En Sıcak Konular

KILIÇDAROĞLU KASETİN İKİNCİ KURBANI OLMASIN!

25 Ekim 2010 15:58 tsi
KILIÇDAROĞLU KASETİN İKİNCİ KURBANI OLMASIN! Kılıçdaroğlu “Baykalcı vesayet”e meydan okursa kısırdöngü kırılacak. Tersi durumda CHP Genel Başkanı liderlikten vazgeçmiş, dolayısıyla kendisini kasetin ikinci kurbanı yapmış olacak.

Kılıçdaroğlu, kasetin ikinci kurbanı olmasın

Kim diyorsa haklı tabii, Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına bir parti içi muhalefet mücadelesini kazanarak gelmedi. Ne de Kılıçdaroğlu, örgütten yükselen bir ideolojik değişim hareketinin sözcüsü olarak tırmandı genel başkanlığa...
O kaset skandalı Baykal’ı koltuğunu terke zorladığı için, yani “anormal bir durum”un neticesinde partinin genel başkanı oldu Kılıçdaroğlu...
Şimdi bu durumu, Kılıçdaroğlu’nu “Baykalcı vesayet” hizasına getirip partideki değişim çabasını akamete uğratmak için kullanan tutucu CHP’lilere sormak gerekiyor: Partinizde ne normaldi ki Baykal’ın gidişi normal olsun?
Baykal’ın gitmesine, ancak demokratik değişim dışında herhangi bir şey neden olabilirdi... Ya bu video skandalı gibi bir anormallik, ya sağlık sorunları veya bir dış faktör...
Kılıçdaroğlu’nun referandumdan önce halktan aldığı büyük destek Ecevit’ten bu yana soldaki hiçbir lidere nasip olmamıştı. Buna bir de Avrupa solunun sempatisini ekleyin... Bu iki parti dışı faktör Kılıçdaroğlu’nu Baykal’ın olağandışı biçimde gidişinin gölgesi altında kalmaktan kurtarmıştır.
Gerçi 12 Eylül referandumundan sonra artık “Kılıçdaroğlu’nu kurtarmıştır” yerine, fiili “miş’li geçmiş zamanın hikâyesi”nde kullanıp “kurtarmıştı” mı demek lazım, kuşkuluyum. Çünkü şimdi CHP’deki statükocu sergerdeler Kılıçdaroğlu’nun başlattığı değişim çabasının meşruiyetini tartışmaya açmış bulunuyorlar.
Bunu yaparken, “yüzde 58”i siyasi cephane olarak kullanıyorlar. Sanki yüksek “evet” oyunun vebali Kılıçdaroğlu’na aitmiş gibi... Oysa “yüzde 58”e yol açan ana faktör Kılıçdaroğlu’nun performansı değil, MHP’nin seçmen tabanını “hayır” vermeye ikna edememiş olmasıdır.
Bu sergerdelerin güç aldıkları ikinci durum da AKP’nin referanduma müteakiben, sırf CHP’yi çözüme ortaklaştırmamak için üniversitelerdeki tesettür yasağını fiilen kaldırıp, tartışmayı “kamusal”ın diğer alanlarına yayma teşebbüsüdür. AKP burada bir taraftan “domuzdan kıl koparmanın” hesabını yapıyor, diğer taraftan CHP’yi “türban şoku”na sokup “kendi içine kapatma” gayesini güdüyor ki bu ikincisinde başarısız olduğu da söylenemez.
AKP 2007 Temmuz seçimleri sonucunda çok güçlendikten sonra ilk iş olarak tesettür yasağına el atmıştı; 12 Eylül referandumundan da meşruiyetini artırarak çıkınca aynısını yaptı.
Üstelik artık AKP’nin önüne ne ordu ne de yüksek yargı dikiliyor.
İktidarın tesettürle ilgili ataklarını, Kılıçdaroğlu’nun referandumdan önce “Türbanı biz çözeriz” demiş olmasının sonucuymuş gibi takdim etmek, yutulacak bir kurnazlık değildir.
Bu arada, Kılıçdaroğlu CHP’sinin türbanı nasıl çözeceğine dair etraflı bir uzman görüşü, bir fikri altyapısı olsaydı “Türbanı biz çözeriz” sözü AKP ve CHP’deki fırsatçılar tarafından böyle sağ sola çekilmezdi; bunu da vurgulamak gerek.
Şimdi CHP’deki statüko muhafızları, ulusalcı köşeyazarlarının da desteğiyle, Kılıçdaroğlu’nu “Baykalcı vesayet”in kafesine tıkmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kılıçdaroğlu CHP’yi modern ve özgürlükçü bir sosyal demokrat partiye dönüştürmesin, gerçek manada bir lider olmasın ama Baykal’ın vesayeti altında, onun örgüt anlayışı ve politikalarının hem sözcüsü hem de icraatçısı olsun... İstedikleri budur.
Çünkü CHP’de değişim başarılı olursa büyük ihtimalle silinecekler, başarılı olmazsa koltuklarını koruyacaklar.
CHP’deki “ret cephesi” sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, partide değişimi ve yenilenmeyi temsil eden ve bu amaçla sesini yükselten kim çıkarsa aşağı çekmeye çalışıyor. İşte Parti Meclisi’nin yeni üyesi Enver Aysever’e, 3 Ekim tarihli Akşam’da yayımlanan söyleşisinde Baykal CHP’sinin milliyetçiliğini sorguladı diye yapılan siyasi linç girişimi ortada.
Kılıçdaroğlu’nun dört gün sonra vesayetçilikle bir imtihanı var. 29 Ekim Resepsiyonu’na katılmaz ise “Baykalcı vesayet” karşısında ürkek ve kararsız olduğunu anlayacağız. Katılırsa kendisini liderliğe taşıyacak dirayete sahip olduğunu gösterecek.
Baykal’ın vesayetçi iddiası demokratik yollardan değil, kasetle gittiği için sürebiliyor. Kılıçdaroğlu “Baykalcı vesayet”e meydan okursa kısırdöngü kırılacak. Tersi durumda CHP Genel Başkanı liderlikten vazgeçmiş, dolayısıyla kendisini kasetin ikinci kurbanı yapmış olacak.

Kadri Gürsel-Milliyet

 

Kaynak: MİLLİYET GAZETESİ {http://www.milliyet.com.tr/kilicdaroglu-kasetin-ikinci-kurbani-olmasin/kadri-gursel/dunya/yazardetay/25.10.2010/1305738/default.htm}



Bu haber 732 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,770 µs