En Sıcak Konular

NATO TÜRKİYE'Yİ ''KORUCU'' YAPTI

21 Kasım 2010 09:36 tsi
NATO TÜRKİYE'Yİ ''KORUCU'' YAPTI NATO'nun Füze Savunma Sistemi kabul edildi. İttifak hiçbir ülkeyi açıkça düşman ilan etmese de uzmanlar NATO'nun Türkiye için belirlediği yeni tehdidin İran, Rusya ve Ortadoğu'daki diğer Müslüman devletler olduğunda hemfikir.

NATO Türkiye'yi 'korucu' yaptı

NATO'nun gelecek 15 yılının hedeflerinin belirlendiği zirve Portekiz'in başkenti Lizbon'da devam ediyor. NATO'nun Türkiye'ye dayattığı Füze Savunma Sistemi ise kabul edildi. Soğuk Savaş döneminde bir cephe ülkesi olarak Avrupa'yı korumak üzere Sovyetler Birliği'ne karşı kullanılan Türkiye, yaklaşık 20 yıl sonra tekrar Batı'yı korumak adına bir cephe ülkesi haline geldi. Yeni düşman ise adı zikredilmese de İran, Rusya ve Ortadoğu'daki diğer Müslüman devletler....

 NATO, Lizbon'da dün gerçekleşen tarihî zirvede yeni yol haritası olan 'stratejik belge'yi ve bu çerçevede Türkiye'yi yakından ilgilendiren füze savunma sistemi oluşturulmasını kabul etti. İttifak hiçbir ülkeyi açıkça düşman ilan etmese de uzmanlar NATO'nun Türkiye için belirlediği yeni tehdidin İran, Rusya ve Ortadoğu'daki diğer Müslüman devletler olduğunda hemfikir.

Türkiye kimi koruyacak?

Türkiye, yeni konseptin bir parçası olarak gündeme gelen füze savunma kalkanı konusunda İran'ın tehdit olarak zikredilmesine şiddetle karşı çıkarak, İttifak'ın kimseyi düşman ilan etmemesi gerektiğini vurgulamıştı. Ancak, NATO'nun İran'ı ciddi bir tehdit olarak görmediğini ilan etmesine karşın bu çapta bir askeri yatırımı İran'a en yakın topraklara, yani Türkiye'ye yapması, aslında İran'ın NATO'nun yeni düşmanı olduğunu gösteriyor. Aynı belgenin 19. paragrafında füze kalkanına ilişkin şu ifadeler yer aldı: "İttifak'ın bölünmez güvenliğine katkı yapan kolektif savunmamızın asli unsuru olarak topraklarımızı ve nüfusumuzu balistik füze saldırılarına karşı savunma kabiliyeti geliştireceğiz." Yine aynı belgenin 4. maddesinde yer alan "Modern güvenlik ortamı, NATO'nun toprakları ve nüfusuna karşı geniş ve dönüşen tehditler içermekte." ifadesi de dikkat çekti.

Fransa, tüm İslam dünyasını düşman ilan etti

Kaynaklar, metne yansıyan "külfet ve risk paylaşımı" prensibinin adil olarak uygulanmasının da Türkiye'nin tezleriyle örtüştüğüne dikkat çekti. Zirvede kalkanın hedefi konusunda asıl direnci Amerika yerine Fransa gösterdi. Paris, önce İran ve Suriye'nin tehdit olarak metne yazılmasını istedi.

Aradığı desteği bulamayınca bu defa tehdidin adresi olarak Ortadoğu bölgesinin zikredilmesini talep etti. Ancak bunda da yalnız kaldı.

Gerçek tehdit kim?

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen basın toplantısında İran'ı tehdit olarak göstermekten kaçındı. Rasmussen, stratejik konsept taslağında İran'ın 'tehdit' diye nitelendirilmesine rağmen zirvede kabul edilen metinde buna yer verilmemesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, dünyada 30'dan fazla ülkenin ya balistik füze teknolojisine sahip olduğunu veya bunu elde etmek için çalıştığını belirterek, bunlardan herhangi birinin tehdit olabileceğini ifade etti. Rasmussen, İsrail-Filistin sorununda NATO'nun rol üstlenebilmesi için "barış anlaşması, tarafların yardım talebi ve BM yetkisi'' olması gerektiğini söyledi.

