En Sıcak Konular

AB İLERLEME RAPORU VE TÜRKİYE'YE KARŞI YUNANİSTAN -GKRY OYUNLARI

12 Kasım 2010 22:35 tsi
AB İLERLEME RAPORU VE TÜRKİYE'YE KARŞI YUNANİSTAN -GKRY OYUNLARI AB’nin Türkiye İlerleme Raporu, artık kesinlik kazandığı üzere ağırlıklı olarak Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın engelleriyle “olumsuz” damgası yemektedir.

2010 AB İlerleme Raporu ve Türkiye’ye Karşı Yunanistan - GKRY Oyunları

Avrupa Birliği (AB) 8 Kasım 2010’da Türkiye ile ilgili “İlerleme Raporu”nu yayınladı. Sonuç ise, aslında beklendiği ve yeni bir bahar için umutlanmayı gerektirecek şekilde çıktı. Üstelik 8 fasıl daha açılmadan kapandı. Bugüne kadar açılan fasıl sayısı 13, açılmadan kapatılan ise 19’dur. Acaba açılmadan kapatılan fasıllar nasıl geri açılacak? Bu sorunun cevabını şu anda Türkiye’de verebilecek hiçbir kişi ve kuruluş yok. Hatta AB’de bile…
 
AB’nin Türkiye İlerleme Raporu, artık kesinlik kazandığı üzere ağırlıklı olarak Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’ın engelleriyle “olumsuz” damgası yemektedir. AB, özellikle Kıbrıs konusunda Türkiye tarafından “gereken adımlar atılmadığı” gerekçesiyle 8 yeni faslı kapattı. Bu arada Türkiye’de özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Yargı’nın üzerine gidilmesi neredeyse alkışlanmaktadır. Hele de TSK’nin sırtına her vurulduğunda AB’den ödül gibi bir “Aferin!” daha alınmaktadır. Basın özgürlüğü, yargı ile ilgili hususlar, demokratikleşme vb hususlarda da eleştiriler yumak gibi sıralanmaktadır.
 
Bu yazıda, artık açıkça belirlendiği üzere, Kıbrıs (Rum kesimi) ve Yunanistan gibi iki AB üyesi ülkenin, Türkiye’nin AB yolundaki engellerinin sebepleri bir kez daha hatırlatılmaya çalışıldı. Zira 2010 AB İlerleme Raporu’nda ağırlıklı olarak, bu iki ülkenin Türkiye’den karşılanmayan istekleri üzerine yaptıkları itirazların ve engellerin izleri vardır.
 
AB İlerleme Raporunun Geçmesi İçin Türkiye’den Rum – Yunan Talepleri
 
GKRY ve Yunanistan’ın, Türkiye’nin AB üyeliği yolunda ilerleyebilmesi için şart koştuğu hususlar ayrı ayrı şöyle özetlenebilir:
 
GKRY’nin Türkiye’den İstekleri: Ancak, bu sorunun çözümünde Türkiye’ye gösterilmeye çalışılan yol, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Yunanistan’ın gönlünü yapmak! Yani; GKRY’nin istediği gibi Kıbrıs’ta iki devletli ve iki demokrasili sistemden vazgeçilecek. Adadaki Türklerin “azınlık” olduğu kabul edilerek 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmaları unutulacak. Adadaki Türklerin güvenliği için mevcut olan, ancak “işgal kuvveti” diye nitelendirdikleri Türk askeri (TSK) geri çekilecek. Adada “mağdur” olan Rumların tazminatları tıkır tıkır ödenecek. Adaya 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası yerleştirilen binlerce Türkiyeli göçmen geri çekilecek. Bunlara ilaveten GKRY gemilerine Türkiye’nin limanları, uçaklarına da havaalanları açılacak. Yetti mi? Elbette hayır! Kıbrıs’ın deniz sahalarıyla ilgili isteklerine de “Evet!” denilecek. Yani Kıbrıs civarında neredeyse Türkiye’nin hiçbir münhasır ekonomik bölgesi bulunmayacak!
 
Yunanistan’ın Türkiye’den Talepleri: Peki Yunanistan’ın istekleri nelerdir, onları kısaca şöyle sıralayabiliriz: Öncelikle Ege’deki ve Doğu Akdeniz’deki deniz sahalarının paylaşımında Yunan isteklerine “evet” denilmelidir. Yani Yunanistan, isterse karasularının genişliğini bu özel ve yarı kapalı denizde 12 mile kadar uzatabilecektir. Ya da hava sahasını karasuları sınırlarının da ötesinde, Milletlerarası Deniz Hukuku Sözleşmesi hilafına uzatmaya devam edecektir. Uçuş Malumat Bölgesi Hattı (FIR)’nı Türkiye ile deniz sınırı gibi kabul ettirmek isteyecektir. Bu hattın batısına geçen askeri uçaklardan uçuş bilgilerini verme mecburiyetini isteyecektir. FIR hattının batısında batan Türk tekneleri ve düşen uçak-helikopterlerinin arama kurtarma hakkını Türkiye’den mahrum edecektir. Kardak ve benzeri egemenliği tartışmalı kayalık-adacıkların mülkiyetini kendilerine bırakılmasını isteyecektir. Lozan Barış Antlaşması hilafına Anadolu’ya yakın adalarını silahlandırmayı sürdürecektir. Yani Ege’yi bir Yunan gölü haline getirip, uzun vadede Kıbrıs’taki Türk varlığını asimile edip (eriterek) yok edecektir. Böylece Yunan milli ülküsü “Megalı İdea”nın gereği olan iki önemli adım (Ege ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) atılacaktır...
 
