En Sıcak Konular

ARAŞTIRMALAR DOĞRU İSE REFERANDUM SONUCU ''HAYIR'' ÇIKACAK

7 Eylül 2010 16:56 tsi
ARAŞTIRMALAR DOĞRU İSE REFERANDUM SONUCU ''HAYIR'' ÇIKACAK Bildiğiniz gibi bütün araştırmalar, (kamuoyuyla paylaşılmayan, gizli tutulanlar dahil) referandum sonucu olarak "Evet" ile "Hayır" arasında bir denge görüyor.

Referandum Sonucu "Hayır" Çıkacak.

Aslında başlığı kısa tuttum.

Tam başlık "Araştırmalar Doğruysa, Referandum Sonucu Hayır Çıkacak" biçiminde olmalıydı.

Bildiğiniz gibi bütün araştırmalar, (kamuoyuyla paylaşılmayan, gizli tutulanlar dahil) referandum sonucu olarak "Evet" ile "Hayır" arasında bir denge görüyor.

BDP'nin "Boykot" kararının ise bu dengeyi nasıl etkileyeceği tam saptanamıyor; daha doğrusu "Boykot" oyları araştırmaların dışında tutuluyor.

Peki ben neden bu sonuca bakarak "Hayır" çıkacak diyorum:

Çok basit:

İktidarın bu denli açık ve yoğun baskısına karşın, araştırmalar hâlâ "Hayır" oyu vereceğini söyleyenleri saptayabiliyorsa, demek ki, "Hayır" oyu verecek kitle aslında çok daha büyüktür.

Aslında bu "İktidar baskısı sendromu" bütün araştırmacıların bildiği ve dikkate alması gereken bir olgudur:

Araştırma yapılırken kendisine soru sorulan kişi kimliğinin, adresinin bilindiğini bilirse, iktidar korkusundan dolayı genellikle dürüst yanıt vermez.

Kimi kararsız olduğunu söyler, kimi "Bilmiyorum" der, kimi de iktidarın istediği yönde oy kullanacağını belirtir.

Bu nedenle, sokakta kimliği belirsiz kişilere, gelip geçene sorularak yapılan anketler daha doğru sonuç verir; adrese gidilerek, evde kapı çalınarak yapılan anketlerin sonuçları çok güvenilir olmaz.

Fakat araştırmanın selameti bakımından seçtiğimiz örneklemin, yani soru sorulacak kişilerin, genel kitleyi yani tüm Türkiye'deki seçmenleri temsil edebilmesi için, çok dikkatle saptanmış olması gerekir:

Yaş, cinsiyet, ekonomik durum, tahsil, çevre, kent-köy-gecekondu, bir önceki seçimde kullanılan oy gibi ölçütlere göre belirlenen soru sorulacak kişiler, genellikle adresler üzerinden saptanır.

Yoldan gelip geçene sorularak yapılan anketlerde bu ölçütlere dikkat edilemeyeceği için, örneklemin seçmen kitlesini temsil özelliği güvenilir olmadığından, sonuç da güvenilir olmaz.

Ama işin içine "iktidar baskısı" girince olay tam tersine dönüyor:

Sokaktaki kimliği belirsiz kişilerin verdiği yanıtlar, adresleri belli kişilerin verdikleri yanıtlardan daha güvenilir oluyor.

Ben bunu 1989 Belediye seçimlerinde bizzat yaşayarak bir kez daha gördüm.

O sıralarda KAMAR Kamuoyu Araştırma Şirketini yönetiyordum.

Yukardaki ölçütlere göre belirlenmiş çok hassas bir örneklemim vardı.

Üstelik çeşitli araştırmalarda kullandığım bu örneklem üzerinde yaptığım araştırmalar hep doğru sonuçlar vermişti.

Örneğin 1987 genel seçimlerinde bütün partilerin sıralamasını tam doğru olarak, alacakları oyların yüzdelerini de çok küçük sapmalarla saptayabilmiştik.

Dalan ile Sözen arasında geçeceği belli olan İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini de bu örneklemin İstanbul bölümü üzerinde yaptım.

Gelen sonuçlar Belediye Başkanı Dalan'ın seçimi kaybedeceğini, muhalefetin adayı Sözen'in kazanacağını gösteriyordu.

Oysa bütün medya ve daha da önemlisi, bir kuruluş hariç, bütün araştırma şirketleri Dalan'ın kazanacağına ilişkin sonuçlar yayınlıyorlardı.

Bunun üzerine anketör olarak çalıştırdığım üniversite öğrencileri ile bir toplantı yaptım ve soruları nerelerde sorduklarını, önceden tesbit ettiğimiz evlerdeki adreslere gidip gitmediklerini sordum.

Çocuklar büyük bir içtenlikle, verdiğimiz adreslere gittiklerini ama, evlerin kapılarını çalmak yerine o sokaktaki gelip geçen insanlara sorduklarını söylediler.

Bunun üzerine doğrudan adreslere gitmelerini ve soruları, kapıları çalarak karşılarına çıkan, tarif ettiğimiz nitelikteki insanlara sormalarını söyledim.

Sonuçlar geldi:

İktidardaki Dalan açık ara kazanıyordu.

Ben tabii bilimsel ve güvenilirliği denenmiş bir örneklem seçmiş olmamım rahatlığı içinde, ikinci gelen sonuçlara rağbet ettim, ve yanıldım!

Seçimi Sözen kazandı.

Adreslerine gidilen ve kimlikleri bilinen mülakat yapılan kişiler, gerçek eğilimlerini saklamış iktidardan yana yanıt vermiş, bizi yanıltmışlardı.

Sonuç olarak, "bitaraf olanın bertaraf olacağını" açıkça söyleyen, bütün kişi, grup ve örgütlere her türlü tavizi veren görülmemiş bir baskı uygulayan bir iktidarın gölgesindeki araştırmalar bile "başa baş" sonuç veriyorsa, hiç kuşkunuz olmasın, referandum sonucu "Hayır" çıkacaktır.

Tabii bugünkü araştırma sonuçları doğruysa...

Ve daha önemlisi, sandık sonuçları bilgisayarlara tam doğru olarak yansıtılırsa...

Tam sonuçlar açıklanırken vuku bulacak "yarım saatlik elektrik kesintileri" işin içine girerse sonuçların ne olacağını ancak AKP iktidarı bilir!

 

Emre Kongar

 

Kaynak: {http://www.kongar.org/}

Kaynak:



Bu haber 1,040 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,026 µs