ''İSRAİL ORTADOĞU İÇİN EN BÜYÜK NÜKLEER TEHLİKE''

30 Kasım 2010 22:08 tsi
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu,"İsrail Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) ihlal ediyor. Aslında Ortadoğu'da en büyük nükleer güce sahip ülke İsrail’dir" dedi.

İSRAİL ORTADOĞU İÇİN EN BÜYÜK NÜKLEER TEHLİKE

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, beraberinde Genel Sekreter Mustafa Destici, Genel Başkan Yardımcıları Üzeyir Tunç, Dr. Ahmet Şanverdiyle birlikte İran Büyükelçisi Bahman Hosseinpour’u makamında ziyaret etti.

İSRAİL ORTADOĞU İÇİN EN BÜYÜK NÜKLEER TEHLİKE

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, İran Büyükelçiliği ziyareti sebebiyle gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti: 

İsrail Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’nı (NPT) ihlal ediyor. Aslında Ortadoğu'da en büyük nükleer güce sahip ülke İsrail’dir. İsrail'in hâlen sahip olduğu nükleer reaktör sayısı yedidir. İsrail'in sahip olduğu nükleer başlıklı füzelerin sayısının 200'den az olmadığı ifade edilmektedir. İsrail'in bugün nükleer silah gücüne sahip olan dünya ülkeleri arasında ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin'den sonra altıncı sırada yer aldığı biliniyor. İsrail, daha önce Irak olayında olduğu gibi şimdi de İran ile ilgili iddiaları kendi nükleer programını haklı göstermek için bir gerekçe olarak kullanıyor.

BBP olarak istediğimiz, GÖR kuşağı projemiz çerçevesinde, bütün dünyanın nükleer silahlardan arındırılmasıdır. Nükleer silahların varlığı bile dünya barışı için tehdittir. Her ülkenin güvenli, özgür, refah içerisinde yaşaması insanlığın hedefi olmalıdır.

NATO FÜZE KALKANI PROJESİ TÜRKİYE’Yİ CEPHE ÜLKESİ YAPMAMALIDIR.

NATO TÜRKİYE İÇİN HAYIRLI DEĞİLDİR, HÜKÜMET DİRENMELİDİR.

Türkiye NATO Füze Kalkanı Projesi ile Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi yine cephe ülkesi pozisyonuna itilmektedir. Irak’ta yaptığını kendi halkına bile anlatamayan ABD, İran’a askeri operasyon yapmakta kararlıdır. Birinci amaç silah satışlarını arttırmak, ikinci amaç İsrail’in güvenliğini sağlamak, üçüncüsü de artık işlevsiz bir yapı olan NATO’ya hareket kazandırmaktır. NATO, ABD’nin politikalarına meşruiyet kazandırma noktasında küresel bir fonksiyon yürütmektedir.

1952’den beri NATO’ya destek olan hep Türkiye olmuştur.  NATO’nun Türkiye’ye sağladığı hayırlı bir şey yoktur. Türkiye şayet hükümetin iddia ettiği gibi bağımsız ve bölgesel lider konumunda bir dış politikaya sahipse, NATO’nun dayatmalarına direnmeli, Atatürk zamanında yapıldığı üzere SADABAT PAKTI gibi organizasyonlarla bölgesel istikrarı ve barışı hedeflemelidir. Türkiye, ABD ve AB güdümünde dış politika belirlemek zorunda değildir.

Füze Kalkanı Projesi hayata geçmemelidir. Akıl ve vicdan sahibi herkes Irak tecrübesi ortadayken, ABD’nin politikalarını sorgulamalıdır. Irak ve Afganistan’da 1,5 milyon Müslüman katledildi… Yeni bir insanlık dramına ve ülkemizde yaşanacak çevre felaketine karşı uyanık ve sorumlu davranmak gerekir.

Başbakan Erdoğan Lübnan ziyaretinde İsrail’e yönelik sert tutum sergilemiştir ama bu sadece politik bir anlam taşımaktadır. “Katile katil” diyorsanız, bu projeyi kabul etmemelisiniz.

BÖLGE HALKLARININ DÜŞÜNCE VE DUYGULARINI SADECE TÜRKİYE ANLAR

Türkiye devleti ve Türk Milleti, İran ile Batı arasındaki artan gerilimden rahatsızdır. Türkiye’nin bölgesindeki halklar ile tarih, dil, din, kültür, etnik bağlara dayanan akrabalığı bulunmaktadır. İran, Irak ve Afganistan bu akrabalar arasında bulunuyor. Türkiye, bölgenin Batı’ya en entegre siyasî, ekonomik, askeri, kültürel ve çok partili demokratik sistemine sahip ülkesidir. Aynı zamanda, bölgenin en büyük ekonomik ve askerî gücüne sahip ülkesidir. Bu özelliklere sahip olan Türkiye, başta Rusya ve İran olmak üzere güçlü komşularıyla barış içinde yaşamak istiyor. İran ile Türkiye'nin ilişkisi ne kadar kuvvetlenirse Ortadoğu ve Avrasya'da  barışın adı daha fazla anılmaya başlayacaktır ve bu dünya barışına da hizmet edecektir. Hem Türkiye Hem de İran Uluslararası topluma, bölgemize, Türkiye'ye zarar verecek muhtemel gelişmelerin önüne geçmek için şimdikinden daha fazla gayret göstermeli. Bu bağlamda İran ve Türkiye kardeşlik hukukunu korumalıdır, bizim kardeş İran halkı ile tarih önünde hesaplaşmamızda başımız dik olmalıdır.

WİKİLEAKS BELGELERİ İÇİN TÜRKİYE HESAP SORMALIDIR

Bu husus T.C. hükümetinin acil ve önemli gündemi olmalıdır. Konu ile ilgili devletimizin ilgili kurumları derhal harekete geçirilmelidir. Bu belgelerin sızdırılması içeriden bir işbirliği olmadan mümkün değil.. Deşifre edilen bilgiler ve belgelerde İsrail ile alakalı lüzumlu belgelerin ayıklanmış olması dikkat çekici bir husustur. İsrail, ABD ve Türkiye’yi İran üzerine savaş ve saldırı yapmak için provoke edebilir. Belgelerde adı geçenler kamuoyu önünde hesap vermelidir ayrıca Türkiye bu hususta diplomatik usulleri derhal harekete geçirerek uluslar arası sorumlulardan da hesap sormalıdır.

 
Kaynak: bbp.org.tr {http://www.bbp.org.tr/haber_detail.php?haberid=806}

Bu haber 680 defa okundu.