Gizli düşman kim?

NATO tarihinin en önemli zirvelerinden biri Portekiz'in başkenti Lizbon'da başladı. Türkiye'yi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün temsil ettiği zirvede İttifak'ın gelecek on yıldaki yol haritasını belirleyen yedinci stratejik belge kabul edildi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in basın toplantısında elinde sallayarak anlattığı 38 maddeden oluşan 11 sayfalık belgede, "NATO, hiçbir ülkeyi düşman olarak görmemektedir" ifadesi yer alırken adı geçmeyen gizli düşmanın kim olduğu merak ediliyor.

Stratejik konsept arzu ettiğimiz gibi

Portekiz'in başkenti Lizbon'da yapılan NATO Zirvesi'ne katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, açıklamalarda bulundu.

Zirvenin ikinci gününde basın mensuplarına açıklama yapan Gül, "Lizbon'daki NATO zirvesinin ilk oturumu dün yapıldı. Dünkü oturumlar önemliydi çünkü dördüncü kez stratejik konsept yeniden belirlendi. Bununla ilgili çalışmalar çok eskiden başlamıştı. Türkiye NATO'nun en önemli sahiplerinden birisidir. 1952'den beri üyesidir. Dolayısıyla faaliyetlerinde hem siyasi hem diğer konularda söz sahibi olmuştur. Bu çerçeve içerisinde sorumluluğumuz çok önceden gelmektedir. Stratejik konsept ilgili şüphelerimizin nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili çalışma yaptık. Bu çalışma süresi içerisinde Dışişleri bakanımız, savunma bakanımız, başbakanımız herkes büyük bir gayret gösterdi. Netice dün akşam kabul edilen stratejik konsept arzu ettiğimiz çerçeve içerisinde çıktı. Bundan büyük memnuniyet duyuyoruz. Burada yine iki önemli konu vardı. Bunlardan birisi balistik füzelere karşı bir savunma sisteminin kurulması. Önemli olan, NATO- AB ilişkileridir. Birçok problemli noktalarda AB ve NATO beraber çalıyor. Türkiye NATO'nun eski üyesi. Dolayısıyla bu ilişkilerde zaman zaman problemler oluyordu. NATO'nun üyesi olmayan ama AB'nin üyesi olanlar da var. Bu konularda bizim bir önemli bir duruşumuz söz konusuydu. Bu sıkıcı süreçte de toplantılar devam ediyor. Biraz sonra Afganistan'la ilgili bir toplantı olacak. Türkiye bu misyonda savaşan bir ülke olarak değil, daha farklı bir şekilde askerlerimiz orada görev yapmaktadır. Daha çok eğitim, güvenlik tedbirlerini alma şeklinde görev yapmaktadır. Afganistan'da sadece askeri değil, orada sağlık, eğitim, güvenlik ve birçok alanda ülkenin aslında büyük yatırımları var" şeklinde konuştu.

Dün, Avustralya Başbakanı Julia Gillard ile ikili görüşme gerçekleştiren Gül, Afganistan'da yaptığı katkılar ve ilk kadın başbakan olmasından dolayı Gillard'ı 2 kere tebrik eden ederek, Çanakkale'ye atıfta bulundu. Savaştan dostluk doğduğunu ifade eden Gül, "Mesafeler uzun olsa bile dostluk yakın" ifadelerini kullanmıştı. Gül, ayrıca Çanakkale'nin 100'üncü yıldönümü yaklaşırken Avustralya ile görkemli bir anma töreni için hazırlık planları yaptıklarını belirtti. Görüşme Avustralya'nın talebiyle gerçekleşirken, Gillard'ın Türkiye'ye İran konusundaki tutumları hakkında görüş sorduğu belirtildi. Zirvenin ikinci gününde Cumhurbaşkanı Gül'ün ayrıca, Hollanda, Gürcistan ve Rusya liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştirmesi bekleniyor.

