İSRAİL'E GOL ATAN M.KEMAL AMA ATATÜRK DEĞİL!

15 Kasım 2010 18:53 tsi
İsrail Futbol Federasyonu'nun Atatürk'le ilgili iddiası ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı: I. Dünya savaşında bir M.Kemal daha varmış,hem Selanikli hem de yüzbaşı

"İsrail'e gol atan Mustafa Kemal ama..."     

İsrail Futbol Federasyonu'nun internet sitesinde, Atatürk'ün 1915 yılında İsrail'in eski liman kenti Yaffo'da Sultan'ın takımı ile Maccabi Tel-Aviv takımları arasında yapılan ve 2-2 sonuçlanan maçta ikinci golü attığını duyurdu. Ancak Prof Dr. Mustafa Balcıoğlu tarihi gerçeği hurriyet.com.tr’ye açıkladı: Evet golü atan Mustafa Kemal ancak Atatürk değil.

Atatürk'ün bugüne kadar hiç bilinmeyen bir yönü ortaya çıktı. Bu ilginç yönünü ortaya çıkaran İsrail Futbol Federasyonu'nun internet sitesi oldu. Federasyon'un internet sitesinde 1915 yılında Sultan'ın izniyle yapılan Maccabi Tel-Aviv'le oynanan ve 2-2 biten maçta Sultan'ın takımının ikinci golünü Mustafa Kemal'in attığı öne sürüldü. Hurriyet.com.tr bu haberi dün okuyucularına duyurdu. Ancak bugün Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu,hurriyet.com.tr’yi aradı ve gerçeğin farklı olduğunu açıkladı.

O SUBAYIN ADI DA MUSTAFA KEMAL

Prof Dr. Balcıoğlu “İsrail’a gol atanın Mustafa Kemal’di ancak o bizim bildiğimiz Ulu Önder Atatürk değildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün henüz Yüzbaşı rütbesinde iken 1909-1910 yılları arasında Yemen’de görev yaptığı iddia edilmiştir. Atatürk biyografilerinde rastlanılmayan bu görev küçük bir yanılgıdan kaynaklanmıştır. Buna göre Yemen’de görevli Subay’ın adı da Mustafa Kemal’dir. O da Selanikli’dir fakat söz konusu Subay, Atatürk’ten bir dönem sonra Harbiye’den mezun olmuştur. Atatürk’le karıştırılan bu Yemen kahramanı Subay; 22 Eylül 1903’te Harbiye’den mezun olmuş, 26 Eylül 1906’da Erkân-ı Harbiye’den Mümtaz Yüzbaşı olarak çıkmıştır. 20 Nisan 1907’de 5. Orduda görev yapmış, 17 Kasım 1907’de Jandarma sınıfına intisab etmiştir” dedi.

Balcıoğlu İsrail Futbol Federasyonu’nun yaptığı açıklamanın da bu benzerlikten kaynaklanan bir yanlış anlaşılma olduğunu iddia etti. Prof Dr, Mustafa Balcıoğlu bu iddiasını da Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı’nda yayınlanan “Atatürk Biyografisine Katkı” başlıklı makalesini kaynak gösterdi.(Murat KIVANÇ/ hurriyet.com.tr) [1]

İŞTE O MAKALE

Atatürk Biyografisine Katkı

  “Herkesin hayatı mükemmel bir tarih parçasıdır”. Kazım Karabekir, “Hayatım” adını verdiği eserine böyle başlamaktadır.1 Tarih yapan büyük adamların biyografileri bu açıdan daha bir anlam kazanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili pek çok sayıda biyografi çalışması yapılmış ve yapılmaktadır. Bu eserler hem Atatürk’ü hem de Türkiye Cumhuriyeti’ni daha iyi anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bununla birlikte, söz konusu Atatürk Biyografilerinde bir takım tereddütler görülmektedir. Nitekim, “Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi”nin ilk sayısında Sadi Borak imzalı “Atatürk’ün Biyografisi’nde Yapılan Yanlışlıklar” başlıklı yazıda, Atatürk’ün doğum tarihinden başlayarak, Harbiye, Akademi, Sofya Ateşemiliterliği ve başka dönemlerle ilgili olarak, “kuşkulu tarihlerin” bulunduğu iddia edilmiştir.2 Yazar kuşkulu tarihlerin başında Atatürk’ün Harbiye’yi bitiriş tarihi olarak kabul edilen 1902 yılını görmektedir. Ona göre, bu tarihi kabul eden bütün kronojilerin tümü yanlıştır. Çünkü, 1901 Aralık ayında neşredilen İstanbul gazetelerinin tümünde Harbiye’yi bitiren öğrencilerin listesi yayınlanmış ve bunlar arasında da Mustafa Kemal’in adı da yer almıştır. Halbuki, yaptığımız araştırmalara göre, gazeteler Harbiye’deki sınavlardan sonra başarılı olan öğrencilerin isimlerini sanki diplomalarını almış Mülazım-ı Sâni rütbesine nasbedilmişler gibi algılayıp, öylece söz konusu listeyi neşretmişlerdir. Doğrusu Mustafa Kemal ve dönem arkadaşları M. Hayri, Ali Fuat, Cavit, Mehmet Arif vs. ile birlikte, 28 Kanunuevvel 1317 (10 Ocak 1902) tarihinde Mülazım-ı Sâni rütbesi ile nasbedilmişler, kimisi kıtalara kimileri de Erkân-ı Harbiye Mektebi’ne ayrılmışlardır.3 Bu tarih başka bir çalışmada yanlış olarak 10 Şubat 1902 olarak kaydedilmiştir.4

