En Sıcak Konular

HES'LER KURULDU SULAR (BOŞA!) AKMIYOR

3 Kasım 2010 16:56 tsi
HES'LER KURULDU SULAR (BOŞA!) AKMIYOR Elektrik üretiminden elde edilen karlar doğadan aldıkları hayatları, sebep oldukları tahribatı geri getiremez. HES’lerin zararları gözle görünmeye başlayınca Karadeniz halkı haklı olarak sesini yükseltmeye başlamıştır.

HES’ler Kuruldu Sular (Boşa !) Akmıyor. 

Su kullanım hakkı anlaşmasına ilişkin yönetmelik 26 Haziran 2003’de yayınlanmış ve hidroelektrik güce dayalı projeler özel sektör başvurusuna açılmıştır.

Şu ana kadar kamu tarafından planlanan 2000’e yakın proje var. 1507’sine müracaat edilmiş ve 684 projeye üretim lisansı verilmiş. Planlanan 2000 projenin 419 tanesi Doğu Karadeniz Bölgesinde.  Şu anda Trabzon için 122 proje izni alınmış ve farklı uygulama aşamasındalar (ön rapor, fizibilite, su kullanım anlaşması yapmış, inşaata başlamış, inşaatı bitmiş, işletme aşamasında). 

Kurulması planlanan Nehir Tipi HES (Hidroelektrik santralı) projelerinin toplam kurulu gücü 25.000 MW olup yıllık üretimleri yaklaşık 125.000 GWh olması beklenmektedir. Bunun anlamı 2008 yılında Türkiye’nin tükettiği toplam enerjinin % 60’ının bu projelerle üretilebileceğidir. Fakat yıllık enerji tüketimi tahminleri doğrultusunda 2023 yılında tamamlanacak projelerin o günkü ihtiyacın sadece % 5’ine karşılık gelebileceğini de belirtmek gerekir.

HES’ler yenilenebilir alternatif enerji kaynağı kabul edilmektedir. Yani çevreyle uyumlu bir enerji üretim alternatifi deniliyor. Türkiye elektrik enerjisinin büyük bir kısmını dışarıdan aldığı doğalgazı kullanan çevrim santralleriyle elde ediyor. Akarsularımızın önüne setler çekerek (suları boşa  (!) akıtmayarak) hem dışa bağımlılığı azaltma, hem de çevreyle uyumlu enerji üretme potansiyeli yakalamak mümkün.

Ama gelinen noktada büyük sorunlar-tartışmalar yaşanıyor. HES’lerle ilgili en büyük sorun bırakılacak “can suyu” konusudur. Can suyu derelerdeki doğal hayatın devamını sağlayacak asgari su miktarıdır. Can suyu yoksa doğal hayat yok, ekolojik denge yerle bir, biyolojik çeşitlilik hayal. Yani dünyada eşi benzeri bulunmayan doğal güzellikleri, endemik bitki örtüsü ve jeolojik yapısı, fauna ve florası ile bütünleşik bir yapıda; tarihi ve coğrafi konumu gereği dünya genelinde koruma öncelikli 200 alan arasında yer alan bölgemizin zenginliğini elektrik enerjisi üretme heyecanıyla yok etme riski söz konusu.
Yönetmeliğe göre barajlardan bırakılması gereken can suyu 10 yıllık ortalama akımın asgari % 10’u.  Her dere yatağının doğal dengesini koruması  için bırakılması gereken asgari su miktarı ayrı ayrı hesaplanmalıdır.  Daha şimdiden üretime geçen bazı HES’lerin asgari bırakması gereken % 10 oranındaki “can suyunu” bile bırakmadıkları, mahkeme kararlarının üretimi durdurma kararı aldığı  örneklere rastlanmaktadır.

Uygulamada inşaat ve işletmecilik aşamalarında uyulması gereken kuralları ve denetim mekanizmalarını tam ve doğru belirlenmemiş. Proje uygulama esaslarında yöre halkının ve doğal yaşamın su ihtiyacı görmezden gelinmiş.

Daha fazla para kazanma hırsı (bir HES projesi ortalama 5 yılda kendini amorti etme karlılığına-cazibesine sahiptir) canlılara hayat hakkı vermenin önüne geçebilmektedir. Elektrik üretiminden elde edilen karlar doğadan aldıkları hayatları, neden oldukları tahribatı  geri getiremez. HES’lerin zararları gözle görünmeye başlayınca Karadeniz halkı haklı olarak sesini yükseltmeye başlamıştır. Bu sınırlı-dağınık tepkiler havaların daha da bozmasıyla(!) birleştiğinde bütün HES’leri, sahipleri ve destekçileriyle, selin önüne katar, yerle bir eder.

Burada sorun devletten, başta EPDK olmak üzere, ilgili kurumlarının denetim işlevinin kapsam ve uygulama yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. DSİ’nin dere yataklarını aşırı yoğunlukta projelendirdiği, çevresel etkileri, bölgede yaşayan insanların ve canlıların suyla ilgili etkileşimini gerçekçi olarak dikkate almamıştır.

Bölgesel tepki sele dönüşmeden insan hayatına, doğal çevreye zarar vermeyecek, bölge insanından onay alacak projelerin hayata geçirilmesi gerekir.

Yine,  acil olarak projeden etkilenen yerleşim yerlerindeki belediyelere (köylere) HES gelirlerinden belirli bir pay verilmesinin yasal altyapısı hazırlanmalıdır. Dışsal maliyete katlanan bölge insanı nimetlerden de faydalandırılmalıdır.   

 

Prof.Dr. Ahmet ULUSOY-Önce Vatan Gazetesi

 

Kaynak. ÖNCEVATAN GAZETESİ {http://www.oncevatan.com.tr/Yazar.asp?id=26}



Bu haber 890 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,149 µs