Türkiye’nin AB’den Serbest Dolaşım Konusundaki Taleplerine Yunanistan-GKRY’nin Engelleri
 
Türkiye uzun biri süredir AB’den en azından işadamları ve tüccarlar için vize muafiyeti talep etmektedir. Zira 1995’te imzalan “Gümrük Birliği” anlaşması ile iki taraf birbirlerine gümrük indirimli satışları yapmaktadır. Bu maksatla AB üyesi ülkelerin tüccarları vizesiz ve elini kolunu sallaya sallaya Türkiye’ye gelirken, aynı işi AB ülkelerinde yapmak isteyen Türkler vize “Serbest Dolaşım Hakkı” olmadığı için bundan yararlanamamakta, ya da gecikerek yurtdışına gidebilmekte ve günümüz koşullarının en değerli unsuru “zaman” konusunda gecikmeler yaşamakta, bu gecikme de ekonomik ilişkilerini olumsuz etkilemekte, hem de diğer ülkelerde aynı işi yapanların karşısında haksız bir rekabetle mücadele etmeye zorlanmaktadır.
 
AB’de Türkiye’ye vize muafiyeti uygulanmasını savunan iki ülke ise son tarihler itibariyle sadece Yunanistan ve GKRY kalmıştır. Üstelik bunlardan “Kanka” Yorgo Papandreou’yu biri resmi olmak üzere, R. Tayyip Erdoğan bu yıl içerisinde iki kez ziyaret etti. Bu ziyaretin ilki Mayıs 2010 ayında ve “Stratejik İşbirliği” düzeyinde bir işbirliği düşüncesi ve beklentisi içerisinde, pek çok bakan ve işadamı ordusu ile birlikte yapıldı. Ama “Dağ fare bile doğurmadı!” Çünkü Yunan Başbakan Papandreou, “Yunan milli çıkarları kankalıktan daha önde gelir!” diyerek, anlayana tavsiye gibi bir davranış sergiledi. Ancak, acaba bu anlaşıldı mı, biraz şüphelidir.
 
Bu Yunanistan ki, son haftalarda Türkiye’nin “Kırmızı Kitabı” yani “Milli Güvenlik siyaset Belgesi”nde “tehdit” olmaktan çıkarılmış iken… Ama anlaşılıyor ki Papandreou ve Yunan milleti Türkiye’yi kendi “Kırmızı Kitapları”nda hala bir “Tehdit” gibi görmektedirler. Zaten iflah olmaz bir “Türk düşmanı” olan Yorgo’nun babası ve eski başbakanlardan Andreas Papandreou da Yunanistan’a “Tehdit doğudan geliyor!” diyerek, Türkiye’yi düşman gibi gösterir, hatta kışkırtırdı.
 
Hal yukarıda özetlenmiş gibi iken, Balkanlarda son iki ülke (Arnavutluk ve Kosova) da AB’ye vizesiz girmeye davet alırken, Türkiye’ye AB satırı gene inerken, bizim AB’den Sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, AB İlerleme Raporu’ndan son derece memnun ve mutlu olmuş ki, “Burnumuza AB üyeliğinin kokusu gelmeye başladı!”[1] dedi. Oysa bu kokunun farklı ve buruun deliklerini kıracak derecede fena olduğunu duyanlar da var
 
Sonuç
 
AB üyeliği yolunda 10-11 Aralık 1999’da AB Helsinki Zirvesi sırasında atılan olumlu adımların ardından, gelinen günde üyeliği getirecek hiçbir olumlu gelişme kaydedilemedi. Üstelik bu arada GKRY, “Kıbrıs Cumhuriyeti” adı altında tam üye oldu. Nisan 2004’teki “Annan Planı”na Kıbrıslı Türkler onay vermesine rağmen, söz verildiği halde Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyon kaldırılmadı. Doğrudan Ticaret Tüzüğü bile Avrupa Parlamentosu Hukuk Komisyonu’na yapılan Yunan-Rum baskılarıyla, kadük ve işlemez hale getirildi. Hatta “Oy birliği” yerine “Nitelikli oy çokluğu” prensibini getiren AB’nin !Lizbon Anlaşması” da Türklere karşı uygulanmadı. Tüm bu engellerin arkasında, Türkiye’nin üyeliğine engel çıkartan Yunanistan ve GKRY var. Üstelik bizim Ege’deki “Casus Belli”yi bir kenara bıraktığımız, kendileri bizi “Tehdit” diye algılarken kucak açıp “Kırmızı Kitap”tan tehdit algılamasından çıkardığımız Yunanistan yapmaktadır. Acaba Yunanistan’ın dostluğunun “ver kurtul!” politikasıyla sağlanacağına mı inanılmaktadır? Eğer böyle ise daha çok beklenir. Zira, sokaktakinden Cumhurbaşkanına kadar her Yunanlı’nın omurgasına yazılan bir söylem (hatta ilke) vardır: Megali Idea. Yani Yunan Milli Ülküsü. Yani, Ege, Kıbrıs, Adana-Kayseri-Amasya-Samsun-Karadeniz hattının batısındaki Türk topraklarını Yunan ülkesi yapmayı hedefleyen ülkü. Bunu bile verseniz, yeni bir hedef çıkartacaklardır!

 

Doç. Dr. Celalettin Yavuz- TÜRKSAM Başkan Yardımcısı*

***

[1] “Bağış: Burnumuza, AB Üyeliği Kokusu Gelmeye Başladı”, 09.11.2010, {http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1050919&title=bagis-burnumuza-ab-uyeligi-kokusu-gelmeye-basladi} 

 

*Kaynak: turksam.org/tr {http://www.turksam.org/tr/a2247.html}



Bu haber 789 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,944 µs