Borak çalışmasında Mustafa Kemal’in, Erkân-ı Harbiye Mektebinden mezuniyet tarihinin 1904 tarihi olduğunu hiçbir kuvvetli delile dayanmadan iddia etmektedir. Doğrusu Mustafa Kemal bu okulu 29 Kanunuevvel 1320’de (11 Ocak 1905) bitirmiş ve bu tarihte Yüzbaşı nasbedilmiştir. Bunların dışında yazar, Mustafa Kemal’in Sofya Ateşemiliterliği’ne tayin tarihinin de karmaşık olduğunu ifade etmektedir. Makale de tayin ile ilgili olarak, Atatürk Biyografilerinde 1 Ekim, 2 Ekim, 27 Ekim 1913 ve 1 Mart 1914 tarihlerinin ileri sürüldüğü kaydedilmiştir. 5 Belgelerden anlaşıldığına göre Mustafa Kemal’in, Sofya Ateşemiliterliği’ne tayini 14 Teşrinievvel 1329 (27 Ekim 1913) tarihine rastlamaktadır. Bu görevine 29 Kanunuevvel 1329 (11 Ocak 1914)’da Çetine, 22 Temmuz 1330 (4 Ağustos 1914)’da Sırbistan Ateşemiliterlikleri ilave edilmiştir.6

Atatürk Biyografisi ile ilgili başka bir çalışma da yine “Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi”nin 32. sayısında yayınlanmıştır. Bu makalede, Mustafa Kemal Atatürk’ün henüz Yüzbaşı rütbesinde iken 1909-1910 yılları arasında Yemen’de görev yaptığı iddia edilmiştir.7 Atatürk Biyografilerinde rastlanılmayan bu görev küçük bir yanılgıdan kaynaklanmıştır. Buna göre Yemen’de görevli Subay’ın adı da Mustafa Kemal’dir. O da Selanikli’dir ve fakat söz konusu Subay, Atatürk’ten bir dönem sonra Harbiye’den mezun olmuştur. Ataürk’le karıştırılan bu Yemen kahramanı Subay; 22 Eylül 1903’te Harbiye’den mezun olmuş, 26 Eylül 1906’da Erkân-ı Harbiye’den Mümtaz Yüzbaşı olarak çıkmıştır. 20 Nisan 1907’de 5. Orduda görev yapmış, 17 Kasım 1907’de Jandarma sınıfına intisab etmiştir. 29 Haziran 1909’da Jandarma Alayı, Asir Tabur Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal, 12 Ocak 1913’e değin bölgede kalmıştır. Bu arada, Yemen Kuva-yı Mürettebiyesi ile Trablusgarp Harbi’ne iştirak etmiştir. 1. Dünya Savaşı sırasında Halep Zabitan Mektebi Müdür Muavinliği ve 47. Alay 2. Tabur Komutanlığı yapmıştır. 1300 (1884-1885) doğumlu Emin oğlu Mustafa Kemal - Selanik (1319-26) 22 Şubat 1919’da emekliye ayılmıştır. 8 Makalede sözü edilen dönemde Mustafa Kemal Atatürk 3. Ordu’da görevli ve rütbesi de Erkân-ı Harp Kolağası idi.9

SONUÇ

Türk Milleti’nin önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk hakkında, yapılan biyografi çalışmalarının artması sevindirici bir gelişmedir. Bununla birlikte, bu tür incelemeler daha çok arşiv vesikalarına dayanmalı, çalışmalarda daha bir titizlik gösterilmelidir.

Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu

*

1 Kâzım Karabekir, “Hayatım”, Yay. Haz., Faruk Özerengin, İstanbul 1995, s. 9.
2 Sadi Borak, “Atatürk’ün Biyografisinde Yapılan Yanlışlıklar”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 1/1 Ankara 1984, s. 277-285.
3 K. K. Komutanlığı Arş., Mustafa Kemal Atatürk Dosyası.
4 Türk istiklâl Harbine Katılan Tümen ve Daha Üst Kademelerdeki Komutanların Biyografileri, Gnl. Krm. Bask. Yay., Ankara 1989, s. 1.
5 Sadi Borak, A.g.m.
6 A.g. arşiv, Mustafa Kemal Atatürk Dosyası.
7 Zekeriya Türkmen, “Mustafa Kemal (Atatürk) ‘in Yemen’e Tayini ve Bununla ilgili Belgeler”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, XI/32, Ankara 1995, s. 501-524.
8 K.K.Komutanlığı Arşivi, Mustafa Kemal 1319-26 Dosyası.
9 Mustafa Kemal, Cumalı Ordugâhı, Selanik 1909, s. 1.  

*

ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 38, Cilt: XIII, Temmuz 1997 [2]

 

Kaynak:

[1] HÜRRİYET GAZETESİ {http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16304164.asp?gid=373}

[2] atam.gov.tr {http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=665}

 

Bu haber 1,527 defa okundu.