ERBAKAN'IN AİLE ''SAADET''İ

18 Ekim 2010 10:50 tsi
Erbakan 84 yaşında partisinin yeniden başına geçti.Bu kez oğlu, kızı, damadı ve damadının ağabeyi de yönetime girdi.

Aile boyu Saadet

Erbakan 84 yaşında partisinin yeniden başına geçti

Bu kez oğlunu, kızını, damadını ve damadının ağabeyini de yönetime aldı.. Gözyaşları içinde ‘Partimize kavuştuk, Elhamdülillah’ dedi

Necmettin Erbakan, Saadet Partisi’nin dünkü olağanüstü kongresine saatler kala aday olmayacağını açıkladı. Ancak delegeler ‘Hoca’yı genel başkanlığa aday gösterdi. Ve Erbakan, tek aday olarak girdiği seçimde 684 oyla genel başkan seçildi. Böylece 1969 yılında girdiği siyaset arenasına, kısa bir aranın ardından yeniden dönüş yaptı

Son zamanlarda sancılı süreçlerden geçen, 11 Temmuz’daki olağanüstü kongreden sonra kayyuma devredilen Saadet Partisi’nde dün yine Erbakanlı bir dönem başladı. Olağanüstü büyük kongre yapan partinin genel başkanlığına kimin aday olacağı son ana kadar belli değildi. Necmettin Erbakan da aday olmayacağını açıklamıştı. İşte kongre bu belirsiz havada başladı...

Delegeler aday gösterdi

Ankara’daki Atatürk Kapalı Spor Salonu, kongre için hınca hınç dolmuştu. ‘İnadına Erbakan’, ‘Şuurlandık, çelikleştik, geliyoruz’ pankartları açılmış, partililer başlarına ‘Mücahit Erbakan’ bantları takmıştı. Özel bir platformla sahnenin altından kürsüye yükselen Necmettin Erbakan’ın konuşması büyük coşku yarattı. Sık sık sloganlarla kesilen konuşmanın ardından da beklenen açıklama geldi. Erbakan aday olmayacağını açıklamasına rağmen 88 delege Yeşil Liste ile Necmettin Erbakan’ı genel başkanlığa aday gösterdi. Kongre Çağrı Heyeti Başkanı Mustafa Kamalak, Divan Başkanlığı için kendisine gelen önergeyi oyladı. Bu oylama sonucu Divan Başkanlığı’na Yasin Hatipoğlu getirildi. Parti tüzüğü ve programında yapılan değişikliklerin oylanmasının ardından genel başkanlık için tek bir liste verildiğini belirten Hatipoğlu, Erbakan’ın “Yeşil Liste”siyle birlikte aday gösterildiğini açıkladı.
3 oy geçersiz sayıldı

Bu sözlerin üzerine salonda büyük bir alkış koptu. “Mücahit Erbakan”, “Başbakan Erbakan” ve “İnadına Erbakan” sloganları çınladı. Kongrede, 1250 delegenin oy kullanması gerekirken ve Kurtulmuş ve beraberinde bazı delegelerin istifa etmesine rağmen “Kongre çoğunluk sayısının” bulunması dolayısıyla oy verme işlemi başladı.Erbakan, tek aday olarak girdiği genel başkanlık seçiminde oy kullanan 687 delegeden 684’ünün oyuyla genel başkanlığa seçildi. 3 ise oy geçersiz sayıldı.

GÖZYAŞLARIYLA TEŞEKKÜR ETTİ

84 yaşında, 5’inci kez genel başkanlığa seçilen Erbakan, delegelere hitaben teşekkür konuşması yaptı. İşte Hoca’nın gözyaşları içinde yaptığı konuşmadan satır başları:

MİLLİ NİZAM GİBİ: 41 sene evvel Milli Nizam kongresindeki aynı aşkı, aynı şevki, aynı parlaklığı bir kere daha yaşamış olduk. Allah’a sonsuz şükürler ediyorum. Kendi partimize kavuştuk. Elhamdülillah. Allah’a sonsuz şükür ediyorum.
BİZDE VAZİFE İSTENMEZ, VERİLİR: Bizde vazife istenmez verilir. Bu vazifenin teklifini hazırlayan arkadaşlar çok iyi bilirler, tek kelime kendilerine bir şey söylenmemiştir. Hür iradeleri ile kalplerindekini ortaya koymak suretiyle kendileri karar vermişlerdir. Allah yüz aklığı versin, bu vazifeye layık olmayı nasip etsin.
5 HAMLE: Bana partimizi derle toparla ve 5 hamleyi yap diyorsunuz. Bunlar; şuurlanma, çelikleşme, görevlerimizi yapmamız, milli görüş kuruluşlarını tamamlamamız, önümüzdeki seçimin heyecanını azami derecede hissederek canla başla çalışmamızı sağlamak. Allah sizlerin de gayretlerinizle bunları gerçekleştirmeyi nasip etsin? İkincisi ’bizi iktidara taşıyacaksınız’ diyorsunuz. Bunu siz bütün insanlığın saadeti için söylüyorsunuz. ‘Hocam ne yap yap, SP’yi iktidara getir’ diyorsunuz.

