En Sıcak Konular

BAHÇELİ : ''AKP TOPLUMUN HOŞGÖRÜ SINIRLARINI ZORLUYOR''

13 Ağustos 2010 16:35 tsi
BAHÇELİ : ''AKP TOPLUMUN HOŞGÖRÜ SINIRLARINI ZORLUYOR'' Bahçeli,"Türk milli kimliğinden rahatsızlık duyan, milli değerleri savunmayı tahrik sayan AKP hükümetinin ayrıştırıcı mesajları ve icraatı toplumun birbirine saygı ve hoşgörü sınırlarını zorlamaktadır" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli "İnegöl ve Dörtyol'da vuku bulan olaylar hakkında oluşturulan inceleme komisyonlarının sonuç raporlarına" ilişkin yazılı basın açıklaması yaptı.

MHP Lideri açıklamasında,"Türk milli kimliğinden rahatsızlık duyan, milli değerleri savunmayı tahrik sayan AKP hükümetinin ayrıştırıcı mesajları ve icraatı toplumun birbirine saygı ve hoşgörü sınırlarını zorlamaktadır" dedi.

Bahçeli'nin yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:

"Hükümetin açılım adını verdiği tahripkâr siyasetinin yıkıcı etkileri giderek daha derinden hissedilmektedir.

Türk milli kimliğinden rahatsızlık duyan, milli değerleri savunmayı tahrik sayan AKP hükümetinin ayrıştırıcı mesajları ve icraatı toplumun birbirine saygı ve hoşgörü sınırlarını zorlamaktadır.

Millet olmanın bağlayıcı ve birleştirici kudretinden habersiz yaşayan, toplumları kabileler halinde görmeyi arzulayan ilkel bir anlayışın neden olduğu gerilim zaman zaman vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmekte ve üzücü olaylara neden olmaktadır.

26 Kasım 2009’da Çanakkale’nin Bayramiç, 15 Aralık 2009’da Muş’un Bulanık ilçelerinde, 3 Ocak 2010’da Edirne TEM Otoyolu girişinde, 5 Ocak 2010’de Mersin Akdeniz ilçesinde ve 6 Ocak 2010 tarihinde Manisa Selendi ilçesinde yaşanan talihsiz ve tehlikeli gelişmeler açılım denen yıkımın yol açtığı gerginliklerin sonucudur.

Yaşanan bu vahim olaylardan bir ders çıkartması gereken AKP hükümetinin yıkım sürecindeki ısrarı yeni çatışma ve gerginliklerin doğmasına neden olmuş, işlenen adi suçlar bile bir toplumsal tepkiye dönüştürerek kutuplaşmaları artırmıştır.

Son olarak, 25-26 Temmuz 2010 tarihinde Bursa’nın İnegöl ve 26-27 Temmuz 2010 tarihinde Hatay’ın Dörtyol ilçelerinde meydana gelen toplumsal olaylar da diğerleri gibi kamuoyunda haklı endişelere neden olmuştur.

Bazı medya kanalları ve mensupları ile hükümetten beslenen işbirlikçilerin yaşanan olaylara partililerimizi, ülkücü gençleri sorumlu tutma arayışlarının fark edilmesi üzerine İnegöl ve Dörtyol’daki olayları yerinde değerlendirmek için Milliyetçi Hareket Partisi iki ayrı inceleme heyeti görevlendirmiştir.

Aralarında partimize mensup TBMM üyelerimizin de bulunduğu heyetlerin ilçelerimizde yaptıkları inceleme ve değerlendirmeler tamamlanmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır:

Olaylarla ilgili olarak hukuki süreç başlatılmış olup devam eden soruşturmalar sonucunda konu aydınlanacak, sorumlu ve suçlular belirlenecektir.

Her iki olay da, küçük bir kıvılcımın, yanlış anlamanın, mesnetsiz şayianın, gelişmeleri öngörememenin, toplum psikolojisine dikkat etmemenin vahim toplumsal gerilimlere neden olabileceğinin uyarısı olmuştur.

Hükümetin açılım siyasetinin farklılıkları körükleyen tahrikleri, vatandaşlarımızın doğum yerleri üzerinden yanlış anlamlar çıkartmalarına ve kutuplaşmalara neden olmaktadır. Bu olaylarda da benzer sorunlar yaşanmıştır.