NATO yeni tehditler buldu

Çetİn pazarlıkların geçmesi beklenen tarihi zirvede uzlaşma erken sağlandı. Bu nedenle Genel Sekreter Rasmussen, stratejik konsept belgesi elinde olduğu halde beklenenden erken bir şekilde basının karşısına çıktı.

Bunun sıradan bir belge olmadığını, İttifak'ın eylem planı olduğunun altını çizen Genel Sekreter, "NATO için tarihi bir an. NATO, benzeri olmayan barış güvenlik ve ortak değerler toplumudur. Ama dünya değişiyor. Yeni tehdit ve meydan okumalarla karşı karşıyayız. Bu stratejik belge, barış ve güvenliği savunmada NATO'nun etkin olarak kalmasını garanti altına alacak." dedi. NATO'nun 5'inci maddesi olan kolektif savunmayı güçlendiren ifadelere yer verilen belgede, "NATO üyeleri saldırılara karşı daima birbirine yardım edecek.'' denilerek, bu taahhüdün "güçlü ve bağlayıcı'' olduğu vurgulandı. Nükleer caydırıcılık politikasının sürdürüleceğine işaret edildi. Onaylanan yeni stratejik konseptle birlikte NATO, balistik füzeler ve siber saldırı gibi 21'inci yüzyılın tehditlerine göre yeni yeteneklerin geliştirilme iradesini gösterdi. Belgede siber saldırıların daha sık ve daha organize yaşanmaya başlandığı ve hükümetlere, iş dünyasına ve kritik altyapılara daha ağır maliyet verdiği tespiti yapılarak, bunların belli bir aşamadan sonra NATO üyelerinin refah, güvenlik ve istikrarını tehdit edebileceği uyarısında bulunuldu.

Sarkozy: 'Açıklamadık ama NATO'nun hedefi İRAN'

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, NATO'nun kamuya açıklanan belgelerinde hiçbir ismin yer almadığını, bununla birlikte bugünün füze tehdidinin İran'dan geldiğini söyledi.

NATO zirvesinin yapıldığı Portekiz'in başkenti Lizbon'da bulunan Sarkozy, zirvenin ikinci günündeki açıklamasında, ''NATO'nun kamuya açıklanan belgelerinde hiçbir isim yer almıyor ama biz kediye kedi deriz, bugünün füze tehdidi İran'dır'' ifadesini kullandı. NATO'ya üye ülkelerin liderleri dün, potansiyel tehdidin kaynağını belirtmeksizin, Avrupa halkını ve topraklarını koruma amaçlı füze kalkanı sisteminin oluşturulmasını inceleme kararı almıştı. Fransa, kabul edilen yeni "stratejik konsept"te ve nihai bildirgede, tehdidin kaynağı olarak İran adının açıkça yer almasını isteyen İttifak ülkeleri arasında bulunuyor.

Obama: Herkese rolünü verdik

NATO zirvesine katılan ABD Başkanı Barack Obama, NATO liderlerinin, Avrupa'daki tüm NATO ülkelerinin ve ABD'nin topraklarını koruyacak bir füze savunma kalkanı oluşturulması konusunda anlaştıklarını söyledi. Obama, basına yaptığı kısa açıklamada, "İlk defa, hem ABD hem Avrupa'daki tüm NATO topraklarını ve nüfusunu kapsayacak güce sahip bir füze savunma yeteneğinin geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varmış bulunuyoruz" diye konuştu. Lizbon Zirvesi'ni "tarihi" olarak değerlendiren Obama, liderler arasında ortak bir tutum oluştuğunu, "bugün önemli bir ilerleme sağlandığını" belirtti. Obama, "(Sistem) Müttefiklerimizin (NATO üyelerinin) tümüne belirli bir rol sunuyor" diye konuştu.