KONUŞMASINDA AK PARTİ’YE YÜKLENDİ

İçi saman dolu kuşla gerçek kuş bir olur mu!

Erbakan, genel başkan adaylığı henüz açıklanmadan önce kongrenin açılışında yaptığı konuşmada AK Parti’ye ve ‘Tayyip’ ismiyle hitap ettiği Erdoğan’a yüklendi...

ASLI VARKEN DİĞERLERİNİ GETİRDİLER: Emperyalizm, daha önce AK Parti’ye “Sen şeriatçısın” diyerek izin vermezken, Saadet Partisi’nin yükselişinin ardından onlara çalıştı. AKP nedir, Saadet Partisi nedir onu anlatacağız, bu zihniyet daha önce Demirel’i getirdi onu kullandı. Daha sonra bizim evladımız Özal’ı getirdi, sonra Tayyip’i. Aslı varken diğerlerini getiriyor. Hiç saman dolu kuşla gerçek kuş bir olabilir mi? Saman dolu kuşlarla bunları kandırıyorlar. Oku sandıktan çıkardık, 9 ay sonra iktidar olacağız.

ÜÇÜNCÜ ŞAHLANIŞ: Milli Görüş’ün yok olduğunu söyleyen zihniyet, şunu iyi bilsin ki, daha önce Türkiye’nin en büyük partisi olduk. Birinci şahlanış, ikinci şahlanış ve bugün üçüncü şahlanışın adımını atıyoruz.

KEŞKE HİZMET ETSE BİZ DE ALKIŞLASAK: Suudi Arabistan Kralı, Tayyip’e İslam nişanı takıyor. Keşke Tayyip hizmet etse de biz de alkışlasak.

OKŞAYARAK YUTMA: Bunlar okşayarak yutma projesidir. Bizi AB’ye almayarak okşaya okşaya yutuyorlar. Tarihin en şerefli milletini zincirle AB’nin kapısına bağlamışlar, bunlar hangi milletin çocuğu? Milli Görüş boşu boşuna çıkmamıştır... (VATAN ANKARA) [1] 

Bölünerek çelikleşmek mümkün mü?

Ankara’daki Atatürk Kapalı Spor Salonu’ndan girerken karşıda Necmettin Erbakan’ın birazdan konuşacağı dev kürsüdeki “Çelikleştik” yazısı dikkati çekiyor. “Bölünerek çelikleşmek mümkün mü?” sorusu da doğal olarak bunu takip ediyor. İçeride Milli Görüş geleneğinin hiç bozulmadığını, zamana nasıl direndiğini görerek ilerliyorsunuz. Haremlik-selamlık uygulaması, renkli kıyafetler, teknolojiyle buluşmuş, dijital fotoğraf makineleriyle çalışan takkeli, şalvarlı SP’liler, görmeye alışık olunan manzaralardan. Hiç değişmeyen manzaralardan biri de protokolde yerini alan ‘AK saçlılar’. Hepsi kısa süre önce Numan Kurtulmuş ve ekibiyle girdikleri mücadeleden ‘alınlarının akıyla’ çıkıp partiyi kaptırmamanın gururunu yaşıyor. Buradaki geleneği bozan tek isim ise Fatih Erbakan. Oğul Erbakan kurmaylarla protokolü paylaşıyor.

Günün sürpriz adayı!

“Efsane Başbakan, mücahit Erbakan” sloganları ile salon inlerken, ilk dedikodu duyuluyor: “Genel Başkan adayı Necmettin Erbakan!” İşte buna şaşırmamak mümkün değil. “Mete Gündoğan’ın, Mustafa Kamalak’ın adı geçiyordu” desem de kulisi verenler çok ısrarlı. Yine de 84 yaşındaki hocanın partinin başına geçmesi nedense -Türk siyasetinde olamaz diye bir şeyin olamayacağını bilmiyormuş gibi- bana biraz uzak geliyor. Mete Gündoğan ismine Oğuzhan Asiltürk’ün karşı çıktığı, Kamalak ismi üzerinde anlaşmaya varılamadığı ve bunun üzerine Erbakan’ın ‘Yeniden’ dediği kulaktan kulağa duyuluyor. Türkiye Partisi Abdüllatif Şener’e teklif götürüldüğü, ama onun da ikna olmadığı da konuşuluyor. İşin daha da ilginci delege son ana kadar kime oy vereceğini, genel başkanın ismini bile bilmiyor! Sadece işaret bekliyor.

