En Sıcak Konular

BAHÇELİ: ''İSRAİL'DEN HESAP SOR DA GÖRELİM''

30 Kasım 2010 17:01 tsi
BAHÇELİ: ''İSRAİL'DEN HESAP SOR DA GÖRELİM'' Bahçeli; "Eğer cesaretin varsa, gücün yetiyorsa, vicdanın da gözlerin kadar kızarıyorsa, İsrail’den hesap sor da görelim" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM Grup Toplantısında konuştu.

Bahçeli,konuşmasının üçüncü bölümünü AKP'nın dış politikalarına ayırdı.

MHP Lideri konuşmasında şunları şöyledi:

"Muhterem Milletvekili Arkadaşlarım,
Dış politika alanında, AKP hükümetinin sırnaşık ve teslimiyetçi uygulamalarının talihsiz sonuçları teker teker ortaya çıkmaktadır.
Başbakan Erdoğan’ın son günlerdeki asabiyetinin ve karmaşık ruh halinin bir nedenini de burada aramak gerekmektedir.
AKP’nin dış ilişkilerindeki vizyon sığlığı, diplomatik zafiyetleri ve meselelere yabancı başkentlerin jeopolitik merceğinden bakması ülkemizi sıkıntılı bir alana sürüklemiştir.
Uluslararası ilişkileri kendi adına imaj çalışması ve halkla ilişkiler faaliyeti olarak gören iktidar partisi; yenilgileri zafer, alçalmayı başarı, boyun eğmeyi gelişme, itilmeyi ön alma olarak gören zavallı ve aciz bir duruma düşmüştür.
Füze kalkanının ülkemizde kurulma kararı ve bu çerçevede şekillenen vakalar buna verebileceğimiz son örnekler arasındadır.
NATO Lizbon toplantısında; ‘kazandık, sözümüz dinlendi, itibarımız arttı, tezlerimiz kabul edildi’ iddialarının ne kadar boş ve safsatadan ibaret olduğu bugün daha da belirginlik kazanmıştır.
Ülkemiz AKP’nin sahiplendiği ‘stratejik derinliğin’ dipsiz kuyusunda boğulmak üzeredir ve hayallerle süslenen dış politikası can çekişmektedir.
Üzüntümüz, Başbakan Erdoğan’ın çatırdayan idrakinin bunları anlamasına ve berrak bir zihinle yorumlamasına izin vermemesidir.
Ülkemizin, iktidarın dış politikada sözüm ona dillendirdiği; durağan ve tek parametreli bir politikadan vazgeçerek, merkez ülke gibi hareket etmesi, küresel ve bölgesel barışa katkıda bulunan sorun çözücü bir güç haline gelmesi bugüne kadar mümkün olmamıştır.
Başbakan Erdoğan lafla ve sahte diklenmelerle Ortadoğu sokaklarında kendisine gösterilen geçici ilginin büyüsüne kapılmış ve İsrail konusunda artan bir tonla sert ifadeler kullanmaya devam etmiştir.
Nitekim Lübnan’da bu eğilimini sürdürmüş, masum din kardeşlerimizi istismar etmekte bir sakınca görmemiştir.
Bir defa Başbakan Erdoğan bu füze kalkanının öncelikle kimin için kurulduğunu, hangi ülkenin tehditlerine karşı projelendirildiğini izah etmelidir.
Eğer kendisi bölgemizde barış, refah ve istikrar istiyorsa, füze kalkanını kurarak ve NATO talimatlarına harfiyen uyarak bunları nasıl gerçekleştirecektir?
Anlamadığımız husus; füzeyle, silahla, barutla barışın yan yana nasıl duracağı ve yaşayacağadır?
Ülkemize komşu olan ülkelerle hem sıfır sorun temelli bir dış politika izlendiği iddia edilecektir, hem de İran’ın ne yaptığı günü gününe takip edilip, bu ülkenin muhtemel bir füze saldırısına karşı hava savunma sistemi tesis edilecektir.
Yürütülen bu dış politika tam bir rezalettir ve milletimizi olası çatışmaların, saldırıların ve faciaların ortasına itmiştir.
Burada Türkiye’ye biçilen rol koruma görevidir ve NATO yönetimi bu görevi AKP’ye vermiştir.
İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında, kendisinin hedefte olduğunun farkında ve bilincinde olduğu anlaşılmaktadır.
Şayet ülkemiz AKP’yle birlikte hiçbir komşumuzdan tehdit algılaması içinde değilse ve NATO’ya karşı da bir tehdit olmadığını düşünüyorsa, füze kalkanının ülkemize kurulmasının gerekçesi nedir? Buradaki maksat nelerden ibarettir?
