BU SAVAŞA ANALARI KATMAYIN!

4 Kasım 2010 10:57 tsi
Ne adına olursa olsun, ne amaçla olursa olsun bir insana, “sen ananı satarsın!” demek bütün ahlak ve terbiye literatürünü yerle bir eden iğrenç bir ifadedir.

Bu savaşa anaları katmayın!  

Oktay Ekşi, kalemine, tecrübesine, kariyerine yakışmayan bir yazı kaleme aldı. Başbakan Erdoğan’a “bunlar analarını da satarlar!” diye çok ağır bir ifade kullandı.
Sonuçta özür diledi, Hürriyet gazetesinden istifa etti ama ortalık hala durulmadı.
Ne demek “anasını satar!”
Bir insanın, bırakın başbakan olmasını sıradan, düz, pespaye bir insanın bile böyle bir hakarete maruz kalması karşısındaki tepkisi ne olur?
Ne der?
“Eyvallah, haklısın!” mı der?
Yoksa en ağır tepkiyi mi gösterir?
Başbakanın “biz bu zihniyetle savaşırız!” demesine yerden göğe kadar katılıyorum. 8 yıldan beri aralıksız eleştirdiğim, en sert ifadeleri kullandığım Erdoğan’a “ilk kez” haklıdır diyorum.
Ne adına olursa olsun, ne amaçla olursa olsun bir insana, “sen ananı satarsın!” demek bütün ahlak ve terbiye literatürünü yerle bir eden iğrenç bir ifadedir.
Bunu yazan bir de kendi anası için böyle ifadeye maruz kalsa ne der?
Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan 80 yaşına merdiven dayamış bir yaşlı kadın.
Bu ülkeyi harap edenlerle uğraşacağız diye “bu savaşla” alakası olmayan yaşlı bir kadın için böylesi ağır bir ifade kullanmak bu zihniyetle “savaşı” meşru hale getirir.
Günlerden beri Oktay Ekşi’ye destek veren onu haklı göstermeye çalışan yazı ve yorumlar dolaşıyor gazetelerde, internet sitelerinde.
“Aman Allahım” diyorum  “biz böylesine temel hasletlerini, hafızasını yitirmiş bir toplum mu olacaktık?”
Neler yazılıyor, neler:
“ Erdoğan da “ananı al da git demedi mi?”
“Oktay Ekşi’nin cümlesinde ne var? Bunlar ülkeyi satmadılar mı?
“ Babalar gibi satarım diyenler bu hükümetin bakanı değil mi?”
Ayıptır, günahtır, edepsizliktir bu yapılanlar.
Bu ülkenin madenleri, toprakları, enerji kaynakları, KİT’leri, barajları, otoyolları bir bir satılırken, bu ülkenin tarımı, hayvancılığı yok edilirken, bu ülkede Kurban Bayramında 1000 yıldan beri ilk kez kurbanlık hayvan kıtlığı çekilirken, bu ülkede “Ey Amerika bizi kullanmaya devam et!” diye yalvaran siyasetçiler peydahlanmışken, bu ülkenin dış borcu 8 yılda Cumhuriyet döneminin bütün borcu kadar artmışken, bu ülkede kredi kartı borcunu ödemek için insanlar böbreklerini satma noktasına gelmişken, bu ülkede “iktidara gelmek için papaz cüppesi bile giyerim” diyen siyasetçiler türemişken, bu ülkede “din de ekonomi de siyaset de” çürük politikacıların kucağında alabildiğine çürümüşken sen kalk yaza yaza “ananı da satarsın!” de.
Biz de sana  “yuh!” deriz.
Hasmımızın anasına bile böyle laf edersen yuh deriz.
Bu savaşa anaları katmayın beyler.
Bu savaşa katılacak binlerce parametre varken 80 yaşında evinde muhtemelen tespih çeken bir yaşlı kadını “en çirkin kelimelerle” bu işe sokmayın.
Değil başbakanın annesi en büyük düşmanınızın annesi de olsa bu hatayı yapmayın, bu hatayı yapanların seviyesine düşmeyin.
O analar bir gün gelir lazım olur.
Yukarıdaki yazı başbakana sahip çıkmak için yazılmadı.
Bizi okuyanlar, dinleyenler Erdoğan’ı nasıl en ağır ifadelerle eleştirdiğimi bilir.
Böyle de devam edecek.
Bir ay sonra çıkacak yeni kitabımda bunun pek çok örneğini göreceksiniz.
Başbakana saldıracağım diye analara saldırmaya kalkanlaradır benim tepkim.
Her kim olursalar olsunlar.

Muharrem Bayraktar-Yeni Mesaj*

"Anneleri Siyasete Alet Ederseniz Böyle Tökezlersiniz!" Mir Haber'in Yorumu için,

 

 

 

*Kaynak: YENİ MESAJ GAZETESİ {http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=10004167&tarih=2010-11-04}

Bu haber 727 defa okundu.