Kürsüye ‘star’ gibi çıktı

Tam bu sırada kürsünün ortasından Erbakan beliriyor. Aşağıya kurulan asansör sistemi sayesinde Hoca konuşacağı masanın hemen arkasından aniden ve “pop starı” gibi, koltuğunun üzerinde yukarı yükseliyor. Kollarına girenler salondaki kalabalığı selamlaması için için ayağa kaldırıyorlar. Konfetiler atılıyor, salona büyük bir coşku egemen oluyor. İstiklal Marşına havadaki baş parmaklarla eşlik ediliyor. Erbakan bu ülkenin yetiştirdiği tartışmasız en iyi hatiplerden biri. O kürsüye çıkmadan önce 1978’de yaptığı bir konuşmayı küçük Abdülselam’ın, parmağını tıpkı Erbakan gibi sallayarak tekrar okuması Milli Görüşçüler’in gönlünü fethediyor. Konuşmasında Erbakan yine “Siyonizme” yükleniyor, iktidardaki eski günleri anlatıyor, SP’nin yolunu kesmek isteyen ‘Herkes’i açıklıyor.

‘Dönüm noktası’ başladı

“9 ay sonra iktidarız” sözleri salondan büyük yankı buluyor... Numan Kurtulmuş, aslında biraz da Erbakan’a rağmen genel başkanlığı sürdürmeyi başarmıştı. Milli Görüş’ün değişime direnen “Tavanı” bugün yine orada. Ama “Budananlar” içinde Erbakan’ın değişmek, ilerlemek isteyen kurmaylarının da bir bölümü bulunuyor. Erdoğan ve Gül ile bile ayrılmayan bu isimler yıllar sonra ilk defa o salonda, Erbakan’la birlikte değiller. SP’de gerçekten Erbakan’ın da dediği “Dönüm noktası” başlamış görünüyor. Bir önceki kongrede Kurtulmuş’un getirdiği farklı renklerin, yüzlerin, söylemin de artık o salonda olmadığı anlaşılıyor. Anlaşılan bir diğer şey Milli Görüş değişime direnerek, yavaş yavaş küçülerek de olsa Erbakan’a gönül verenlerle yolun sonuna kadar devam edeceği.Tıka basa salonda açılan bir pankart ise oldukça enteresan: “Savunan Adam!”

41 yıldır siyasette

29 Ekim 1926’da Sinop’ta doğan Necmettin Erbakan, 1969 seçimlerinde Konya’dan bağımsız olarak adaylığını koydu ve seçilerek TBMM’ye girdi. 24 Ocak 1970’de Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurdu. Parti, Nisan 1971’de kapatıldı. 11 Ekim 1972’de kurulan Milli Selamet Partisi (MSP) ise Erbakan başkanlığında girdiği 1973 seçimlerinde 51 parlamenterle TBMM’ye girdi. 41 yıl boyunca defalarca siyasi yasak alan Erbakan, dün yapılan kongreyle aktif siyasete yeniden girdi. (Deniz GÜÇER / VATAN ANKARA) [2]

‘Aile Saadet’i!

SP yönetiminde, Erbakan’ın oğlu Fatih, kızı Elif’in yanı sıra damadı Mehmet Altınöz ile ağabeyi Orhan Altınöz de yer aldı
Saadet Partisi’nde 11 Temmuz olağanüstü kongresiyle başlayan fırtına Necmettin Erbakan’ın sürpriz adaylığı ve genel başkan seçilmesiyle noktalandı. SP’de tartışmalı yönetime Erbakan’ın kızı, oğlu ve damadı tekrar girerken, eski Başbakan’ın kurmaylarından bazı isimlerin akrabaları da yeni dönemde görev aldı. Eski Genel Başkan Numan Kurtulmuş tarafından bir önceki kongrede liste dışı bırakılan Erbakan’ın çocukları; Fatih ile Elif Erbakan Altınöz GİK’e, damadı Mehmet Altınöz ise YDK listesine girdi.

Asiltürkler de ailece...