Obama, kalkanın nedenine ilişkin olarak da "Günümüzün tehditlerine karşı, balistik füzelerle gelebilecek tehditlere karşı yurttaşlarımızı koruma kararlılığımızı gösteriyor" dedi.

ABD Başkanı Obama, "Bir NATO ülkesine yapılmış saldırı, tüm NATO üyelerine yapılmış sayılır" ifadesini kullandı. Liderlerin yarın, Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ile yapılacak toplantılarda Rusya'yı da sisteme katılmaya davet edeceklerini anımsatan Obama, "Rusya ile de aynı tehditlerin çoğunu paylaştığımızı birlikte kabul etmemizden hareketle, aramızda iş birliği oluşturma yönünde yarın yapacağımız çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz" dedi. Obama, "NATO üyesi ülkelerin, Rusya ile ilişkilerinin kuvvetlendirilmesini ve güvenliğin artırılmasını desteklediklerini" kaydetti.Yeni sistemin, Kuzey Amerika'da var olan füze kalkanının, Avrupa'daki NATO ülkelerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi şeklinde oluşturulacağı, komuta ve kontrol gibi konuların daha sonra belirleneceği belirtiliyor. Yetkililer, sistem için 28 NATO ülkesinin, 280 milyon dolar yatırım yapmasının gerekeceğini bildiriyor.[1]

Kanlı kalkana hayır!

NATO'nun Türkiye'ye dayattığı "füze kalkanı", Türkiye-İran dostluğuna ve genel olarak da Türkiye'nin son yıllarda takip ettiği Ortadoğu siyasetine büyük zarar verebilir. ABD füze kalkanı sisteminin doğudaki "güvenilmez devletler"den gelebilecek tehditlere karşı bir önlem olduğunu iddia ediyor ve güvenmediği devletlerin ikisinin ismini ise açıkça söylüyor; Kuzey Kore ve İran!

 ABD'nin Füze Kalkanı projesini tek başına yapmak yerine, Irak ve Afganistan işgallerinde olduğu gibi NATO'yu ve müttefik ülkeleri işin içerisine çekerek bölgeyi ateşe vermek istiyor.

Dışişleri'ne yakın kaynaklar, iç gündeme yoğunlaşan kamuoyunun, ABD'nin füze kalkanı projesine yönelik fazla bir tepki göstermemesinin yanlışlığına dikkat çekerek, ABD Hükümeti ve Dışişleri Bakanlığı'nın, Ankara üzerinde yoğun bir baskı politikası uyguladığını ifade ediyor. Türkiye kamuoyunun sesinin yükselmesinin hükümet üzerinde baskı oluşturacağına dikkat çekilirken, Türkiye'yi komşularıyla düşman edecek bu tehlikenin bertaraf edilmesi gerekliliği vurgulanıyor.

İslam ülkeleri kaygılı

NATO'nun gelecek 10 yılına yön vereceği öngörülen Stratejik Konsept'in son taslağı 4 Kasım'da bütün müttefik devletlere gönderildi. Taslakta, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bazı NATO ülkelerinin füze savunma sistemine ait donanıma ev sahipliği yapması öngörülüyor. Türkiye ise tüm sınırlarını kapsaması koşuluyla ve cephe ülkesi olmayacağını belirterek sistemin parçalarına ev sahipliği yapmaya "evet" dedi. Ancak Suriye ve İran'ı hedef alan uygulamanın, NATO'nun her ne kadar bu iki ülkeyi "tehdit öngörmediğini" açıklamasına rağmen, Ortadoğu'da ve İslam ülkelerinde büyük kaygı meydana getirdi.

Tam da Füze Kalkanı Projesi'nin Türkiye'ye konuşlandırılmasının planlandığı bir dönemde İran ilginç bir çıkış yaptı. Nükleer enerji çalışmaları konusunda "5 artı 1" ülkeleri olarak bilinen BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile müzakerelere hazır olduğunu açıklayan İran İslam Cumhuriyeti, müzakere yeri olarak Türkiye'yi tercih ettiğini deklare etti.

