KILIÇDAROĞLU BAŞBAKAN'A SESLENDİ: ''O YAZIŞMALARI AÇIKLA''

12 Ekim 2010 22:28 tsi
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan, Adalet Bakanı ile HSYK arasındaki yazışmaları açıklamasını isteyerek, “Eğer yüreği, cesareti, topluma saygısı varsa, o yazışmaları kamuoyuna açıklar” dedi

Erdoğan'ın HSYK çıkışına yanıt verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup konuşmasında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’dan, Adalet Bakanı ile HSYK arasındaki yazışmaları açıklamasını isteyerek, “Eğer yüreği, cesareti, topluma saygısı varsa, o yazışmaları kamuoyuna açıklar” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün partisinin TBMM Grup konuşmasında yaptığı konuşmada gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasındaki değerlendirmeleri şöyle:

* BAŞBAKAN’A YAKIŞIYOR MU?: Türkiye’de yargının kalbinin neden durduğu, HSYK üyelerinin neden istifa ettiğinin sorulması gerekir. Demokrasilerde en etkili karşı çıkış yöntemlerinden, en saygın kurumlardan biri istifadır. Başbakan, grup konuşmasında HSYK üyelerinin istifasına yönelik, “geç kaldılar” diyor. Bir Başbakan’a yakışıyor mu? Hem hukuku, hem yasayı bilmeyeceksin, hem de dilin uzun olacak, halkı aldatacaksın. Hukuk bilmiyorsan, yasa bilmiyorsan, konuşma. Ama ikisini de bilmeyeceksin, konuşacaksın. Bu cehaletin eseridir. Sayın Başbakan’a şunu söylüyoruz: HSYK ile Adalet Bakanı arasında yapılan yazışmaları açıklamasını isteriz. Bürokrasi ellerinde, Adalet Bakanı orada, devletin arşivi orada. Niçin istifa ettiklerini herhalde orada okuyabiliriz. Eğer yüreği, cesareti, topluma saygısı varsa, o yazışmaları kamuoyuna açıklar.

* İŞSİZLİK PARALARI NEREDE?: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden bir öğrenci bana “Ben 60 kişilik bir koğuşta yatıyorum üniversiteyi okumak için” diyor. Düşünün şimdi. Acaba bunu Sayın Başbakan, Sayın Milli Eğitim Bakanı biliyor mu? Bizim öğrenci olarak okuduğumuz yıllarda dahi 60 kişilik yurt koğuşu yoktu. Sayın Başbakan senin sayende öğrenciler artık 60 kişilik koğuşta kalıyor. Bu mudur Türkiye’yi çağdaşlaştırmak? Türkiye’de her 5 gençten biri işsiz. Acaba bu iktidar 8 yıldır işsizlik konusunda ne yaptı? Parlamentoya getirirken de ’biz Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım yapacağız, onun için bu paraları istiyoruz’ dedi. Ama sonra kazın ayağının öyle olmadığı ortaya çıktı. O paraları götürdüler başka yerlerde kullandılar.

* ÖĞRETMENİN DRAMI: Grup Başkan Vekili arkadaşımıza bir mektup gelmiş. Mektubu yazan bir sözleşmeli öğretmen. Metin Kurt. 2006 yılından bu yana sözleşmeli sınıf öğretmeni olarak çalışırken, 2009’da kan kanserine yakalanmış ve tedavisi sırasında 30 günden fazla rapor kullandığı için sözleşmesinin feshedilmiş. Sekiz kişilik bir aileye bakmakla yükümlü olduğunu belirtiliyor. Maaşı kesilmiş. Başımızın üstünde taşımamız gereken bir öğretmene bu tabloyu nasıl reva görebiliriz? Bunu yapan iktidar acaba bunları duyuyor mu? Vicdanı olan, yüreğinde bir parça insan sevgisi olan bir siyasal yapı tabloyu nasıl görmezlikten gelebilir? Bu durum sosyal devletin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

* AHLAKTA YERİ YOK: Herhalde anayasa değişikliğinden sonra AKP’nin de bir yargı kolları olacak, kadın ve gençlik kollarından sonra. Bunun ağır bir suçlama olduğu söylenebilir. Ağır bir suçlama değil. İki somut örnek var: Anayasa Mahkemesine üye seçeceksiniz, önce üyeyi ’Şu kişi olsun’ diye belirliyorsunuz. O kişinin koşulları uymuyorsa, o kişinin koşullarına uygun alan yaratıyor iktidar. Bir kişiyi buldular, üst düzey bürokraside çalışmadığı için Denizcilik Müsteşarlığında Müsteşar Yardımcısı koltuğunu verdiler. 1 ay görev yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi üyeliğine taşıdılar. İkinci örnek TBMM Genel Kurulu’nda yaşandı. Bir üye buluyorlar yine, koşulları tutmuyor, yaşı 45’i bulmuyor. İlahi adalete bakın, seçim yapılıyor ikinci turda iki üye birer oy alıyor. Şimdi kim üçüncü tura kalacak? MHP’li Meclis Başkanvekili ayrılıyor kürsüden yerine AKP’li Meclis Başkanvekili geliyor, olayı kendi bildiği şekilde çözüyor. Bunun ne hukuk ne demokrasi ne de ahlakta yeri yoktur. AKP’nin Türkiye’yi getirdiği nokta budur.

* CUMHURBAŞKANI’NA ÇAĞRI: Bütün bu süreçte Cumhurbaşkanı’na büyük görev düşüyor. Hülleyle Anayasa Mahkemesine üyet tayin etmenin, hiç kimseye yakışmaz. O Anayasa Mahkemesi, eğer anayasayla ilgili karar verecekse, anayasaya aykırılıkları saptayacaksa, temel görevlerden birisi Cumhurbaşkanı’na düşmekte. Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesine üye atarken, toplumun ama herkesimin duyarlılıklarını dikkate almak zorundadır. Adaletin kantarı bozulursa, o kantar bir gün gelir o adaleti bozanları da tartar. Adalet mülkün temeliyse, adalet kamunun vicdanıdır. Yapılan işlemlerden kamu vicdanı rahatsızsa orada adalet yoktur.

 

Kaynak:

 

Bu haber 858 defa okundu.