Erbakan’ın Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliği adayları arasında ilginç isimler de yer aldı. Listede Oğuzhan Asiltürk’ün yeğeni Celal Asiltürk, bir dönem RP partisinin genel başkanlığını da üstlenen, eski milletvekili Ahmet Tekdal ve kızı Ayşenur Tekdal da yer aldı. Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz de Yüksek Disiplin Kurulu üyesi olarak bu defa parti yönetimine girmeyi başardı.
Kurtulmuş’u istifa ettiren liste geçti
11 Temmuz’daki kongrede Numan Kurtulmuş, genel başkan seçilmişti. Erbakan’ın başta oğlu ve kızı ile “ak saçlılar”ın, parti yönetimine alınmamasının ardından Erbakan yanlıları ise kongrede usulsüzlük yapıldığını savundu. Temmuz’da da Oğuzhan Asiltürk’ün şikayeti üzerine dava açıldı ve kongrede usulsüzlük yapıldığı için SP’nin mevcut yönetiminin de bu yüzde hukuken geçerli olmadığı iddia edilerek partinin davalar sonuçlanana kadar kayyuma devredilmesine karar verildi. Bunun üzerine Kurtulmuş ve ekibi partiyi terk etti... [3]

Cumhurbaşkanı affetti

Erbakan, 1980’de darbe yönetiminde konulan siyasi yasağın 1987’deki referandumla kaldırılmasından sonra ilk olarak Anayasa Mahkemesi’nin Refah Partisi kapatma davası sonunda verdiği kararla yasaklı hale geldi. Erbakan’a, beyan ve eylemleriyle partisinin kapatılmasına neden olduğu için AYM kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren 5 yıl süreyle siyasi yasak getirildi. Erbakan, 1998’de başlayan bu yasağın kalktığını görmeden bu defa Kayıp Trilyon davasında “sahtecilik” suçundan aldığı 2 yıl 4 ay hapis cezası nedeniyle Siyasi Partiler Kanunu’ndaki sahtecilik suçundan mahkum olanların partilere üye olamayacaklarına ilişkin düzenleme nedeniyle yasaklı duruma düştü.

Ev hapsine çarptırıldı

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkumiyet kararı Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından onanınca Erbakan’ın önündeki tek yol, karar düzeltme başvurusunda bulunmaktı. Ama bu başvuru 29 Aralık 2003’te Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca reddedildi ve Erbakan için yeni bir siyasi yasak dönemi başladı. Erbakan hapse girmekten önce 4 doktor raporu ve onun için özel getirilen ev hapsiyle kurtuldu.

‘Sürekli hastalık’ denmişti

Erbakan, 2 ay 23 gün ev hapsi cezası çektikten sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından cezası “sürekli hastalık” nedeniyle cezası kaldırılınca serbest kalmıştı. Gül cezasını kaldırmasaydı 8 ay 9 gün daha “ev hapsi” cezası çekecekti. Erbakan’ın cezasının kaldırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı’ndan 19 Ağustos 2008’de yapılan açıklamada şöyle denilmişti: “Hastanelerce sürekli hastalıkları belirlenen ve bunlara ilişkin raporları AdlÓ Tıp Kurumu 3’üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından değerlendirilerek muayenesi yapılan Necmettin Erbakan’ın sağlık durumunun mahkûmiyetinin devam etmesine izin vermediği yolunda anılan Kurulca Rapor düzenlenmesi ve dosyanın Adalet Bakanlığınca 15/08/2008 tarihinde Cumhurbaşkanlığına intikal ettirilmesi üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız, Adli Tıp Raporunda ifade edilen durumun Anayasanın 104’üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde sözü edilen “sürekli hastalık” kapsamında olduğunu dikkate alarak, ilgilinin kalan hapis cezasını, söz konusu madde uyarınca kaldırmışlardır.”

Mahkemeden karar aldı

Erbakan, geçen yıl Mart ayında da Adli Sicil Kanunu’nan getirdiği imkandan faydalanarak Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvururak yasaklanmış (memnu) hakların iadesi kararı aldı. Erbakan’a yeniden siyaset yolunu açan Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde “Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukÓ nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir” hükmü yer alıyor. Erbakan’ın cezası da 2003 yılında kesinleştiği için 2008 yılında bu süre dolmuştu. [4]

 

 

Kaynak: GAZETEVATAN

[1].http://haber.gazetevatan.com/aile-boyu-saadet/335183/9/Siyaset

[2].http://haber.gazetevatan.com/Haber/335284/1/Gundem

[3].http://haber.gazetevatan.com/Haber/335287/1/Gundem

[4].http://haber.gazetevatan.com/Haber/335286/1/Gundem

Bu haber 1,374 defa okundu.