Türkiye'ye meydan okuma

İngiliz Daily Telegraph gazetesi, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Savunma Bakanı Robert Gates'in, kapalı kapılar ardında Türk yetkilileri, ''Füze kalkanına katılmazsanız, ilişkiler zarar görür' diye tehdit ettiğini bile yazdı. Haberde, NATO'nun teklifini reddederse Batı ile ilişkilerinin ciddi şekilde zarar göreceğinin, Türkiye'ye iletildiği belirtiliyordu.

Haberde, 'Program, Batı'nın İran'dan gelebilecek nükleer saldırı tehdidine karşı oluşturduğu bir savunma programı, Balistik füze hareketlerini tespit edebilecek radar sistemlerini ve bu füzeleri vurabilecek gelişmiş önleyici füzeleri kapsıyor. İran'dan tehdidi erken görebilecek olan Türkiye jeostratejik konumu nedeniyle proje açısından hayati önem taşıyor' ifadesi kullanıldı.

Konuyla ilgili düşüncelerini aktaran Yeni Şafak Yazarı Hakan Albayrak da bir tedirginliğin olduğunu belirterek, İran'a düşmanlığını bir NATO politikası haline getirmeye çalışan ABD'nin bu amaca matuf "füze kalkanı" hamlesinin, Türkiye'nin komşuları ile arasında karşılıklı güveni geliştirmeye yönelik politikalarına büyük bir meydan okuma olduğunu yazdı. Albayrak, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da bunun farkında olduğunu belirterek Türkiye'nin dış politika tercihleriyle ters düşen bir stratejik konseptin NATO'ya mal edilmesine rıza göstermeyeceklerine dair işaretler verdiğini belirtti.

Fatura üye ülkelere yüklenecek

Füze Kalkanı, Lizbon'da gerçekleştirilen NATO liderler zirvesinde kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. ABD projenin hayata geçirilmesine büyük önem veriyor. Türkiye ise prensip olarak savunma sistemine karşı değil. Ancak projeyi tehdit amaçlı değil, güvenliğin geliştirilmesi şartıyla destekleyen Türkiye'nin bu tavrının ABD nezdinde bir anlamı olmadığını kaydeden uluslararası ilişkiler uzmanları, ABD'nin asıl gayesinin İsrail'i korumak ve İran ve Suriye'yi saldırı menziline yerleştirmek olduğunu ifade ediyor.

ABD projenin İran tehdidine karşı geliştirildiğini açıkça dile getiriyor; komşularla 'sıfır sorun' politikası geliştiren Türkiye ise ABD'nin tehdit tanımlanmasına karşı çıkıyor.

Bu arada Füze kalkanının maliyeti de NATO üyelerine yüklenecek. Her üyenin 10 yıl içinde füze kalkanı projesi için 200 milyon Euro vermesi planlanıyor.

NATO Projesi mecburiyeti olarak sunulan Füze kalkanı sisteminin, Türkiye'nin en önemli ticari partnerleri arasında olan Rusya ve İran'ı hedef aldığına işaret eden dış politika uzmanları, Türkiye'nin projeyi kesinlikle reddetmesini istiyor.

Füze Kalkanı'nda uzlaşıldı

Türkİye'nin de aralarında bulunduğu 28 NATO üyesi füze kalkanı'nda uzlaştı ABD Başkanı Barack Obama, "Füze savunma sisteminde mutabıkız. Sistem bütün NATO ülkelerini kapsayacak" dedi.

Diplomatik kaynaklar, zirvenin başladığı saatlerde füze savunma sistemiyle ilgili Türkiye'nin beklentilerinin karşılanmış göründüğünü, AB-NATO işbirliğinde ise henüz ilerleme sağlanamadığını belirtiyor. Haftalardır süren müzakerelere rağmen, üye ülkeler arasında füze savunma sistemi ve NATO-AB ilişkileri gibi kritik konularda büyük görüş ayrılıkları henüz giderilebilmiş değil.

