En Sıcak Konular

FATİH ALTAYLI YAZDI

7 Temmuz 2010 22:22 tsi
FATİH ALTAYLI YAZDI Hürriyet'in yazdıklarının böyle kullanılacağını tahmin edemedim.Bunun anlamı şu: "Estim, gürledim ama yağacak durumum yok."

Esti, gürledi ama yağamıyor


DIŞİŞLERİ Bakanı Davutoğlu'nun İsrail'den kesin bir özür beklediğini söylemesi ve ardından özür dilenmemesi durumunda uygulayacağı "yaptırımlarını" sıralaması sonrasında Davutoğlu'nun danışmanları, ilginç bir cümle kurmuş Ankara'daki muhabirlerimize:
"Hürriyet Gazetesi sözlerimi yanlış anlamış. Ben tam olarak onu demek istemedim."
Muhabirler de sormuşlar haliyle, "Peki bir yalanlama yapacak mısınız?" diye.
Danışmanlar, "Bir yalanlama yapmayacağım" demekle yetinmiş.
Buradan çıkan anlam şu:
Hürriyet'in yazdıklarını söyledim ama böyle kullanılacağını tahmin edemedim.
Bunun da anlamı şu: "Estim, gürledim ama yağacak durumum yok."
İyi de o zaman adama sorarlar: "Niye estin, niye gürledin?"
Çok basit kuralı vardır. Öyle diplomasi falan değil. "Sokak kuralı."
"Kimseyi tehdit etmeyeceksin. Eğer edersen tehdidini yerine getirebilecek durumda olacaksın. Yerine getiremiyorsan madara olursun."
Kimsenin Türkiye'yi "madara" etmeye hakkı yok.
İsrail'e karşı "kendince" de olsa bir yaptırım uygulayamayacak mısın?
O zaman boş tehditler savurmayacaksın.
Mavi Marmara'da 9 yurttaşımız öldürülünce, "Hesap sorarız, şunu yaparız, bunu yaparız" demeyeceksin.
Diyeceksin ki, "İsrail'in yaptığı hukuk dışı bir uygulamadır. Büyük bir rezalettir. Uluslararası platformda yurttaşlarımızın haklarını arayacağız. Ancak o gemiye binen vatandaşlarımız da tehlikenin farkındaydı. Biz kendilerini olası sonuçlara karşı uyarmış, yola çıkmamalarını tavsiye etmiştik. Yine de gittiler. Bundan sonra uluslararası hukuk devreye girecek".
Bir kahramanlık havasına girmeyeceksin, "Asarım, keserim" demeyeceksin.
Dediysen ya "asacaksın" ya "keseceksin".
Hele hele, "Biz bu işin içinden nasıl sıyrılırız" diye gizli gizli görüşmeler yapmayacaksın.
Talep ondan gelse de yapmayacaksın, başkası buyursa da yapmayacaksın.
Çünkü tarih o sırada kimin Dışişleri Bakanı olduğuyla ilgilenmeyecek, Türkiye'nin "madara" olduğuyla ilgilenecek!

Bölünmenin nerede duracağı bilinmez

1990’ların başıydı. Terör azmıştı. Üstelik o dönemde “ayrılıkçı” söylem güçlüydü.
O dönem yazdığım gazetede bir yazı kaleme aldım.
Türkiye’deki “ayrılıkçı terörü” anlayamadığımı, dünyanın pek çok ülkesinde olduğunu ama genelde zenginlerin ayrılmak istediğini, fakirlerin ise ayrılmamadan yana olduğunu anlattım örneklerle ve şöyle bitirdim yazıyı:“ayrılıkçılar”
“Birileri de kalkıp ‘Biz de İstanbul’un bağımsızlığını istiyoruz’ derse ne olacak? Üretim orada, ekonominin kalbi orada. Eğer İstanbul bağımsız olmak isterse Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri olur. Ayrılığı falan düşünmeyin. Zararlı çıkarsınız. Bırakın geri kalanını, Marmara ve Ege ayrılırsa geri kalanın hali nice olur.”
O zaman DGM’ler zamanıydı. Nusret Demiral falan. Anında DGM’lik olduk haliyle.
Savcı sağolsun kibar adamdı, “Şaka yaptığınız belli ama soruşturmak zorundayız” dedi. Ben de “Yo şaka değil. Durum tespiti” dedim.
Kızdı. “Uzatmayın. Şaka işte” dedi. Takipsizlik verdi.
Dün Ertuğrul Özkök açık açık yazdı “bölünmeyi”.
Ben de zaman zaman çevresinde dolandım, “Ya diğerleri yeter” derse diye. “Ya Türkler de açılım isterse” diye.
Türkiye’nin “federasyon” olmayı tartışmasını da yazdım geçmişte.
“Doğu-Batı Federasyonları” gibi.
Bir başkent Diyarbakır, bir başkent İstanbul. Ortak başkent Ankara.
Konuşulur mu bunlar?
On yıl önce zor konuşulurdu. 20 yıl önce hiç konuşulmazdı. 40 yıl önce akla bile gelmezdi.
Şimdi konuşulur. Peki konuşulur da olur mu? Asla olmaz. Daha doğrusu olmamalıdır. Çünkü “bölünme” bir başladı mı, kaçta duracağını kimse bilemez. İşte Yugoslavya. Hırvatistan başlattı her şeyi. Almanya’nın “fişteklemesiyle” bana göre.
Sonra ne oldu?
Şimdi kaça bölündü, bileniniz var mı?
Vallahi saymadan ben de çıkaramadım.
Siz çıkarabilir misiniz?
Hele hele Türkiye hiç bölünmez.
Nasıl bölecek, nereden böleceksiniz?
Yoksa şehirleri de mi kendi içlerinde bölmeyi düşünüyorsunuz?

Bir de anı anlatayım

Olay hemen hemen 48 senelik. Annem anlatmıştı bana. Ben bebekken geçen bir olay.
Ben birkaç aylığım. Evde bana bakan bir kadın var. Emine Bacı. Kocasının taktığı lakapla “Deli Emine”.
Zaten kocası da bizim evde çalışıyor. Hayal meyal hatırlarım Emine Bacı’yı. Emine Bacı, Kürt. 7 çocuğu var. Ben 1.5-2 yaşındayken Emine Bacı yine hamile kalır.
Annem, “Emine, hem geçinememekten şikâyet ediyorsun, hem 8. çocuğa hamilesin. Bu nasıl iş? Bu kadar çocukla kim geçinebilir” der. Emine Bacı sert kadın. Lafını sakınan cinsten değil.
Annemin yüzüne bakar, “Hanım hanım. Biz hep 8 çocuk yapacağız. Bir gün gelecek biz çok olacağız. Siz az. O zaman bu evlerde biz oturacağız. Senin torunların, benim çocuklara bakacaklar” der. Bu konuşma yapıldığında sene 1963. Hani diyoruz ya “PKK yokken sorun yoktu” diye.
Var mıydı, yok muydu, deli denilen Emine’yi bilin, ona göre karar verin.
Not: Emine Bacı’nın çocuklarının büyük bölümü Almanya’ya göçtü. Birini birkaç yıl önce kaybettik. Nur içinde yatsınlar.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sorunu bilmeden çözüm aramadığımız zaman.

Fatih Altaylı- Habertürk

 Kaynak: Habertürk,http://www.haberturk.com/yazarlar/530029-esti-gurledi-ama-yagamiyor



Bu haber 707 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,504 µs