Gerek İnegöl, gerek Dörtyol’da meydana gelen olayları toplumsal hale getiren, maksadını ve haddini aşan gösterilere kadar yönelten temel etken milletimizin PKK terör örgütüne yönelik nefreti ve tepkileridir.

Özellikle sayısı çoğalan aziz şehitlerimizin vatandaşlarımızda haklı olarak artırdığı hassasiyet, PKK terörünün şehirlere ve sokaklara kadar inmiş olmasının yarattığı gerginlik ve kuşku, yanlış yargılara, vatandaşlarımızın doğum yerlerine göre tasnif eden çok tehlikeli toptancı suçlamalara kadar varmaktadır.

Yapılan inceleme göstermiştir ki, İnegöl ve Dörtyol’daki toplumsal olayların hiçbir aşamasında, karmaşık mesajlarla üzerinde kuşku uyandırılmaya çalışılan Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir mensubunun dahli ve sorumluluğu yoktur.

Aksine yüksek milli hassasiyetlere sahip partililerimizin ve gençliğimizin bin yıllık kardeşliğimizi bozacak tuzaklardan uzak tutmak, tepkileri suç oluşturmaya başlayan vatandaşlarımızı sakinleştirmek, yatıştırmak ve olayların büyümesini önlemek görevi bir manevi sorumluluk olarak partimizin il ve ilçe yöneticileri tarafından başarıyla gerçekleştirilmiştir.

Bu değerlendirmeler sonucunda, açılım denen yıkım projelerinin keskinleştirdiği toplumda oluşan öfke ve gerilimin nedenini kendi istismar ve kışkırtmalarında arayacağı yerde, partimizi ve gençliğimizi olaylara bulaştırma arayışında olan AKP zihniyetinin tuzağının bozulmuş olduğu anlaşılmaktadır.

Hükümete düşen görev, yaşanan her olayın bütün yönleriyle ortaya çıkartılması, hiçbir siyasi kaygı ve hesap içine girmeden ucu kime, hangi seviyede ve hangi siyaset adamına dayanırsa dayansın gerçeklerin bir önce bulunarak adalet önüne çıkartılmasıdır. Hiçbir siyaset temsilcisinin, hiçbir parti mensubunun kamu adına suç işleme imtiyazı yoktur.

Binlerce kişinin kontrol dışı olarak öfke ile sokağa çıktığı bir galeyan ortamında sokaktaki vatandaşların bir kısmını siyasi tasniften geçirerek mesela AKP’li olduklarını söylemek ne kadar anlamsız ve sorumsuzsa, Milliyetçi Hareket Partili olduklarını iddia etmek de o derece anlamsız ve maksatlıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin, kendisine gönül vermiş partililerini ve ülkücü gençliği giderek artan kutuplaşmaların neden olacağı çatışma ortamından uzak tutmak, tepkilerini demokratik çerçevede sınırlamak ve muhtemel tuzak ve senaryolara dikkatlerini çekmek için yıllardır yaptığı uyarılar bilinmektedir.

Bu itibarla, şayet parti disiplininden uzaklaşmış, ikazlarımızı dikkate almamakta ısrar eden, tırmanan gerilimin vasıtası olmuş veya olacak mensuplarının Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında siyaset yapma imkanları kalmayacağı gibi, yapacakları yanlışlar karşısında da adalet önünde hesap vermekten kurtulamayacaklarını bu vesile ile belirtmek isterim.

Olaylar esnasında yaşanan gerilimi azaltmak, olayları yatıştırmak ve failleri yakalamak için ilçelerde görevli güvenlik güçlerinin bu olağan dışı şartlar altında imkanları ve personel sayıları ölçüsünde müdahil olmaya çalıştıkları değerlendirilmiştir.

Her iki vahim olaydan sonra yaşananların gerçek yüzünü ortaya çıkartmakla görevli olan İçişleri Bakanı’nın bir telaş içinde tahrikleri referandum sürecine bağlamaya çalışması, sorumluların spor amigoları olduğunu ifade etmesi, hükümetinin geri plandaki siyasi hatalarını ve etnik kışkırtmalarını örtmek için beyhude çırpınışları olmuştur.

Asırlardır bir arada yaşayan ve birbirlerinin mensubiyetini sorgulamak akıllarından bile geçmeyen insanların bugün çatışmalara kadar varacak cepheleşmelerine neden olan temel etken, bölücülüğe cüret kazandıran, PKK’yı meşrulaştırıp siyasallaştıran, Türk milletini bölmeyi amaçlayan “PKK açılımı”dır.