Sistemin, Türkiye'nin her yerini kapsaması konusunda da prensip kararı alındı. Ama ek sistemlerin nasıl olacağı konusu hala belirsiz. Komuta kimde olacak, İzmir'deki NATO üssü açık kalacak mı, patriot füzeleri konusunda Türkiye'nin kazanımı ne olacak gibi konular zirvede karara bağlanmasa da tartışılacak. Yeni NATO strateji belgesinin kabul edileceği zirvede, NATO-Rusya ilişkileri ve Afganistan da gündemde olacak.[2]

"ABD'ye karakol, İsrail'e kalkan, İran'a düşman olmayacağız"

NATO 'nun Türkiye'ye kurmayı planladığı füze kalkanı projesi, Kocaeli İnanç Özgürlüğü Platformu üyesi bir grup tarafından protesto edildi. Sabri Yalım Parkı'ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan grup, "Amerika'ya karakol, İsrail'e kalkan, İran'a düşman olmayacağız" yazılı pankart açtı.

MAZLUMDER Kocaeli Şube Başkanı Çetin Tahtacı, grup adına yaptığı açıklamada, ABD'nin, kendi tehdit algısına göre İran, Suriye, Lübnan ve Filistin'deki gelişmeleri dizginlemek ve sözde İsrail'in güvenliğini garanti altına almak için Türkiye'de füze kalkanı kurmak istediğini öne sürdü. "NATO patentli" bu teklifle Türkiye'nin önüne getirilmek istenenin "koruculuk" olduğunu savunan Tahtacı, "Türkiye, uzunca bir süredir ithal tehdit algısıyla şekillenmiş olan NATO'nun füze kalkanı projesini onaylaması yönünde baskı altında tutulmaktadır. Lizbon'daki zirvede NATO, yeni yol haritası olan 'stratejik belge'yi ve bu çerçevede füze savunma sistemi oluşturulmasını kabul etmesiyle Türkiye'ye koruculuk görevini vermiştir" görüşünü savundu.

Tahtacı şöyle devam etti: "Füze kalkanı projesinde, hem Türkiye'nin hem de Batı dünyasının bölgeden kaynaklanan nükleer füzelere karşı korunacağından bahsedilmektedir. Herkesin de bildiği gibi Ortadoğu'da İsrail'in nükleer silahı elinde bulunduğu bilinmesine rağmen hiç konu bile edilmezken neden İslam coğrafyasındaki halklar tehdit olarak algılamaktadır? Bir realite karşısında sessiz kalanların bir ihtimal üzerindeki kıyameti koparmaları ikiyüzlülüğün ta kendisidir. Buradan da anlaşılıyor ki Müslüman halkları tehdit olarak algılayan NATO füzeleri, Filistin işgalcisi İsrail devleti için 'muhafız' rolü üstlenecektir."

Türkiye hükümetinin girişimleriyle tehdit algısı ülke olarak herhangi bir ülkenin belgeye yazılmamasının önemli olduğunu vurgulayan Tahtacı, sözlerini şöyle tamamladı:

"Fakat füze kalkanı yapıldığı takdirde Türkiye üzerinde imha edilecek nükleer füzelerin oluşturacağı serpintinin ülkemiz insanına vereceği zararı kim telafi edecektir. Daha öncesinde yaşadığımız Çernobil faciasının ülkemize verdiği zarar hala hafızalarımızda diri durmaktadır. Hükümetten, NATO füzelerine ev sahipliği yapmak gibi kardeş halklar nezdinde hepimizin başını öne eğeceği kesin olan ve tarih önünde kendilerini de vebal altına alacak bu karara geri adım atması hepimizin dileğidir."

Grup, açıklamanın ardından dağıldı.[3]

 

Kaynak: MİLLİ GAZETE

[1] {http://www.milligazete.com.tr/haber/nato-turkiye-yi-korucu-yapti-182511.htm}

[2] {http://www.milligazete.com.tr/haber/kanli-kalkana-hayir-182512.htm}

[3] {http://www.milligazete.com.tr/haber/abd-ye-karakol-israil-e-kalkan-iran-a-dusman-olmayacagiz-182513.htm}

 



Bu haber 834 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,115 µs