Rize Belediye Başkanı, güneydoğu meselesini “hısımlık” çözer demiş. Bunu da şöyle açıklamış; “Herkes ikinci bir eş alırsa ve bu eşler de güneydoğudan olursa bu iş on beş yirmi senede bir kaynaşmaya sebep olacağı için, halledilir.”
İnsan kulaklarına ve gözlerine inanamıyor. Komedi bile değil, akıl zafiyeti belirtisi. Tahlile lüzum görmüyorum.
Hangi birini tahlil edeceksiniz. Birisi de, ki o da valiydi, Abant toplantısında çıkıp CHP için inanılmaz tespitler yapıp inanılmaz pişmanlıklar sergiledi. Keşke İnönü zamanında CHP kapatılsaymış, falan...
Bir tanesi, biliyorsunuz, “şimdi de biz onları fişliyoruz” diye dillerinin altındaki baklayı çıkarıvermişti de dört ay partiden ihraç edilmişti.
Biri de Eyüp M.Eğitim Müdür Vekiliydi galiba. 176 tane mi ne, dış gezi yapmış. “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” fonundan tabii.
Önce Genelkurmay’a ilgimi kaybettim
O “paslaşma” lafı edildiği günden beri... Paslaşmaktansa, karşılıklı top koşturmayı tercih ederim. İnsan neredeyse “gelen gideni aratırmış” diyecek. O kadar eleştirilen Yaşar Paşa dahi Şemdinli olayının yasalara en uygun bir şekilde çözümlenmesine yardımcı olmuştu. Bir kolordu kumandanının çete kurması gibi saçma bir iddiayı, geldiği yere iade etmişti. Şimdi Nazlı Hanım “Şemdinli Şemdinli” deyip duruyor.
Askeri Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok’un Genelkurmaya sitemleri de bu duygularımızda çok haksız olmadığımızı gösterdi. Bu hakim, “karargah evleri” tertibini çökertmek üzereyken tutuklandı. Genelkurmay savcılığına, şimdi, sitem ediyor ve yasaların kendisine tanıdığı “askeri mahkemede yargılama hakkını”neden kullanmadığını soruyor.
Sonra CHP’ye karşı ilgimi kaybettim
Şahin Mengü’nün lafları, bu duygumu kuvvetlendirdi. “Zaten Deniz Baykal’la olmazmış.” Bunu da Önder Sav söylemiş. CHP için kaygılanıyorum. Bu parti, memleketin ümidiydi, vefasızlık üzerine kurulmamalıydı. Yeni CHP sözcülerinin o aşırı sevinçli halleri de göze batıyor. Ben AKP’nin genel başkan yardımcılarının sinir bozucu hallerinden kaçarken şimdi de bu! Bunlara karşı Baykal tam bir insan-ı kâmil sabrı ve erdemliliği ile vakarını koruyor.
Bir de aklıma şu geliyor. Bütün kurumları AKP’lileştirdiler veya öyle sanıyorlar. Şimdi de CHP’yi mi AKP’lileştirmeyi “kafaya taktılar”? Nedir o uzlaşma çağrıları falan. Eğer Devlet Bahçeli’nin sicilinde “erken seçim” ve cumhurbaşkanlığı seçimindeki AKP’ye yarayan tavrı olmasaydı, ilgimi kaybetmediğim lider ve partinin o olduğunu düşünebilirdim.

AFET ILGAZ

Yeniçağ Gazetesi