Partimiz, 13 Kasım 2009 tarihinde TBMM Genel Kurulunda bu vahim gelişmelerin öngörüsünü yaparak hükümetin açılım siyasetinin “vatana bağlılığı şüphe götürmeyen, iş, aş ve mülk edinmiş, vergisini veren, vatan borcunu ödeyen, ödemeye devam etmek isteyen ve Türk milleti kimliğinde buluşmuş yüz binlerce kardeşimizin birlikte yaşama şartları, ortamı ve huzurunun da tehlikeye atıldığını” ikaz etmiştir.

Bugün en küçük bir tartışmanın bile hızla kitleselleşerek toplumun birbirine karşı düşmanca davranmasına neden olacak kadar tehlikeli vasat hükümetin tahrikleriyle adım adım hazır hale getirilmiştir. Bu nedenle suçu vatandaşımıza atmak ise tam bir acziyettir.

Ortaya çıkan talihsiz sonuç hükümetin iddia ettiği gibi asla Bayramiçli, Bulanıklı, Akdenizli, Selendilili, İnegöllü ve Dörtyollu kardeşlerimizin kusuru değil, doğrudan kimlikler üzerinde siyaset yapan AKP zihniyetinin neden olduğu ve kaşıdığı toplumsal gerilimin istenmeyen ama beklenen yansımasıdır.

Yaşananların tamamı doğrudan doğruya etnik ayrımcılığı misyon kabul eden, cahiliye dönemi kabile zihniyetine takılıp kalmış, kimlik kışkırtıcılığı yapan AKP hükümetinin ayıbı, suçu ve sorumluluğudur

Hükümetin gelişmelerden ders çıkartmadan, etnik tahrikleri sürdürerek ve tam bir teşhis hatasıyla sorumluları vatandaşlarımızda aramaya devam etmesi halinde çok daha büyük gerilimlerin olabileceğini şimdiden uyarmak ve hatırlatmak isterim.

Bugün hükümet kontrolünün giderek azaldığı Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki bazı il ve ilçelerde her gün polis karakollarına, askeri birliklere yönelik saldırıları, artık günlük hale gelen isyan provalarını ve sokak eylemlerini durdurmaktan acze düşmüş bir hükümetin, İnegöl ve Dörtyol’da yaşayan vatandaşlarımızdan suçlu çıkartma ve başka partilerden fail üretme senaryoları hem nafile, hem de maksatlıdır.

Hükümetin öncelikle yapması gereken, yaşanan gerilimin nedenini başka gerekçelerde arayacağı yerde Dörtyol’da şehit edilen polislerimizin katillerini olayın vahametini unutturma arayışından vazgeçerek bir an önce yakalaması ve kimliklerini kamuoyuna açıklamasıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi, birlikte yaşadığımız muhteşem beşeri varlığı; kökü, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun tamamını “Türk milleti” tanımı içinde kucaklayan bir anlayışın temsilcisidir. Bu samimi kucaklaşmayı ve beraberlik çağrısını zayıflatacak hiçbir tepkinin partimiz tarafından masum ve haklı bulunması mümkün değildir.

Partimiz, tahrikler ne kadar ağır olursa olsun kardeşliğimize zarar verecek girişimlerin karşısında olacak, sokaktan uzak duracak, oynanmak istenen oyunu sabırla ve sükunetle bozacaktır.

Ancak burada esas olan hükümetin ve yandaşlarının, ilkel bir körlükle, toplumumuzu millet olmanın kapsayıcı ve kucaklayıcılığından, kabile kültürünün geri formlarına itmesinin bedelinin ayrışma, kutuplaşma ve çatışma olduğunu artık anlayıp anlamadıkları konusudur.

Aksi halde iktidar tarafından fitili ateşlenerek sokaklara bırakılmış ayrışma dinamitlerinin Başbakan tarafından sürekli olarak “provokasyon” olarak tanımlanması da hükümeti kurtaramayacaktır.

Zira "açılım" denen yıkımın kendisi, büyük Türk milletinin varlığı ve birliğine kastetmek için yarın hangi vatan beldesinde patlayacağı bilinmeyen, emsali görülmemiş başlı başına ölümcül bir provokasyondur."

 

Kaynak: mhp.org.tr,http://www.mhp.org.tr/haber.php?id=2861



Bu haber 816 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,897 µs