Kim ne derse desin, bize göre AKP, batılı dostlarıyla birlikte, genelde doğudan, özelde ise İran’dan gelebilecek tehlikelere karşı İsrail’i ve müttefiklerini koruma konusunda fikir birliği içine girmiştir.
Başbakan Erdoğan Lübnan’daki bir konuşmasında; “NATO zirvesinde herhangi bir ülkenin adının tehdit olarak telaffuz edildiğini duydunuz mu? Oraya onu koydurtmadık.” sözleri palavradır, temelsizdir ve herkesi ahmak gören sefil bir zihniyetin sonuçsuz çırpınışlarıdır.
19-20 Kasım’daki NATO Lizbon Zirvesinde benimsenen ‘Yeni Stratejik Konsept’ AKP’nin hamasete dayalı kurguladığı uluslararası ilişkiler paradigmasını felç ederek yoğun bakım ünitesine almış ve Türkiye’yi temsilen katılanlara sedyede teslim etmiştir.
Lizbon’daki NATO toplantısının başka bir sonucu ve manası bizim açımızdan yoktur.
Başbakan Erdoğan dış politikanın türbülansıyla sarsılınca soluğu birden bire Ortadoğu’da almış ve din kardeşlerimizin kanını akıtan İsrail’e diklenmek için açık hava toplantısı bile yapmıştır.
Lizbon’da kediye kedi diyemeyen bu zihniyet, Lübnan’da katile katil diyerek gönülleri almaya çalışmış ve bir de İsrail’den fütursuzca hesap soracağını söyleyebilmiştir.
Başbakan Erdoğan’ın, daha Mavi Marmara’nın hesabını soramadığı halde, Lübnan’da kuru sıkı atarak Müslüman kardeşlerimizi aldatması ve bu yönde umutlandırması doğru ve insaflı bir yaklaşım olmamıştır.
Kendisine çağrımız şudur: Eğer cesaretin varsa, gücün yetiyorsa, vicdanın da gözlerin kadar kızarıyorsa, İsrail’den hesap sor da görelim.
Yok eğer, yalnızca dini duyguları kullanarak, yürekleri kanatarak, öfkeleri artırarak Ortadoğu sokaklarında yeni bir Nasır olmayı aklından geçiyorsan, bil ki yanlış yoldasın ve sonunda pişman olmaktan asla kurtulamayacaksın.
Maalesef Başbakan Erdoğan kibirin bataklığına saplanmış ve gerçeklerle ilişkisini koparan bir bulanıklığın içinde yolunu kaybetmiştir.
Sadece sözde Beyrut’tan, Kabil’den, Kudüs’ten, Gazze’den bahsetmesi inandırıcı değildir ve sorunlar yalnızca bu yerlerde bulunmamaktadır.
Kuru gürültüyle İsrail’den hesap soracağını açıklayan Başbakan Erdoğan bilmelidir ki;
Masum siviller sadece, ısrarla dile getirdiği şehirlerde ıstırap çekmemektedir.
Çocuklar yalnızca buralarda ölmemektedir.
Kendisi, ilişkileri normalleştirmek istediği Ermenilerin Hocalı’daki katliamını elbette hiç hatırlayamaz.
Doğu Türkistan’daki mezalimleri, sönen hayalleri hiç ağzına alamaz.
Bosna’daki, Çeçenistan’daki vahşetleri hiç umursamaz.
Ve bölücü hainlerin kundaktaki yavruları katletmesini ise hiç gündemine getirmez.
Ne yazık ki Başbakan Erdoğan Kabil demiştir; ancak Afganistan’da bir milyon insanın canına kıyanlara sesini dahi yükseltmemiştir.
Bağdat demiştir, birbuçuk milyon insanın cinayetlerine sebep olanlarla masalarda el sıkışıp, model ortaklık tuzaklarına düşmüştür.
Biz milliyetçi Hareket olarak, önce başkent Ankara’yla birlikte 81 ilimizin sesi olacağız ve dertlerine ortak olacağız.
Elbette Türk İslam coğrafyasının tümüne uzanıp, tüm soydaşlarımızı ve din kardeşlerimizi kucaklayacağız.
Gün gelecek Üç Hilalin anıları, bu coğrafyanın mazide olduğu gibi tekrar umudu haline gelecektir.
O zaman Allah’ın izniyle ışık sönmüş, ampul patlamış ve AKP harabeler içinde kalmış olacaktır."

 

Not: Devlet Bahçeli'nin yaptığı bu konuşmanın tam metni, "mhp.org.tr" den iktibas edilmiştir.{http://www.mhp.org.tr/gbk.php?content=2940&cat=50}


 



Bu haber 681 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,824 µs