SEN AÇILDIKÇA ANALARIMIZ AĞLIYOR

20 Temmuz 2010 14:41 tsi
Yeniçağ Gazetesi Yazarlarından Yavuz Selim Demirağ diyor ki:

MHP’nin Aydın Teşkilatını kutluyorum. Referandum öncesi bütün Türkiye’ye mal olan harika bir slogan bulmuşlar. Ama devletin bazı valilerine, bazı kaymakamlarına, hâkim ve savcılarına parti elemanı gibi emir vermeyi alışkanlık haline getiren AKP hükümeti çabuk uyanmış. Aydın ve Söke’de asılı olan pankartı gece yarısı korsanlığı ile, polis ve itfaiye zoruyla indirirken, sakız niyetine çiğnedikleri hukuk eninde sonunda onlardan hesap soracak. Nitekim, gençlik yıllarından beri tanıdığım değerli ağabeyim Ali Uzunırmak hükümetin tahriklerine gelmeyerek, Aydın’daki faşizan baskıyı Türk kamuoyuna taşıyıp milletvekilliğinin nasıl yapılacağını kanıtladı. Darısı diğerlerinin başına derken Uzunırmak’ı tanıyanların istese bin polis değil, yüz bin polise nasıl direneceğini de bilirler. Ancak Aydın’da Yörük Ali Efe’nin kızanları kendilerine yakışanı bir kez daha yaparak bütün Türkiye’yi uyandırdı.

Saray toplantısı
Gazetemizin manşetinde, “Bu pankartı 81 ile basın” teklifi Recep Bey’i fena telaşlandırmış. Açılım denen striptiz projesini topçularla, popçularla konuşan Recep Bey bu defa adına sivil toplum denen örümcek ağına düşmüş güdümlü kuruluşlarla yeni bir saray toplantısı daha yaptı. “Sesinizi yükseltin, gözyaşı bitsin” diye kadınlara seslenen Recep Bey, “Annelerin sözleri kurşundan etkili” diyerek Aydın pankartına gönderme yaparken yine kendisiyle ikileme düştü. Ne de olsa tuzu kuru. Tayyip Erdoğan’ın anası ağlamadığı gibi, eşi Emine Hanım’da asker şehitlere değil, Mavi Marmara gemisine ve ABD’deki oğlu ve torununa gözyaşı döküyor.
Memleketin nabzı hastanelerde atıyor dostlar. Günlerdir yoğun bakımdaki canım annem için hastanelerdeyim. Koridorlarda neler konuşuluyor neler. AKP’nin sağlık alanında yaptığı devrim, tıpkı Silivri’de görülmekte olan dava gibi çökmüş. Dahası balyoz gibi kafalarına inmiş. Terör örgütünün pankartlarına, bölücü başının resimlerine açılım adına göz yumanların, analarımız ağlıyor feryadına tahammül edemeyişi ardağı taşırmış durumda. sadece sitem değil, yakası açılmadık sövgüler yükseliyor her yerde. Yeşil kart yolsuzluklarından, özel hastane ortaklıklarına kadar binlerce şikâyet dinledim. Yıllardır yazıyorum, bu millet malum medyadan en az 50 yıl önde. İnsansız hava uçakları Heronlarla, Türkiye’deki silah lobileriyle ilgili neler anlatıyorlar neler. Anka adı verilen yerli uçan araç ile ilgili haberlere gülüp geçiyorlar. Ben bile unutmuşum. 21 Nisan 2008 tarihli, “İnsansı hava aracı kazığı” başlıklı yazımı. Beyin cerrahı doktor arkadaşım hatırlattı. 2005-2007 yılları arasında yazılımı dahil her şeyi yerli aracın, test uçuşlarını gerçekleştiren Ferhat bilgin isimli mühendisin lobiler yüzünden iptal edilen ihalesinin öyküsü yürekleri sızlatmakla kalmamalı. Hayali darbe avcılığı yerine, lobiler yüzünden engellenen yerli savunma sanayi ve intihar süsüyle öldürülen ASELSAN’daki mühendisler için derhal soruşturma açılmalıdır.

İstanbul belirleyecek
Şu sıralar hastaneleri mesken tuttuk ya, dün de canımın canı Aybike Han’ın tedavisi için bir başka hastanedeydim. Allah eksikliğini vermesin dostlarımızın. Bu arada gazeteci olduğumuzu duyan geldi. Televizyon ve gazetelerin toplumu yönlendirme görevini yerine getirme gayretine rağmen, milletimizin hiç de oyuna gelmeye niyeti yok. Ankara’dan kocaman bir hayır çıkacağı belli. Ama seçimin sonucunu her daim İstanbul belirler. CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun temposu çok iyi, İstanbul’a yeterli ağırlığı vereceğine inanıyorum. Ancak kilit olan her zamanki gibi MHP’dir. MHP ve Bahçeli yaz rehavetini atıp daha fazla çalışmalıdır.

Yavuz Selim Demirağ

Yeniçağ Gazetesi

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=14150

Bu haber 969 defa okundu.